Cuma, Nisan 06, 2018

ÇEŞME ANASONU


Anayurdunun Mısır olduğu bilinen, 1300’lü yıllardan itibaren de Anadolu’da ziraatı yapılan yıllık bir bitki olup yeşilimsi, tatlı ve aroması yüksek olan tohumlarının, hamur işlerinde, simit ve çöreklerde, rakı üretiminde yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir. Yurt dışında özellikle de Avrupa’da bazı alkollü içeceklerde kullanılmasının yanında direk likör imalatında da kullanıldığına rastlanılmaktadır. Hazmı kolaylaştırması, iştahsızlığı önlemesi, antiseptik, spazm çözücü, göğüs yumuşatıcı, anne sütünün salgılanmasının arttırılması, sindirim düzensizlikleri, şişkinlik, kabızlık, solunum yolu enfeksiyonları ve bağlı öksürükler, mide ve bağırsak gazlarının oluşmasının önlenmesi, gaz söktürücü, idrara arttırıcı, kusmayı ve ishali durdurması gibi özellikleri ile de farmakoloji biliminin ilgi alanına girmiştir. Hatta çocukluğumuzda, her çocukta sıkça rastlanılan diş çürümesi ve ağrılarına karşı anason tanelerinin ezilerek çürük dişin üstüne konması istenirdi aile büyüklerimiz tarafından…

Anason dikimi, bakımı, hasadı sırası ile, işlenen toprakta ailemin yaptığı şekli, ilkel serpme yöntemi ile tohum serpilir, sonradan tırmık ve sürgü yöntemi ile tohumları gömmek, 3-5 hafta sonra tohumların bitkiye dönüşüp toprak üstüne çıkması ile birlikte kâh çapa, kâh ot testeresi ile ot temizliği ve köklere toprak desteği yapmak, hasat ise köklerin tamamen sökülmesi, kuruması için, desteler halinde yığılması, kuruyunca da temiz bir alanda tokmak ya da sopalarla kurumuş anason tohumlarının köklerden ayrılması için dövülmesi, savrularak ve kalburlayarak araya giren sap parçaları tohumlardan ayrılır, bilahare de depolanmak üzere keten çuvallar içerisinde nem oranlarının normal kabul edildiği depolarda satışa kadar bekletilmek üzere depolanırlardı. Genellikle 30-50 cm yüksekliğinde, çiçekleri beyaz açan şemsiye biçiminde, ta kökünden başlayarak çok dallı ve şemsiyeyi andıran görüntüsü ile anason çiftçinin sezon itibari ile erken paraya kavuştuğu bir bitkidir. Yolunması (toplanması) demetler şeklinde olur, kurumaya bırakılır, kuruyan demetlerin altında güneşten korunmak isteyen, örümcekten akrebe çok çeşitli börtü böcek olurdu. Çocukluğumuzda akrep sokmalarına sıkça rastlanırdı. Tarımı susuz yapıldığı için su fakiri olan Çeşme’nin önemli tarım ürünlerindendir. Aslında Osmanlı döneminde de çok etkilidir anason üretimi ancak 1. Dünya savaşı öncesi anason yağının etken maddesi anetol ithalatı serbest bırakılırsa da sonra Cumhuriyet döneminde bazı kaynaklarda 1924, bazı kaynaklarda 1927 de, ithalat yasaklanır ve Tekel İdaresi bünyesinde çiftçi destek ve ürün alımı bölümleri kurularak “millileştirilir”.

Bugün ülkemizde ve dünyada birçok yerde anason ziraatı yapılmaktadır, sahip olduğumuz bilgiler üzerinden konuşacak olursak, Çeşme ve de özellikle Çiftlik anasonunun kalitesini geçen hatta bulan yoktur. Çeşme’nin özellikle de Çiftlik’in, dünyada bir eşinin sadece ABD de Kaliforniya yakınlarındaki bir bölgede olduğu söylenen, mikroklimatik ortamının Rakının önemli katkılarından anason için çok uygun bir ortam oluşturduğu bilinmektedir. Zaten biraz literatür karıştırıldığı, özellikle “Büyük Larousse” ilgili maddesine bakıldığı zaman da Çeşme Anasonunun kıymetli bir ürün olduğu ortaya çıkmaktadır. Çeşme’nin yerlilerinden büyüğümüz Coşkun Vural tarafından Meydan Laousse ansiklopedisi kaynak gösterilerek, rakı yapımında Çeşme anasonunun kalitesini ve diğerlerinden farkını şöyle açıklanmış, “100 lt alkole 4 – 4,5 kg Çeşme anasonu, 9 – 10 kg Denizli anasonu, 10 - 12 kg Tefenni anasonu katılması gerekiyor”. Şu ana kadar elimizdeki en değerli bilgi budur, Çeşme ve Çiftlik anasonun kalitesini belirtmek adına.

“Çeşme Yerel Gündem 21 yayınları ANASON” başlıklı çalışmayı tekrar gözden geçiriyorum, anason başlıklı yazıma katkı sunacak bölümler bulmak için… İlgili çalışmadan enteresan bir bölüm; “1881 yılında Çeşme’ye gelen iki ecnebi hanım muhtemelen veba dolayısı ile karantinada kalmaktadır. Sözünü ettiğimiz bu hanımlar Çeşme Kazasına ziyarete geliyorlar ve “şu Müslümanlık ne tuhaf bir din” diyorlar. Bunu söylemelerinin nedeni ise: Müslümanlıkta şarap içmek haram olduğu halde, kumandan ve askerlere, padişahın emri ile her gün kumanya olarak iki bardak rakı verilmekte olması idi. Bu durum anasonun o yıllarda bile sosyal bünyemizde mevcut olduğunu gösteriyor”. Bu vaka doğru mudur, yanlış mıdır, bilemem ama mezkûr çalışmada böyle deniliyor ve bende çok değişik bir vaka olduğu için aynen aktarıyorum.

Çeşme eskiden 12 ay boyunca değişik kokuların egemen olduğu bir kasaba idi, nisan, mayıs portakal ve limon çiçeği, haziran temmuz anason, temmuz ağustos kavun gibi ama sürekli iyot dolusu bir deniz kokusu… Şimdilerde özellikle de rüzgârsız havalarda kışın kömür ama sürekli ağır bir kanalizasyon kokusu hâkim… Bunda yanlış imar politikalarının etkisi olduğu kadar yanlış iş yapmalar ve yanlış yönetimler çok etkili olmuştur. Şimdilerde ise uğraşın durun gayri, yanlışı düzeltmek, doğru bir iş gerçekleştirmekten daha zordur, kolayca bilineceği üzere…

Evet, Çeşme’nin eski kokularına dönüşmesi artık bir hayal gibi ama ne yapalım biz o günleri özlüyoruz ve hep özleyeceğiz.

Hiç yorum yok: