Pazartesi, Haziran 13, 2016

AKREP

Akrep; “scorpiones” takımından eklembacaklı bir böcek olup, genellikle sıcak ve nemli bölgelerde yaşar, vücutları sert bir tabaka ile kaplı, zehirli iğnesi olan kıvrık ve kalkık bir kuyruğa sahip, zehirli iğnesi ile sokan bir hayvan olmakla birlikte, diğer taraftan hemcinslerini ziyadesi ile yoran ve bıktıran, hatta canından bezdiren ve de hatta nefret edilen insana verilen addır. Akrepler, doğadan ve düşmanlarından olumsuz etkilenmesini önleyecek düzeyde, adeta çelik zırhlı bir gövdeye sahip bir tankı andıran, 2 gün boyunca su altında kıpırdaman kalabilen adeta amfibik bir tank, yaklaşık 3 yıl herhangi bir şey yemeden hayatta kalabilme becerisine sahip, derin dondurucuda bile canlı kalabilme yeteneği ile teçhiz, buz kabında su içinde dondurulması halinde bile, 1 hafta sonra buz çözüldüğünde tekrar hayata dönebilecek yetenekte, 2 gün boyunca nefes almadan yaşayabilen, kopan organlarını onarabilen, radyasyona son derece dayanıklı hatta zehiri katmerleştikçe radyasyon direnci artan yeteneklere haiz olmakla birlikte, etkisi yüksek zehiri ile de adeta bir ölüm makinesidir de, mezkûr zehirden antinükleer aşı serumu üretilmektedir. Doğanın kendisini bu kadar mukavim ve cevval-i cabbar kılmasına rağmen, çiftleşme sonucunda erkeğini yiyen, sinirli ve saldırgan, adeta hayvanlar âleminin nefret söylemine haiz en önemli canlısı olma özelliği, bu canlıyı, insanlar âlemindeki benzerlerine müteallik kılmaktadır. Bilindiği üzere sıkıştığında kendi kendini sokarak intihar eden, özellikle de etrafının ateşle çevrilmesi halinde derhal kendisini soktuğu bilinen, ancak aşırı sıcakta pişen bir yumurtayı andıran bir durumda kalması nedeni ile bu sokmanın gerçekleştiği savlanan, bu özelliklerin de doğada sadece 3 canlıda olduğu bilinmektedir, balina, yunus balığı ve insan, tarihteki zor durumda kalan padişahların ya da imparatorların da bu hayvanlardan esinlenerek zor durumda kaldıklarında intihar ettikleri bilinir. Ateşe karşı bu duyarlılığın, intihara sürüklediği akreplerin, intihar etmenin günah olduğu ve karşılığının da cehennem olması hasebiyle, öteki taraftaki durumlarının ne olacağı konusu halen diyanetin önüne gelmemiş olsa gerek ki, konu ile ilgili bir fetvaya henüz rastlanmamıştır. Ama kesinlikle merak edilmesin bu konu ile ilgili bir sorunun taraflarına tevdi edilmesi halinde toplanacak yüksek bilim kurulu gerekli açıklama ve fetvayı verecektir, eminim. İnsanın; “lan nasıl bir hayvan ile karşı karşıyayız” diyeceği cinsten olan akrep, gerek böcek olarak gerekse de âdemoğulları içindeki karşılıkları bakımından her ülkede bol miktarda bulunmakta olup hayvanlar âlemindeki karşılığının ülkeden ülkeye, boyu, zehiri ve rengi değişirken, âdemoğulları içindeki karşılıkları da benzer farklılıklara haiz olmalarına rağmen, rahle-i tedrisleri hep bir merkezden temin edilmiş, bot ile kep arasına sıkışmış, akli melikelerde ise protein zinciri yerine samani zincirin ikamesi söz konusu olduğu ciddi ciddi iddia edilmektedir.

Hayvanın akrebi kadar insanı da olsa, bilindiği üzere aynı adla anılan, saatlerin içinde saatin kaç olduğunu gösteren kısa kol,  bir silah ve bir de özel hareketçi aracı bulunmaktadır. Saatin akrep’ini saatçi abiler, silah ile zırhlı aracı da kullanan polis abiler iyi bilir…

Her şeye rağmen, akrep yine de akrep olmasına rağmen, her türlü hinlik ve cinlik yapabilmesine rağmen, insandan korkan bir böcektir, düşünün gayri bu hayvanın gözünde bile nasıl bir hinmiş âdemoğlu…

Ve, Nazım Hikmet ustanın bir şiiri ile, nokta…

Akrep Gibisin Kardeşim,
Korkak Bir Karanlık İçindesin Akrep Gibi.
Serçe Gibisin Kardeşim,
Serçenin Telaşı İçindesin.
Midye Gibisin Kardeşim,
Midye Gibi Kapalı, Rahat.
Ve Sönmüş Bir Yanardağ Ağzı Gibi Korkunçsun, Kardeşim.
Bir Değil,
Beş Değil,
Yüz Milyonlarlasın Maalesef.
Koyun Gibisin Kardeşim,
Gocuklu Celep Kaldırınca Sopasını
Sürüye Katılıverirsin Hemen
Ve âdeta Mağrur, Koşarsın Salhaneye.
Dünyanın En Tuhaf Mahlukusun Yani,
Hani Şu Derya İçre Olup
Deryayı Bilmiyen Balıktan Da Tuhaf.
Ve Bu Dünyada, Bu Zulüm
Senin Sayende.
Ve Açsak, Yorgunsak, Alkan İçindeysek Eğer
Ve Hâlâ Şarabımızı Vermek İçin Üzüm Gibi Eziliyorsak
Kabahat Senin,
— Demeğe De Dilim Varmıyor Ama —

Kabahatın Çoğu Senin, Canım Kardeşim!

Hiç yorum yok: