Pazar, Ocak 03, 2010

BİR KİTAP: MECZUP YARATMAK

Son okuduğum kitap; Mustafa Yıldırım’ın yazdığı “MECZUP YARATMAK” tan kısa bir tanıtım aşağıdadır. Ancak dikkat çekici bir biçimde son dönemlerde gerek milliyetçiler ve gerekse de ulusalcılar (neomilliyetçiler) tarafından en azından birinci kısımdakiler tarafından daha düne kadar akıl danıştıkları, arkasından gittikleri, biat ettikleri, dizlerinin dibinden ayrılmadıkları, şapkasından kuş çıkarmalarını bekledikleri, yere göğe sığdıramadıkları, Hira dağı kadar Müslüman diye tarifledikleri, sürekli keramet bekledikleri vs. vs. kişilerle ilgili karşı tutum aldıklarını beyan ettikleri kitap yayınları artmış bulunmaktadır. Eee ayrılıkları ya da gayrılıkları hayırlı olsun diyelim. Ne değişti de acaba bu yayınlar arttı hani bilenin bildiği üzere hepsinin de kökenleri dünün “komünizmle mücadele dernekleri” iken bugün birbirlerine saldırmaya başladılar, hani “akılları başlarına geldi” desek genel tavırları da bunun pek böyle olduğunu göstermiyor ama neyse… Hani memleketi tek bizim gibi düşünenler kurtaracak diye ortada kasım kasım kasınarak dolaşan milliyetçiler ve ardılları neomilliyetçiler; (tabii bunların bir kısmı da ne olup bitiğinin pek farkında değiller ki sırf bu yüzden öncüllerini destekliyor ya da artık birlikte eylemler düzenleyebiliyorlar) daha düne kadar Kanlı Pazarda, Kahramanmaraşta, Sivasta, Çorumda “Tanrı dağı kadar Türk olanlarla Hira dağı kadar Müslüman olanlar” yan yana; “Bağımsız Türkiye” diyenlere, “Tek Yol Devrim” diyenlere saldırmıyorlarmış gibisine karşılanıyor ya da görülüyorlar ya buna yanarım işte… Neyse neyse (yine)…

Kitaptan
Mustafa Yıldırım. Saidi Nursi (Saidi Kurdi) etrafında yaratılan menkibeleri uzun uzun yazdığı kitabın giriş bölümünde: “İnandım” diyen kişiyle inandığı konularda bilimsel bir tartışmaya girmek kadar hatalı bir girişim olamaz. Çünkü o kişi “inandım” demekle her türlü tartışmanın önünü kesmiş olmaktadır.
“Bu kitap Said-i Nursi (Saidi Kurdi) ve ona inananların dinsel inançlarını tartışma ya da eleştirme amacını taşımamakta, safsata ile gerçeği ayrıştırmaya yardımcı olmayı denemektedir.”
“Çünkü şu ya da bu inanca kapılma özgürlüğüne karışılamaz. Ne var ki, yalan ile gerçeği ayrımsadıktan sonra kişinin istediği seçimi yapması, şu ya da bu inanç öbeği içinde yer alması ve hatta bir faniye bağlanması daha sağlıklı olabilir''

Yazar; kendi ruhsal bunalımları ile baş edemeyen ve bu yüzden Bitlis Vali Tahir Paşanın tavsiyesi üzerine dönemin padişahı II. Abdülhamit tarafından Toptaşı Akıl Hastanesinde tedavi görmesi için kapattırılmış ve sonraları kendiliğinden de bir mağara da yıllarca inzivada yaşamış Said-i Nursi’den Mehdi yaratılma çalışmalarını; Cemal Kutay gibi “Tarih üstadı”, Şerif Mardin gibi “Sosyoloji profesörü” nün eserleri üzerinden mahkûm etmeye çalışmakta ve nasıl da meczupsever bir toplum olduğumuzu bize göstermeye çalışmaktadır. Daha sonraları yazdıracağı “Tarihçe-i Hayat” adlı kitapta, doktorların “Said bizden de akıllıdır” ve “eğer Bediüzzaman’da zerre kadar mecnunluk eseri varsa, dünyada akıllı adam yoktur” gibi bir rapor düzenlediklerinin belirtilmesinin herhangi bir kanıtının olmadığını, böyle bir raporun olmadığını ya da herhangi başka bir kaynak yayınında olmadığını belirtmektedir yazar Mustafa Yıldırım.

“Uydurulan bilgi, yıllar geçtikçe gerçeğin yerini alır. İnsanoğlu sunulan bilgiyi aklın süzgecinden geçirmeden kabullenmeye yatkındır. Özellikle gençlerin aklını çelen, ortak kültüre aykırı bilgi yığını, onların bir bölümünü meczuplaştırabilir.” diyerekten; gerek “Tarihçi Üstad Cemal Kutay’ın” Said-i Nursi ile görüşmeden sanki Elmadağ’a giderek kendisi ile uzun uzun ve her konuda detaylı bir biçimde görüşmüş gibi yazdığı kitabı kılavuz edinip tek tek tüm ileri sürülenlerin yanlışlığını ispat etmeye çalışmakta ve en sonunda da “Tarihçi Üstad Cemal Kutay’ın” bu kitabı 100.000 TL karşılığında da yazdığını itiraf ettiğini belirterek yaratılan büyük aldatmacanın nasıl bir halüsinasyon ürünü olduğunu ispata çalışmaktadır.

Diğer taraftan; önceleri İttihat ve Terakki partisinin destekleyicisi, bilahare 31 mart gerici ayaklanmasının başaktörlerinden, Serv tertipçilerinin düzenlediği konferansa giden ermeni ve Kürt temsilcilerine destekten, Kurtuluş savaşına karşı çıkışından, Kürt Teali Cemiyeti kurucularından, Şeyh Sait isyanın arka planında durmasından söz ederek ama mutlaka bir duruma ya da harekete önce destek sonra da karşı çıkmak gibi bir standart tavırdan söz ederek akıllara başka olasılıkların gelmesine yol açmaktadır, yazar Mustafa Yıldırım.

Demokrat Partinin iktidara gelmesinden sonra ise; hızlı bir Amerikancı desteği vererek başta NATO olmak üzere, Kore’ye asker gönderilmesini savunmakta ve hatta yaklaşık 5.000 müridi ile birlikte Komünizme karşı gönüllü savaşmak istediğini de yazmaktadır yazar.

Said-i Nursi (Said-i Kürdi) kendi ağzından yazılan yaşamöyküsünde, yirmi yıllık eğitimi üç ayda tamamladığını, beş günde inorganik kimyayı öğrenip bir öğretmeni yendiğini belirterek (bir öğretmen nasıl yenilirse işte), hatta bir cebir kitabı yazmış olduğunu ileri sürenlere, Mutsa Yıldırım bunların kaynaklarının olmadığını böyle yazılmış kitaplar olmadığını yazarak karşı çıkmaktadır. Yine aynı kitapta tarih, coğrafya, riyaziyat, jeoloji, fizik, kimya, astronomi, felsefe ilimlerinin esaslarını tedris ederek elde ettiğini belirtildiğini ama nasıl elde edilmişliğinin belli olmadığını ve kendi iddiasına göre 80-90 kitabı üç ayda ezberlediğini ve her ezberden sonra bir öğretmenle münazara yapıldığının ve münazaraları hep kazandığının belirtildiğini ama bunların bir başka kaynaklarla desteklenmediğini yazmaktadır, yazar.

Diğer taraftan; bugünün ünlü kişisi Cüneyt Zapsu’nun dedesi Abdurrahim Zapsu ile ilişkilerine, Musa Anter’in Zapsu ailesine damat oluşuna kadar, özel harpçilerin sivil uzantısı Bucak ailesine kadar oradan şimdilerde Bakanlıktan yeni ayrılmış Hüseyin Çelik’e kadar geniş bir ilişkilerden bahsetmektedir yazar.

Ayrıca; Bediüzzaman Said-i Nursi’nin gelen büyük desteklerle yarattığı tarikatın, meşhur Kore’li Sun Myung Moon’un kurduğu “Moon” tarikati ile benzerliklerini ve her iki tarikatın ardıllarının (takipçilerinin) de şu anda ABD de bulunduklarını yazmaktadır.







Hiç yorum yok: