Salı, Mayıs 07, 2013

SİZİ VATAN SEVİCİLER SİZİ

12 Eylül askeri faşist darbesinin 5 li çetesinin başı general her gün ziyaret ettiği herbir kentimizden kendisini dinlemek üzere zorla miting alanına toplanmış insanlara, devrimcileri ve onların önderlerini hedef alarak sürekli onları tahkir ederek halkın gözündeki prestijlerini sarsmaya yönelik “Kanı bozuk, Sütü bozuk, Ahlakı bozuk, Soyu-sopu bozuk, Dini bozuk, Cibilliyetsiz, Nesepsiz, Milliyetsiz” gibi ucuz ve anlamı kişiden kişiye, dönemden döneme bir hayli fazla değişkenlik gösteren sıfatlarla suçlayıp durdu… Hedef ve kasıt neydi, hedefteki devrimciler ve onların yiğit önderleri bahse konu sıfatları taşıdıklarından vatanı satma konusunda hiç tereddüt etmezlerdi o çüçük beyinlerine göre ve işte bu yüzden konuyu sürekli “asmayıp ta beslesinler miydi” sonucuna getirip, cesaret edip tamamını bir türlü yok edemediği için cesaret takviyesini halkın alkış ve lehteki tezahüratlarında aramakta idi sürekli, bu çete… Kendilerini hiç hak etmedikleri halde sürekli “vatan sevme konusunda” üstad-ı azam yerine koyarak, kendilerini ister ciddi ister sıradan ve çok basit konularda bile olsa eleştiren herkesi “vatan hainliği” ile suçlamakta idiler kolaylıkla, memleketi babalarının malı ve mülkü zannıyla, arkalarındaki emperyalizmin kalesi ABD’nin ve yerli ortaklarının dayattığı, sermayeye dikensiz gül bahçesi yaratma amacı ve kendi yaşamlarına da yönelik janjanlı beklenti büyüklükleri gözlerini kamaştırmış olmalı ki, memleketi toptan bir cezaevine dönüştürmüş, önüne geleni işbirlikçi ilan etmiş ve çanakçıları marifetiyle işkenceden geçirtmiş, olmadı mahpus damlarında çürütmüş, olmadı idam etmiş, olmadı kaçtı deyip kimsenin görmediği yerlerde infaz edip toplu mezarlar oluşturmuşlar ve bu perdenin arka tarafında da dünya nimetlerinden şahsi ikballeri için her biçimde “bir onlara bir bize” aritmetiği uyarınca olanak devşirmişler, önce basına yansıyan şimdilerde ise mahkemedeki dosyalarını süsleyen raporlardan geçilmez durumdadır.
 
Oysa o günlerde tüm devrimcilerin dilleri döndüğünce, güçleri yettiğince, sesleri çıktığınca her ortamda haykırdıkları biçimiyle; bunların başta çete lideri olmak üzere, Amerikan emperyalizminin vurucu ve askeri görünüşlü siyasi gücü NATO bünyesinde ve hemen mücavirindeki ülkelerde devrimci örgütlenmelere ve emperyalizm karşıtı halk iktidarı taleplerine karşı kurulan ve bu saikler çerçevesinde her türlü operasyon kabiliyetine haiz donatılan halka karşı olması nedeniyle de yasadışı ilan edilmesi gereken silahlı-külahlı kuvvetlerin genel ve gayri hukuki boyutu olan “STAY BEHİND” komutanları olduğu gerçeği o günlerin hayhuyu içinde tıpkı bugün olduğu üzere hep gizlenebilmiştir. Manipülasyon, korku ve şiddet üçlüsünden oluşan ortamın kara propaganda ile yoğrulması neticesinde, doğrular eğri, eğriler doğru gösterilerek yaratılan kamuoyundan, emperyalizmin ve yerli uzantılarının kendilerine uzun yıllardan beri yazılı verilen talimnameleri uyarınca, canım yurdumun bugünkü duruma düşmesine yol açmışlar ve dizlerinin üzerine çöker duruma getirmişlerdir. Bundan sonra toparlanmanın ve tekrar ayaklarının üzerinde dikilmenin ne kadar zor olacağını anlatmanın kolay olmadığı aşikâr olup, konunun uzunluğu nedeniyle de bir başka yazının konusunu oluşturacaktır.
 
Şimdi bakıyorum herkese giydirilen deli gömleğinin de yarattığı şaşkınlık ve aptallık ortamında; gömleği giydirenlerden birisinin de bugün hocalığı ile nam salmış ikameti uzaklardaki muhteremin; bu çetenin liderinin cennetlik olduğu iddiasıyla da kaim durum yaratılmış, çalmanın çırpmanın uhrevi boyutu da oluşturulmuş, bugünlere taşınmış dayatmalara hayatiyet kazandırılmış ve “vatan sevmek mezkûr zatı ve ardıllarını sevmektir” e dönüşmüştür konu, yaratanlara Allah selamet versin gayri… Şimdi bakıyorum da mezkûr muhteremlerin ardıllarının ağızlarına pelesenk olmuş durumda bu hainlik suçlaması, ne diyorlar hiç sakınmadan birbirlerine “Kanı bozuk, Sütü bozuk, Ahlakı bozuk, Soyu-sopu bozuk, Dini bozuk, Cibilliyetsiz, Nesepsiz, Milliyetsiz” haydi buyurun bakalım şusu busu bozuk edebiyat külliyatı, oku dur… Diğer taraftan hepsi birbirlerini bu kadar kendilerinden geçmiş vaziyette bu aptal sıfatlarla suçluyorlar ya, aman dikkat hani bizim saha içerisinde durum pek kolay çakılmaz da, dış sahadakiler sonra demesinler ne mümbit topraklar var bunlarda, boyuna vatan haini yetişmiş, eeeee ne de olsa bir bildikleri de vardır bu birbirlerine iddialı çıkışlarında deyiverirler Maazallah…
 
Bir tarafıyla; “Vatanı sevmek” bir partinin peşine takılıp nemalanmayı, sahip olduğun ve namusun sayılan oyunu satmak için makarna, kömür, çorap ya da ayakkabı beklemeyi, seçimden seçime oyuna talip olanla pazarlık etmeyi, oya talip olanın isteğini yerine getirmeyi kabullenmek değildir, diğer tarafıyla “Vatan sevmek” nutuklar atarak, uğruna can vermek olduğunu sürekli vurgulayarak, canı verenler başkaları olurken, cüzdanı kalınlaşanlardan da olmak değildir, sevsinler böyle vatan sevmeği derler adama… Vatanı sevmek bir karşılıksızlık eylemidir, kafada planları olanın işi asla ve kata değildir, gece yarısı merkez bankasını açtırıp silah alıyoruz numarasıyla çil çil dolarları cebe indirmekte hiç değildir, Vatanseverlik kendisi gibi düşünmeyeni cibilliyetsiz nesepsiz kansız diye kolayca suçlamak ta değildir. Oy verirken iş bekleyen, iş bulamayınca da vatan satıcı ilan etmemektir de ayrıca… Hülasa muktedirlerin icraatlarının sevilmediğinin ve beğenilmediğinin beyanı karşısında, beyan sahiplerinin derhal vatan haini ya da terörist ilan edilmesi vatan sevmek olmamalıdır, bunu yapanlara ya da yeltenenlere asla ve kata yüz verilmemelidir, ama hoş bir rüya içerisinde olduğumun da bilincinde olabilecek kadar da kafasız değilim hani…
 
Vatanseviciler, vatan hainliklerini vatanseverliğe tahvil etmeyi her daim becermişlerdir, bakın bakalım şöyle son bir yılın gazetelerine neler görülecektir neler, kendilerini vatana adadıklarını her konuşmalarında öne çıkaran 5 li çetenin banka hesaplarının hareketleri bile silinmiş kolayca… Tam vatansevicilere göre bir hukuk kurulmuş kolayca anlaşılacağı üzere… Aksi takdirde; miras ta kalmadığı aşikâr görünen bu muhteremlerin bu servetleri öyle devlet memuru maaşıyla izah edilebilir değildir…
 
Sizi cebini düşünen vatan seviciler sizi, ama sizin kabahatiniz yok biz sizin nasıl vatan haini olduğunuzu anlattığımız dönemde bile, size %92 oy verenler düşünsün gayri, durumun vahametini…
 
Son söz yine büyük vatansever Nazım Hikmet’e…
 
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

Hiç yorum yok: