Pazar, Ağustos 12, 2018

MÜHENDİS YAKLAŞIMI


Karadeniz’de önce Rize sonra Ordu ve yine Rize sel felaketi ile sarsıldı, büyük acılar ve kayıplar yaşandı… İnsanın yüreği kaldırmıyor tüm bu yaşananları… Gördükçe insanın çaresizliğini doğa karşısında, göz yaşları sel oluyor bu tarafta da… Yaşanan bu olaylar karşısında çaresiz kalan insanoğlunun siyasi temsilcisi ne diyor; “Allah'ım yardım et batıyoruz”… Yahu, Allah’ı felaket anında mı hatırlıyorsunuz derler adama… Evet Allah’tan yardım istemeyi anlıyoruz ama mefhumu muhalifinden de bakınca çıkan mana aynen şu olmuyor mu? “Artık bizim yapacağımız bir şey yok, elimizden bir şey gelmez, buraya kadar, bundan sonrası takdir-i ilahi”… Maalesef gelinen nokta bu, hani “siz mühendisler  karışmayın yol yapmak bizim işimiz” diye afişler bastırtıp otobüslerin, minibüslerin ve taksilerin arkasına astırmıştınız ya, ihale yaparken, nema-mama ilişkileri kurulurken özgüven patlaması yaşıyordunuz ya, işte bu yaşanan felaketlerin sorumlusu olarak ilk akla bunlar geliyor… Kimse yanlış anlamasın, bu yalnız Karadeniz’i tehdit eder bir durum değildir, aynı şeyler İzmir, İstanbul gibi büyük kentler başta olmak üzere canım Yurdumun her karışında yaşanabilir… Allah muhafaza Çeşme’de 1960’lı, 1970’li yıllardaki yağmurlar olsun da… Seyreyle vaveylayı… İmar uğruna, Türkçesi rant uğruna kapattığımız dereler, en büyük felaketimiz olabilir.

Mühendis Odalarının yanlışı olmadı mı sefil yaklaşımını bırakın; konu o değil, ne yazık ki Karadeniz Sahil Yolunun ihale duyurusunun ve ihalesinin yapıldığı günden itibaren, Mühendis Odalarınca yazılan makaleleri ya da hazırlanan raporları dikkate almayanlardır bu işin sorumluları… Türkiye çok hızlı gelişecekmiş ama bu Mühendis Odaları var ya, her şeye engelmiş, sevsinler sizin mantığınızı…

Peki durum böyle iken; yaşanan ikinci Rize sel felaketinden sonra, bir İnşaat Mühendisi olan Sn. Bakanımız ne diyor, “Altyapılar hiçbir zaman bu yağışlara göre hesap edilemez” … Hay Allah, şimdi ne diyeyim bu meslektaşım olan Sn. Bakana… Hani Rize Belediye Başkanını tam yeni ve zor kabullenebilmiş yani unutabilmiş iken, bir kocaman gaf daha… Bir inşaat mühendisi nasıl böyle diyebilir, anlaşılır bir şey değil, akıllara zarar… Düşündüm, düşündüm ve dedim ki “olsa olsa bilimi, aklı duygularının arkasına saklayan bir durumdur bu”, çünkü mühendisliğin temeli “en gayri müsait durumlara göre” öngörüler oluşturmak ve hesap yapmaktır. Hani bireysel olarak bir mühendis diyelim ki bu altın kuralı unuttu, atladı ya da göz ardı etti, Devlet kurumsal olarak böyle bir şeyi yapabilir mi, zinhar… Neyse biz yine de Sn. Bakanın yaşanan felaketinin üzerinde yaşattığı üzüntü içerisinde ve sehven bu kelamı ettiğini düşünelim… Düşünelim ki hem ruh sağlığımıza hem de canım Yurdumun geleceğine ilişkin sıkıntılar yaşamayalım. Azıcık lütfedilip te bakılsa, DSİ (Devlet Su İşleri) rasat raporlarına, su izleme raporlarına, sel sellap kayıtlarına, ama nerde… İstatistiğin bilime katkılarının, milletin siyasi nabzının tutulmasından öte bir anlamı olduğunu bir anlayabilse idik, neler değişirdi hayatımızda, neler… Efendim, denilebilir ki, yahu bu işi bilimsel ve teknolojik gelişmelere uygun takip eden ülkeler de benzer şeyleri yaşıyorlar, evet yaşıyor olmuş olabilirler ama hiçbirisi “benim oğlum bina okur döner döner tekrar okur” modunda değildir, tekerrür sıklığı da gözden kaçırılmaması gereken önemli bir detaydır. Düşünün ki; Netherlands’ta (anlamı da deniz seviyesinden alçak topraklardır) böyle bir şey yaşanacak, afet 3-5 kelime ile geçiştirilecek, zinhar olamaz… Anladık, istatistik, rasat, etüt ve rapor gibi şeyler önemli değil bari en ilkel öğrenme yolu “dene-yanıl” ı da layıkıyla yapalım da, bu tekrar tekrar yaşananlara önlem alalım. Sürekli “doğa korunmalı” diye avaz avaz bağıran mühendisleri tahkir, tehdit ve hedef etmekten behemehâl vazgeçilmeli ve doğa elma gibidir, eğer kabuğunu soymazsan uzun süre saklayabilirsin yok kabuğu soyarsan hemen bozulmaya başlayacaktır ilkesine sıkı sıkıya tutunulmalıdır. Melih Gökçek yaklaşımı göstermeyin diye yalvaran bu ülkenin Mühendis Odalarının anayasal önemli bir kurum olduğunu ve yönetimlerinin de hukuk denetimi ile demokratik seçimlerle geldiğini asla ve kat’a unutulmadan ve yapılan ikaz ve itirazları teknik ikazlar olmasına rağmen sürekli siyasi ve ideolojik yaklaşımdır mütalaası ile kenara ile itelemeden hareket edilmelidir, aksi taktirde daha çok sıkıntı yaşanır Canım Yurdumda… Halk arasında bir söz vardır; “bu kafa ile gidersen askere vallahi alamazsın tezkere”…

Canım Yurdumun Mühendis Odaları bu ülkenin milli ve yerli değerleri ile donatılmış kurumlar olup tereddütsüz herşeyi ile sahip çıkılmalıdır, yaptıkları çalışmalar ve neticesinde hazırlanan analiz ve raporlar önyargıdan azade ve tereddütsüz göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü Mühendislik, pozitif bilimlerden ve doğadan ilham alarak, bilimsel yorumlama, analitik yaklaşımların neticesinde ortaya çıkan bir yaratıcılık biçimidir adeta. Tüm hesaplamalar, en gayri müsait durumlara göre yapılır ve icra edilir, yoksa Allah muhafaza düşünsenize hayatınız boyunca bir defa evinize 20 adet çok şişman akrabanız geldi, bilesiniz ki bu son defa gelişleri olur…

“Mühendis Yemini” ederek meslek yaşamına başlayan Mühendislerin de yemininin, tıpkı siyasi ve yasa yapıcıların yemini kadar kutsal olduğu bilinci ile yemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. “Bana verilen Mühendislik ünvanlına daima layık olmaya; onun bana sağladığı yetki ve yüklediği sorumluluğu bilerek, hangi şartlar altında olursa olsun, onları ancak iyiye kullanmaya; yurduma ve insanlığa yararlı olmaya, kendim ve mesleğimi maddi ve manevi alanlarda yükseltmeye çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.” Haaa bu yemine sadık olmayanlar var mıdır bireysel olarak, şüphesiz var, hem de yeminine sadık kalmayan siyasiler kadar, bundan eminim yoksa, nasıl izah ederiz bir depremde resmi rakamlara göre 19.500, gayri resmi rakamlara göre 40.000 insanın yitirilişini… Hadi diyelim Karadeniz’de sel felaketi oluştu, yeni havaalanındaki pist çökmeleri neden idi? Neden neden…

Bu vesile ile herkesi bir kez daha meslek ilke ve yeminlerine sadık kalmaya davet ediyorum…

Hiç yorum yok: