Cumartesi, Mart 02, 2019

ÇİFTLİK KÖY ve SAKIZ AĞACI

Çiftlik köy “sakız ağacı” konusunda bir derya deniz ama değerlendirmede ciddi manada geri kalmış ya da olması gereken noktaya gelememiş durumda. Mübadele sonrası gelen atalarımız iki ağaca inanılmaz şekilde hoyrat davranmış görünmekte, sakız ve zeytin, her ikisi de maşallah çıralı ve reçineli olması nedeni ile en fazla tercih edilen yakacak olarak değerlendirilmiş. Sonuçta geldikleri yerde fazla bilinmeyen ağaçlar konusunda tam bir sıfırı tüketme noktası. Sonradan komşunun adaları ile münasebetler geliştikçe görülüyor ki “sakız” ağacı ciddi bir ekonomik değer, yeni yerleştikleri yerin yerli ağaçlarından zeytin ve ürünü zeytinyağını tanıdıkça da sakıza ve zeytine meyilleri artar, ama meyil hızlı olmaz. Çok sonraları iki ürün konusunda da ne yazık ki tüm çalışmalara rağmen rakipleri; Lübnan, İtalya, Yunanistan ve İspanya’nın çok gerisinde kalmaya devam etmişlerdir. Ve görünen o ki trend böyle giderse geride kalınması mukadderat olacaktır.

Sakız ağaçları üstüne Çiftlik Köy başta olmak üzere eski Belediye Başkanlarından Nuri Ertan döneminde bir envanter oluşturulması ve koruma çalışması başlatılır bazı ağaçlar dikenli teller ile korumaya da alınır ancak konunun bir toplumsal faaliyet olmaması halinde ne olacaksa o olur, tespit ve tasnifi yapılan bu ağaçların büyük bölümü heder olur malum faaliyetler çerçevesinde. Zaten def-i bela kabilinden yürütülen faaliyet de sönümlenir gider zaman içinde.

Sonra Çiftlik Köyde bir dernek kurulur, “Çiftlik Köy Eğitim Çevre ve Dayanışma Derneği” adı ile; kurucuları arasında Başkan Nadir Türken, İzzet Albayrak, Muhittin Aydın, Süleyman Atagöz, Metin Gemici’nin de bulunduğu ekip, imar uygulaması neticesinde Çeşme Belediyesi mülkiyetine geçmiş bir alanı kısa sürede sakız ağacı ile donatırlar. Mülkiyeti Belediyeye geçmiş olan bu alan, Belediye Başkanı Nuri Ertan’ın başta tüm itirazlarına rağmen sonradan kabullenmesi ile, Çiftlik Köyün ilk sakız bahçesi olarak zımnen tescillenir, sakız ağaçları Çiftlik Köy içindeki eski sakız bahçesinden alınan çelikler Ege Üniversitesinden Doç. Dr. Murat İSFENDİYAROĞLU tarafından saksılarda köklendirilir, ağaç çukurları Abdullah Çandıroğlu ve Seyfi Yurttaş tarafından makine ile hazırlanır, Dernek tarafından seferber edilen Köy İlkokul Öğrencileri marifetiyle her birisinin birer adet ağaç dikimine katkı sunduğu ilaveten dikimine katkı verdikleri ağaçlara kendi isimlerini de vererek gerçekleştirilir,  şimdi o ağaçlar kocaman kocaman sakız ağaçları halinde olup, çevre yolu üzerinde plajlara gidiş istikametinde yolun sağında kalmaktadır. Zımnen tescili yerleştirilen bir tabela ile de yarı resmiyet kazanır. Tabelada Dernek, Belediye ve Metin Gemici isimleri ortak yer alır başlarda. Sonra yerel iktidar değişir, tabeladan derhal dernek adı çıkarılır çünkü yeni Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu ile Dernek üyeleri arasında eleştiriye dayalı anlaşmazlıklar oluşur, eee yetki kimde Belediyede, hooopppp dernek adı silinir, sadece Metin Gemici adı bırakılır… Peki sakız ağacı konusunda mezkur başkan ile başka bir atılım yapılır mı, zinhar… Ama onlar da, yeni yapılan inşaatların oturma ruhsatı alınması aşamasında her bağımsız bölüme birer adet sakız ağacı dikilmiş olması şartı getirerek yeni bir karar oluştururlar, katkısı olur mu, evet, şüphesiz olur ama uyanık müteahhitlerle baş etmek kolay mı onlar bir yolunu bulurlar, kimisi mevcut sakız ağaçlarından dallar koparır toprağa dikerler, tıpkı sakız ağacı dikilmiş gibi, kimisi ise küçük küçük ağaçlar satın alır ve dikerler, doğası gereği nazik olan bu ağaçlar yetersiz bakım neticesinde kısa sürede kurur giderler.

Bilahare; yerel yönetim aynı partide kalmak kaydı ile değişir, artık Muhittin Dalgıç vardır Belediye Başkanlığında. O günden sonra gerek Başkanın inisiyatif ile gerekse sakız ağacı farkındalığı oluşması gerekse de toplumsal bilincin yükselmesi ile, sakız ağaçlıklarının kurulmasında kamunun yeniden “baş rol” alması gereği öne çıkar. Çiftlik Köye bu dönemde ilaveten 4 adet daha sakız bahçesi ilave edilirek toplam sayı 6 ya çıkarılır. Dönemin Çiftlik Köy yetkilisi Turgay Soykan’ın da çabaları asla unutulmamalıdır, bu manada emeği geçen herkese teşekkür etmek boynumuzun borcudur. Bundan sonra gelecek yönetimlerden de bir önceki dönemden daha da fazla çaba sarf ederek sakız bahçelerini çoğaltmasını bekliyoruz, istiyoruz ve sürekli de isteyeceğiz.

Çiftlik Köy “sakız festivalinde” öğrendiğimiz teknik ve ekonomik bilgilerin üstünden bir kez daha geçmekte fayda vardır. Bu anlamda sakız reçinesi (mastika) ve sakız uçucu yağı üretiminin merkezi durumundaki Yunanistan’ın Sakız Adası üretimin olduğu her köyde kooperatif marifeti ile örgütlenmiş ve üst birlik olarak ta Sakız Üreticiler Birliği oluşturulmuş, kilogram fiyatı 90 ila 100 euro arasında bir fiyattan satılmak üzere yıllık yaklaşık 150.000 kilogram üretime ulaşılmıştır. Peki; yapılan ihracatın 2 önemli hedefi neresi derseniz, Ameri Birleşik Devletleri ve Türkiye… Canım Yurdumun ne kadar sakız, ne kadar sakız yağı ya da sakız reçeli aldığı konusunda bilgi varsa da ben ulaşamadım. Bu arada sakız yağının piyasa fiyatının da yaklaşık 900 euro olduğunu da ilave etmeliyim. Bu üretim miktarları, bu piyasa fiyatları ile ciddi üretim seviyelerine ulaşılabilirse Çiftlik Köy’ün ekonomisine nasıl bir rakamın girebileceği aşikardır. Bu nedenle teşvik ve destek konusunda kamu yöneticilerinin rol hatta başrol almaları kaçınılmazdır. Aaa sakız ağacı bakımının ve sakız üretiminin ne kadar meşakkatli ve sıkıntılı olduğunu bilmiyor muyum, ziyadesi ile biliyorum, lakin kolay olan ne kaldı ki?

12 ay yeşil kalan sakız, çalı görünümlü olmakla birlikte, gösterilen ihtimam ile ağaç haline dönüşen, tüm Akdeniz ülkelerinde bulunmakla birlikte, “damla sakızı” üretimine uygun olanının doğası, Sakız Adası ile Çeşme ve de özellikle Çiftlik Köy olarak belirtilmektedir, bilim insanlarınca… Daha çok şey yazılabilir ama benden bu kadar, ileri ve teferruatlı bilgi için doğru adres Ege Üniversitesi ve ilgili bilim insanı Murat İSFENDİYAROĞLU ve Çeşmenin yerli üreticilerinden de Çoşkun Vural’dır.

Hiç yorum yok: