Pazar, Nisan 21, 2019

ÇEŞME KALESİNİN KAÇINILABİLECEK SONUÇLARI


Çeşme’nin önemli tarihi miraslarından biri mezkûr Kale olup, okuduğum kaynaklardan öğrenebildiğim kadarı ile yapımı, tadili ve ihyası ile ilgili çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgilerden, 14. Yüzyılda Cenevizliler tarafından yapıldığı, Osmanlı Padişahı II. Beyazıt tarafından 1508 yılında önemli ekler yaptırılarak bugünkü haline getirildiği, 18. Yüzyılda ciddi bir şekilde restore edildiği şeklinde kale tarihine yönelik olanların, sanki daha makul olduğu söylenebilir. Ve maalesef her tarihi eserin başına gelen burada da tekerrür etmektedir, süreç içerisinde gerek yapılan ekler, gerekse de restorasyonlarda, antik yerleşimlerin taşlarının kullanılmış olduğu rivayet edilmektedir, diğer yerler ve uygulamalara da bakınca bu durum akla fazla da aykırı gelmemektedir.

Daha önce yazdığım bir yazıda; Çeşme’nin şimdilik en önemli tarihi değeri olarak Kalesini, araştırmalarım neticesinde edindiğim bilgiler doğrultusunda bir de böyle bakın tadında anlatmış idim.

Yine aynı yazıda; Evliya Çelebi meşhur “Seyahatname”sinden Çeşme Kalesini nasıl anlattığını aktarmış idim; Çeşme kalesi denizin dudağında bir alçak kaya üzerine yapılmıştır. Batı tarafı deniz, doğu tarafı bayırlı bir sahra ve dağlardır. Dağların üstleri tamamen bağdır. Kalenin içindeki bütün evler, batı tarafında, Sakız Adasına ve denize bakan yerlere yapılmıştır. Elli kadar olan bu evlerin damları toprak örtülüdür. Kalenin dizdarı ve 185 kale muhafızı erler bu evlerde otururlardı. Dört köşeli kalesi safi taştan yapılmış çok güzel hoş âbâdır. Kale doğudan batıya doğru uzunca yapılmıştır. Uzunluğu yokuş aşağı hendek kenarınca 200, eni 150 adımdır.
Kalenin çepeçevre yüzölçümü 700 adımdır. Üç tarafı derin ve büyük hendektir. Lâkin batı tarafını teşkil eden kayaları deniz dövdüğü için burada hendek yoktur. Kalenin kıbleye bakan çok sağlam demir kapısı varoşa açılır. Kapı önünde hendeğin üstünde zemberekli bir asma köprüsü vardır. Bu kapıdan sonra içeride bir kat demir kapı daha vardır. İç Kaleye iki kapıdan girilmiş olur. İkinci kapı kuzeye açılır. Bu kapının üzerinde Sultan Beyazıt Velinin fevkâni camii vardır. Venedik gemileri buraya gelmiş, kaleyi boş bulmuş ve işgal etmişlerdi. Kalenin demir kapılarını camiinin altın âlemlerini almışlar ve kaleyi yer yer yıkarak savuşup gitmişlerdi. Sonra padişahın fermanı ile Ak Mehmet Paşa Sakız Adası muhafızı iken bu çeşme kalesini tamir etmiş bir ak inci haline getirmiştir. Bu sırada camiyi esaslı bir şekilde tamir ettirmiş, altın âlemlerle süslemiştir. Kale kapılarını da 50 şer kantar ağırlığında yeniden demirden yaptırmıştır. Hendekleri 20 şer arşın derinleştirmek sureti ile temizlettirmiştir. Kalenin deniz tarafına bakan yerine iki büyük tabya yaparak her birine balyemez topu yerleştirmiştir. Mahzenlerini de binlerce kantar siyah barutla doldurmuştur.”

Bugünlerde mezkûr Kalenin durumu, en azından Güney yönündeki kulesinin beklediği acil restorasyon gereği ile bir kez daha önem arz etmektedir. Bir süredir, meslektaşım İnşaat Mühendisi İzzet Albayrak ile birlikte, Kalenin önünden her geçişimizde bir çalışmanın başlayacağı beklentisi ile baktık yapının duvarlarına, öncelikle kalın duvarların içine su girmesinin önlenmesine yönelik gerekli önlemlerin alınıp alınmamasına ve muhtemel drene edilemeyen duvar içindeki suyun yarattığı tahribata ve daha da önemlisi dikey çatlaklara ve çatlaklara istinaden kulenin şakuli bozulmasına, henüz bir çalışma ne yazık ki söz konusu değil. Bir kez de birkaç taraflarının ortak tanıdığı kişilerce özel uyarı haberi gönderdik, sonuç bekliyoruz. Biz bekleriz şüphesiz de, “Kale” bekler mi bilemiyorum. Benzer sorunların yaşandığı Kuzey Kulesinde birkaç yıl önce yapılan müdahale en azından şimdilik sonuç vermiş görünmektedir. Ancak gerek Cezayirli Hasan Paşa Heykelinden itibaren Batı tarafındaki ana duvar ve kulenin durumu kritik, en azından bize göre, şüphesiz bizler birer restorasyon uzmanı değiliz ancak birer İnş. Müh olarak gözümüzden sıkıntılı durum kaçmamaktadır. Buradan itibaren; “acil müdahale” ya da “acil bilgilendirme” talebi ile durumu fotoğraflar ile ilgililere yetkililere arz ediyorum. Lütfen tarihini seven, tarihine önem veren herkesi konunun önemine binaen, soruna, şüphesiz sorun var ise eğer, müdahale edilmesi talebi yapmaya davet ediyorum. Çeşme Kalesi benim için önemlidir de, esasen Çeşme için önemlidir. Aksi taktirde, aksini düşünmek istemiyorum, Allah muhafaza. Nokta… Hatta 3 nokta…










Hiç yorum yok: