Moskova’nın
köklü üniversitelerindendir “Bauman
Moskova Teknik Üniversitesi” kuruluşu 1830’lara dayanır. Son seyahatimde
Üniversitenin içine girebilmek nasip oldu esasen daha önceki seyahatlerimde
birkaç kez içeriye gezme talebime olumlu cevap alamamıştım, harika dizayn
edilmiş binalar içinde gezmek sonra bahçesine çıkıp muhteşem heykeller önünde
zaman geçirmek çok hoş oldu… Üniversitenin çok eskilere giden ve değişik bir
tarihi var, özellikle 1917 Sovyet Devrimi ile oluşan değişim noktasının öncesi
ve sonrası… Yazılı bilgilere göre 1830 tarihinde dönemin Rus Çarı I.
Nicholas’ın “Ticaret ve eğitim kurumları
yönetmeliğini” yayınlar ve bu uğurda “Sloboda Sarayını” mezkûr
üniversitenin temellerini oluşturmak için bağışlar… Burada Saray bağışını mı
konuşmak gerekir yoksa eğitim kurumlarının bir yönetmelik marifetiyle
yönetilmesi niyeti mi konuşulmalı bilemedim… Lakin Tolstoy’un “Harp ve Sulh”ünde Napolyon’a karşı
direnişin temellerinin atıldığı bina olarak bilinmesi de önemini daha da arttırmaktadır.
Önceleri Rus mühendisliğinin pırıltılı yüzünü oluştururken bilahare de Sovyet
döneminin başta askeri teçhizat, uçak ve füze sanayisinin başarılı gelişiminin
bilim üssü haline gelmiştir Bauman Moskova Teknik Üniversitesi…
Üniversite binalarındaki koridorlarda gezinirken ziyadesiyle vakit geçirdiğim duvarları süsleyen, üniversitenin gelişim ve yükselmesine özellikle de Sovyet Uzay ve Havacılık sanayisinin dünya liderliği yapmasına büyük katkı yapmış bilim adamlarının ve akademisyenlerinin tanıtım tabloları olmuştur. Rehberim genç mühendis adayı Nazar’ın sabırlı tercüme çabaları ve dikkatli rehberliği ile günümüz teknolojisinin temin ettiği hızlı ve simültane tercüme imkanları dahilinde olabildiğince hızlı ve fazla bilgi toparlıyorum. Çok etkileyici… Günümüzdeki manasıyla dünyada programlanabilir ilk bilgisayarın da Sovyetlerde kullanıma başladığını öğrenmek bir başka enteresan bilgi oluyor benim için… Bu bilginin yaygın olarak bilinmiyor olmasının gerekçesini Sovyetlerin Batılı Kapitalist ülkelerde olduğu üzere kişisel tüketimin yaygınlaştırılmasının tercih edilmemesi oluşturuyor olsa gerek… Geziyorum dedim ya, Moskova’daki Kampüsün sadece tarihi binalarla sınırlı bölümünü kast ediyorum, Kampüs çok büyük ve sürekli bir gelişim içinde anladığım… Bana göre zaten gelişmiş lakin sistem daha çok öğrenci daha çok gelir teminine evrilince de durmak bilmiyor, durmak yok yola devam…
Üniversite binalarındaki koridorlarda gezinirken ziyadesiyle vakit geçirdiğim duvarları süsleyen, üniversitenin gelişim ve yükselmesine özellikle de Sovyet Uzay ve Havacılık sanayisinin dünya liderliği yapmasına büyük katkı yapmış bilim adamlarının ve akademisyenlerinin tanıtım tabloları olmuştur. Rehberim genç mühendis adayı Nazar’ın sabırlı tercüme çabaları ve dikkatli rehberliği ile günümüz teknolojisinin temin ettiği hızlı ve simültane tercüme imkanları dahilinde olabildiğince hızlı ve fazla bilgi toparlıyorum. Çok etkileyici… Günümüzdeki manasıyla dünyada programlanabilir ilk bilgisayarın da Sovyetlerde kullanıma başladığını öğrenmek bir başka enteresan bilgi oluyor benim için… Bu bilginin yaygın olarak bilinmiyor olmasının gerekçesini Sovyetlerin Batılı Kapitalist ülkelerde olduğu üzere kişisel tüketimin yaygınlaştırılmasının tercih edilmemesi oluşturuyor olsa gerek… Geziyorum dedim ya, Moskova’daki Kampüsün sadece tarihi binalarla sınırlı bölümünü kast ediyorum, Kampüs çok büyük ve sürekli bir gelişim içinde anladığım… Bana göre zaten gelişmiş lakin sistem daha çok öğrenci daha çok gelir teminine evrilince de durmak bilmiyor, durmak yok yola devam…
Kantin,
kafeterya ve beslenme bölümlerine gidince kendi öğrenciliğim zamanındaki
kantinlerle kıyaslayınca mutfak ve ürün çeşitliliğini de görünce, kendimizin
durumunu fukaralığımız dâhilinde “yanmış bizim keten helvamız” demeden
edemiyorum. Uzunca bir koridorun sağında ve solunda sıralanmış 5 adet
olabildiğince ve ihtiyaca binaen tayin edilmiş büyüklükte artık klasik
kantinden ziyade modern birer restoran havasında bir tarafı ile ürün bazında
diğer tarafı ile dünyanın farklı mutfaklarının temsili bazında organize olmuş
bölüm… Hay Allah kendi öğrenciliğimin fukaralığını aklımdan atamıyorum vallahi…
Lakin bu tablonun öğrencilere maliyeti nedir diye düşününce de muhtemelen günün
mana ve önemine mütenasip bir “ham hom şarolop” düzeneği olduğu da akıllardan
hiç uzak değil…
Ünlü
Bolşevik Nikolay Ernestoviç Bauman adından mülhem mezkûr üniversite aynı adla
anılmaktadır. Arşivlere kendisi ile ilgili çok ciddi olumsuz notlar düşülmüş
olsa da Lenin’in himmeti ve Sovyet devrimine katkıları göz önüne alınınca da
her şey geride kalıyor tabii ki… Özellikle Bolşevik ve Menşevik ayrımı
sırasında kendisine isnat edilen cürümleri dinlerken yaşadığı sıkıntıları ve
gözlerinden gelen yaşları şahit olanların anlatması da durumun vahametini
sergilemektedir. Genç Bauman, sürgünler ve hapislerle dolu meşakkatli hayatını
genç yaşta kaybeder… Kullandığı adları listelemenin bile ciddi zor olduğunu
bildiğimiz Bauman’ın devrimci hareketin özellikle basın ve yayın işlerinde de
ne kadar etkin ve başarılı olduğunu arşivlerden görüyoruz. Bir gösteri
sırasında güvenlik görevlilerinden birinin saldırısı ile hayatını kaybetmesi
devrimci mücadelenin yükselmesine gerekçe oluşturur. Sovyet Devriminin Lideri
Lenin’in Bauman’ın katledilmesi üzerine “Rus
Sosyal Demokrat İşçi Partisi üyesi N. E. Bauman'ın Moskova'da çarın askerleri
tarafından öldürüldüğü haberi telgrafla ulaştı. Mezarı başında bir gösteri
düzenlendi ve ölenin dul eşi, aynı zamanda Partimizin bir üyesi olarak, halkı
silahlanmaya çağıran bir konuşma yaptı… Doksanlarda St. Petersburg'daki Sosyal
Demokrat örgütte çalışmaya başladı. Tutuklandı, yirmi iki ayını Peter ve Paul
Kalesi'nde geçirdi ve ardından Vyatka Gubernia'sına sürgün edildi. Sürgün
yerinden kaçtı, yurtdışına gitti ve 1900'de Iskra örgütüne katıldı. En başından
beri bu girişimin başlıca pratik liderlerinden biriydi ve Rusya'ya sık sık
gizli ziyaretler yapıyordu. Şubat 1902'de Voronej'de (bir doktor tarafından
ihanete uğradı) Iskra örgütüyle bağlantılı olarak tutuklandı ve Kiev'de
hapsedildi. Ağustos 1902'de on diğer Sosyal Demokrat yoldaşla birlikte kaçtı.
Parti'nin İkinci Kongresi'ne (Sorokin takma adıyla) RSDİP Moskova Komitesi'nin
delegesiydi. Lig’in İkinci Kongresi'ne (Sarafsky takma adıyla) katıldı. Bunun
ardından Parti'nin Moskova Komitesi'nin bir üyesi oldu. 19 Haziran 1904'te
tutuklandı ve Taganka Hapishanesi'nde tutuldu.” diyerek
ilişkinin yakınlığı ile birbirleri ile irtibatın sıcaklığına değinmektedir. Lakin
tutuklu bulundukları cezaevlerinden ilan edilen “af” ile serbest
bırakılmalarının ardından silahlı saldırılar neticesinde başta N. E. Bauman
olmak üzere katledilen devrimcilerin, aslında af değil kurulan tuzak
neticesinde serbest kaldıkları iddiası geniş destek bulmuştur mezkûr dönemde.
Bauman’ın
hayatı, yoğun çalışma temposu, cesur girişkenliği ve başarıları ve de özellikle
mücadelenin başlarında katledilenlerden ilk olması kendisini Sovyetler Birliği
için adeta bir bayrak haline getirmiş görünmekte ve bu uğurda şimdilerde bile
bir sürü şehirde, ya meydan ya sokak ya da park adı olarak karşımıza
çıkmaktadır. İşte bu geçmişe ve anılara dayalı olarak Üniversite’nin
adlandırılmış olması, layığı ile bir öğrenim ve eğitim hayatına bugünde devam
etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder