Pazar, Ağustos 31, 2014

ÇEŞME 2014


Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Çeşme; 2014 yılı yaz sezonuna yeni bir yerel yönetim ile girdi. Seçimler öncesi Belediye Başkan Sn. Muhittin Dalgıç ile sohbetlerimizde, 2014 yılı için kendilerinden çok önemli girişimler beklenmemesini beklediği beyanı ve yapılacak “küçük dokunuşlar” ile önemli sonuçlar alınacağını, kaldırım, park, yol yaptık gibi belediyelerin asli görevi olup yapacağı işlerle övünülmeyeceğini defalarca tekrarlamış idi.

Çeşme son yılların en kalabalık günlerini yaşamakta, esnafın geçmiş yıllara göre daha memnun olduğunu beyan ederek, 2014 Şeker bayramı otoyol çıkışlarını veriyor Başkan, Karayolları ilgili departmanının bilgilerine göre günlük ortalama yaklaşık 25.000 araç, yaz ortalaması ise günlük yaklaşık 15.000 araç olarak şekilleniyor. Başkanın anlatımlarından, anladığımız kadarıyla bu rakamların bir önceki yıla göre bir hayli yüksek… Çeşme ve benzeri sahil kentlerinin en önemli sorunlarından en başta geleni; kış nüfusu üzerinden bütçeden elde edilen pay-gelir ile yaz nüfusunu yönetme becerisi olup, konunun sadece para sorunu olarak algılanmaması gerektiğinin altı kalın kalın çizilmekte Başkanca… Çünkü bunun bu biçimiyle söylenilmesi halinde bazı münkir ve münafıklar tarafından, konunun sadece para meselesi biçimiyle algılanılmasına dayalı algı bozukluğu nedeniyle, personel ve makine parkı vs. ihtiyacı göz ardı edilmektedir. 

Peki; Çeşme’de eksik yok mu, şüphesiz var ve de ne yazık ki olmaya da devam edecektir, sorunlar sadece yerel değildir çünkü, canım Yurdumun bu kabil şekli yönetim tarzını tercih etmesi başlıca sorunudur. Yerel iktidar ve genel iktidar uyuşmazlığına sebep olan bu tercih, daha çok baş ağrıtmaya devam edecek gibi görünmektedir. Sürekli adem-i merkeziyet diyerek, dayatılan ya da türbanlanarak görülmesi engellenen katı merkeziyetçilik, her geçen gün artmakta olup yerel yönetimleri sadece temizlikçi konuma getirme arayışı haline gelmiştir, ne yazık ki…

Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma benzeri amaçlarla yapılan gezi anlamına gelen “Turizm”; bugünkü içeriğiyle mezkûr tarife, benim kişisel çekincelerime rağmen, yerleşik genel kanı ve içinde yaşadığımız rejimin kabulleri ve tarifleri açısından çok insanı çekebilmek, çok insan için cazibe alanı olmak ise, bu en azından bu dönem itibariyle başarılmış görünüyor. Sonuç itibari ile amaç, mezkûr tarife uygunluk çerçevesinde, kentinizi ister deniz, plaj gibi cazibeler, ister her yer sıcaktan bunalırken oldukça serin ve rutubetsiz bir ortamda bulunma konforu, ister merak edilerek görülmeye gelinmesi, ister festivallere katılmak ya da izlemek, ister eğlenme amaçlı konserleri izleme, ister tarihi kalıntı-buluntuları görme isteği, ister oldukça meşhur termal sulardan yararlanma, ister meşhur balık restoranlarında deniz mahsulleri yemenin zevkine varmak, ister kongre merkezlerinde neler olduğunu izlemek, vb. gibi nedenlerle olsun, yabancıları gerek günübirlik gerekse de konaklamalı ağırlama ise, maksat ve murat hâsıl olmuştur gibi durmaktadır. Her şeye rağmen ben bu gelişmeleri Sn. Başkan’ın ve ekibinin uyumlu ve verimli çalışmaları ile küçük dokunuşlarına bağlıyorum, aaa birileri de çıkar bunların Sn. Başkan’ın girişimleri ile ilgisi olmadığını söyler, eee ne yapalım ağızları torba değil ki büzelim… Onlarda Çeşme’nin verimli bir sezon geçiriyor olmasını Ankara Büyükşehir Belediye başkanına bağlar, olmazsa Mersin Valisine bağlar, olur biter…

Küçük dokunuşları hissetmeyenlerin, duyargalarının nasırlaşmış olduğuna bağlamak gerekmektedir herhalde bu hissizliklerini…

Asıl başarı göstergesi olacak “Büyük dokunuşlar” önümüzdeki yıldan itibaren başlayacak gibi anlaşılmaktadır, Başkanın konuşmalarından, peki neydi bu dokunuşlar, şöyle kısaca sıralayarak bakalım… 9 bölgeye ayırıp 9 farklı etkinlik, bölgeleri karşı karşıya getirmeden, aktivitelerini yerel dokuya ve davranışlarına has yaklaşımları da göz önünde tutarak, planlama ve gerçekleştirilmelerini bizlerde merakla beklemekteyiz. Çeşme’nin çeşmeleri, Çeşme kent müzesi, 2. taş ocağına Osmanlı-Rus deniz savaşının, özellikle geceleri ışıklı gösterimlere uygun figüratif kabartmalarla canlandırılması, İnkilap caddesinin “Old Bazaar” adı altında yeniden ihya edilmesi ve sunumu, Dalyan da “Nezir’in kulesinin” yeniden inşa edilmesi, Çeşme, Çiftlik ve Ilıca sahil bandının yeniden düzenlenmesi, Çeşme meydanının yeniden en eski haline kavuşturulması çalışmalarının sonuçlandırılması, Plajların tamamen halka açılması ve mevcut kiralama düzeninin sona erdirilmesi, Karakori (Kutludağ) olarak bilinen limana hâkim tepenin yerli ve yabancı heykel sanatçılarına tahsis edilerek “heykelland” kurulması, Çeşmeköy tarihi kalıntılarının gezilebilir hale getirilmesi, Dünyaca ünlü Pırlanta plajının yeniden ve daha güçlü bir biçimde “kitesurf” merkezi haline getirilmesi, “Antik Bağlararası yerleşkesi” çalışmalarının gezilebilir bir hale getirilmesi çalışmalarına destek verilmesi, 12 İon kentinden biri olan Erythrai arkeolojik kentinin daha etkili gezilebilir bir yer haline getirilmesi için gerekli desteğin bulunması ve verilmesi, Eşek adasının mevcut statüsünün tekrardan eski haline getirilmesi için gerekli girişimlerin yapılması gibi ilk akla gelenler… vs. vs…

Tüm bunların dışında; Çeşmelilerin Yerel yönetimden mutlaka başarmasını bekledikleri en önemli ve adeta olmazsa olmaz dedikleri, TOKİ’nin Çeşme imar kurallarını alt üst eden ihalesinin engellenmesi ve Çeşme imar kuralları ve plan notlarına uygun hale getirilmesi, Çeşme’nin yerleşim alanlarının bu kadar içine sokularak adeta bir intikam meselesiymiş gibi duran ve bağrına hançer gibi saplanacak RES lerin yapımının önüne geçilmesi de yerel yönetiminin önünde duran en önemli sorundur. Çevre duyarlılığı ile bilinen Çeşme Belediye Başkanı ve Meclis üyelerinin mezkur konu ile ilgili iyi niyetli girişim ve inatla direniş çabaları da Çeşmeliler tarafından takdirle karşılanmaktadır.

Hiç yorum yok: