Pazar, Mayıs 17, 2020

ÇEŞME MANDALİNI ve LİMONU

Çeşme narenciye dikim alanları; öyle insanların zannettiği gibi sınırsız değil idi. Şimdi bu yazı ile yayınladığım fotoğrafa bakarsanız ne demek istediğimi çok daha net anlatabilirim sizlere. Bugünkü Çeşme Çevreyolu yarım dairesi içinde kalan alanda yerleşime açılan yerler hariç, (Ilıca, Migros, Çeşme ve Dalyan Kavşağından, Otogara ve oradan da Limana bağlanan yol) yüzyıllar içinde daha önce yazdığım “Akarca Deresi” yazısında da söz ettiğim üzere, mezkûr dere ve kollarından gelen alüvyonların oluşturduğu küçük bir alandır söz konusu narenciye alanları. Görüldüğü üzere Çevreyolu çember dışındaki alan yine tarım alanıdır ancak narenciye dışıdır. Narenciye denilince de sakın ola mutat Akdeniz bitkisi akla gelmesin, özelde ve özellikle “Çeşme Mandalini ve Çeşme Limonu”dur söz konusu. Bu manada narenciye ağacı sahibi ya da tarımı yapanları tek tek sayabilirim, öyle fazla olmadığı görülecektir. Bugünkü 1034 sokak yani “eski Ovacık Yolu” ve Mezarlıklar yanından yine Ovacık yoluna bağlanan yol üzeri üreticileri sırasıyla saymak ve de bu manada onları da hayırla yad etmek isterim. Karadağ tarafından başlayayım; Amcam Murat Çilek’e ait, yaklaşık 8 dönüm, Bekir Hoca’ya ait yaklaşık 5 dönüm, Mustafa Soma’ya (eski muhtarımız Mehmet Soma babası, yeni muhtarımız Önder Soma’nın dedesi) ait yaklaşık 2 dönüm, babam Yaşar Çilek’e ait yaklaşık 2,5 dönüm, Tevfik Kabasakal’a ait yaklaşık 3 dönüm, amcamın oğlu Kadir Çilek’e ait yaklaşık 2 dönüm, Ali Hoca ve çocuklarına ait yaklaşık 7 dönüm, Nuri Sağırbay’a ait yaklaşık 1,5 dönüm, Uğur Öztin’e ait yaklaşık 1,5 dönüm, Kasap Mehmet Poyraz’a ait yaklaşık 1,5 dönüm, Hafız Ahmet’e (Cemal Şık’ın babası) ait yaklaşık 4 dönüm, Aydın Satçioğlu ve akrabalarına ait yaklaşık 2,5 dönüm, Seyit Onur’a ait (Avukat Akgün Onur’un babası) yaklaşık 4 dönüm, Nefise Hanım’a ait yaklaşık 2 dönüm ve küçük parçalar halinde birkaç alanın daha dahil olduğu yaklaşık ve toplam 55-60 dönüm arazidir hepi topu… Bir de eskiden “Yağhaneler” bölgesi diye bilinen, şimdi Vakıf Çarşısı ve civarı olan bölgede “Aldemir bahçesi” diye bilinen yerde Çeşme Mandalini ve Çeşme Limonu bahçesi bulunurdu. Evet bu alandır, müthiş güzel “Çeşme Mandalini ve Çeşme Limonu” yetiştirilen alan ve yetiştiricileri… Hepsini bu vesile ile saygıyla yad ediyorum.

Gerçi mezkûr alanların imar uygulamalarına yenilerek binaya kesmeleri neticesinde, bazı komşularımız ki ağaca ve de özellikle Çeşme Mandalini ve Çeşme Limonuna saygılarından ötürü, bu ağaçları Çevre Yolu dışına taşıyarak koruma yolunu seçmişlerdir ve bu manada kendilerine müteşekkiriz. Diğer taraftan bugün ciddi manada Ildırı ovasında ve az da olsa Ovacık Ovasında mezkûr ürünlerin ziraatı yapılmaktadır. Ancak gerek toprak içerik ve kalitesinin özelde de PH, kireç miktarı ve organik maddelerin çeşitliliği gibi, gerekse de su ve rüzgâr farklılığının, hava kirliliğinin meyvenin aromasına yaptığı olumlu ya da olumsuz etki gözden kaçırılmıştır. Benzer olmakla birlikte artık onlarda aynı şeyler olmaktan ıraktır maalesef. 

Kolayca anlaşılacağı üzere, meyvede renk, şekil, aroma, yani tat, koku ve lezzet konusunda bazı makro kriterler vardır, haydi lezzeti kişiden kişiye, hatta zamana ve zemine göre göreceli kabul ederek tasnif dışı bırakalım, aromatik özellikler tercihte belirleyici olarak öne çıkarsa da renk ve şekil estetizmi de hiç göz ardı edilemez. Diğer taraftan, meyve şekeri “fruktoz”, su ve posa oranı, kabuk ve dilim sertliği, çekirdek miktarı ve büyüklüğü ve de çekirdeğin ayrılma kolaylığı, asit seviyesi ve miktarı, bünyedeki nişastanın şekere dönüşüm uygunluğu ve seviyesi değerlendirmeye ciddi etki eden amillerdir. Tüketim uygunluğu da, asla detay denilerek geçiştirilecek bir şart değildir ve uygun ve de ehven hasat süre ve şartları ile makul süre içinde tüketme sonuca bir hayli olumlu ya da olumsuz katkı yapmaktadır. Meyve bünyesinde şeker oluşması ve artması gerek şart olmakla birlikte güneş, rüzgâr, havadaki ayrı ayrı gündüz ve gece nemi, çiy gibi diğer faktörler ise kesinlikle yeter şart olarak değerlendirilmeli çünkü şekere dönüşme süreci ve miktarı meyvenin sertlik-yumuşaklık dengesini de yakından etkilemektedir. Kokunun da bir gaz hali olup zamanla azalma ya da değişime uğrama gibi risk oluşturması da asla ve kat’a göz ardı edilmemeli ve hasat ile tüketim süreleri ehven olmalıdır. Neyse bundan kelli, bilgi yazamayacağımdan değil ama mesleğim olmaması nedeniyle yazacaklarım fazlaca ukalalık sayılabilir, tafsilat için “gıda teknoloji uzmanları” ile “Gıda Mühendislerine” müracaat.

Hülasa; bahse konu iklim farkı, toprak ve su terkibi, yine bahse konu limonu ve mandalini “Çeşme Mandalini” ve “Çeşme Limonu” haline getirmiş olup, benzerleri “Bodrum Mandalini” ve “Sakız Mandalininden” az da olsa farklı ve daha değerli hale getirmiştir, şüphesiz bana göre… Biri de çıkar bunların hepsi hikâye derse de, demek ki bu da ona göre imiş, bu da onun ağız tadı imiş, onun ağız salgıları ile birlikte böyle bir tat oluşmuş, der çekilirim kenara…

Eskiden her evin bahçesinde olmakla birlikte ve şimdi az da olsa devam eden bir gelenek vardır, her Çeşmelinin bahçesinde en az 1 adet limon ve daha nazenin bir ağaç olmakla birlikte 1 mandalin ağacı olurdu. Limon ve Mandalin çiçeği kokuları nisan, mayıs hatta haziran ayının ilk yarısında bile başta sıraladığım arazileri başka hiçbir kokuya yer bırakmaksızın kaplar ve başta bal arısı olmak üzere envaı çeşit arıya ev sahipliği ederdi.  

Adana’da çalıştığım dönemlerde Babamın narenciye deposu sayılan Çukurova’ya kargo ile Çeşme Mandalini göndermiş olmasını bu vesile ile anayım ve kendisine şükranlarımı sunayım. Keza Ankara’da yaşadığım dönemde de devam etti bu gönderimler. Çeşme Mandalinin geldiği dönemler başta komşularımız olmakla birlikte tüm binayı koku kaplamasının tılsımı bir başka idi benim gözümde. Diğer taraftan ise çocukluğumda evde yanan sobanın üstünde Çeşme Mandalin kabuğu konularak elde edilen koku da bir nostalji olarak hala hayalimi süslemektedir.

Bu yazının hazırlanması sırasında yardımlarını esirgemeyen Ziraat Odası Başkanı arkadaşımız Süleyman Özer ile emekli İlçe Tarım Müdürü Köksal Tuncer’in katkıları için teşekkürler.


1 yorum:

Lem-Tanga dedi ki...

Koku,duyguların kokusu,limon ve mandalina ile karışmış,düşlerin sevginin kokusu.Eline ve duygularına sağlık abi.Sevgiler.