Cumartesi, Haziran 24, 2023

EDREMİT VAN’A BAKAR


Meşhur türküdür hani, gayet iyi bilinir, “Edremit Van’a bakar, içinden çaylar akar” lakin çaylar yerine orijinal türküde “Şamram Kanalı” bulunur imiş, yeni öğrendim, yani türkünün orijinal hali “Edremit Van’a bakar, içinden Şamram akar” şeklinde imiş.  Evet, yolumuzu bu kez de daha önce de gitmiş olduğum Van’a yeniden düşürdük, arkadaşlarımla… Esasen de amaç, Van Gölünün incisi “inci kefalinin” yumurtlama döneminde müthiş bir mücadele vererek, Gölün sodalı sularından ayrılıp, göle karışan tatlı su kaynaklarının membalarına doğru her türlü engeli aşarak, ulaşması, yumurtaları oralarda bırakıp geriye dönüşlerinin ilk etabının tılsımlı halini izlemek idi… Mezkûr hikâye müthiş bir var olma hali bana göre, bildiğim kadarı ile de dünyada bir başka örneği olmayan bu gidiş geliş serencamını 2008 yılında mütekamilen izlemiş ve deyim yerinde ise büyülenmiş idim. Benzer örnek somon balıklarının yaşadığı olsa bile somonlar yumurtladıktan sonra terk-i dünya ederler iken inci kefali tekrar Van Gölünün sodalı sularına dönüyor… Tabii ki, etrafta bulunan inanılmaz kalabalık martı sürülerinden kaçabilirler ise… Lakin bu yıl suların erken ısınması iddiası nedeniyle tılsımlı göç erken başlamış, bitmiş biz de haliyle kaçırdık bu görkemli şöleni… Sağlık olsun “gençliğimiz var” diyerek bir sonraki sefere kadar eski gördüklerimiz ile yetineceğiz… Böyle olunca daha farklı şeylere yoğunlaştık, Doğu Bayazıd “İshak Paşa Sarayı” başta olmak üzere Ahlat, Bahçesaray gibi, biri kışlık sarayı, diğeri ise amansız geçidi ve kışı ile memleket geneline nam salan ilçeleri de turlamak şansına sahip olduk… Kolayca anlaşılacağı üzere millete ait olduğu her daim zikredilen kışlık sarayın çevre duvarları ile üzerindeki dikenli tellerden ilerisini görmek mümkün olamadı… Lakin, Ahlat bana göre muhteşem yerleşkesi ile Selçukluların “İslam’ın Kubbesi”, Osmanlıların “Ata Şehri”, Evliya Çelebi’nin ise “Oğuz Taifesi Şehri” unvanlarını vermelerini hak edecek kadar vakur…


 “Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı Ören Yeri” mutlaka görülmesi gereken bir yer olarak hafızama kazındı… Kabristan ve mezarlıklar, oldum olası hep görmek istediğim, merak ettiğim yerler olmuştur ve olmaktadır, bana göre atalarımız ile torunlarımız arasında kadirşinaslığın ve saygının tesis edilip miras bırakıldığı yerlerin başında gelendir çünkü oralar… Mısır Kahire’de “ölüler kenti” olarak bilinen lakin ölülerle canlıların hayatının adeta sarmaş dolaş birlikte capcanlı yaşandığı mezarlık, Nazım Hikmet’in de mezarının bulunduğu Moskova “Novodeviçi Mezarlığı”, Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarlarının bulunduğu Paris “Père Lachaise Mezarlığı” gibi müthiş bir başyapıt mezarlık “Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı” da… Göremeyenlere acilen önerilir… Kahverengi ağırlıklı Nemrut Dağı’nın magmatik taşının, ocaktan çıkarıldığında çok yumuşak olması nedeniyle çok kolay işlenebilmesi özelliği adeta her bir mezar taşının bir kilim ya da halı güzelliğinde ve titizliğinde işlendiği izlenimi vermekte olup mezar taşlarının yayıldığı alanın genişliği de göz önüne alınınca şehrin mezkûr dönemdeki büyüklüğü karşısında hayrete düşüyor insan… Mezkûr taşın işlenme kolaylığı sebebiyle genellikle binaların, türbelerin cephe tezyin ve kaplamasında yaygın kullanıldığını da yakından müşahede ettik.

Neyse, detay çok zaman zaman gözlemlerim ve tespitlerimi yazmaya devam edeceğimi beyan ederek, başlıktaki konuya marş marş devam edelim… Lakin bu mezarlık üzerine daha sonraki yazılarımda daha detaylı değinmek kaydı ile şimdilik veda etmek gerekiyor…

Evet, ne demiş idim, “Edremit Van’a bakar, içinden Şamram akar”… Bilmediğim bu “Şamram Kanalı” ile ilgili çok kısa gözlem ve bilgi temini yapabildik, yerinde gördüğüm zaman… İsmini yazmamda bir mahsur olmayacağını düşündüğüm, bizi gezdiren Bahattin Gün arkadaşımızın, mesleği olmaması hasebiyle tüm iyi niyetine rağmen aktardığı sınırlı bilgiler ile müthiş bir “su mühendisliği” yapıtını karşımızda bulduk… Gitmeden önce, bir kez daha olsun kabilinden, gezilecek yerler konusunda önemli bilgiler aktardığını bildiğim “tripadvisor” sitesine girdim, ilk 20 önemli yere baktım… Akdamar Adası, Akdamar Kilisesi, Van Kalesi, Tuşpa Belediyesi Van Eski Evleri, Muradiye Şelalesi, Hoşap Kalesi, Van Kedisi Evi gibi önemli yerler başta olmak üzere bir dolu yer sayılıyor… Lakin Şamram Kanalı maalesef yok… Bunu anlıyorum, işte nasıl hazırlanıyor, kim ya da kimler hazırlıyor, tercih meselesi nihayetinde, bilemiyorum tabii ki… Kimseyi itham ve ilzam etmek istemem lakin çok büyük bir eksiklik diyeyim ve geçeyim… Buna mukabil bizim Bahattin Gün arkadaşımız biliyor ve sağ olsun oraya götürüyor… Kanalın boyunca bir bölümünün yanında otomobil ile geçtik… Bugün DSİ’nin yaptığı yatırımlar ile hala kullanılabilen bu kanal şüphesiz yenileme ya da düzenleme çalışmaları ile günümüzün sihirli malzemesi bir başka anlamda da baş belası beton ile kaplanmış durumda, kısa bir bölümünde yapılma dönemindeki taşların korunduğu gördük… Sevgili arkadaşımız bize kanalın bir harita mühendisliği şaheseri olarak kimilerine göre 51 km. kimilerine göre ise 52 km. uzunlukta olduğu bilgilerini verince bir mühendislik şaheseri ile karşı karşıya olduğumuzu anladık… Diğer adı ile de yaptıran imparatorun adına ithafen “Menua Kanalı” yaklaşık 3.000 yıllık bir geçmişi ile Dünya Su mühendisliği harikası olarak durmaktadır önümüzde… “Edremit Kız Kalesi” tanıtım tabelasındaki ön bilgimiz mucibince; Urartu Kralı Menua ile Asur Kraliçesi Semiramis’in evlenmelerini müteakip “Asma Bahçeleri” özlemi çeken kraliçenin özleminin giderilmesi uğruna kurulan bahçelerin sulanması amacına matuf bu uzun kanalın yapıldığını öğreniyoruz… Lakin öyle olmadığını da sonradan biraz araştırınca öğreniyoruz ki Gürpınar, Edremit ve Van arazi sulaması ile mezkûr yerleşimlerin kullanım suyu temini de yapılıyor. Eğer şu anda kullanılan kanal, tarihi “Şamram Kanalı” üzerine geliştirilerek yapılmış ise kanalın sadece bahçe sulamaya matuf olamayacağı da aşikârdır zaten. Van’ın 50 km güneyinde yer alan Gürpınar Ovasından Urartu Krallığı’nın başkentinin yer aldığı Van Ovasına tatlı su taşıyan Menua Kanalı geçtiği yerlerde tarıma hayat vermekte ise de asıl maksat başkentin su ihtiyacını karşılamaktadır, göründüğü kadarı ile… Van Valiliği tarafından hazırlanmış ve 2006 yılında basılmış ve ilk ziyaretimde edindiğim “Van Kültür ve Turizm Envanteri – Tarihsele değerler” değerli yayında ise kanal ile ilgili geniş yazıda dikkatimi çeken paragrafı buraya almak istiyorum. “Eski Ermeni kroniklerinde yer alan Van tarihiyle ilgili kayıtlarda söz konusu kanala Assur Kraliçesi Şamuramat’ın adından yola çıkılarak Semiramis ya da Şamran Kanalı (burada da Şamran diye yazılmış) dendiği görülmektedir. Yöre halkı hala bu adı kullanmaktadır. Oysa kanalın inşa yazıtlarında kanalın Urartu Kralı Minua (İ.Ö. 810 – 785) (buarada Minua diye yazılmaktadır) yaptırıldığı görülmektedir. Bu nedenle bilimsel anlamda kanalın adı Minua Kanalı olarak anılmaktadır”.

Evet, M.Ö. 4000’lerden itibaren sayısız medeniyete beşiklik etmiş Urartuların başkenti Tuşpa, ki son ziyaretimden sonra çıkarılmış bir kanunla oluşturulmuş başta da yeni Belediyelik Tuşpa olmak üzere baştanbaşa Van bu özellik ve güzellikleri ile herkesi ağırlamaya hazır görünüyor… Gerçi Canım Yurdumun insanından önce İranlılar keşfetmiş görünüyor buraları, görünen o… Sokakta rastladığınız her 2 kişiden biri İranlıdır dersem çok mu abartırım bilemem, belki de bana öyle geldi… Özellikle akşam saatlerinde Van Sokakları cıvıl cıvıl, insanların kaynaştığı yerler olarak böyle bir izlenim veriyor… Van’ın sokaklarının bu kadar canlı ve kalabalık olabileceğini hiç düşünmemiştim, müthiş canlı ve de hareketli… 


2 yorum:

Kemal dedi ki...

Seyahatname’nizi çok beğendim. Bu ülkede keşfedilmemiş nice hazineler var. Emeğinize sağlık, iyi ki varsınız. Okuyucu da merak uyandırdı yazınız. Meraklısına katkısı olur diye Çavuşoğlu/2006 çalışmasına aşağıdaki linkten ulaşılabilir. Görselleri beğendim.
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=f9TEMNyo4VBc3LDWY_YGbA&no=MMqs3lCZym4RbGEFtSqfSA

Kemal dedi ki...

Seyahatname’nizi çok beğendim. Bu ülkede keşfedilmemiş nice hazineler var. Emeğinize sağlık, iyi ki varsınız.
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=f9TEMNyo4VBc3LDWY_YGbA&no=MMqs3lCZym4RbGEFtSqfSA
Yazınız merak uyandırdı. Yukardakilere linkte bir çok görsele ulaştım. İlgilenenlerle paylaşayım dedim.