“Uluslararası 1. Çeşme tarih ve kültürü sempozyumuna”
sunulan ve Prof. Dr. Feridun M.
Emecen tarafından kaleme alınan “Çeşme
İskelesi hakkında bazı bilgiler” adlı bildiride; “Bu durumu
Evliya Çelebi’nin Karaburun yoluyla Çeşme’ye giderken Çarpan Boğazında karşı
karşıya kaldığı bir eşkıyalık hadisesi de doğrulamaktadır. Burada Karaburun
ormanlarının eşkıya yurdu olduğu vurgulanmaktadır. Çeşme sadece kara eşkıyası
ve yerli-yabancı korsanların değil zaman zaman Osmanlı’larla savaş halinde
bulunan Venediklilerin de saldırısına uğrama tehlikesiyle çeşitli defalar karşı
karşıya kalmıştı. Bu sebeple buranın kalesine büyük önem verilmiş ve Çeşme,
XVII. Yüzyıldan itibaren bir ticaret limanı oluşundan ziyade Osmanlı
donanmasının bir askeri üssü olarak tanınmaya başlandı. Özellikle 1570 Kıbrıs
ve ardından İnebahtı mücadelesi sırasında Batı Anadolu’nun sefere eşmekle
görevli sipahileri Çeşme’den gemilere binmişlerdir.”
Yukarıdaki satırlar Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” adlı
eseri refere edilerek aktarılmaktadır ve kolayca da anlaşılacağı üzere, birkaç
öneme haiz bir durum tespiti ile karşı karşıya olduğumuzu bize anlatmaktadır.
Eşkıya varsa, ciddi bir hedef yani konu özeline göre de soyulacak
kervan var demektir, iddia ve diyalektiğinden hareketle kolayca anlaşılacağı
üzere, büyük ormanlık alana yayılmış bu şekavet hareketini, üstelikte
Osmanlı’nın çok büyük önem verdiği güvenlik oluşumuna rağmen, tatmin edecek,
miktar ve büyüklüklerde kervan trafiğine sahip olunmuştur. Bu kabil büyüklük ve
miktarlarda kervan hareketi mevzuubahis ise, varılacak yerinde çok önemli bir
merkez olması gerekmektedir doğal olarak, ya nüfusu ve endüstrisi bu ihtiyacı
doğurmuştur ya da bir toplama ve dağıtım merkezi olması hasebiyle… Yine mezkûr
eserler ve bildirilerden anlaşıldığı üzere, Osmanlı salnamelerinde tespit
edilen gerek nüfus, gerekse de gümrük vergilerinin büyüklükleri göz önüne
alındığında Çeşme’nin çok önemli bir ihracat limanı olduğu çok açıktır. Yine mezkûr
bildiride “Çeşme’ye ait gümrük gelirlerinin XVI. asır boyunca geçirdiği değişim,
iskelenin ticari kapasitesi hakkında belirleyici bir unsurdur. Yapılan
tespitlere göre gümrük gelirleri 1547’de 600.000 akçeyi geçmiştir” tespiti yapılarak ihracat
büyüklüğüne de vurgu yapılmaktadır. Burada, sarp ve sıkıntılı bir yol
izleyerek, üstelik daha kolay ulaşımı olan diğer İzmir civarı limanlar mevcut
iken, Çeşme’nin öne çıkmış olmasının izahı yapılırken, Sakız Adasının
fethedilmemiş olması ve ihracatının talepkarı yabancıların bu adada ikamet
ediyor olması enteresandır. Diğer taraftan bir ihracat merkezi olan Çeşme
Limanının bu önem ve ehemini teyit edecek 2 önemli unsur daha öne çıkmaktadır,
Çeşme Kervansarayı ve Çeşme Kalesi; biri konaklamaların yoğunluk ve
büyüklüğüne, diğeri güvenlik unsurunun önem ve büyüklüğüne delalet etmektedir. Ayrıca
bu ticari büyüklüğün ve önemin uluslararası güçler tarafından dikkatten
kaçırılmayacağı da aşikârdır, Osmanlı ile sürekli bir savaş hali içinde bulunan
ve yer yer de deniz korsanlarının hamiliğine soyunan Venediklilerin de hedefi
olmuştur sürekli olarak.
Tüm takip ve tedibe rağmen eşkıyaların saklandığı, barındığı
ve üs olarak kullandığı alanların ciddi bir orman alanı olduğu vurgulanmaktadır
ki, bugüne kadar çeşitli nedenler gösterilerek defalarca yakılmış olmasına ve
bir vadedir de sanki başka yer kalmamışçasına ve yangından mal kaçırırcasına RES
(rüzgâr enerji santrali) yapacağız adı altında kesile kesile yok edilmeye yüz
tutmuş olsa bile bakiyesi bile ciddi bir öneme haiz çam ormanları mevcuttur.
Diğer taraftan; kayıt altına alınan ihracat ve ithalatın
varlığı kadar kaçak ve gayri yasal ticaretinde geliştiğini anlıyoruz mezkûr
bildiri ve benzer yayınlardan, zengin tacirlerin ve bu zenginliğe mütenasip
kervanların varlığının yarattığı iştah, her daim olduğu ve olabileceği üzere kolay
geçinme yolu arayan eşkıyanın hedefi olmuştur ve gasp edilen mal ve eşyaların
kendi ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde bir durum oluşturduğu da aşikârdır
ayrıca. Gasp edilen bu zenginliklerin ve emtianın gayri yasal ticaretini yapmak
üzere depolandığı ve yabancı bandıralı gemiler ile sevk edildiğini tarih
itibari ile merkezi otoritenin yerel kadılara yazdığı talimatlar ve araştırma
ve takip taleplerinden anlaşılmaktadır. Nitekim mezkûr bildirinin 27 sayılı
dipnotunu oluşturan paragrafta; “sekban, eşkıya ve firketecilerin faaliyetlerinden ve
bunların yöredeki kasabalarda sakin yatakçılarından söz edilmektedir” denilerek dipnotta da; Osmanlı devlet işlerine ait sadr olan hükümlerin
ve fermanların tarih sırasına göre özetlenerek kayıt altına alındığı Mühime defteri LXXI sayı sahife 258 refere
edilerek “Seferhisarlı Muslihitdin’in kara ve deniz eşkiyası ile işbirliği
yaptığı, bunların çaldığı malları depolayıp sattığı ve eşkiyayı koruduğu
belirtilmektedir. Aslında bu zatın eşkiyanın başı olduğu söylenebilir” bilgisi verilmektedir.
Çeşme Limanının; mezkûr sempozyumda ihracat limanı olarak
öne çıkmasının yanında, başka kaynaklardan öğrendiğimiz kadarı ile sahip
olunan, kaplıca ve ılıcalar nedeniyle de gerek tedavi gerekse de rehabilitasyon
açısından önemli bir destinasyondur aynı zamanda. İzmir merkezli Gemi
Acentelerinin Çeşme Ilıcaları hedefli turlar düzenlemelerinin yanında, Ege
Adalarından da yoğun bir trafiğin olduğunu anlamaktayız kayıtlardan,
yayınlardan… Bu amaçla yapılan ve işletilen, bugün hala izleri ve işleri olan
otellerin varlığı da bu görüşleri teyit etmektedir.
Çeşme Limanı; İonia’nın önemli kenti Erythrai’inin limanı
olduğu tarihlerden itibaren, bir taraftan Osmanlının Sakız Adası fethinin
yarattığı atalet diğer taraftan da 17. yüzyıl ortalarında İzmir’in muhteşem
yükselişine kadar önemini korumuş olup bilahare de askeri bir üs olarak hizmet
vermeye devam etmiştir. Şimdilerde ise, Çeşmelilerin çok benimsememesine rağmen
birkaç oldubitti, deyim yerinde ise, tam bir cinlik ile ihale ve özelleştirme
numaralarının ihdas edilmesi sonucu, ULUSOY tarafından RORO iskele
işletmeciliğinin önemli bir merkezi haline getirilmiştir. Şimdi bir kesim zevat
ta çıkar der ki; bu sayede Çeşme otoyola kavuşmuş ve kolay ulaşılabilir bir yer
olmuştur ve bu yüzden de turistik değeri artmıştır, bu da bir tercihtir ama
katılmasam da katlanırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder