“Ve eviniz yakılırsa yeniden
yapın... tahılınız yakıldıysa yeniden ekin.
Çocuklarınız ölürse daha çok doğurun. Sizi ovalardan kovarlarsa dağlarda
yaşayın ama yaşayın. Hep liderler arıyorsunuz, hatasız güçlü adamlar. Hiç yok,
sadece sizin gibiler var. Yaşarlar, değişirler, bırakırlar, ölürler. Liderler
yok, sadece siz varsınız. Güçlü bir halk, süren tek güçtür. Amacımız topraktı,
bir düşünce değil. Aileleri besleyecek buğday ekili toprak. Özgürlük bir kelime
değil ama akşam evinin önünde güven içinde oturan bir adam. Barış bir rüya
değil, dinlenmek, nezaket için zaman. Kafamda bir soru var: Kötü bir
davranıştan iyi bir şey çıkabilir mi? Bu kadar şiddetin sonunda nezaket
çıkabilir mi? Bu kadar cinayetten barış çıkabilir mi? Öfke ve nefret
düşünceleri içinde doğmuş bir insan, barışı sürdürülebilir mi? Barış içinde
yönetebilir mi, bilmiyorum? Öyle uzun zamandır savaşıyorum ki barışı
anlayamıyorum.”
Yukarıdaki
sözler; haksızlıklara, adaletsizliklere karşı halkın biriken hıncının patlaması
olarak görülen, halen başta Meksika olmak üzere tüm Latin Amerika’da yoksul
köylülerin ruhlarında yaşattıkları, Meksika tarihinin en radikal planı olan,
toprakların kademeli olarak kamulaştırılması ve topraksız köylülere
dağıtılmasını hedefleyen sürecin lideri, Emiliano Zapata’ya aittir...
Bilindiği üzere; Emiliano
Zapata, 20. Yüzyılın başlarında ABD’li şirketlerin Meksika’ya gelerek doğal
kaynakları önemli ölçüde kendi amaçlarına uygun kullanımı konusunda imtiyazlar
elde etmesine ve mezkur müstevlilerin yerli işbirlikçilerinin yağma düzenine ve
toprak sahiplerinin zorbalığına karşı mücadele etme amacı ile kurulan ve başta
tamamen barışçıl yöntemler ile hareket eden ve barışçıl yöntemlerin işe
yaramadığının ve karşı tarafın daha da pervasız saldırmaya başlaması üzerine de
silahlı mücadeleyi benimseyen ve buna uygun örgütlenen köylülerin başına geçen,
bilahare de “Ejército Libertador del Sur-Güney
Kurtuluş Ordusu” adlı ordunun komutasını üstlenen, bir Latin Amerika Devrimci
Halk kahramanıdır.
Emiliano Zapata Salazar 1879
yılında dünyaya gelir, ailesi, köylü nüfusun %97 sinin topraksız olduğu Meksika’da,
toprak sahibidir ve görece iyi bir hayat sürmektedir. Başlangıçta iyi bir
hayata sahip olmanın göstergesi sayılacak faaliyetlerde bulunur, özellikle de,
revaçtaki rodeo ve boğa güreşlerinde boy gösterir... Lakin toplumsal
gelişmeler, başta da toprak sahipleri ile merkezi otoritenin siyasal ve
ekonomik zulümü karşısında, görece iyi bir hayata sahip, Zapata’yı
politikleştirir ve “iyilerin seyirci
olduğu dünyada kötülerin kazanacağını” bilen birisi olarak artık seyirci
olamazdı ve de olmadı...
Toprak sahiplerinin sözünün
geçtiği yozlaşmış rejimin yıkılması ve yabancı şirketlerin kovulmasıyla da bir
toprak reformu yapılmasını, “toprak işleyenin, su kullananın” saikiyle de işledikleri
toprağa ve kullandıkları suya sahip olunmasını hedefleyen ve bu amaçla da
kurulan; lakin, sayı ve teçhizat bakımından merkezi düzenli orduya karşı çok
zayıf görünen “Ejército Libertador del Sur-Güney Kurtuluş Ordusu”nun başında
iken uyguladıkları gerilla taktikleri ile kısa sürede durumu lehlerine
çevirmişler idi. 1910 yılına gelindiğinde; iktidardaki diktatör Porfirio Diaz’a
karşı, muhaliflere yakın ve ülkedeki düzenin değişebilmesinin bir fırsatı
olarak görülen Francisco Madero ile ittifak kurularak desteklenmeye başlanır. Bu
yıllarda ülkedeki huzursuzluk ve gerilla gruplarının mücadeleleri ile 1911'de,
Pancho Villa ve isyancı köylülerin desteği ile Porfirio Diaz yönetimi yıkılır. Yeni
yönetim Francisco Madero önderliğinde “Meksika
Devrimi”ni ilan eder, ancak başkan ilan edilen Francisco Madero, köylülere
verdiği sözleri hemen unutur, mevcut mülkiyet ilişkilerinde en küçük bir
değişiklik yapmaya yanaşmaz, Emiliano Zapata'ya toprak ve başka vaadlerde
bulunarak konuyu geçiştirmeye çalışır, Zapata ise işbirlikçi ve satılık
olmadığını açıklar ve yönetimindeki orduyla birlikte güneye çekilerek savaşmaya
başlar. “Diz çökerek yaşamaktansa,
ayakta ölmek yeğdir” şiarının takipçisi, Meksikalı devrimci Emiliano Zapata,
bir kısım eski yoldaşlarının ihaneti ile tuzağa düşürülerek peşindeki insan
avcıları vasıtasıyla hükümet güçlerine teslim edilmiş ve 10 Nisan 1919 da da
hükümet güçlerince öldürülmüştür.
Önemsiz insanların; Köylülerin
bu yiğit önderi, Meksikalı devrimci Emiliano Zapata, bu ölümden sonra tam bir
efsane haline dönüşür. “Güçlü insanı
zayıf halk yaratır. Güçlü halkınsa, güçlü insana ihtiyacı yoktur” diyerek,
tüm Dünya halklarına ve bugünlere selam yollamış bu yiğit devrimci, tüm diğer
devrimci önderlerin tersine bir köylü olarak, hiçbir entellektüel birikimi
olmamasına rağmen, “Yurda ve halkın
özgürlüğüne düşman olanlar, her zaman halkın soylu davası uğrunda kendilerini
feda edenlere haydut gözüyle bakmışlardır” diyerek te, öğretiminin
olmamasına karşın, erişilen yüksek eğitimli, ahlak ve zekanın nelere kadir
olduğunun adeta bir abidesidir.
“Toprağın
sahibi olmaz. biz toprağa aitiz ve bize nimetlerini sunduğu icin doğaya dua
etmeliyiz” diyen, Latin Amerikanın asi çocuğu Emiliano Zapata’yı bir
kez daha, günümüze ışık tutması açısından, özlemle anıyoruz... Viva Zapata...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder