Pazartesi, Eylül 28, 2015

BUNLARIN CEMAZİYE’L EVVELİ – 5 KIRŞEHİR’İN İLÇE YAPILMASI

Yere göğe “Demokrasi şehidi” hasebiyle sığdırılamayan, neredeyse demokrasinin ulu ve ulvi yıldızı diye tapınılan, ama “dindar ve kindar” nesil yetiştirme uzmanı ve öncülü olduğu bilahare ortalığa saçılan, her türlü hile, hurda ve desise dolu işler işleyip sonradan pişman olan ya da çark eden, seçim kazanıp iktidarını koruma adına, insan olanın asla ve kat’a aklına gelemeyecek, malum meleği bile hasetinden çatlatacak düzeyde kararlar alınan bir dönemin lideridir malum zat...

Malum hareket, “yeter söz milletindir” diyerek, ABD den aldığı sınırsız ve katıksız destek ve gaz ile ortaya çıkıp, ve de, ne yazık ki öngörüsüz ve çapsız bazı aydın çevrelerin de, tıpkı şimdiki zamanlardaki “yetmez ama evetçi” benzerleri gibi, çoşku ile desteklediği, Demokrat Parti (DP), 1950 seçimlerinde, o günkü seçim kanunun da, el ve yol vermesiyle, %53 oyla TBMM’de % 85 oranında bir temsiliyet yakalar ve canım yurdumun artık kaderinin, tarihe kara bir leke gibi düşmesine, neden olur... Esasen de; TBMM deki bu adaletsiz ve hukuki ama ahlaksız temsil, iktidar sahiplerinin başını döndürür, artık kendilerini deyim yerindeyse ali kıran, baş kesen gbi hissetmektedirler... Nasıl olsa TBMM’de çoğunluk kendilerinde, artık hilafeti bile getirmek isterlerse getirebilirlerdi, gücün hoyratlaştığı, hoyratlığın saldırganlaştığı, saldırganlığın yok etmeye kadar vardığı sürecin, vitesi bir arttırılmıştı... Akıl ve izan ihsan eylesin yaklaşımlarına kapılar kapatılmış, Allah ta verdikçe veriyordu bunlara gücü.... Çağdaş ve uygar dünya için birer angutluk sayılabilecek, günlük kar ve yaklaşımların siyasetin merkezini oluşturması devri başlamıştı, artık... Reis ne istiyorsa o oluyordu, hukuk ayaklar altına alınmış, ne gam ne keder... Aslolan paşazadelerin iktidarı devam ede...

1954 yılında milletvekili genel seçimleri yapılır; oyların % 58 ini DP, %35 ini CHP, % 5 ini CMP ve % 3 ünü Bağımsızlar alır ve TBMM’de temsil ise DP 502, CHP 31, CMP 5 ve Bağımsızlar 3 milletvekili şeklinde olur... Görüleceği üzere, tablo seçim sistemi tercihinden ötürü çok anlamsız ve temsil hakkaniyetine hiçte uygun düşmemektedir. Liderliğini Osman Bölükbaşı’nın yaptığı CMP (Cumhuriyetçi Millet Partisi), sadece Kırşehir İlinde 5 milletvekilliğini alır, alır da, gerek seçim çalışmaları süresince DP muhalifliğinin yoğunluğu, gerekse de eleştirilerin şahsiliği ve ağırlığı karşısında, DP iktidarı Kırşehir’e mim koymuştur artık...

Uzun çalışmalar neticesinde, kendilerine oy vermeyen Kırşehir İlini ilçe yapma kararı alınır ve derhal uygulama için kanun hazırlanır, talimatla komisyonda hazırlanan Kanun tasarısını inceleme görevini üstlenen komisyonun Başkanı DP’li olmasına rağmen o bile dayanamaz ve kanun tasarısının hiçbir hal ve şartta adalet düşüncesi ile bağdaşmadığını öne sürerek istifasını verir. Artık kinini ve öfkesini esirgemeyen bir ekip iş başındadır ve her kim ki muhaliftir, bir anlamda katli vaciptir, hatta o kadar ileri gidilmiştir ki söylemde; CHP nin aldığı %35 oy bile sindirilememiş ve Başvekil Adnan Menderes’in tarihe bir ibret konuşması olarak geçen sözü etmesine sebep olmuştur, “Demek ki, bu memlekette demokratlaştıramadığımız yüzde 35’lik bir halk var”... Bu ne hırs, bu ne doymazlık, bu ne kin, Allah gözünüzü doyursun... Nerdeyse fırınlara talimat edip, muhaliflere ekmek verdirmeyecekler...

Neyse, tekrar Kırşehir’in ilçe yapılması olayına gelelim; zaman itibariyle, Kırşehir ilçe yapılınca bir kısım ilçeleri ayrılarak Nevşehir ili oluşturulur, bir kısım ilçeler ise, Ankara ve Yozgat’a bağlanarak, konu, tam da Demokrat Parti ve yönetiminin şanına uygun ve son derece demokratik(!!!!) bir biçimde derdest edilir. Gerçi, Kırşehir 1957 yılında, artık hangi akla hizmet ya da hangi anlaşma mucibince tekrar il yapılır bilinmez ama daha önce kendisine bağlı ilçelerin önemli bir bölümü artık başka illere bağlanmıştır. Geçmiş olsun...

Dedik ya, kindar ve dindar bir yönetimin son derece demokratik(!!!!) yönetimi altında inim inim inler canım Yurdum, bu dönemde sadece CMP liderinin seçildiği ille mi sınırlı kalır, nerdeeee, CHP liderini de tercih eden Malatya, bu demokratlaştırılma operasyonundan nasibini alacaktır, hemen buradan bölünme suretiyle Adıyaman diye yeni bir il ihdas edilecektir. Şimdi diyorlarki; bugünlerde yaşananlar ilk olup daha önce yaşanmamışlardır... Hadi bakın bakalım ilkmiymiş... Beklenen oy verilmeyince ne yapılıyormuş, hemen cezası kesiliyormuş, nasıl kesiliyormuş, kanun marifetiyle, buldun mu beleş el kaldırıcıları hemen kanunlar çıkarılıveriyor ve oluyor sana kanun nizam hakimiyeti, sevsinler... Gerçi malum hikaye; Kırşehir’den gelen adam Kadıköy’ü görünce, “buraya Köy, bizim oraya da şehir diyenin boynu altında kalsın” demiş ya, bizim açımızdan da, Kırşehir il olsa ne olur, olmazsa ne olur, ama konu, nasıl bir kin ve öfke fışkırmasıdır, görülsün diye... Bu olay, basında ve tarihteki yerini “Kırşehir faciası” diye alınca, hemen Başvekil Adnan Menderes, hani Demokrasi havarisi ilan edilir ya, “Kırşehir faciası diyorlar... Eğer memlekette ilçe olmak facia ise, hemen söyleyeyim ki, memleketimizde halen yaklaşık 500 ilçe daha vardır. onlar da bu hale göre facia içindedirler” diyerek, kendisi gibi düşünmeyenleri ne kadar ciddiye aldığını gösterir, gücün sarhoşluğunun yarattığı ahlak ve terbiye kaybıyla, tıpkı diğer tüm ardılları gibi...

Şimdi yeniden seçimlere gidilirken, malum zatın ardıllarından beklenen, benzer davranışlardır, hatta daha da sofistike olanını uygulayabilirler, mesela, Çeşme ilçesini, Yozgat’a ilçe yapıp, Yozgat’ın Yerköy ilçesini de İzmir’e ilçe yapabilirler, vs. vs...

 

Hiç yorum yok: