Cumartesi, Aralık 21, 2019

ADANA ve BÜYÜK SAAT

Adana benim hayatımda çok önemli bir kenttir, üniversite için geldiğim ve ilk kez ve doya doya “Büyük Şehir” tecrübesi yaşadığım adeta yeniden ve yepyeni bir kimliğe büründüğüm kent… Bir gün Adana’ya gelince ilk kez gördüğüm şeyleri yazacağım, bicibici, karsambaç, kamyon ile mahallelerde kar satışı, vs gibi. Adana; eski belediye başkanlarından birinin sözü ile; Dünyanın en büyük köyü, ne zaman söylüyor bunu başkan 70 li yıllarda, peki değişen bir şey var mı, ne yazık ki yok, hala çok büyük bir köy, bakmayın siz öyle geniş caddeler, yüksek binalar yapılmış olmasına… Kentin en eski yeri en önemsiz yeri gibi kalmış sanki… Ama hala çok seviyorum bu kenti, salt bu nedenle 2019 yılında 2 kez gittim ve gitmeye de devam edeceğim.

Eski Adana deyince, Kazancılar çarşısı, Büyük Saat etrafı, Tepebağ ve eski vilayet geliyor akla, en azından benimkine… Kazancılar Çarşısı; ki bakırcılık, kalaycılık, yorgancılık, hasırcılık, ayakkabıcılık gibi çarşının kuruluş yıllarında dönemin meşhur olan önemli meslek gruplarının bir araya geldiği ve Ramazanoğulları Beyliği döneminde kurulduğu bilinen bir yerdir. Eski Adana, eski vilayet binası, eski Emniyet Binası, Ulu Cami, Yağ Cami, Taş Köprü, Kız Lisesi, Ramazanoğlu Konağı, Eski Kışla, Çarşı Hamamı, Büyük Saat, Tarihi Kapalı Çarşı, Hasır Pazarı Cami, Kemeraltı Cami, Mestan Hamamı, Yeni Cami, Aziz Paulus Bebekli Kilise, Tarihi Ziraat Bankası Binası, Gazi İlkokulu Binası ve Tepebağ Mahallesi ile çevrili bir alan olup “Dünya Miras Listesine” behemehâl alınmalıdır. Yeterince olmasa bile Belediyelerin ve İlgili Bakanlığın tercihleri sonucu birtakım restorasyonlar yapılmış gibi görünmekle beraber topyekûn bir ihya etme faaliyet yapılmamış olmasından ötürü ciddi eksikler oluşmuş durumda. Yerel ve Genel yönetimlerin tercihinde özensiz davranan vatandaş ne yazık ki ve de maalesef ki özensiz muameleye tabi tutulur itina ve… Geçmişimiz, tarihimiz diye diye geçmişin geçmişini belleyenler gerçek manada kötü sonuca katlanmak zorunda bırakıyorlar insanı… Şimdi Eski Adana için yeni Büyükşehir Belediye Başkanı, okul arkadaşım ve dostum Zeydan Karalar’dan çok şey bekliyoruz, ne yapar, nasıl yapar, bunu bilemem, gerçi duyduğum bütçe sıkışıklığı konusu en büyük şikayeti imiş ama böyle olacağını biliyor olması gerekir idi, bu mazereti haklı olsa bile bizim beklentilerimizden vazgeçmemizi bekleyemez, beklememeli de. Neyse bu işin bir başka veçhesi, biz gelelim bölgenin durumunu, önemini ve geleceği üstüne düşünce derç etmeye…

Çevrili alan dedim ya; işte tam onun nerdeyse merkezine gelen yerde bir saat kulesi var, gecesi daha güzel bir kule, bir tanıtım levhası bile olmayan kule, ama emin olun çok güzel. “Kültür ve Turizm Bakanlığı Adana İl Müdürlüğü portalında” yazıldığına göre Canım Yudumun “en yüksek saat kulesi” olan Büyük Saat Kulesi Adana valisi Ziya Paşa tarafından 1881 yılında inşaatı başlatılır denmesine rağmen Ziya Paşa’nın 1880 yılının mayıs ayında öldüğü gözden kaçar herhalde ya da bendeki bilgiler farklıdır, bilemedim. Lakin yine aynı kayıtlar kulenin bitim tarihi olarak 1882 yılını işaret eder ve açılış için ise Adana’nın yeni valisi Abidin Paşa’dan söz edilir. Oysa Abidin Paşanın kariyerinde Adana Valiliği 1880 de hemen Ziya paşanın vefatı sonrası başlar ve eğer Kulenin başlama tarihi 1881 ise bu demektir ki Abidin Paşa inşaatı başlatmıştır, vs vs. Aslında daha detaylı araştırıldığında inşaatın 1879 yılında başlamış olma ihtimalinin daha çok olduğu kanısına varılmaktadır. Bu arada ünlü ressamımız Abidin Dino’nun babasıdır, mezkûr Adana Valisi Abidin Paşa. Mezkûr saat kulesinin “Büyük Saat” diye bilinir olmasının nedeni ise İş Bankası tarafından 1925 yılında Mestan Hamamı tarafından Çakmak Caddesi girişine bir saat kulesinin daha yapılmasıdır ki, bugün hala “Küçük Saat” olarak tariflenir olup hemen çevresindeki alan da Küçük Saat olarak bilinmektedir. Yolda envai türlü genişletme, düzenleme ve onarım işi yapılmasına rağmen, “Küçük Saati” eski hali ile korumuşlar, işte kentin karakterine ve ruhuna saygı budur, salt bu nedenle bile olsa gelmiş geçmiş tüm kent yöneticilerine kocaman bir teşekkür borcumuz bulunmaktadır.

Adana’daki Küçük Saat ile mukayese edilince bir şaheser sayılabilecek “Çeşme Saat Kulesi” ne oldu, kime ve neden hoş görünmedi de söküldü, sökülmekle kalmayıp atıldı, atılmakla kalmayıp akıbeti bile faili meçhule intikal etti. Oysa bu tür kent unsurları asla sökülmemeli, yıkılmamalı, kim yapıyorsa yapsın, her gelen bir şey ilave eder ya da sökerse kent olma karakterini yitirir, kent ruhunu yitirir ve ortada ruhsuz ve yaşanamaz kent kalır

Adana “Büyük Saat Kulesi” çağdaşları ve benzerleri ile kıyaslandığında çok fazla estetik bulunmayabilir ama devr-i Osmani’nin en yüksek saat kulesi olması ve 32 mt yüksekliği, duvarları tuğla ile örülmüş kare prizma olarak inşa edilmiş ve inşa edildiği tarihte Adana’nın her yerinden görülen hali ile bugüne tarihten gelen bir gizem edasında olup özellikle akşam saatlerinde ışıklandırma ile adeta binbir gece masallarından fırlamış bir görüntü verir. Adana Büyük Saat Kulesi Padişah Sultan 2. Abdülhamit tarafından resmi kuruluşların çalışma sürelerini ve ezan vakitlerini göstermesi ve kontrolü için yaptırılmış olduğu bilinmekte olup 138 yıldır ufak tefek aksamalar dışında faaliyet gösteriyor. Gerçi Fransız işgali döneminde hasar görmüş ama 1925’te yeniden çalışır vaziyete getirilmiş. Zaman içinde yıpranmalar ve depremlerde çeşitli hasarlar görmesine rağmen sadece 2014 yılında ciddi bir restorasyon geçirmiş olup halen her saat başı vakit tespiti yapan sesi birçok yerden duyulmaya devam etmektedir. 

Saat kulesinin açıldığı dönemde dönemin önemli şairi Fani Efendinin bir şiiri ile bitirelim.
    “Bir muazzamdır eserdir ki, misli yok naziri yok.
     Zahiren saat çalar, manen hükümet seslenir.
    Ol cenabı Abidine eyler dua:
    Çünkü andan ruz-u şeb vakti ibaret seslenir…”

Hiç yorum yok: