Siyasi
Partiler Kanununa göre, siyasi partilere her yıl Hazine tarafından ödenmek
üzere, genel seçimlerde yüzde 10 barajını aşan partilere aldıkları oy oranında
devlet yardımı yapılıyor. Ayrıca bu partilerin dışında yüzde 3'ün üzerinde oy
alan partilere de en az yardım alan partinin hak ettiği yardım miktarı
üzerinden yapılan hesaplamayla ayrıca ödeme yapılıyor. Yardım miktarı, o yılın
genel bütçe gelirlerinin 5 binden 2'si oranında belirleniyor. Bu tutar, genel
seçimlerin yapılacağı yıllarda üç kat, yerel seçim yıllarında ise iki kat
olarak ödeniyor. Görünen o ki mevcut sonuçlara yani 24 Haziran 2018 seçimlerine
göre, %10'luk barajını aşan 4 siyasi parti, sırası ile, AKP %48,35, CHP %25,74,
HDP %13,28 ve MHP %12,62 oy almışlardır. Bu oy dağılımı dikkate alınarak, AKP
önümüzdeki yıl en geç 10 Ocak'ta 290.867.000 TL, CHP 154.808.000 TL, HDP 79.906.000
TL, MHP 75.942.000 TL alacaktır. Nasıl sistem değil mi? Hem kafalarına göre
paramızı harcayacaklar hem de kafalarına göre sloganlar üretecekler ve bunları
gözümüze sokarak, beynimize kazıyarak ve hatta inanmamızı bekleyerek kulağımıza
üfleyecekler, üstüne üstlük inanmadığımız zamanda kızıp azarlayacaklar, açıktan
ya da çaktırmadan. Bütçeden destek ile seçim yap, seçimden sonra kanun yap, oh
harika bir düzen, nefis sistem… Siyasi partilere para yardımı yapılması 12
Eylül Askeri darbesinin canım Yurduma deli gömleği giydirme operasyonlarının
birisidir… Ama ondan sonra gelenler de konu para olunca değiştirme isteği ve
niyeti göstermediler… Eeee beleş para, ne diye ret edilecek, olur mu? Bu
topraklar “nerde beleş oraya yerleş” sözünü boşuna mı yaratmış… Zinhar…
Bakın
sistem için aklın yarattığı en adaletli biçimi üstüne bildiğim birtakım
detayları yazmak istiyorum. Nerede is tamamı Küba’dan olacak bu detayların.
Peki en iyisi midir tüm bunlar, şüphesiz daha iyisi olabilir ancak
uygulanabilir olması açısından aklın yarattığı en iyilerdir. Asıl mesele; hani
politikacı büyüklerimizin sık sık tekrarladıkları bir şey vardır ya; politika
için “memleket sevdası”, “millete hizmet vesilesi” … Madem ki öyle, mesela
politika yapmak için herhangi bir bedel yani maaş ödenmese, politikacılık
tamamen gönüllü bir hizmet olsa nasıl olur acaba? Mesela politikacı başına
hesaplanan oyun %50 si ile geriye çağrılma imkânı olsa nasıl olur acaba? Yerel
meclislerden onay almayan yasalar uygulanmasa nasıl olur acaba? Gerek yerel
gerek genel meclis üyelerinin doğrudan vatandaş tarafından seçilse, herhangi
bir delege sistemi ve tercihi gözetilmeksizin, acaba nasıl olur? Vatandaşların
her konuda görüşü sorulsa, görüş alınması da gönüllü olsa, mecburi olmasa?
Mesela yeni imara açılacak yerlerin öncelikle vatandaş görüşünden geçirilmesi
gerçekleşse nasıl olur acaba? RES, HES, JES, KES vs gibi vatandaşların onayı
ile yapılsa nasıl olur acaba? Maden ocakları yerleri ve işletme kararları
vatandaş onayı olmadan olsa nasıl olur acaba? Vs vs…
Şimdi
gelelim Küba’daki seçim sistemi üstüne bildiklerimize, duyduklarımıza ve
okuduklarımıza. Evvelemirde; Küba’da “milletvekilliği” kesinlikle bir meslek
haline dönüştürülmemiştir, dönüşmesine de izin verilmemiştir, yani para
karşılığı yapılan bir uğraş değildir.
Küba’daki
siyasi yürütme sistemi, 3 kademeli olup, yerelde belediye meclis üyelikleri,
eyaletlerde eyalet meclisleri, genelde de en yüksek meclis ulusal meclisten
oluşmaktadır. Yerel meclisler, ülke genelindeki 169 belediye özelinde organize
olur, belediye sınırları içerisindeki vatandaşların sosyal, siyasal ve ekonomik
talep ve beklentilerinin tespiti, hal olunmasının yöntemi, planı,
bütçelendirilmesi, gerekiyor ise eyalet ya da ulusal meclislerden gerekli onay
ve kaynak aktarılmasının temini, bunların yürütme organınca gerçekleştirilmesi
konularında faaliyet yürütürler. Yerel meclisler “her 500 Küba vatandaşına bir
temsilci” esasına göre yapılandırılmış olup temsili sistem içerisinde çok
önemli bir yer teşkil ederler, neden mi, eyalet ve ulusal meclislere gidecek
temsilcilerin bu meclislerden onay almaları gerekmektedir. Peki bu neden çok
önemli bir detaydır, çünkü, vatandaşın ülke yönetimine doğrudan ve son derece
etkili katılımını getirmektedir. Ayrıca yerel meclislere seçilecek vekiller,
seçin bölgelerini kapsayan tüm alanlardaki vatandaşın direk ve açık oyu ile
belirlenmekte olup 2,5 yıllık bir süre için seçilmektedirler. Politik
manevralar, hile, hurda ve desise yapılarak oyların çalınması, oyların iç
edilmesi söz konusu olamaz, biliyor musunuz neden, çünkü “sandıkların bekçisi çocuklardır” da ondan, haydi kediler trafolara
girsin de görelim, haydi oylar parti değiştirsin de görelim. Genelde seçme ve
seçilme 16 yaşını doldurmuş her vatandaşın hakkı olup, ayrıca 16 yaşında olan
her vatandaş yerel meclislere, 18 yaşını doldurmuş her vatandaş ta ulusal
meclise aday olma hakkına sahiptir. Hem de aday göstermek öyle bir zümrenin,
bir partinin, bir grubun tekelinde olmaksızın, her vatandaş aday olma hakkına
sahiptir hem de gerçek manada öyle kâğıt üstünde değil.
Milletvekilleri,
Eyalet veya Belediye Meclislerinde “Meclis Başkanlığı” veya “Meclis Başkan
Yardımcılığı” görevine seçilmesi hali ile Ulusal Mecliste Daimî Çalışma
Komisyonlarında görevlendirilmesi gibi istisnai durumlar hariç, Eyalet ve
Belediye Meclisleri Milletvekilleri/Delegeleri, halk temsilcisi olarak
gerçekleştirilen bu görevler için hiçbir maaş almamaktadır. Üstüne üstlük,
vatandaş seçtiği milletvekillerin icraat ve performanslarından memnun değiller
ise imza toplayıp derhal geriye çağırma, milletvekilliklerini düşürme yetkilerine
de haizdirler. Bu faaliyetin tamamen halka hizmet etmek için gönüllü yapılan
bir iş olduğunu bilirler. Herkes daha önce çalıştığı yerlerdeki maaşlarını
alırlar, Meclis faaliyetlerinden ötürü maaş alanlar da daha önce aldıkları
maaşlardan fazlasını almazlar, alamazlar… Kayıtlarda, kanunlarda, yönetmelikte,
iç tüzükte ve dış tüzükte ne yazdığına bakılmaksızın, yani kâğıt üstünde ne
denildiğine bakılmaksızın ne şekilde uygulandığı ve hayata geçişi önem arz
eder.
“Partilere
seçim yardımı ödeneği ne demek kardeşim ekonomik savaş veriyoruz” da demiyor
kimse, maşallah. Madem ki öyle, belediye başkan adayları olsun, genel
seçimlerde milletvekili adayları olsun, vatanını milletini çok seviyorlarsa
kendileri karşılasınlar seçim masraflarını, evet, devlete yük oluyor, bunlar ne
şimdi, el insaf…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder