Pazartesi, Mayıs 20, 2019

SHAK SHAK-I SAAKASVİLİ


Bazıları ısrarla Uluslararası güçlerin himmeti, hikmeti, inayeti, hidayeti marifetiyle iktidara gelip, ahkam-ı mesture muvacehesinde zinhar böyle değilmişçesine ve dahi sanki bu bilinmiyormuşçasına ülkelerini yönetmeye devam ederler. Dünyamız ne yazık ki bu kabil kifayetsiz muktedirlerin cirit attığı bir alan haline dönüştürülmüştür. Malum olduğu üzere, dünyamızın hali hazır jandarması ABD’nin düzeni mucibince, Dünya Bankası, IMF vb gibi resmi kuruluşlar, Açık Toplum Vakfı gibi sözde para babası (babası da nasıl olunuyorsa gayri) Soros benzeri sivil (aslında yarı resmi) kuruluşlar marifetiyle zapt-ı rapt rejimleri hayat bulmaktadır. Bu kabil kifayetsiz muktedirlerin yetiştirilmesine yönelik, uluslararası sahte ve düzmece programlar çerçevesinde, üniversiteler, kurum ve kuruluşlar ihdas edilmiş olup, mezkûr zevatın bihakkın rahle-i tedrisine tahsis edilmişlerdir.

Bu kapsamada; bu yazımızın konusunu Kafkasları bir ABD üssü haline getirmeye çok büyük çabalar harcamış, hatta bu uğurda hayatının bile alt-üst olmasına rıza göstermiş, uluslararası nizamın kendi ülke topraklarında başat rol almasına ve dahi tamamen teslimiyetine göz yummuş birisidir, Mihail Saakasvili, Gürcistan devlet başkanı olarak kısa bir süre rol almış ve tam beklenen ve istenenleri malum nedenler yüzünden gerçekleştiremeyince de başına olmadık işler gelmiştir. 1967 doğumlu, 1992 yılı Kiev Devlet Üniversitesi Uluslararası Hukuk mezunu zat-ı şahanelerinde görülen parlak gelecek mucibince bilahare ABD Columbia Üniversitesi Hukuk Yüksek Lisansı, 1995 yılında itibaren de ABD’li çeşitli hukuk şirketlerinde gerek uluslararası tanıtım ve ilişkiler oluşturma ve tanınmışlık yaratma gerekse Gürcistan’ın geleceğine ipotek oluşturmak adına hazırlanmıştır.  

Malum olduğu üzere; Gürcistan, SSCB’nin dağıtılması üzerine bağımsız bir devlet haline gelmiş ve SSCB’de uzun yıllar Dışişleri Bakanı olarak görev yapmış Eduard Şevardnadze, kısa bir süre kenarda bekledikten sonra Gürcistan Devlet Başkanı olmuştur. Gürcistan 2003 Kasım ayında yapılan milletvekili seçimleri ardından uluslararası kışkırtmalara bağlı kısa süren siyasi bir buhran geçirir, hile karıştırıldığı gerekçesiyle ABD yanlısı muhalefetin seçim sonuçlarını tanımaması ardından, bindirilmiş kıtalarca mitingler düzenlenir, parlamento önünde oturma eylemleri yapılır, Devlet Başkanı Şevardnadze'nin istifası istenir, istifası istenen Eduard Şevardnadze'nin tüm bu eylemlere rağmen seçimlerin geçerli olacağında ısrar eder, sonuçta bindirilmiş kıtalar parlamentoyu basar, ülkede olağanüstü hal ilan edilirse de sonuç alınmaz, içerideki kaosa ilaveten uluslararası baskılar da artar, Eduard Şevardnadze istifa eder, Devlet Başkanlığı koltuğu boşalır. Şevardnadze muhalifleri, kansız sağlanan yönetim değişikliğini başta “kadife devrim” olarak adlandırsalar da göstericilerin eylemlerde ellerinde gül taşıdıkları için kadife devrim “gül devrimine” evrilir. Gösterilerde en fazla öne çıkan konu; yolsuzluk, yoksulluk, enerji krizleri, merkezi yönetimden koparak bağımsızlık ve otonomi talep eden azınlıklar konusu olup yeterince karıştırılmaya müsait bir ortamın hazırlanması, aşağıdakilerden gelen bu talepleri kolluk güçleri ile bastırmaktan başka çare düşünmeyen, demokrasiden inat ve ısrarla uzak duran, demokratik yöntem yerine despotik yöntem tercihleri de işin tuzu biberi olmaya devam ediyordu. “Açık Toplum” lider ve destekçilerine gün doğmuştu artık, daha önceden uluslararası etkili kurum ve kuruluşlarda adı tanıtılan ve gösterilerde de başarılı bir portre veren Mikail Saakaşvili ismi öne çıkar muhalefet lideri olarak. Bu arada; seçim sonuçları üzerinde tartışmalar büyür, sayım çalışmaları durdurulur, resmî sonuçların açıklanması gecikir, itirazlar baş edilemeyecek kadar çoğalır, nihayetinde Gürcistan Anayasa Mahkemesi seçimleri iptal ettiğini açıklar. Nihayetinde seçimlerin yenilenmesi kararı alınır. Eskiler o kadar kötülenir ki, suç oranlarının yüksekliği yanında işsizlik %20’ler seviyesindedir ve yoksulluk ve yolsuzluk ile, arka planda çaktırmadan uluslararası finans ve politik çevrelerde bugüne yönelik hazırlanan yeni dönem sadece ve sadece ortamı hazırlayan müstevlilerin ve onların sofralarında yer bulan yerlilerin ikamesi gecikmez gayri. Uluslararası güçlerin asıl yemeği olan “Kafkasya petrollerinin denetimleri altındaki ülkeler üzerinden batıya ulaşımı” ve “muhtemel rakipleri Rusya arka bahçesine üs edinilmesi” yanında diğer tüm hazırlanmış şartların garnitür olduğunu göremeyen ya da görmek istemeyen andövüller bu oyunun bindirilmiş kıtaları olmaya bu coğrafyada da tıpkı diğer coğrafyadaki benzerleri gibi devam ederler.

Neyse, uzmanlığımız olmayan konulara fazlaca girmeden, Uluslararası güçlerin desteğini büyük sitayişle alan Mikail Saakasvili artık sahne almıştır, behemehâl ABD Savunma Bakanı ve ABD Dış İşleri Bakanı öncelikle yemin töreninde bulunarak uluslararası desteği açıklamış olurlar, bilahare bu ziyaretler hiç bitmez. Yeni “our boy”unu bulan ABD mutlu, mesut bir son hayal ederken, işler hiç te istediği gibi gitmez. Çünkü karşıda Rusya gibi SSCB’den devraldığı güçlü gelenek ve politik güç ile arka bahçesinde oluşacak peyk durumuna hoşgörü ile bakmaz. Bir taraftan ABD Gürcistan’ı “Rusya müdahale edecek” umacısı ile korkutmak için kendisine yaklaşmasını planlar ve NATO gemilerini destek için Karadeniz’e çıkarır iken, içeride de özgüven patlaması yaşayan angut-u ekberler de “Rusya müdahale etmez” ya da “Rusya müdahale etse de ordumuz Rusya’yı yener” teraneleri ile ver mehteri diye avunuyorlardı. Emperyalistler açısından, denemekten ne çıkar, kaybetseler ne olur, kazansalar ne olur, yok olan gelecek kendi ülkelerinin değil ki, geleceği yok edilen insanlar kendi insanları değil ki… Ne güzel, elin taşı ile elin kuşunun avlanması…

Uzatmayalım; ne oldu bu pek parlatılan liderin sonu, sürünmek makus kaderi oldu. Ülkesini terk etmek zorunda kaldı, iddialara bakılırsa CIA destekli bir şekilde Ukrayna’ya yolsuzlukla mücadele bakanı yapıldı. Orada da rezil rüsva olmaktan kaçamadı. Böyle olur sonu yağdanlıkların, şak şakçıların… Evet, böyle olur “fasulye”nin sonu, rol bitince, sırığı yerleştirenler sırığı çekerler, küttedenek yere… Bu kadar parlak diplomalılara yapılanlara bakılınca, diğerlerine ne yapılmaz, maazallah… Peki bu konuda Saakasvili midir tek örnek? Nerde, İran şahından tutun Latin Ameriikalı şak şak-ı yüksek tutanlara yüzlerce örnek vardır. Peki bu kadar örneğe rağmen ders alan var mıdır? Nerdeeeeee.

Hiç yorum yok: