Cuma, Ocak 04, 2019

SİSTEM DEDİKLERİ


Siyasi Partiler Kanununa göre, siyasi partilere her yıl Hazine tarafından ödenmek üzere, genel seçimlerde yüzde 10 barajını aşan partilere aldıkları oy oranında devlet yardımı yapılıyor. Ayrıca bu partilerin dışında yüzde 3'ün üzerinde oy alan partilere de en az yardım alan partinin hak ettiği yardım miktarı üzerinden yapılan hesaplamayla ayrıca ödeme yapılıyor. Yardım miktarı, o yılın genel bütçe gelirlerinin 5 binden 2'si oranında belirleniyor. Bu tutar, genel seçimlerin yapılacağı yıllarda üç kat, yerel seçim yıllarında ise iki kat olarak ödeniyor. Görünen o ki mevcut sonuçlara yani 24 Haziran 2018 seçimlerine göre, %10'luk barajını aşan 4 siyasi parti, sırası ile, AKP %48,35, CHP %25,74, HDP %13,28 ve MHP %12,62 oy almışlardır. Bu oy dağılımı dikkate alınarak, AKP önümüzdeki yıl en geç 10 Ocak'ta 290.867.000 TL, CHP 154.808.000 TL, HDP 79.906.000 TL, MHP 75.942.000 TL alacaktır. Nasıl sistem değil mi? Hem kafalarına göre paramızı harcayacaklar hem de kafalarına göre sloganlar üretecekler ve bunları gözümüze sokarak, beynimize kazıyarak ve hatta inanmamızı bekleyerek kulağımıza üfleyecekler, üstüne üstlük inanmadığımız zamanda kızıp azarlayacaklar, açıktan ya da çaktırmadan. Bütçeden destek ile seçim yap, seçimden sonra kanun yap, oh harika bir düzen, nefis sistem… Siyasi partilere para yardımı yapılması 12 Eylül Askeri darbesinin canım Yurduma deli gömleği giydirme operasyonlarının birisidir… Ama ondan sonra gelenler de konu para olunca değiştirme isteği ve niyeti göstermediler… Eeee beleş para, ne diye ret edilecek, olur mu? Bu topraklar “nerde beleş oraya yerleş” sözünü boşuna mı yaratmış… Zinhar…

Bakın sistem için aklın yarattığı en adaletli biçimi üstüne bildiğim birtakım detayları yazmak istiyorum. Nerede is tamamı Küba’dan olacak bu detayların. Peki en iyisi midir tüm bunlar, şüphesiz daha iyisi olabilir ancak uygulanabilir olması açısından aklın yarattığı en iyilerdir. Asıl mesele; hani politikacı büyüklerimizin sık sık tekrarladıkları bir şey vardır ya; politika için “memleket sevdası”, “millete hizmet vesilesi” … Madem ki öyle, mesela politika yapmak için herhangi bir bedel yani maaş ödenmese, politikacılık tamamen gönüllü bir hizmet olsa nasıl olur acaba? Mesela politikacı başına hesaplanan oyun %50 si ile geriye çağrılma imkânı olsa nasıl olur acaba? Yerel meclislerden onay almayan yasalar uygulanmasa nasıl olur acaba? Gerek yerel gerek genel meclis üyelerinin doğrudan vatandaş tarafından seçilse, herhangi bir delege sistemi ve tercihi gözetilmeksizin, acaba nasıl olur? Vatandaşların her konuda görüşü sorulsa, görüş alınması da gönüllü olsa, mecburi olmasa? Mesela yeni imara açılacak yerlerin öncelikle vatandaş görüşünden geçirilmesi gerçekleşse nasıl olur acaba? RES, HES, JES, KES vs gibi vatandaşların onayı ile yapılsa nasıl olur acaba? Maden ocakları yerleri ve işletme kararları vatandaş onayı olmadan olsa nasıl olur acaba? Vs vs…

Şimdi gelelim Küba’daki seçim sistemi üstüne bildiklerimize, duyduklarımıza ve okuduklarımıza. Evvelemirde; Küba’da “milletvekilliği” kesinlikle bir meslek haline dönüştürülmemiştir, dönüşmesine de izin verilmemiştir, yani para karşılığı yapılan bir uğraş değildir.

Küba’daki siyasi yürütme sistemi, 3 kademeli olup, yerelde belediye meclis üyelikleri, eyaletlerde eyalet meclisleri, genelde de en yüksek meclis ulusal meclisten oluşmaktadır. Yerel meclisler, ülke genelindeki 169 belediye özelinde organize olur, belediye sınırları içerisindeki vatandaşların sosyal, siyasal ve ekonomik talep ve beklentilerinin tespiti, hal olunmasının yöntemi, planı, bütçelendirilmesi, gerekiyor ise eyalet ya da ulusal meclislerden gerekli onay ve kaynak aktarılmasının temini, bunların yürütme organınca gerçekleştirilmesi konularında faaliyet yürütürler. Yerel meclisler “her 500 Küba vatandaşına bir temsilci” esasına göre yapılandırılmış olup temsili sistem içerisinde çok önemli bir yer teşkil ederler, neden mi, eyalet ve ulusal meclislere gidecek temsilcilerin bu meclislerden onay almaları gerekmektedir. Peki bu neden çok önemli bir detaydır, çünkü, vatandaşın ülke yönetimine doğrudan ve son derece etkili katılımını getirmektedir. Ayrıca yerel meclislere seçilecek vekiller, seçin bölgelerini kapsayan tüm alanlardaki vatandaşın direk ve açık oyu ile belirlenmekte olup 2,5 yıllık bir süre için seçilmektedirler. Politik manevralar, hile, hurda ve desise yapılarak oyların çalınması, oyların iç edilmesi söz konusu olamaz, biliyor musunuz neden, çünkü “sandıkların bekçisi çocuklardır” da ondan, haydi kediler trafolara girsin de görelim, haydi oylar parti değiştirsin de görelim. Genelde seçme ve seçilme 16 yaşını doldurmuş her vatandaşın hakkı olup, ayrıca 16 yaşında olan her vatandaş yerel meclislere, 18 yaşını doldurmuş her vatandaş ta ulusal meclise aday olma hakkına sahiptir. Hem de aday göstermek öyle bir zümrenin, bir partinin, bir grubun tekelinde olmaksızın, her vatandaş aday olma hakkına sahiptir hem de gerçek manada öyle kâğıt üstünde değil.

Milletvekilleri, Eyalet veya Belediye Meclislerinde “Meclis Başkanlığı” veya “Meclis Başkan Yardımcılığı” görevine seçilmesi hali ile Ulusal Mecliste Daimî Çalışma Komisyonlarında görevlendirilmesi gibi istisnai durumlar hariç, Eyalet ve Belediye Meclisleri Milletvekilleri/Delegeleri, halk temsilcisi olarak gerçekleştirilen bu görevler için hiçbir maaş almamaktadır. Üstüne üstlük, vatandaş seçtiği milletvekillerin icraat ve performanslarından memnun değiller ise imza toplayıp derhal geriye çağırma, milletvekilliklerini düşürme yetkilerine de haizdirler. Bu faaliyetin tamamen halka hizmet etmek için gönüllü yapılan bir iş olduğunu bilirler. Herkes daha önce çalıştığı yerlerdeki maaşlarını alırlar, Meclis faaliyetlerinden ötürü maaş alanlar da daha önce aldıkları maaşlardan fazlasını almazlar, alamazlar… Kayıtlarda, kanunlarda, yönetmelikte, iç tüzükte ve dış tüzükte ne yazdığına bakılmaksızın, yani kâğıt üstünde ne denildiğine bakılmaksızın ne şekilde uygulandığı ve hayata geçişi önem arz eder.

“Partilere seçim yardımı ödeneği ne demek kardeşim ekonomik savaş veriyoruz” da demiyor kimse, maşallah. Madem ki öyle, belediye başkan adayları olsun, genel seçimlerde milletvekili adayları olsun, vatanını milletini çok seviyorlarsa kendileri karşılasınlar seçim masraflarını, evet, devlete yük oluyor, bunlar ne şimdi, el insaf…

Hiç yorum yok: