AYKOME nedir? Bundan yaklaşık 40 yıl önce öğrenmiş idim, görev yaptığım firmanın İzmir şehir içi altyapı inşaat faaliyetleri sırasında altyapı çalışmalarının yürütülmesi esnasında… Meğerse böyle bir kuruluş varmış, bu kuruluşta, ilgili her kurumdan, ilgili her disiplinden elemanların kurumlarını temsilen yatırım program ve planlarını takip eder, düzenler, koordine eder, teorisi ve tanımı böyle imiş… Tam tamına, teşbihte hata olmaz kabilinden “deve dişi” misali bir kuruluş… Neymiş “Alt Yapı Koordinasyon merkezi”. Adına ve mezkûr adın çağrıştırdığına bakınca zannedilir ki, bunlar gerçekten ilgili kurumların yatırımlarının, zaman, zemin ve mekân bazında tahkik, tetkik, tespit, tefrik, tesis koordinasyonu yapar.
Yatırımcı kuruluş getiriyor plan ve programını para alınıyor ruhsat veriliyor mezkûr yatırımın detaylarına bakılıyor mu, nerde… Nerden anlıyorsun diye sorulacak olursa, öncelikle ilgili kurumlar ile farklı yıllarda, farklı parti yönetimlerinde, farklı idarelerin, farklı şehirlerde, farklı yatırımlarında yaptığım görevler neticesinde edindiğim tecrübe ile ve daha da önemlisi altyapı eski çalışanı bir inşaat mühendisi şimdi ise bir kaldırım mühendisi olarak yapılan işlerin sonuçlarını her gün arşınladığım sokaklardan edindiğim gözlemlerden, diye cevaplarım… Mesela, Kanalizasyon boru döşemesi bitiyor lakin baca diye tabir edilen rögarlar temin edilemediği ya da imalatı yapılmadığı için bilahare yeniden kazı yapılıyor. Mesela, ana su dağıtım hattı için kazı yapılıyor, bilahare abone bağlantıları için dolgusu yapılmış alan yeniden kazılıp yapılıyor ya da oraya yerleştirilmesi gereken vana ya da kumanda mekanizması için yeniden kazı yapılıyor. Mesela direk dikiliyor, oradan ya da oraya gidecek kablo için feeder denilen borulama çalışması için bilahare gelip yeniden kazı yapılıp bağlantı yapılıyor, vs. vs… Hani, “nesimi söyleyeyim canım efendim” türküsü gibi, bitmez tükenmez kazılar… Efendim, sokaklar perişan oluyor, insanlar tozdan ve gürültüden muzdarip, solunum yolları rahatsızlıkları patlamış, işçiliklerde dublikasyon, uzayan süreler, bitmeyen işler, ama biten paralar vs. vs… Peki bunlar böyle oluyorsa siz neyi koordine ediyorsunuz, bir açıklayın da duyalım ve anlayalım… Bu AYKOME bünyesinde yeter miktarda kurullarda bulunur, planlama kurulu, koordine kurulu, teknik kurul, idari kurul, hukuk kurulu vs gibi… Ve bu kurullardaki hemen hemen herkes teknik elemandır, mühendis, maliyeci, idareci, hukukçu bi hakkın teknik tetkik ve takip yapmaları gerekir, organizasyondaki görev tanımları gereği… Peki; yapıyorlar mı bu görevi, bilemiyoruz, ama bildiğimiz başka bir şey var, o da, işlerin hiçbiri baştan planlandığı gibi sonuçlanmaz ve maalesef sonuçlanmıyor da… Şimdi özellikle inşai faaliyetlerdeki mühendis meslektaşlarımın ne yaptıklarını çok merak ediyorum. Ya kardeşim, eğer diyorsanız “ne yapalım üstlerimiz böyle diyor” diye, ağzınız mı yok, yoksa aklınız mı, yoksa vicdanınız mı, da “yahu efendim böyle iş tarifleri yoktur, böyle birim fiyat tarifleri yoktur, böyle ödeme usulleri yoktur” demeye… Ya da organizasyon gereği yapılan işleri yerinde ve sürekli takip eden teknik elemanların, yerinde takip edenleri süreli takip eden üstlerinin, ya da onların tamamını takip eden, kontrol eden elemanların hep beraber yaşanan olumsuzlukları göremediklerini söylemek mümkün lakin bu söyleneceklere inanmak mümkün değildir… Yahu elinizde el ile ya da makine ile kazı yapım işleri “birim fiyat tarifleri” yok mudur? Boru yataklaması nasıl yapılacak, hangi evsafta malzeme kullanılacak, son dolgular nasıl yapılacak, hangi katmanlarda ne kadar sıkıştırma oranı aranacak, dolgu üstü zemin kaplaması eski haline nasıl ve ne zaman getirilecek şeklinde kitaplar dolusu “birim fiyat tarifleri” var ve bunları harfiyen uygulamak size vazifedir, bunlara uymayın diyen siyasiler olabilir diye düşünelim peki kardeşim siz teknik eleman olarak bunu içinize nasıl sindiriyorsunuz derler adama, sıkıştığınızda ya da muarızı olduğunuz mahfillerde işler böyle dönerken “istifa diye bir mekanizma vardır” demiyor musunuz? Diyorsanız ise sıra size gelince neden gereğini yerine getirmiyorsunuz, neden susuyorsunuz, neden katlanıyorsunuz, sizin eleştirdiklerinizden farkınız nedir o zaman diye sorarlar adama… Bakın işin reel politik tarafını konuşmuyorum tamamen teknik tarafını konuşuyorum… Müteahhit tarafında da çalışıyor olabilirsiniz, kamu adına kontrol tarafında da, sizin onayınız olmadan, hakediş düzenleyemezler… Hakediş olmaz ise para ödenemez… Para olmaz ise sonucu kötü olan malum işler olmaz… Para olmaz ise yandaşlık, para olmaz ise kayırmacılık olmaz… Bunları neden mi yazıyorum, sakın ve zinhar bilmediğinizi düşünerek, zinhar size bir şey öğretmek niyeti ile yazmıyorum, zaten bu ne hakkım ne de haddimdir, sizin bunları çok iyi bildiğinizi biliyorum lakin bilin ki ben de bunları çok iyi biliyorum… Bakın unutmayın, bu işin, kontrol yönetmeliği, bayındırlık genel şartnamesi, sözleşme eki teknik şartname ve ekleri, sözleşme eki idari şartname ve ekleri gibi sizin yetki ve sorumluluk aldığınız ve yüklendiğiniz ve dahi dayandığınız kanun hatta anayasa hükmünde dokümanlarınız vardır. Eğer böyle ise geriye fazlaca izah yolu kalmıyor… Aman dikkat, lütfen dikkat…
Şimdi
tüm bu anlatılanlardan azade ve bakiye, kontrol edilecek, hem de ne kontrol, geriye
sadece sade vatandaş kalıyor sizin kural uygulayacağınız… Aşağıda misalini
vereceğim uygulamalar benzeri yaşanan bir süreç içinde kahr-ı bela… Yolu
enlemesine kesen ve 7 mt’lik elektrik kablo döşeme işine yönelik kanal kazısı
için Çeşme’den İzmir AYKOME’nin Halkapınar’daki tesislerine gidip gerekli
detayları yazdığı dilekçesini verir, kendisine kontrol için ilgili elemanın
gelip gerekli kontrolleri yapacağı söylenir, birkaç gün sonra elemanın geldiği
gerekli tetkik ve tespitin yapıldığı söylenir, kazı için gerekli ruhsat
bedelinin ödenmesi gerektiği beyan edilir, vatandaş gider bedeli ödeyip kazı
ruhsatını almaya, bakar ki tespit yapan muhterem 7 mt yerine 12 mt üzerinden
hesap yapılmış, harita üzerinden belli olan yol genişliği hemen tespit edilir
diye düzeltin falan der ama yeniden keşif yapılacağı gerekçesi ile bu sefer de
ödeme alınmaz, biz sizi haberdar edeceğiz denir, vatandaş tekrar Çeşme’ye
döner, birkaç gün sonra 7 mt. üzerinden yapılan hesaplamanın bedeli ödenmek
üzere vatandaş tekrar AYKOME tesislerine gider, ödeme 200 TL civarındadır,
ödeyecek lakin bu sefer yolun eski haline getirilmesine yönelik teminat için de
800 TL’ye yakın bir bedel talep edilir, neyse ya olur mu dünyanın neresinde
görülmüş 200 Tl’lik işin 800 TL teminatı olsun gibi itirazlara kulaklar sağır
tabii ki, neyse çaresiz bedeller ödenir, kanal ve kablo bağlantısı verilen
ruhsata uygun gerçekleşir. Telefon ile işin tamamlandığı haberi ilgili birime
söylenir ancak sonuç enteresandır, gelip dilekçe ve ekinde fotoğraflarla
birlikte müracaat edilmesi gerekmektedir. Çaresiz söylenen yapılır, tekrar
AYKOME’ye gidilir, dilekçe ve ekleri fotoğraflar verilir… Teminatın iadesi
talep edilir, saf vatandaş ne bilsin ki verdiği fotoğrafların doğru olup
olmadığı kontrol edilmeyince ödemenin yapılamayacağını zorda olsa öğrenir… Neyse
kontrolün yapıldığı teminat iadesinin gerçekleşeceğini muştulayan telefon gelir
ve tekrar Çeşme’den yola düşülür İzmir’e gidilir, hayret her şey tamamdır,
evraklar alınır ve ilgili departmana aktarılır, sürpriz, ödemenin 3 ay
içerisinde dilekçeye ilave edilecek banka hesap numarasına yapılacağı bilgisi
verilir… Görev tamamlanmıştır ne de olsa… Evet, 7 mt’lik kanal için AYKOME’nin
ciddiyetine bakar mısınız? Alkış, bravo,
yol eski haline gelmemiş olsa idi neler yaşanır, ilaveten düşünmek bile
istemiyorum… Aaa bu arada para da 3 ay geçince hesaba havale edilmiştir, Allah
var… Bu arada 800 TL gibi bir rakam 3 ay kullanılmış ne önemi var… Maksat
AYKOME ya da bağlı olduğu makamların finansman sorunu bedavaya çözülmüş olsun…
Bu arada İzmir’in tüm ilçelerinden binlerce bu kabil müracaatların aynı anda
yapıldığını ve mezkûr bedellerin 3 ay kullanıldığını da kişi başı 800 TL
ufaklığı içinde kimse önemsemez lakin “damlaya
damlaya göl olur” misali oluşan devasa bütçeler söz konusu… Peki, bu AYKOME
vatandaşa gösterdiği bu kılı kırk yaran titizliği kendi yatırımcı kuruluşlarına
ve onların anlı şanlı müteahhitlerine gösterir mi? Hiç zannetmiyorum… Neden mi
zannetmiyorum, basit, Eylül 2022’den bu yana taaa Haziran 2023’e kadar geçen
zamanda “size münasip borular ile daha
münasip su getiriyoruz” terane ve nutukları atanları ve onların
müteahhitlerinin Çeşme’nin yollarını ne hale getirdiği öyle kenardan ya da
uzaktan “Melo, Melo” izleyişlerinden
zannetmiyorum… Bir de bonus’u var basın açıklamasına göre Çeşme dâhil 3 İlçenin
yaza hazır olduğu anlaşılır lakin Çeşme’nin ana caddeleri bile hazır değildir. Ara sokaklarını konuşmaya da gerek yok, bizi tuzlayın da kokmayalım… Ya bizim
gördüğümüz şeylerin tam tersini söyleyerek bizi neden kandırıyorsunuz… Bir
basın açıklaması da neden kandırdığınıza dair olsa vallahi çok şık olacak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder