Dinlerin ve milliyetlerin birbirlerine daha hoşgörülü bakması, davranması ve yaklaşımda bulunması konusunda çeşitli önderlerin söylemleri, söylevleri ve girişimleri zaman zaman kamuoyuna yansımakta olup zaman zaman da toplumsal karşılıklar bulmaktadır. Lakin genellikle birbirlerine karşı söylemlerinin aksine içten içten bazen de açıktan açığa tavır koyma ya da karşı durma hatta yer yer husumet göstermeler de yaşanmaktadır, maalesef. Yani ve hülasa “ya sev ya terk et” sürekli nöbettedir. Herhangi bir memlekette hâkim din ya da hâkim milliyet ekseriyet ve temsiliyetlerine bakarak ya da güvenerek diğerini kabul ediyor görünmekle birlikte tebarüz ettirilerek küçük kardeş hatta üvey kardeş muamelesine tabi tutmaktadır. Bu müsamaha durumunun gerçek ya da turistik manada yoğun kardeşlik duyguları ifade eden tezahürleri yok mudur? şüphesiz vardır.
Benim tanıklık ettiğim en azından müsamaha
ortamının tesisine dair önemli örneklerden birisi Mardin Midyat kentin
girişindeki kavşağın düzenlenmesinde refüjdeki göbek üstüne inşa edilen heykel
nasıl bir kente geldiğinizi anlatıyor. Kare kesitli bu dikitin bir tarafında
Müslümanlığı simgeleyen Cami, bir tarafında Hristiyanlığı simgeleyen Kilise,
bir tarafında Ezidiliğin simgesi Tavuskuşu ve hepsinin ortak noktası Türkiye
haritası ise bir tarafında. Bunu kimin akıl ettiği, kimin yaptığı kadar kimin
yaşamasına da izin verdiği çok önemlidir, bu manada seçilmiş ve atanmışların
hoşgörü ve sabırlarını takdir etmek gerekir. Gücü elinde bulunduran atanmışların
iki dudağı arasından çıkacak bir söz sükûneti bozabilir ama yapmıyorlar esasen
de yapmamaları görevleri gereği olmalıdır. Bu müsamahanın sınırlarının daha da
artması dileğimi bu vesile ile tekrarlıyorum. Bu dikit yörenin dini ve sosyal
ortaklaşmasının adeta bir özetidir, bana göre…
Buna benzer bir müsamaha merkezi görüntüsünde bir mekân daha vardır canım yurdumda… Kudüs’te bulunan halinden ilham alınarak Antalya Belek’te inşa edilen ve “Dinler Bahçesi” olarak bilinen, üç farklı dini anlayışı bir arada sunan, kuruluşu ile hoşgörü ve saygı duymayı amaçlayan Cami, Kilise ve bir Sinagogdan oluşan adeta “medeniyetler buluşması” faslından inşa edilen mabetlerdir. Lakin bulunduğu yer itibari ve ayrıca havayolu bağlantıları da göz önüne alınınca sosyal ve kültürel olmaktan ziyade turistik amacı öne çıkmaktadır sanki…
Burada görüldüğü üzere ya bulunulan yer itibari ile çevredeki etkin dini ya da milli görüşler ya da dünya genelindeki temsiliyetleri ve hâkimiyetleri düşünülerek temel alınarak organizasyonlar hazırlanmıştır.
Şimdi ise son seyahatimde Tataristan’ın
başkenti Kazan’da gördüğüm ve tamamlandığında büyük kitleleri kapsayan ya da
kucaklayan 16 dinin ibadethanesinin bulunduğu “tüm dinler tapınağından” bahsetmek istiyorum. Bu dini yapılar
kompleksi, Kazan’dan yaklaşık 10 dakikalık mesafede bulunan “Eski Arakchino” köyünde bulunmakta ve an
itibari ile içine girilmesine izin verilmemektedir. Rehberimizin bize verdiği
detaylar arasında, Tatar yerel sanatçı ve hayırsever İldar Khanov ve ailesi tarafından 1994 yılında başlatılan proje
halen yapım aşamasında olup mezkûr hayırseverin 2013 yılında vefatı üzerine yapım
faaliyetleri son derece yavaşlamış görünmektedir. Tüm dinlerin eşit olduğu
inancına sahip Khanov bu eşitliğin tümünün ibadethanelerini tek çatı altında
toplanması ile daha yüksek bir ahenk yaratacağı görüşündeydi. Yine rehberimizin
verdiği bilgilere göre kompleksin içinde başta Khanov olmak üzere diğer Tatar
sanatçılara ait bir hayli değerli ve bol miktarda resim ve heykel
bulunmaktadır. Esasen Khanov bir ressam ve mimar olarak bilinse dahi aynı zamanda
bir heykeltıraş, bir folklor uzmanı ve de bir meditasyon uzmanı olarak şifa
dağıttığına inanılan bir muhteremdir. Meditasyon faaliyetleri genellikle alkol
ve uyuşturucu bağımlılarını gözeterek yapıldığı için önemli bir miktarda
taraftar da bulmuştur etrafında ve yine anlaşıldığı kadarı ile bu taraftarların
önemli bir kısmının mezkûr mabedin gelişmesi ve geliştirilmesi ve de
tamamlanması adına hatırı sayılır bağışlarının da olduğu beyan edilmektedir. Halen
aktif bir mabet ya da dini merkez olmasa bile turistik ve kültürel bir merkez
gibi durmaktadır. Khanov’un sağlığında aynı zamanda kendisinin sihirli dokunuş
ya da müdahaleleri olduğuna inanan kimseler tarafından çok daha yoğun ziyaret
edilmekte iken bugün artık hayatta olmayan planlayıcısının yokluğunda bir
kültürel ve turistik destinasyon olmaktan öteye geçememektedir. Esasen
içerisini görememiş olsak ta dışarıdan da renkli mozaikler ve süslü vitray
pencereleri ve kubbeleri ile dikkat çekmektedir.
Diğer taraftan yine anlayabildiğim kadarı ile de, Ortodoks inanca sahip yerel yöneticiler ile iyi iletişim ve ilişkilerin oluşturulamadığı ve bu yüzden kompleksin geleceği konusunda bir takım karamsar yaklaşımların olduğu da belirtilmekte olup belki de faaliyetlerinden men edilmeye kadar gidilebileceği söylenmektedir.
Mezkur dini kompleks esasen fotoğraflarında görüldüğü gibi heybetli değil şüphesiz lakin yüklendiği mana ve misyon açısından oldukça önemli ve büyük bir yer kaplamaktadır bence… Kolay iş mi, bu kadar farklı dini görüş ve anlayışı ki bunların bir kısmı yüzyıllar boyunca birbirlerine karşı canhıraş saldırılar düzenlemiş ve adeta hayatı kana boğmuş olsunlar ve sen onları burada en azından inşai manada barış içinde temsil ettir.
Tüm dinler tapınağı fikri insana ilk bakışta
dünyamızın acil ihtiyacı olan “barış” için bir umut veriyor olması açısından ve
insanlığın geleceği adına iyimser bir havaya bürünmesi adına ruhumuzda bir bahar
havası estiriyor bir süreliğine de olsa. Sonra gerçeklere dönüyorsun, bir
tarafta dünyanın en güçlü ülkelerinin savaş makinesi NATO ve cüzlerinin ve dahi
onu dünyada demokrasinin teminatı gören destekçilerinin aldıkları pozisyonlara
bakıyorsun, birden karabasanlar basıyor. Yine de biz umalım ki; burası ve
benzer yerler mezkûr dinleri ve takipçilerini birbirlerine dolayısı ile
insanlığa bağlı unsurlar yapar ve birlikte savaşmadan yaşanılabilecek dünya yaratmalarına
bahane teşkil eder. Umarım bu yer diğer dinleri birbirine bağlı olarak
yaşayabileceklerine inanmaları için başkalarını etkiler ve ilham verir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder