Çeşme’nin
önemli markalarından birisidir, Rumeli Pastahanesi, sahiplerinden Hüseyin
Mersin çocukluk arkadaşım olup ilkokula ve ortaokula birlikte gittik. Lise
için ben İzmir’i, Hüseyin ise Urla’yı tercih etmiş idi. Bu tercih bizleri daha
az görüşür hale getirmiştir lakin sonraları her görüşmemizde daha fazla zaman
ayırır adeta az görüşür olmanın telafisi babında söyleşiriz. Halen de öyledir. Geçenlerde
Çarşıda genellikle sabah saatlerinde ağırlıklı bulunduğu Pastahanenin önünde
görünce, daha önce telefon ile arayıp abisi ve dostum Hasan Mersin’in vefatı
nedeni ile taziyelerimi iletmiş olmama rağmen bu kez de yanına gidip acıları
paylaşmak istedim. Yanımda da akrabam Urla’dan Ayet Eray da vardı, malum
pandemi koşullarında maskelenmiş olmamıza rağmen Hüseyin liseden arkadaş
olduğunu söylediği Ayet’i çok az ve dikkatli baktıktan sonra hemen tanıdı, bu
nedenle muhabbet bir başka koyulaştı, liseye gitme kararı alan Çeşmeli
Gençlerin neredeyse %80’inin gittiği dönemin meşhur Urla Lisesi ve Urla’nın
meşhur “öğrenci yurdu” muhabbeti adeta hafıza güncellemesi oldu bizler için.
Hüseyin her zamanki kibarlığı içinde çay ikramını ve ileride bir başka yazıda
ele almayı planladığım oğlu tarafından annesinin adına ithafen ürettiği
muhteşem “Şadiye Dondurmasından” ikramlarını gerçekleştirdi.
Hüseyin Mersin arkadaşımız bizim kuşak dahilinde Çeşme’de en erken özel otomobil sahibi olanlardandır, eğer bir yanlış hatırlama varsa da şimdiden özür dilerim diğerlerinden… İtalyan Fiat kopyası olan yeni ve yerel imalat Murat 124’ler, tıpkı o İtalyan filmlerindeki gördüğümüz afisi ve cafcafı ile sahne almıştı Canım Yurdumda, bilenler için olmasa bile fazlaca otomobil bilgisi ve görgüsü olmayan hülasa otomobil kültürü gelişmemiş bizler için çok güzel otomobil idi. İşte Hüseyin de bunlardan bir tane satın almış, ona bakarak biz de umutlanmış idik, o aldığına göre biz de alabiliriz diye ama, nerde, benim 15 seneden fazla beklemem gerekecek idi. Evet, hatırladığım kadarı ile pırıl pırıl koyu yeşil bir Murat 124 sahibi ve bu onun için inanılmaz bir sosyal statü idi, biz de şüphesiz arkadaşımız olduğu için bir taraftan sevinir iken bir taraftan da acayip kıskanırdık ve hatta tahsis edene de çaktırmadan sitem ederdik. Hüseyin; kendi alımı yanında kendisine büyük ve ciddi bir statü katan bu otomobil ile daha bir alımlı hale gelmiş idi, gıpta edilecek bir nokta.
Hüseyin; bizim kuşağın küçük bir istisna dışında nerdeyse tamamına has sayılabilecek son derece mütevazi hayatına devam etmiş ve her geçen yılın kendisine kattığı mütevazilik artışına da büyük bir titizlik içinde sahip çıkmıştır. Rumeli Reçel ve bilhassa Dondurmalarının ülke çapında ün sahibi olması, Çeşme tanıtım merkezli yayın ve dokümanlarda mutlaka yer alıyor olması, Çeşme ve turizm tanıtımlı her fuar ve sunumda önemli bir köşe sahibi olmuş olmasının, kendisine sadece tevazu kattığını söylemiş olmak asla bir abartı sayılmaz. Sağlıklı ve mutlu uzun bir yaşam dileyelim bu vesile ile kendisine… İlaveten Çeşme turizmine ve tanıtımına da katkılarından dolayı bir kez daha teşekkür edelim, hep beraber…
Bu
vesile ile; başta Osman Mersin büyüğümüzü, her daim bana “baba dostu” diye seslenen
oğlu Hasan Mersin’i ve diğer kaybettiğimiz tüm büyüklerimizi saygıyla anıyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder