Çeşme’nin
önemli tarihi miraslarından biri mezkûr Kale olup, okuduğum kaynaklardan
öğrenebildiğim kadarı ile yapımı, tadili ve ihyası ile ilgili çeşitli bilgiler
bulunmaktadır. Bu bilgilerden, 14. Yüzyılda Cenevizliler tarafından yapıldığı,
Osmanlı Padişahı II. Beyazıt tarafından 1508 yılında önemli ekler yaptırılarak
bugünkü haline getirildiği, 18. Yüzyılda ciddi bir şekilde restore edildiği
şeklinde kale tarihine yönelik olanların, sanki daha makul olduğu söylenebilir.
Ve maalesef her tarihi eserin başına gelen burada da tekerrür etmektedir, süreç
içerisinde gerek yapılan ekler, gerekse de restorasyonlarda, antik
yerleşimlerin taşlarının kullanılmış olduğu rivayet edilmektedir, diğer yerler
ve uygulamalara da bakınca bu durum akla fazla da aykırı gelmemektedir.
Daha
önce yazdığım bir yazıda; Çeşme’nin şimdilik en önemli tarihi değeri olarak
Kalesini, araştırmalarım neticesinde edindiğim bilgiler doğrultusunda bir de
böyle bakın tadında anlatmış idim.
Yine
aynı yazıda; Evliya Çelebi meşhur “Seyahatname”sinden Çeşme Kalesini nasıl anlattığını aktarmış idim; “Çeşme kalesi denizin dudağında bir alçak
kaya üzerine yapılmıştır. Batı tarafı deniz, doğu tarafı bayırlı bir sahra ve
dağlardır. Dağların üstleri tamamen bağdır. Kalenin içindeki bütün evler, batı
tarafında, Sakız Adasına ve denize bakan yerlere yapılmıştır. Elli kadar olan
bu evlerin damları toprak örtülüdür. Kalenin dizdarı ve 185 kale muhafızı erler
bu evlerde otururlardı. Dört köşeli kalesi safi taştan yapılmış çok güzel hoş
âbâdır. Kale doğudan batıya doğru uzunca yapılmıştır. Uzunluğu yokuş aşağı hendek
kenarınca 200, eni 150 adımdır.
Kalenin
çepeçevre yüzölçümü 700 adımdır. Üç tarafı derin ve büyük hendektir. Lâkin batı
tarafını teşkil eden kayaları deniz dövdüğü için burada hendek yoktur. Kalenin
kıbleye bakan çok sağlam demir kapısı varoşa açılır. Kapı önünde hendeğin
üstünde zemberekli bir asma köprüsü vardır. Bu kapıdan sonra içeride bir kat
demir kapı daha vardır. İç Kaleye iki kapıdan girilmiş olur. İkinci kapı kuzeye
açılır. Bu kapının üzerinde Sultan Beyazıt Velinin fevkâni camii vardır. Venedik
gemileri buraya gelmiş, kaleyi boş bulmuş ve işgal etmişlerdi. Kalenin demir
kapılarını camiinin altın âlemlerini almışlar ve kaleyi yer yer yıkarak savuşup
gitmişlerdi. Sonra padişahın fermanı ile Ak Mehmet Paşa Sakız Adası muhafızı
iken bu çeşme kalesini tamir etmiş bir ak inci haline getirmiştir. Bu sırada
camiyi esaslı bir şekilde tamir ettirmiş, altın âlemlerle süslemiştir. Kale
kapılarını da 50 şer kantar ağırlığında yeniden demirden yaptırmıştır.
Hendekleri 20 şer arşın derinleştirmek sureti ile temizlettirmiştir. Kalenin
deniz tarafına bakan yerine iki büyük tabya yaparak her birine balyemez topu
yerleştirmiştir. Mahzenlerini de binlerce kantar siyah barutla doldurmuştur.”
Bugünlerde
mezkûr Kalenin durumu, en azından Güney yönündeki kulesinin beklediği acil
restorasyon gereği ile bir kez daha önem arz etmektedir. Bir süredir,
meslektaşım İnşaat Mühendisi İzzet Albayrak ile birlikte, Kalenin önünden her
geçişimizde bir çalışmanın başlayacağı beklentisi ile baktık yapının duvarlarına,
öncelikle kalın duvarların içine su girmesinin önlenmesine yönelik gerekli
önlemlerin alınıp alınmamasına ve muhtemel drene edilemeyen duvar içindeki
suyun yarattığı tahribata ve daha da önemlisi dikey çatlaklara ve çatlaklara
istinaden kulenin şakuli bozulmasına, henüz bir çalışma ne yazık ki söz konusu
değil. Bir kez de birkaç taraflarının ortak tanıdığı kişilerce özel uyarı
haberi gönderdik, sonuç bekliyoruz. Biz bekleriz şüphesiz de, “Kale” bekler mi bilemiyorum. Benzer
sorunların yaşandığı Kuzey Kulesinde birkaç yıl önce yapılan müdahale en
azından şimdilik sonuç vermiş görünmektedir. Ancak gerek Cezayirli Hasan Paşa
Heykelinden itibaren Batı tarafındaki ana duvar ve kulenin durumu kritik, en
azından bize göre, şüphesiz bizler birer restorasyon uzmanı değiliz ancak birer
İnş. Müh olarak gözümüzden sıkıntılı durum kaçmamaktadır. Buradan itibaren; “acil müdahale” ya da “acil
bilgilendirme” talebi ile durumu fotoğraflar ile ilgililere yetkililere arz
ediyorum. Lütfen tarihini seven, tarihine önem veren herkesi konunun önemine
binaen, soruna, şüphesiz sorun var ise eğer, müdahale edilmesi talebi yapmaya
davet ediyorum. Çeşme Kalesi benim için önemlidir de, esasen Çeşme için
önemlidir. Aksi taktirde, aksini düşünmek istemiyorum, Allah muhafaza. Nokta…
Hatta 3 nokta…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder