Hikâyesi çok eskilere dayanıyor ve geniş olmakla
birlikte kısaca "Petro'nun Fabrikalarının" bulunduğu alan diye
adlandırıldığını söyleyebileceğimiz bir şehir, Petrozavodsk... Esasen Rusya'nın
en büyük döküm fabrikaları olarak tasarlanan sonuçta silah fabrikasına dönüşen
başlangıçta İsveç ile olan savaşta savaş alanına yakın alanda bilahare de
Osmanlı Rus savaşına top ve diğer silahların imalatının gerçekleştiği şehir
olmuştur. Geçen yüzyılda ise barış dönemlerinde "Traktör", sıkıntılı
dönemlerde de ihtiyaca binaen tekrar savaş malzemeleri üretimi şeklinde
münavebeli bir imalat süreci takip edilmiştir. Şimdilerde ise bir taksi şoföründen
öğrendiğimiz ve teyit amacıyla da fabrikanın yerine gittiğimizde artık fabrika yerini
bir tabelaya terk ederek yıkılmış olduğunu müşahede ettik.
Karelya Cumhuriyeti, ciddi büyüklükte bir
coğrafi alan olmakla birlikte yönetim merkezi Petrozavodsk'ta bulunmaktadır.
Petrozavodsk Onega Gölü kıyısında kurulmuş bir şehir, neredeyse şehrin tamamını
gezdim, kâh yürüyerek kâh taksi ile... Çok geniş caddeleri, inanılmaz parkları
olan bir şehir ve pırıl pırıl, yerde çöp görmek imkânsız... Yaklaşık 750.000
nüfuslu bu kentin; 1 havaalanına, bir güzel tren istasyonuna, 9 adet yükseköğretim
kurumuna, 6 adet oldukça büyük parka ve çok daha önemlisi birisi oldukça büyük
toplam 16 kütüphaneye, 23 adet çeşitli büyüklük ve disiplinlerde müzeye sahip
olduğunu öğreniyoruz, hayretle...
2. Dünya savaşı sırasında Almanya erketesi
Finlandiya tarafından 1941 senesinde işgal edilmiş 1944'e kadar devam etmiş bu
işgal... İşgalde ilk iş, şehrin adı değiştirilip Finlileştirilmiş, benim
söylemekte zorlandığım "Jaanislinha" halini almış. Şehrin sokakları
ve önemli meydanları da bu değişiklikten nasiplenmiş anladığım kadarı ile.
Finlandiya ordusunun yaptığı en önemli iş ise, hamisi ve abisi durumundaki Almanya'dan
eksik ve aşağı kalmamak adına, başta işgali kabullenmeyenler, muhalifler sonra
da Ruslar toplama kamplarında misafir ediliyorlar (!!!). Petrozavodsk'ta 7 adet
olmak üzere toplamda Karelya Cumhuriyetinde 14 adet kamp oluşturuluyor. Yani bu
toplama kampı organize etme işinin onuru sadece Almanya'ya ait değil, görüldüğü
üzere... Kayıtlı ve teyitli bilgiler çerçevesinde ölü sayıları detaylı verilmiş
tanıtım bilgileri ile ansiklopedik kayıtlarda lakin bunlara girmenin bir manası
yok şimdi bence... Şehrin kurtuluşunu ise Onega Gölündeki Deniz Kuvvetleri
gerçekleştirmiş, bunu da hayretle öğreniyorum, bu gölde bir deniz kuvvetleri
organizasyonu, hiç aklıma gelmezdi böyle olabileceği, belki asker olmamam
hasebiyledir... Diğer göllerde durum nasıldır bilmiyorum, ya da bu göllerin
birbirleri ile ya da deniz ile bağlantılarının ne olduğunu da...
Onega Gölü kıyısı gayet güzel düzenlenmiş bir
park ile boydan boya geçiliyor. Rehberimiz bu sahil düzenlemesi kapsamında yerleştirilmiş
anıtsal objeleri anlatıyor, farklı ülkelerin farklı şehirleri, farklı
zamanlarda "kardeş şehir" olunması hasebiyle yerleştirildiğini
öğreniyoruz. Benim açımdan en ironik olanı ise Finlandiya'nın Varkaus şehrinin "kardeş şehir" olunması
hasebiyle "birlikteyiz" ya
da "Dostluk dalgası" temalı
bir objeyi yerleştirmiş olması... Rusya ile imparatorluktan itibaren ve Rusya’nın
Batı ile ilişkilerinin inişli çıkışlı olmasını takiben, Sovyetler dönemi
başlarken Lenin önderliğinde güçlü Rusya imajı sebebiyle gayet olumlu olan
ilişkiler 2. dünya savaşı ile bozuluyor, işgalci ruh dışa vuruyor, ne zaman
Stalin önderliğindeki Sovyetler Birliği Almanya "panzerlerini" önüne
katarak taa Berlin'e kadar sürüyor, Finlandiya tekrar dost görünmeye başlıyor,
Ukrayna krizi ile birlikte Batı ile Rusya arasında ilişkiler gerginleşirken
Finlandiya yine tercihini görece güçlüden yana yapıyor, vs. vs...
Sahildeki geniş yürüyüş yolunun devrim öncesi
komple kırmızı granit ile kaplı olduğu bilgisini veren rehberimiz, kaplamalarının
Komünistler tarafından sökülüp yerine beton plakaların yerleştirildiğini
anlattı. Bilahare de yapılan yeni düzenleme ile beton plakaların aralarına
önceden sökülen kırmızı granitlerin tekrardan yerleştirildiğini söyledi... Hay
Allah.. Gerçekten iddia edildiği gibi "zenginlik göstergesi"
nitelemesi ile Komünistler tarafından sökülüp yerine beton plakalar yerleştirilmiş
ise akla zarar... İddia ne "zenginlik", peki döşenmiş bu geniş ve
uzun yolun zenginlikten arındırılması adına komple sökülmesi için harcanacak
emek, zaman ve para boşa harcanmış sayılmaz mı? Üstelik çıkarılmış malzemenin
def edilmesi yerine yeni beton plaka getirilip döşenmesi gibi kocaman bir iş
silsilesi var iken... Acaba gerçekten bunu düşünememişler midir? Şüphesiz
bedeli düşünmeden görüntü adına Komünistler de iş yapar, lakin o sıkışık
günlerde akla gelecek ilk iş bu mu olur, bilemedim... Yahu artık bıktım, nerede
sıkışılsa, nerede izah olunamayacak bir durum zuhur etse, akla ilk
komünistlerin getirilmesinden yorulmadı mı bu insanlar acaba? Yahu biz de hemen
bu anlatılan abuk hikâyelere inanıyor muyuz da, sık sık bize anlatıyorlar,
bilemedim...
Taksi şoförü dedim ya; meğerse adam Ermeni imiş
ve köken olarak Erivanlı imiş, benim Türk olduğumu öğrenince soğuk davranır
diye düşünmüş idim, yanılmışım, hatta sordum, burada Türkler var mı diye, evet
az da olsa Türk olduğunu lakin hiç de azımsanmayacak bir Azeri nüfusunun
varlığından söz etti. Yaşanan son Azerbaycan ve Ermenistan savaşlarından söz
edince de çok fazla renk vermeden aslolanın "barış" olduğunu söyledi,
ne kadar içten ne kadar değil bilemem...
Benim Karelya ziyaret tercihim nereden oluştu
birazda ondan bahsedeyim, gençliğimde Çeşme'ye gelen yabancı turistlerde
özellikle İsveçli ve Finlandiyalı olan erkeklerde bir hayli sık kullanılan "Hakan" adını hayretle
görmüştüm. O tarihte biraz merak edince de mezkûr coğrafyanın başta Ural
Dağları ve Orta Asya Steplerinden Türk göçü aldığını öğrenmiş idim. Hep bu
manada bir öğrenme duygusu içinde oldum. Planladığım son Rusya seyahatimi yaklaşık
1 hafta fazla tutarak buraları da göreyim istedim, biraz araştırma ile de
öğrendim ki, mezkûr göçün yeni topraklara taşıdığı "Şamanizm" ve
"şaman tapınakları" izlerini de bulmak mümkün... Lakin gerçek manada
ne tapınak ne de din adamı görebildim bu bilgiye bağlı, evet izler var lakin
fazla belirgin değil... İsimlere gelince de yine aklımda kaldığı kadar fazla
belirgin değil... Lakin yerleşim yer isimleri, katiyen Rusya havası vermiyor,
tamamen Finlandiya havası veriyor... Üstelik de ansiklopedik bilgilere göre
nüfusun çok azının Fin olmasına rağmen... Umarım bir gün vize konusunda "insan haklarını önde tutanlar"
konuştukları gibi davranırlar da fırsat bulur Finlandiya tarafında durumu görme
fırsatımız olur... Tur kapsamında bir köy ziyaretinde köylülerin bir gösterisi
kapsamında, kullanılan müzik aletleri ile yapılan müziğin bizim alışık
olduğumuz müzik tınısına çok uzak olmadığını da müşahede ettim... Hatta bu
gösterideki müzik aletleri ve müzik hakkında ve performansı video olarak kayıt
ettim... Keşke müzik bilgim de vasatın üstünde olsa idi ve yapabileceğim bir
değerlendirmeyi sizinle paylaşabilseydim. Enteresan anılar…
5 yorum:
Bu putın senın hakını yıyor hocam rusyanın hertarafını tanıtıyon bır mukafat yok
Emeğine sağlık.
Yoruma bir de yorumcu adı yazsanız çok güzel olacak...
yorumcu adı da görmek istiyorum.
Emeğine sağlık. A.E.Güner
Yorum Gönder