Perşembe, Temmuz 26, 2007

Biz ne mesaj verdik

Seçim günü akşamından itibaren “siyaset uzmanı analist” dahiler televizyon ekranlarındaki yerlerini almışlardı. Şimdi bu “siyaset uzmanı analist ” lerin yorumları önümüzdeki günlerde de yoğunlaşarak sürecek. “Aslında seçmen ne dedi?” “Seçmen hangi mesajı verdi?” “Efendim seçmen dedi ki; diye başlayan ve bu “siyaset uzmanı analist ” lerin yaptıkları tespitler ;

A - Merkezin sağına sempati duyanlar tarafından genellikle;
AK Parti'ye: Halkın değerlerine saygılı, beklentilerine duyarlı olduğun müddetçe tüm dayatmalara, çirkin ayak oyunlarına, anti-demokratik baskı ve müdahalelere karşı ben de hep senin arkanda olacağım. cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında mağdur duruma düşürülmesini onaylamadığını gösterecek şekilde AK Parti'ye destek veriyor
CHP'ye: İktidar hırsının gözü dönmüşlüğüyle toplumu bölmekten çekinmedin. HUmarım bu net mesajımızı da hafife alacak bir "mantıksızlık"ta bulunmazsın. CHP kurmayları kendi kitlelerine, "Bakın biz AK Partili birini cumhurbaşkanı seçtirtmedik" diyerek heyecanlı bir propaganda yapıyordu. Halk, beklenen desteği vermedi.
Eski merkez sağa: Cumhurbaşkanı seçiminde Meclis'i boykot ederek hep demokrasi ve halktan yana olan geleneğine ters düştün. Bütün kredimi bana saygılı olana veriyorum ve seni artık tarihe gömüyorum. cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde CHP ile ittifak ettiğine dair oluşan hava, halkı DP'den uzaklaştırdı.
Ordu'ya: senden irademizin tecellisi olan demokratik temsile saygı beklemek ve halkın iradesine, değerlerine ve beklentilerine saygılı ol.
Medya'ya: Silkin ve kendine gel. Toplumda ne varsa sende de olsun ki, bir dahaki seçim sonuçlarından sonra bu kadar şaşırıp şoke olmayasın.
Ulusalcılara: Paranoyalarla bir yere varılmaz. Vatanı yeniden kurtarmak teziyle kurduğun çetelerini de, toplumsal düşmanlıkları tetikleyen hoyrat söylemini de al ve kaybol.
DTP'ye: Bu ülkede yaşayan kardeşler arasında etnik kökenlerini baz alarak oluşturmaya çalıştığın bölücülük siyaseti artık çöktü.
B - Merkezin soluna sempati duyanlar tarafından da genellikle;
"Laiklik tehlikede, ülke yavaş yavaş bölünme noktasına getiriliyor, en stratejik varlıklarımız yabancılara peşkeş çekiliyor" diyenlere "Sen bunları boşver de bizim nohuttan ve kömürden haber ver" mesajını vermiştir.
"Hırsızlık, yolsuzluk aldı başını gidiyor. Milletvekillerinin 200'den fazla adi suç dosyası var ama dokunulmazlık yüzünden yargılanamıyorlar" diyenlere "Bal tutan parmağı yalar" mesajını vermiş... "Adamlar resmen çalıyor" diyenlere de "Çalsın ama iş de yapsın" mesajını yollamıştır.
"Senden çaldıklarının bir bölümünü sana sadaka olarak dağıtıp oyunu alıyorlar" diyenlere, "Ama ben de onlardan kömür alıyorum" mesajını vermiştir.
"Senin çocukların işsiz ve aç gezerken onların çocukları milyon dolarlarla oynuyor" diyenlere, "Ne yani adamların çocukları ticaret yapmasın mı? Aç mı kalsın?" mesajı vermiştir.
"Adam, ben senin çocuğuna iş bulmak zorunda değilim, seninki de işsiz kalsın... Ananı al da git... Askerlik yan gelip yatma yeri değildir, vs. deyip seni her fırsatta aşağılıyor" diyenlere, "İstediğini desin, ben onun yürüyüşüne hastayım" mesajını vermiştir.
C - İşi tamamen ti ye alanlar tarafından genellikle;
AKP’ye : sana aşık değilim, ama bir dönem daha….
MHP’ye: yok sensiz olmuyor…
CHP’ye: bir daha sakın haaa…
DP’ye : hoşgeldin güle güle mehmet!
DTP’ye: madem öyle gel böyle…
SEÇKİNLERE: susun be, kafamın tasını attırmayın…

vs. vs. gibi derin bir takım mesajlar verdiğimiz söylenmektedir.

Önemli ve derin analizler ve tartışmalar sonucunda bu şekillerde özetlendi kuruldukları gerek medya plazalardan köşelerinde yazdıkları yazılar ile gerekse de TV lerde kuruldukları masa başlarında verdiğimiz mesajlar;

Yahu biz ne mesajlar vermişizde haberimiz yokmuş, bu “siyaset uzmanı analist” bayan ve bay’lara göre ...

Yahu kardeşim biz seçmenler bir şey falan demedik zaten diyecek birşeyimiz de yok ki birşey diyebilmek için o birşeyi söyleyecek dilin arkasında inanılmaz ciddi bir fikri birikimin olması falan da olması gerekir ayrıca.

Sadece ve sadece nabzımıza verilen şerbete uygun olarak oyumuzu kullandık ve evimize gittik.

Çarşamba, Temmuz 25, 2007

BAY – KAL sa ne olur - BAY – KAL masa ne olur - 1

2007 Yılı seçim kampanyaları, büyük iddialar içeren sözler, kavgalar, dövüşler, tehditler ile sürdü, AKP nin büyük başarısı ve CHP ve DP nin sukut u hayali ile nihayetlendi. İşte ne oldu ise bundan sonra oldu...

CHP içinde bugüne kadar üstüste dizilen varillerin en altındaki çekilerek büyük gümbürtü kopartıldı, özellikle 1999 yılında büyük yenilgi alınan seçimden bugüne kadar sanki partinin başkanı başkasıymış da susanlar şimdi ortaya çıkıp fetva vermeye başladılar.

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Sandık görevlilerini sandık başı çalışmalarına göndermeyenleri de desteklerse yada en hafifinden görmezden geliyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Hasan Cemal, Ertuğrul Özkök, Cüneyt Ülsever, Serdar Turgut, Hıncal Uluç, Ergun Babahan, Mustafa Karaalioğlu, Fehmi Koru, Fatih Altaylı, Mehmet Altan, Deniz Gökçe, Asaf Savaş Akat, Sedat Ergin, İsmet Berkan, Cengiz Çandar, Nazlı Ilıcak vb gibi daha pekçok Gazete Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarlarını tamda mütareke basının yönetici ve yazarları olarak görmesine rağmen dinler ve ona uygun davranırsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri;
Afyon milletvekili Kubilay Uygun’a fırıldak ismini takarak alay ederken; CHP Genel Başkanlığı olmayınca hemen fırıldayan başta Ertuğrul Günay başta olmak üzere beklentileri gerçekleşmeyen Mehmet Domaç, Zafer Üskül, Haluk Özdalga gibileri de demokrasi havarisi diye destekler ve yüceltirse;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; dövizi aşağıda tutarak; ihracaatın azalmasına ve ithalaatın patlamasına, % 72 si yabancıların elinde olan borsa oyuncularına bu sayede milyarlarca dolar kazandırılmasını ekonomik başarı görüyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; İSKİ Yolsuzluğunda haklı olarak kıyamet koparmasına rağmen; AKBİL yolsuzluğunda sesini çıkarmıyorsa,

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; en iyimser yaklaşımla 10 milyon dolarlık GEMİnin GEMİCİK olmasına alkış tutuyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Ülkenin önemli Şirketlerinin tavuk çiftlikleri birer birer batarken tavuk çiftlikleri ve ürünleri konusunda bakan oğluna özel yapılan teşvikleri görüp te sesini çıkarmıyorsa; ve hatta “ne o bakan çocukları tavuksever olamaz mı” yada mısır ithalaatı konusunda inanılmaz kolaylıklar ve indirimler yapılınca da “ne yapalım tavuklar aç kalacak değil ya” diyerek dalga geçmesine sesini çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; 2007 yılı seçimleri için ABD ve AB nin desteği karşılığında ve apar topar TÜPRAŞ özelleştirmesini doğru bularak sesini çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; 4,5 yıllık iktidarları süresince yaptıkları yasaların tamamına yakının ya Cumhurbaşkanlığı ya da Anayasa Mahkemesinden dönmesinden hep bu kurumları sorumlu tutan ama asla “yahu bunlar daha yasa yapmayı bile bilmiyorlar” diye düşünmüyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; İslam dünyasının ülke sınırlarının değiştirilmesini hedef alan BOP ( büyük ortadoğu projesi) uygulanması konusunda Dışişleri Bakanı tarafından ve Başbakanı hedef alarak söylenen “BOP Eşbaşkanı olmaktan gurur duyuyoruz” sözünden ötürü bu kadarı da olmaz artık demiyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Irak’ı işgal eden “ABD askerlerinin ülkelerine sağ salim dönmeleri için dua ediyorum” diyen Başbakan’ın Irak’ta ölen çoğunluğu çocuk ve kadın olan yaklaşık 500.000 kişi için herhangi birşey demiyor olmasına ses çıkarmıyor hatta görmezden geliyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; devlet kuruluşu olan TUİK’in istatistik çalışmaları neticesinde ortaya çıkan ve herkesi yakması gereken, 18 milyon kişi yoksulluk sınırının altında, 1 milyon kişinin açlık sınırının altında yaşıyor açıklamasına rağmen bunları görmezden geliyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Giresun’da AKP Grup başkan vekilinin arabasını yakıp gösteri yapan Fındık üreticileri neden gösteri yaptıklarını unutup bizzat kendilerinin %56 ile destek vermelerini örnek alıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; patates, pamuk, kayısı, domates ve narenciye üreticilerinin başta olmak üzere feryat figan yakınmaları karşısında neden yakındıklarını unutup bizzat kendilerinin %47 ile destek vermelerini örnek alıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; tarikat şeyhi ile basılınca “ben bunu Allah yolunda bir hoca zannetmiş idim meğerse ırz düşmanı imiş” diyen Fadime’nin kaderine üzülüp Tarikat şeyhine küfreden ama bu “Fadime neden bu kadar uzun süre bu şeyh ile birlikte oldu” demeyen ve Fadimenin o şeyhten ayrılıp başka bir şeyhle yaşamasına ses çıkarmayanları destekliyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; İmam hatip teknik okullarına bu kadar imama ihtiyaç varmı dememeyi bir kenara bırakıp, “bedava sirke baldan tatlıdır” misali çocuklarını tarikat yurtlarında barınsın diye gönderiyor ve imam sayısı öğretmen sayısını geçmiş olmasına ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; TBMM den büyük bir acele ile adeta yangından mal kaçırırcasına petrol yasası çıkararak devletin payının petrol çıkarılması işlerinden % 2 ye indirilerek “Türkiye'nin milli menfaatlerini korumayacağız” demesine adeta bir blok halinde
muhalefetin bütün uyarılara kulak kapatıp ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Türkiye, İslam Kalkınma Bankasıyla bir anlaşma imzalayarak, Özel bir fon kurulmasını kararlaştırarak, Bankaların denetimini gerçekleştiren devlet kurumunun denetimini kaldırarak, itirazların ve anlaşmazlıkların olması halinde ise Mekke'deki İslam Adalet Divanı'na gitmeyi öngerecek ve muhalefetin bütün uyarılara kulak kapatarak buna ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; AKP nin fikir babası sayılabileceklerden biri Korkut Özal’ın “ Türkiye, İsrail’in liderliğinde oluşacak bir Orta Doğu pazarına girmelidir” diyecek sonra da kalkıp yine aynı muhteremlerin siyonizm ve yahudilik karşıtlığındaki danışıklı dövüşüne ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; “başörtüsü bir teferruattır” diyen fakat her fırsatta başörtüsü yasağından kaynaklanan bir mağduriyet arkasına sığınarak kızlarını, oğullarını, gelinlerini kim oldukları açıkça bilinenler tarafından karşılıksız olarak verilen burslarla ABD de okumalarını sağlayan ve AB liderlerine sanki kendisi sıradan bir vatandaşmış gibi bu yasaklardan yakınan başbakanın bu takiyyesine ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Menemen isyancısı Derviş Mehmet’in 2. eşinden torunu, Bülent ARINÇ’ın “müslüman bir cumhurbaşkanı seçeceğiz” dediğinde bundan öncekiler hiristayınmı idi diye sormuyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Ne idüğü belirsiz (aslında belirli) karanlık işlerin adamı Makam ve menfaat düşkünlerini bulup kullanmakta usta ABRAMOWİTZ’in Erdoğan’a bu ülkenin başbakanlığını sunma iddiaları karşısında kendisine durumu anlatan bütün insanlara rağmen susuyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; “Türk Ordusu bir hiçtir, ABD olmadan sıfırdır” anlamına gelen askerlerin kafasına çuval geçirilmesi üzerine kraldan daha kralcı bir ağızla Abdullah GÜL “Bu baskın lokal bir davranıştır. ABD üst yönetiminin bu gelişmeden haberi olmamıştır” diyerek durumu geçiştirmeye çalışırken R. Tayyip Erdoğan’ın “nota vermek müzük notası vermeğe benzemez” dediğinde sesini çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; AKP den istifa eden Turhan ÇÖMEZ “Benim gördüklerimi görseydiniz, benim duyduklarımı duysaydınız vatanseverlik duygularınızın size yaptıramayacağı hiçbir şey olmazdı” dediğinde bu insan ne demek istiyor diye sormuyor en azından merak etmiyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; “izmir TCDD liman taşıma ihalesi“, İstanbul Büyükşehir Belediyesi araç sigorta ihalesi , TCDD istasyon yenileme ihaleleri, Gebze akaryakıt kaçakçılığı olayı, TMSF otel ihalesi, Derince arazi alımı olayı, Balıkesir seka kağıt fabrikası ihalesi, Halkbankası’nda 30 milyon $’lık kredi zararı olayı, tekstilde 1 katrilyonluk hayali ihracaat olayı, mavi akım dogalgazda ek protokol olayı, 281 mılyarlık “huzurlu ortam bulma” olayı, İzmir Halkapınar kapalı spor inşaatı ihalesi, ulusal marker temin ihalesi, SSK’da ilaç yolsuzluğu olayı, aycell-aria birleşmesi konusu, iktisat gayri menkul yatırım ortaklığı olayı, aycell-sıemens anlaşması olayı, Kayseri elektrik dağıtım şırketi katkı payı kesintisi olayı, hummer cip’li 9.8 trilyonluk ihale olayı, milli eğitim bakanlığı 62 ilköğretim okulu ihale olayı, 2. beyaz enerji yolsuzluğu olayı , maliye bakanı’nın kaçak villası ve resmi mühürlerın sökülmesi olayı, TOKİ’nin 280 trilyonu asya finans’a yatırması konusu, maliye bakanı’nın Beykoz’daki orman arazisı konusu, TRT’deki izlenmeyen bazı dizilere 10.5 trilyon lıra ödenmesiyle ılgılı konuları başta olmak üzere daha yüzlerce Ali-Dibo ihalelerine ve yolsuzluk iddialarına sesini çıkartmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Aydın Doğan’a ait Petrol Ofisinin (POAŞ) ın birkaç milyar dolarlık vergi borçları ile faizlerini hükümet’i kayıtsız şartsız destekleme karşılığında affedenlere ne oluyoruz demiyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; 2002'de 1 milyon 696 TL ( 1.69 YTL) olan benzinin fiyatı 3 YTL ye dayanmış, 2002'de: 19 milyon TL ( 19.00 YTL) olan tüpgaz 35 YTL ye dayanmış, 2002'de 150 bin TL ( 0.15 YTL) olan ekmek 0,30 YTL ye dayanmış, hacca gidiş % 39, Iktidarlarının sembolü Türban % 27 ve Ampul yüzde 13 artmış ama ne gam enflasyon tek haneli rakamlara inmiş, bu söylenenler hilaf ı hakikat mıdır deyip pazardan anlamayan hadi anlamıyorsa da kontrollerindeki kurum olan TUİK ten konuyu araştırmayıp da söylenenlere inanıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; işsizlik 2002'de: Resmi olarak 2 milyon 412 bin (Gerçek te ise 6 milyon 200 bin) Bugün ise Resmi olarak 2 milyon 487 bin. (Gerçekte ise 10 milyon.) iken sanki işsizlik yokmuş gösterilmesine muhalefet tarafından büyük kampanya yapılarak durumun tersi ispatlanmasına karşın hala tepkisiz kalıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri;
bütün olumsuzlukların yaşandığı anlarda basının durum lehte ise konunun üstüne dürbün tutarak durumun olduğundan büyük görülmesine aleyhte ise de dürbünü ters tutarak konuyu alabildiğince küçültmesine, seçimden sonra da timsah gözyaşları dökerek neden sol döküldü-çöktü geyikleri yapan basına kanıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Fettullah Gülen’in halen ABD de Türkiye Cumhuriyeti vesayeti ile ikamet etmesini, halen Türkiye Cumhuriyetinden giden maaşıda almasını bilmesine rağmen bu neden böyle oluyor diye sormuyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Lisede ders saatinde öğretmenler nezaretinde namazlar kılınmasını bildiği, gördüğü halde sesini çıkartmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Mustafa Gül’ün Fettullah Gülen Tarikatının üyesi olduğunu bilmesine rağmen CHP başına geçecek sosyal demokrasi havarisi gözü ile bakılmasına alkış tutuyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; kaçak olarak yakalanan kömürlerin halka dağıtılmasına ses çıkartmıyorsa hatta kendilerine verilmeyenlerin küskünlük gösteriyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri;
Tarikat ilişkileri gereği Afganistan’lı Tarikat şeyhinin dizinin dibinde oturanların Başbakan yada Bakan olmasını herşeye rağmen sakıncalı bulmuyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri;
yasal olarak düzenlenen mitinglerde memurların işçilerin ve esnafın ayrı ayrı olmak koşulu ile dövülmesine hiç tepki vermiyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; tarım teşviği alacağım diye 10 dönümlük arazisini hile ve hurda ile 100 dönüm gösteriyorsa ve helal kabilinden bu yardımlardan yararlanıyor ve sırf bu yüzden mevcut iktidarı destekliyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; yapılan ihalelerden komisyonların tarikatlar üzerinden alınmasına bilerek ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Galata port gibi önemli ihalelere katılan ve sözleşme hakkı verilen Uluslararası Sermaye temsilcisi Ofer ile bir bakanın seyahatlara giderek akabinde de kendisine babalar gibi ihale verilmesi ve sonradan rezalet ortaya çıkıncada vazgeçilmesi konusunu bilmesine rağmen ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; 11 Eylül sonrası Amerikan resmi belgelerinde adı "Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist" diye geçen bir Suudi işadamı Yasin El Kadı ‘ya kefil olan başbakan’ı makul karşılayıp mazur görüyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Alevilerin Beyoğlu Sütlüce Alevi Karaağaç Tekkesinin mücavir alanını imara açarak kutsal yerler konusundaki ayrımcılığını ayan beyan ortaya koyarken sesini çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; batık bankaların nasıl ve neden battığını saatlerce anlatıp, sonra batık bankacıların helikopterleri ile seçim çalışmaları yapan Başbakanların yürüşüne hayran oluyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri;
özelde 4,5 yılda olmak üzere son 60 yıldır, Cumhuriyetin tüm değerlerine küfredenlere ses çıkarmayıp ara sıra Cumhurbaşkanı’nın ses çıkarmasına “Çankaya Noteri” konuştu diyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; futbolun içine yeterince siyaset karışmış iken , bu defa başta Başbakan olmak üzere Bakan Mehmet Ali Şahin, Melih Gökçek, Mehmet Özhaseki, Levet Kızıl ve Özhan Canaydın ile birlikte futbolu gırtlağına kadar siyasetin içine sokanlara ses çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Önüne gelene “bu memleket seninle gurur duyuyor” denilmesine karşı çıkmıyorsa hatta yaşasın bende bağırayım diye yarışıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; 50 yldan beri ABD nin yeşil kuşak projesine hizmet edenleri ve son 15 yıldır da yine ayni mahfillerde düzenlenmiş ılımlı islam projesini hayata geçirenlere sesini çıkarmıyorsa;

Eğer yurdum insanının her 2 sinden biri; Kemal Derviş’e kızıpta şimdi tamamen onun proğramını uygulayanlara alkış tutuyorsa;

Deniz Bay-kal sa ne olur Deniz Bey-git se ne olur.

Bu dramatik ve travmatik durumu Aziz Nesin’in büyük matematik çalışmalar ve araştırmalar neticesinde 65 e bağladığı şekilde mi izah edeceğiz yoksa;

Yüce Türk büyüklerinden Ülkemizin solunun her başı sıkıştığında müracaat ettiği;
1-Devr i bakanlığında kırmızı plaka uğruna kendi bakanlığı dışındaki bakanlıklarda özellikle yargısız infazların yapıldığı bakanlığa yönelik sesi çıkmayan Fikri Sağlar’ ı mı dinleyerek;
2-Çene suyu pilav yapmanın ötesinde bir icraatı olmayan Ercan Karakaş’ı mı dinleyerek;
3-Sulh dönemlerinde burslar alarak amerikalarda okuyup Tarikatçılar ile ABD lilerin arasında kargo faaliyetlerinde (fikir taşıma) bulunan savaş zamanlarında ise de Türkiye soluna fikir satmaya- pazarlamaya çalışan başta Ruşen Çakır olmak üzere modası geçmiş, kalayı ve cilası dökülmüş basın mensuplarını mı dinleyerek;
4-Mevcut iktidarın seçimlere nerede ise % 35 ini değiştirdiği milletvekileri küsmüyor ama nedense çıtkırıldım üstadı mevkiine yükselmiş; Erdal İnönü, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Zülfü Livaneli, Mehmet Tomanbay, Ertuğrul Günay, Zafer Üskül, Mehmet Domaç beyler küsüyor, bunların küsmelerinin ne kadar haklı olduğunu dinleyerk ve düşünerek;
5-Yaşar Nuri Öztürk’ü listeye alınca ses çıkarmayanlar, İlhan Kesici’yi alınca ses çıkarmaya başlıyorlarsa ve bu konuda verdikleri fetvaları dinleyerek;

mi yaşanan bu fetret devrinden çıkacağız.

TİLKİ FETVA VERMEYE BAŞLADI İSE TAVUKLARI KÜMESE ALMAK GEREKİR
(türk atasözü)