Salı, Ağustos 17, 2010

ALIN SİZE VESAYETİN SON BULMASINI SAĞLAYACAK PLAN-2

KATLİAMALARIN FAİLLERİNİ YARGILAYIN YA DA DEŞİFRE EDİN

Ne diyor Başbakan Erdoğan "12 Eylül referandumunda gencecik ölümlerle, zamansız vedalarla hesaplaşacağız. 30 yıl sonra milletçe 12 Eylül'le vedalaşacağız"
Ohh ne ala… Necip Türk Milletinin balık hafızasına sığınarak bu lafları etmek kolay ama bu konuda samimi olmak başka bir şey… Peki hadi samimiyseniz ve siyaseti vesayetten kurtarmak istiyorsanız, hani hazır da kozmik odaya girmişken hani istihbarat örgütleri de siyasi otoritenin emrindeyken, bulun şu 12 Eylül öncesi katliamların düzenleyicilerini, ama sakın devlet sırrı, derin devlet vs. gibi uyduruk bahanelerin ardına sığınmayın, sağır sultan bile biliyor bu kontrgerilla organizasyonunu, CIA yönetiminde tüm dünyaya yayılan bu terör örgütünün Türkiye ayağını bulun çıkarın hadi bulamadınız karşı olduğunuzu açıklayın, deşifre edin bu ahlaksız alçakça katliamların düzenleyicilerini, planlayıcılarını lanetleyin ama sözde değil yürekten yapın da görelim samimiyetinizi, ama sakın bunlar bilinmiyor demeyin, çünkü biz biliyoruz ki devlet bunların hepsini biliyor… Çözün şu devletin terör örgütünün şifrelerini de görelim hiç bir şeyden korkmadığınızı… Çözün şu devletin çekirdeğini hani adı derin devlet ya siz de sözde karşısınız ya, ama nerde o samimiyet… Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 2005 yılı başlarında katıldığı bir televizyon programıda "derin devlet, devletin kendisidir, derin devlet, askerdir.." demişti. bir iki ay içinde, yeğeni Yahya Murat Demirel'in Egebank olayı kapsamında, kardeş Demirel'in Isparta'daki fabrikalarına el koyuluverdi. Neden? Demirel uzun siyasi yaşamındaki belki en ve tek doğru lafını etti, cezasını gördü. Bırakın adamcağız başka şeyler de söylecekti belki de niye önünü kesiyorsunuz? Niye cezalandırıyorsunuz? Ya hani gizli kapaklı işlerin üstüne gidecektiniz işte size fırsat ve destek yalandan da olsa…Bulun ve cezalandırın da görelim ve gerçekten hesaplaşacağınıza inanalım.

Hani girdiniz ya kozmik odaya hani istihbarat örgütleri siyasi anlayışınızı benimsiyorlar ve siyasetinizle uyumlu çalışıyorlar ya;

Çözün 16 mart İstanbul Üniversitesi katliamını; 7 ölü, 47 kişi yaralı, Can Dündar’ın yazdığına göre Reşat Altay (AKP Hükümetinin Trabzon eski Emniyet Müdürü- Şimdi merkezde koruma altına alınmış durumda) anlaşılan bu işin içyüzünü en iyi bilen kişi, İstanbul Üniversitesi’nde 16 Mart 1978’de devrimci öğrencilerin üzerine bomba atılması ve silahlarla taranması sonucu 7 devrimci öğrenci öldü, 47 kişi yaralanmış idi. Devrimci Öğrencilerin katillerini yakalamak için peşlerine düşen polislere ise, “geri dön” emri verildi. Polis Memuru Yahya Gergin, 1978’de Sıkıyönetim Mahkemesi’ne verdiği ifadede, “geri dön” emri verenin Reşat Altay olduğunu söyledi. Hadi size samimiyet testinin en kolay sorusu başlayın en kolay sorudan da görelim mertliğinizi…
Çözün; 1 Mayıs 1977 katliamını hani 1 Mayıs 1977’de sular idaresi üstünden, İntercontinental Oteli’nin odalarından ve çatısından, Tarlabaşı girişinden, Beyaz Reno’dan, Pamuk Eczanesi’nin üstünden, Kazancı Yokuşu’nun yanındaki çiçekçiden ve alanın çeşitli çevrelerinden kitleye ateş ediliyordu ya Sular idaresi üstündeki postallı, Askeri giysili grup ateş ediyor ya. Bu grubu yöneten kişinin Uğur GÜR isimli polis şefi olduğunu sağır sultan da duymuş ve bunu o dönemin tanıkları doğruluyor. İlaveten l Mayıs katliamında rol alanların o dönemin ünlü MİT'çilerinden Hıram Abas, Mehmet Eymür, Nuri Gündeş olduğu iddialar arasındadır, Abas sonradan terfien MİT müsteşarı olacaktı. Mehmet Eymür ise 1990 lardaki kayıplar ve faili meçhul cinayetler ile yok etme operasyonlarında ve 96'da ortaya çıkan adı Susurluk Çetesi olan derin devlet operasyonlarının kilit elemanı idi. Gündeş Susurluk sürecinde "gizli Başbakan" Özer Çiller'in danışmanı olacaktı.
Çözün Hamido suikastını ve sonrası çıkan olayları 8 ölü 100 yaralı… HAMİDO lakabıyla tanınan Malatyalı Hamit Fendoğlu, 1946’da DP’nin gençlik kollarında siyasete atıldı; kısa süre sonra adı, “Adnan Menderes’in fedaisi” olarak anılmaya başladı, Yassıada’da Menderes’le yargılandı. 1977’de MSP ve MHP’nin desteğiyle Malatya Belediye Başkanlığı’na seçildi ve Ankara, Emek’teki PTT’den gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu 17 Nisan 1978’de, gelini ve iki torunuyla birlikte hayatını kaybetti. Hamido cinayeti bahane edilerek Malatya’da çıkarılan olaylarda 8 kişi öldü; 100’ü aşkın kişi yaralandı. 12 Eylüle giden yola taş koyan bu olayı çözün bakalım nasıl provokasyonlar yaşanmış hep beraber bilelim…
Çözün Sivas katliamını 1978 yılındaki 9 ÖLÜ, 350 YARALI binlerce işyeri tahrip ve talan edilmiş… 4. 9. 1978 günü, saat 10.00 sıralarında Alibaba Mahallesi'nde halk, pazar yerinde bayram alışverişi yapmaktadır. Bu sıralarda mahallenin üst kesiminde bulunan Çukurtarla Semti'nde patlayıcı bir madde atılıyor ve yoldan geçen yurttaşlara saldırılıyor. Önceden hazırlanan plan gereğince aynı anda faşist bir grup da Alibaba pazar yerindeki halka silahla saldırarak "Ey Müslümanlar ne duruyorsunuz, Aleviler, komünistler namazdan çıkan Müslümanlara saldırdı, Müslümanlar katledildi" diyerek saldırılarını ve tahriklerini sürdürürler. Bu sırada yaşlı bir kadın saldırganın açtığı ateş sonucu öldürüldü. Birçok kişi yaralandı. Pazar yerindeki tüm eşyalar, araçlar talan ve tahrip edildi. Kalabalık giderek büyüyor, mahalle aralarına dalarak evleri yakma, yıkma girişimlerini yoğunlaştırıyorlardı. Olay giderek büyüyor ve tüm bölgeye yayılıyordu. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar panik içerisinde sıkılan kurşunlar altında nereye sığınacaklarını şaşırmış, var güçleri ile bağırarak imdat istiyorlardı. Mahalle bir savaş alanına dönmüştü. İşte Kahraman Maraş olaylarının bir idmanı niteliğindeki bu katliamın çözülmesi nasıl bir 12 eylül planlandığını ortaya çıkaracaktır.
Çözün Kahramanmaraş 1978 katliamını 552 ev ve 289 işyeri tahrip edildi, yaklaşık 550 kişi ölmüş, 1000 den fazla yaralı olmuş, şimdi hükümette bakanlık yapmış Abdülkadir Aksu o zaman Kahramanmaraş valisiydi… Faşistler tarafından gerçekleştirilen devrimci katliamı olup katliam öncesi Alevi-Sünni çatışmasını körükleyecek yalan ve provakatif yayınlar yapılmış, Aleviler ve solcular camiye bomba attı gibi aslı astarı olmayan söylentiler yayılmıştır. 19 Aralık 1978 günü ilk olay patlak verdi anti-komünist bir filmin oynatıldığı Çiçek Sineması'nda bir ses bombası patlatıldı ve daha önce sinemaya yerleşmiş faşistler, "solcular sinemayı bombaladı" diyerek, filmi izlemeye gelenleri yönlendirdi ve "Müslüman Türkiye, komünistlere ölüm" sloganlarıyla CHP il binası bombalandı ve yakıldı. Bu sırada, sinemaya bombayı attığı iddia edilen MHP'li Ökkeş Kenger (daha sonra milletvekili oldu) Ankara'ya telefonla "işi başardığı"nın haberini verirken yakalanıyordu. Kahramanmaraş ÜGD başkanı Mehmet Leblebici ile yardımcısı Mustafa Kanlıdere provokasyonu tertiplemiş, Ökkeş Kenger de uygulamıştı iddiaları mahkeme tarafından kabul edilmişti. 20 aralık'ta da faşist saldırılar sürdü, iki devrimci öğretmen katledildi ve MHP'liler cenaze kortejine de saldırdı. Jandarma polis olaylara müdahale etmemişti. 23 Aralık günü ise, günlerdir planlanan büyük katliama başlandı ve Alevi halkın yaşadığı mahallelerde eşi görülmemiş bir vahşet yaşandı, plan gereği polis, asker yoktu ortada. Bebelerin, kadınların karınları deşildi, evler yakıldı, hamile kadınlar şişlendi, "müslüman türkiye", "ordu millet el ele" sloganıyla saldırıya geçen faşist, gerici güruh, ellerinde makineli tüfekler, bombalar, dinamitler, satırlarla 12 Eylüle hazırlık anlamında kendilerine düşen rolu oynamışlardır.
Çözün Çorum katliamını; 60 den fazla ölü, 250 den fazla yaralı; ABD Büyükelçiliği görevlileri, mobil faşistler önderliğinde ikinci bir Kahramanmaraş katliamı hazırlanmış ve 12 Eylüle giden yol parü pak hazırlanmıştır. Yine her yerde olduğu üzere faşistler Alevilere ve devrimcilerin yaşadığı mahallelere saldırarak kendilerine devletin derinliklerinden verilen emirleri yerine getirip katliam, talan ve tahribat yaratmışlardır. Çözün bu alçakça planlanan ve hazırlanan katliamları da görelim kontrgerillanın, Ergenekon’un buradaki görevlerini ve samimiyetinize inanalım.
Çözün 3 temmuz Sivas katliamını; 3 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılması ve 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanan olaylardır. Sanıkların avukatlığını milli görüşçü defalarca bakanlık yapmış Şevket Kazan yapmış ve bakanlığı sırasında da bu gerici-şeriatçıya dönüşmüş faşistleri cezaevinde ziyaret etmiştir. Çözün bu olayı da samimiyetinize inanalım…
Çözün faili meçhulleri; 1990 yıllara damgasını vuran ve yaklaşık 17.000 cinayeti kapsayan faili meçhul cinayet olarak duran olayları çözün. Zor mu çözmek peki başlayın bakalım şu olaydan neler çıkacak; 27 Kasım 1996 tarihinde Gebze Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nce şüphe üzerine durdurularak aranan bir otomobilde sonradan PKK itirafçısı olduğu söylenen iki kişi ve bu şahıslara ait çeşitli silah ve aletler bulunur. Faili meçhul cinayetlerin odak noktasında yakalanan bu kişiler görevlilere Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevli Hanifi Avcı ve İstanbul Emniyet Müdür Muavini Reşat Altay'a (abiler burada da hizmetinizde) bağlı görev yaptıklarını bildirirler. Görevliler bu beyanın doğruluğunu tetkik ettikten sonra kişileri hiç bir işlem yapmadan üstlerinde ele geçen silahlarla birlikte serbest bırakırlar.

Hülasa çözün şu ABD Barış Gönüllülerinin çalışmalarını bu ülkede, çözün ki ABD nin ülkemizin dokusuna işlemiş olan her noktası açığa çıksın…

Çözün; 28 şubat darbe girişiminin arka yüzünü ve yargılayın faillerini (Çevik Bir)
Çözün; 27 nisan darbe girişiminin arka yüzünü ve yargılayın faillerini (Yaşar Büyükanıt)

Biliyorum bunları çözmeniz neredeyse imkânsız ama bu konudaki samimi kanaatlerinizi açıklayın, geçmişinizle yüzleşin MTTB geleneğini, Aydınlar Ocağı geleneğini, Komünizmle mücadele dernekleri geleneğini siyaseten mahkûm edin de görelim niyetinizi…

Hiç yorum yok: