İngiltere’de
1855 yılında kurulmuş, bünyesinde ezelden beri “Kürt Araştırma Enstitüsü” ve “Arap
ve İslam Araştırmaları Enstitüsü” gibi bölümleri barındıran ve Ortadoğulu uluslar
ve aşiretleri hedef tutan EXETER Üniversitesi, 20. Yüzyılın başından itibaren
de bünyesine CHATHAM HOUSE gibi,
şimdilerde bazı önemi kendinden menkul muhteremlerin çok şikâyet ettiği Ortadoğu’yu
adeta paramparça dünyam benim mantığı ile bölen “Sykes–Picot haritalarını” çizen ve Sevr antlaşmasını hazırlayan,
kuruluşu katarak etki ve yetki alanının arttırmıştır. Çok iyi bilindiği üzere
Exeter Üniversitesi ilgili bölümlerinden mezun edilmiş ve yurt dışı görevlerde
istihdam edilmek üzere hazırlanmış sayısız ajan vardır ve önemli bir kısmı
açığa çıkmış ya da anılarını yayınlamıştır. Ayrıca daha detaylı izah edilmesi
gerektiğini, iyi bilenlerin yapabileceği “Green
Peace” adlı çevreci kuruluş ta bu üniversitenin yan kuruluşudur. Örneğin “İslam
Kalkınma Bankası”nın önemli ve üst düzey yöneticilerinin nerede ise tamamı
Exeter’den lisans ya da lisansüstü eğitim almışlardır, kolayca anlaşılacağı
üzere de burada mezkûr eğitimlerin alınması için tercih edilecek öğrencileri de
dini kuruluşlar belirler. Ajan ve provokatörler konusunda o kadar içli dışlıdırlar
ki, dünya işkence tarihine bile “Exeter dükünün kızı” adlı bir işkence aleti
kazandırılmıştır. Chatham House rabıtasını kolay ve anlaşılır tarifleyebilmek
adına Exeter den bahsettiğimiz yeterlidir, bence ve asıl konuya dönelim.
“Yuvarlak
Masa Toplantıcıları” adı ile 1920’lerde başlayıp ve genellikle İsrail
Devletinin kuruluşu başta olmak üzere, Birleşik Krallığın çıkarlarına binaen
ilgi alanına giren benzer her konuda uluslararası boyutta maydanoz olma çabaları
bilahare “Kraliyet Uluslararası
İlişkiler Enstitüsü” adına dönüştürülerek daha resmi ve daha cazip hale
getirilmiştir. Aslında biz aldananlara uluslararası sivil bir düşünce kuruluşu
gibi sunulan ve kabul ettirilen ve de hatta bu kabulden sonra asla ve kat’a
aldatılmışım denilemez duruma getirilen halimiz ile, dünyada oluşacak ve oluşan
her türlü krize sözde siviller vasıtası ile çözüm aranıyormuş görüntüsü verilen
bu sözde hür platform, emperyalistlerce kurulan sayısız benzer kuruluşlardan
biri olup, tek derdi kurucularının ve mümessillerinin çıkarlarıdır.
Bu
kuruluş umdelerine sıkı sıkıya bağlı insanlar için, uluslararası arenaya
sunulmak ve tanıtılmak üzere zaman zaman ödüllerde vermektedir. “Büyük Şövalye Nişanı” adı ile maruf bu
ödül, çok önemli görülen zat-ı şahanelerine takdim edilmekte olup ve ne yazık
ki bu tür kuruluşlardan alınan ödüller “yürü ya kulum” anlamında olmaktan öteye
de gidememektedir ilgili şahıslar için ve sadece nişanı verenlerin yelkenine
biraz daha rüzgâr olarak geri dönmektedir, plan bu. Bu unvan canım yurdumun
topraklarında ilk defa Osmanlı Sultanı Abdülaziz’e bizzat dönemin İngiltere
Kraliçesi tarafından takdim edilmiştir. Merak edenler olursa ise kısa bir
araştırma ile daha kimlerin bu imkândan faydalandığını kolayca öğrenebilirler. Mesela
bilindiği üzere 2008 yılında dönemin Cumhurbaşkanına da verilmiştir, diyelim ve
bitirelim bu faslı.
“Council on Foreign
relations” CFR adı ile maruf ABD merkezli kuruluş, küresel
güçlerin dünyaya çeki-düzen verme, detayda buna muvafık nizam tesisi, tekelci
sermayenin dünya egemenliğini, her yolu, buna askeri çözümlerde dâhil olmak
üzere, deneyerek sürdürülmesi, sermaye
dolaşımına engel sınırların kaldırılmasının temin ve tesisi, dünyayı yöneten
güçlerin değişmemesi adına misyon yürütürken yolu sürekli olarak, Chatham House
kuruluşu “Kraliyet Uluslararası
İlişkiler Enstitüsü” ile kesişmektedir, basını yakından takip edenler
tarafından bilinmektedir. Ulus Devletlerin misyonu tamamlanmıştır, özgürlükçü
demokrasi zamanıdır gibi şatafatlı kelamlar ile kim ki yola çıkmış ise aydınlar
tarafından şüpheli karşılanması da bu yüzdendir zaten.
Bir
anlamda “dünya derin devlet”i sayılan CFR’nin yoldaşı “Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü” kendisine yakın
kuruluşlar tarafından sürekli çok önemli bir kuruluş sunumu ile ulusların
gözünde masum ve cici gösterilmeye sürekli gayret gösterilen bir kuruluştur. Örneğin;
ABD merkezli University of Pennsylania’nın bir değerlendirmesine göre, “Brookings
institute”den sonra Dünyanın en etkili 2. think-tank'i kuruluşudur, vay ki vay.
Ayrıca yakın takipçilerinin de iyi bildiği üzere mezkûr kuruluşun canım Yurdumdaki
kurumsal ortağı Koç Holding’tir. Önceki kurumsal ortağı da Sabancı Holding
olup, grubun bankası Akbank ise sponsoru idi. Koç Holding, Chatham House “Türkiye
projesi” ana sponsorlarından olup, mezkûr proje de konusu da “One Belt, One Road” (Bir Kemer, Bir
Yol) adı ile maruf olup, “Yeni İpek Yolu” tesisinde Türkiye’nin konumu ve
Türkiye-Avrupa ilişkilerini içermekte olup Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan
Vekili Ali Koç da Chatham House’un Mütevelli Heyeti’ne dâhil edilmiştir.
Yukarıda konu edilen tüm detaylar basında çeşitli zamanlarda çıkan yazılardan
akılda kalanlar çerçevesinde düzenlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder