Pazartesi, Eylül 19, 2016

PARAGUAY'IN KARA BELASI ALFREDO STROESSNER

Dünyanın başına genel kara bela Amerika Birleşik Devletleri (ABD), kendisiyle bihakkın emir-komuta zinciri içinde çalışan CIA, NATO, BM (Birleşmiş Milletler), Dünya Bankası, IMF (Uluslararası Para Fonu) vs. vs. gibi kuruluşlar vasıtasıyla, kontrol dışı kalabilmiş birkaç sosyalist ya da bağımsız ülke dışındaki tüm ülkelere şu ya da bu seviyede ayar vermeye dün olduğu gibi bugünde devam etmektedir. Meşum ve gudubet davranışların dünya çapında 1 numarası olan bu ülke, mezkur kuruluşlar vasıtasıyla, ekonomik ya da siyasi olarak dünyaya nizam vermeye dört koldan devam eder, kendi genel kara belası olma durumunu sürekli olarak etkisi altındaki mezkur ülkeler içinde tayin eder. Hattı zatında, ABD'nin Latin Amerika halklarına karşı yürüttüğü kirli savaş, ABD'nin 1823 yılında ilan ettiği "Monreo doktrini" çerçevesinde olmuş olup, saldırılar geometrik artış gösterirken, kıtada yaşanan yüzlerce faşist askeri darbenin, ABD'ye kazandırdığı milyarlarca dolar yanında, kıtanın milyonlarca onurlu insanının diktatörlükler pençesince hayatların kaybetmesine neden olmuştur.
Hani birileri çıkar da, Latin Amerika tam anlamıyla bir İspanyol ve Portekiz kolonisi iken, nasıl olur da şimdilerde tam bir ABD arka bahçesi haline geldi, diye soracak olursa; erken dönemde kolonileşen Latin Amerika, İspanyol ve Portekiz orta çağ ve kapalı, korumacı, tutucu, bağnaz, hoşgörüsüz, dogmatik ve hiyerarşik emperyal kuruluşlar tarafından şekillendirilmiş olması hasebiyle, sonradan açık ya da gizli her işgalciye davetkar tutum göstermiştir. Peki kolay olmuş mudur bu davetkar tavrın tesisi, zinhar, hayır, ancak ABD Emperyalizmi başlangıç itibari ile İspanyol ve Portekiz kolonistleri tarafından mıntıka temizliğine tabi tutularak mümbit hale getirilmiş, ta ki devir teslime kadar, ama asıl çaba ondan sonra gösterilmiş,  büyük uğraşlar ve yatırımlar yapılarak ABD tarafından ehven hale dönüştürülmüştür. Nasıl mı olurmuş, yatırımdan (paradan) haber ver, her ülkeden sınırsız destek (satılık) üretmek mümkün olabiliyor, yaygın bir şekilde muhatap ülkeden eğit(il)mek üzere, Pentagon, West Point gib ABD içinde ve başta Panama olmak üzere sayısız "üs ülkede" kurulan ajan yetiştirme okullarında, hedef ülkelerden asker davet edersiniz, yine yaygın olarak üniversitelerde eğit(il)mek üzere burslar (fulbright, Rockfeler bursu vs. vs) vasıtası ile akademisyen, gazeteci, avukat, mühendis ve müteşebbis gibi her türlü meslek grubundan insanı davet edersiniz, bal gibi olur... Gerçi şimdi bu okullardaki kafa yıkama-ütüleme yöntemleri yerel okullara taşınarak, tepki oluşturmasının önüne geçmiştir, hülasa artık ABD yabancı askerleri kendi topraklarına getirerek tepki almaktan ise, ABD sistemini, yetiştireceği memleketin çocuklarının ayağına getirip tepkilere türban geçir(il)miştir.
Bu kadar uzun bir girişin ardından, ABD'nin Latin Amerika ülkelerinde yarattığı, halkına düşman, gaflet ve dalalet ve hıyanet içindeki bu heyulalardan, bu iktidar sahiplerinden, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin ekonomik ve siyasi emellerine tevhit etmiş güruhtan bir kısmını, birkaç yazıda hatırlatmak istiyorum.  
Alfredo Stroessner Matiuda (1912-2006); Paraguay'ın eli kanlı diktatörü, hile, hurda, desise ve korku ile Latin Amerika'nın en uzun süren yönetimini oluşturmuştur. Eğitim ve öğretiminin anlatılmasının herhangi bir öneme haiz olmaması nedeniyle, değinmeye değmez buluyorum. Bu kabil peynir kafaya sahip her askerin başına gelenler bu muhteremin de başına gelir ve 1951 yılında başına geçtiği Paraguay silahlı kuvvetlerini, gizliden ve çaktırmadan (aslında çaktırarak) yapacağı darbenin şartlarını hazırlaması için kullanmış, nihayetinde de "şartlar oluşunca" darbe gerçekleşmiş ve bilahare yapılan göstermelik bir seçimle "tek aday" olarak girdiği seçimlerden devlet başkanı (diktatör) olarak çıkmıştır. Oluşturulan vasat nedeni ile; para politikaları istikrar bulmuş, dış destek artmış, uzun vadeli krediler gelmiş ama insan hakları yerlerde sürünmüş, demokrasi kapıdan giremez olmuş, hukuk zinhar yok hale gelmiş... Ehhh ABD desteği de; Latin Amerika'daki "bağımsızlık ve sosyalizm" mücadelesini de eziyor ya, CIA, NATO, BM (Birleşmiş Milletler), Dünya Bankası, MF (Uluslararası Para Fonu) gibi uluslararası kuruluşlar vasıtası ile canıma minnet açıklaması şeklinde oluyor... Bir taraftan sömürüye devam diğer taraftan komşu ülkelere uygulamalı örnek, daha ne olacak, ABD'nin canına minnet... Evet, mezkur diktatör döneminde, para istikrar buldu, enflasyon düştü, yeni okullar, yeni yollar, yeni sanayi yatırımları yapıldı ama milli gelirin yarısı muhterem diktatörün iktidarını koruması için, kah türbanlı (örtülü) ödenek, kah açıktan bütçeden aktarılan büyük paralarla, sivil (aslında daha yoğun askeri) ve askeri örgütlenme kotarıldı... Göstermelik meclis tam anlamıyla, muhteremin işaret parmağının hareketine uygun adım marş düzenleniyor, yargı, ta ki sıradan mahkemelerdeki mübaşirlere kadar (abartmasız) dizayn ediliyor, yüksek yargı asla ve kat'a hiç bir yasa değişikliğine bile ses çıkarmıyor, öyle ki muhterem tam anlamı ile 2 kez kökten anayasa değiştiriyor... Öyle zırt pırt yasa ya da yönetmelik değiştiriliyor diye bağıranlara ithafen... Konuşması gerekenler yiyince tüm dutları, bülbüller dutsuz kalıyor, işte... Nihayetinde geldiği yöntemin benzeri ve bizatihi kendisi tarafından legalize edildiği biçimi ile, geldiği gibi gidiyor...
Sığındığı Brezilya da, sürgünde yaşadığı 17 yıl sonunda 93 yaşında öldüğünde, mirasçılarına gerçek manada ne miras bıraktığını bizlerin bilmesine imkan ve ihtimal bulunmadığı aşikar olup, insanlık tarihine bıraktığı en önemli miras ise, kan, gözyaşı ve kendisini nefret ve lanet ile yad eden milyonlar olmuştur.

Çok şükür ki; bizden çok uzak coğrafyada ve askerler tarafından yapılan kötülükler, oysa siviller bu kabil densizlikleri yapmazlar, değil mi? 

Hiç yorum yok: