Adana benim hayatımda çok önemli bir kenttir, üniversite
için geldiğim ve ilk kez ve doya doya “Büyük Şehir” tecrübesi yaşadığım
adeta yeniden ve yepyeni bir kimliğe büründüğüm kent… Bir gün Adana’ya gelince
ilk kez gördüğüm şeyleri yazacağım, bicibici, karsambaç, kamyon ile
mahallelerde kar satışı, vs gibi. Adana; eski belediye başkanlarından birinin
sözü ile; Dünyanın en büyük köyü, ne zaman söylüyor bunu başkan 70 li yıllarda,
peki değişen bir şey var mı, ne yazık ki yok, hala çok büyük bir köy, bakmayın
siz öyle geniş caddeler, yüksek binalar yapılmış olmasına… Kentin en eski yeri
en önemsiz yeri gibi kalmış sanki… Ama hala çok seviyorum bu kenti, salt bu
nedenle 2019 yılında 2 kez gittim ve gitmeye de devam edeceğim.
Eski Adana deyince, Kazancılar çarşısı, Büyük Saat etrafı,
Tepebağ ve eski vilayet geliyor akla, en azından benimkine… Kazancılar Çarşısı;
ki bakırcılık, kalaycılık, yorgancılık, hasırcılık, ayakkabıcılık gibi çarşının
kuruluş yıllarında dönemin meşhur olan önemli meslek gruplarının bir araya
geldiği ve Ramazanoğulları Beyliği döneminde kurulduğu bilinen bir yerdir. Eski
Adana, eski vilayet binası, eski Emniyet Binası, Ulu Cami, Yağ Cami, Taş Köprü,
Kız Lisesi, Ramazanoğlu Konağı, Eski Kışla, Çarşı Hamamı, Büyük Saat, Tarihi
Kapalı Çarşı, Hasır Pazarı Cami, Kemeraltı Cami, Mestan Hamamı, Yeni Cami, Aziz
Paulus Bebekli Kilise, Tarihi Ziraat Bankası Binası, Gazi İlkokulu Binası ve
Tepebağ Mahallesi ile çevrili bir alan olup “Dünya Miras Listesine”
behemehâl alınmalıdır. Yeterince olmasa bile Belediyelerin ve İlgili Bakanlığın
tercihleri sonucu birtakım restorasyonlar yapılmış gibi görünmekle beraber
topyekûn bir ihya etme faaliyet yapılmamış olmasından ötürü ciddi eksikler
oluşmuş durumda. Yerel ve Genel yönetimlerin tercihinde özensiz davranan
vatandaş ne yazık ki ve de maalesef ki özensiz muameleye tabi tutulur itina ve…
Geçmişimiz, tarihimiz diye diye geçmişin geçmişini belleyenler gerçek manada
kötü sonuca katlanmak zorunda bırakıyorlar insanı… Şimdi Eski Adana için yeni
Büyükşehir Belediye Başkanı, okul arkadaşım ve dostum Zeydan Karalar’dan
çok şey bekliyoruz, ne yapar, nasıl yapar, bunu bilemem, gerçi duyduğum bütçe
sıkışıklığı konusu en büyük şikayeti imiş ama böyle olacağını biliyor olması
gerekir idi, bu mazereti haklı olsa bile bizim beklentilerimizden vazgeçmemizi
bekleyemez, beklememeli de. Neyse bu işin bir başka veçhesi, biz gelelim
bölgenin durumunu, önemini ve geleceği üstüne düşünce derç etmeye…
Çevrili alan dedim ya; işte tam onun nerdeyse merkezine
gelen yerde bir saat kulesi var, gecesi daha güzel bir kule, bir tanıtım
levhası bile olmayan kule, ama emin olun çok güzel. “Kültür ve Turizm
Bakanlığı Adana İl Müdürlüğü portalında” yazıldığına göre Canım Yudumun “en
yüksek saat kulesi” olan Büyük Saat Kulesi Adana valisi Ziya Paşa
tarafından 1881 yılında inşaatı başlatılır denmesine rağmen Ziya Paşa’nın 1880
yılının mayıs ayında öldüğü gözden kaçar herhalde ya da bendeki bilgiler
farklıdır, bilemedim. Lakin yine aynı kayıtlar kulenin bitim tarihi olarak 1882
yılını işaret eder ve açılış için ise Adana’nın yeni valisi Abidin Paşa’dan söz
edilir. Oysa Abidin Paşanın kariyerinde Adana Valiliği 1880 de hemen Ziya
paşanın vefatı sonrası başlar ve eğer Kulenin başlama tarihi 1881 ise bu demektir
ki Abidin Paşa inşaatı başlatmıştır, vs vs. Aslında daha detaylı
araştırıldığında inşaatın 1879 yılında başlamış olma ihtimalinin daha çok
olduğu kanısına varılmaktadır. Bu arada ünlü ressamımız Abidin Dino’nun
babasıdır, mezkûr Adana Valisi Abidin Paşa. Mezkûr saat kulesinin “Büyük
Saat” diye bilinir olmasının nedeni ise İş Bankası tarafından 1925 yılında
Mestan Hamamı tarafından Çakmak Caddesi girişine bir saat kulesinin daha
yapılmasıdır ki, bugün hala “Küçük Saat” olarak tariflenir olup hemen
çevresindeki alan da Küçük Saat olarak bilinmektedir. Yolda envai türlü
genişletme, düzenleme ve onarım işi yapılmasına rağmen, “Küçük Saati”
eski hali ile korumuşlar, işte kentin karakterine ve ruhuna saygı budur,
salt bu nedenle bile olsa gelmiş geçmiş tüm kent yöneticilerine kocaman bir
teşekkür borcumuz bulunmaktadır.
Adana’daki Küçük Saat ile mukayese edilince bir şaheser
sayılabilecek “Çeşme Saat Kulesi” ne oldu, kime ve neden hoş görünmedi
de söküldü, sökülmekle kalmayıp atıldı, atılmakla kalmayıp akıbeti bile faili
meçhule intikal etti. Oysa bu tür kent unsurları asla sökülmemeli, yıkılmamalı,
kim yapıyorsa yapsın, her gelen bir şey ilave eder ya da sökerse kent olma
karakterini yitirir, kent ruhunu yitirir ve ortada ruhsuz ve yaşanamaz kent
kalır
Adana “Büyük Saat Kulesi” çağdaşları ve benzerleri ile
kıyaslandığında çok fazla estetik bulunmayabilir ama devr-i Osmani’nin en
yüksek saat kulesi olması ve 32 mt yüksekliği, duvarları tuğla ile örülmüş kare
prizma olarak inşa edilmiş ve inşa edildiği tarihte Adana’nın her yerinden
görülen hali ile bugüne tarihten gelen bir gizem edasında olup özellikle akşam
saatlerinde ışıklandırma ile adeta binbir gece masallarından fırlamış bir
görüntü verir. Adana Büyük Saat Kulesi Padişah Sultan 2. Abdülhamit tarafından
resmi kuruluşların çalışma sürelerini ve ezan vakitlerini göstermesi ve
kontrolü için yaptırılmış olduğu bilinmekte olup 138 yıldır ufak tefek
aksamalar dışında faaliyet gösteriyor. Gerçi Fransız işgali döneminde hasar
görmüş ama 1925’te yeniden çalışır vaziyete getirilmiş. Zaman içinde yıpranmalar
ve depremlerde çeşitli hasarlar görmesine rağmen sadece 2014 yılında ciddi bir
restorasyon geçirmiş olup halen her saat başı vakit tespiti yapan sesi birçok
yerden duyulmaya devam etmektedir.
Saat kulesinin açıldığı dönemde dönemin önemli şairi Fani
Efendinin bir şiiri ile bitirelim.
“Bir muazzamdır
eserdir ki, misli yok naziri yok.
Zahiren saat
çalar, manen hükümet seslenir.
Ol cenabı Abidine
eyler dua:
Çünkü andan ruz-u
şeb vakti ibaret seslenir…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder