Çeşme’nin
İhraç İskelesi olarak; Osmanlı döneminde “Katopania”
adı ile ya da kayıtlarda yer yer “Aşağı Çiftlik” yer yer de “Yukarı Çiftlik”
olarak bilinen “Çiftlik Köyü” ya da
şimdiki ucube düzenleme akabinde “Çiftlik Mahallesi” ile maruf köyümüz, İzmir’in
en batısında Yunanistan’ın Sakız Adası ile karşılıklı olup ve arada oluşan Boğaz’ın
karşılıklı taraflarında yer alarak biri sabahları diğeri akşamları denizinin kenarında
oturan insana, güneşin doğuşu ve batışı sırasında inanılmaz güzellikler
yaşatır, “Şarap Denizi” Ege’nin bin
bir renginin harmonisini sunar. Adeta
denizin üstünden Sakız Adasına bakar iken, günün çeşitli bölümlerinde ışığın,
kırılarak oluşturduğu ışık tayfının resmi geçidine tanıklık edilir. Karşıda
Yunanistan’a ait Sakız adasının yüksek dağları, keraat vakti dediğimiz güneşin
kavuşmasına mızrak boyu kaldığında, inanılmaz bir şekilde mor renge bürünür,
Çiftliğin akşamını yavaş yavaş erguvandan eflatun’a dönüştürür, Herodot’un Ege
Denizi üstüne şarabın rengi Ege ve renklerin dansı tanımlamalarını adeta
günümüze taşıyarak, denizin şarkılarını balık restoranların içine getirir. Denizin
iyice azalan verimine rağmen yakalanan balıklar, barbun, adabeyi, sinarit,
mercan ya da çipurası ile tezgahlarda oluşturduğu renk cümbüşü, adeta
gökyüzünün denizin içine inerek oluşturduğu ışık tayfının bir devamıdır.
Denizdeki ya da Sakız Adasının üzerinde oluşan renk dönüşümleri muhteşem olup,
tam da bu yüzden Heredot’a bile şarap renkli deniz Ege dedirtecek kadar şiirsel
bir görünüm vermektedir. Renk geçişlerin yukarıdan aşağıya ya da sağdan sola ya
da soldan sağa geçişlerindeki ahenk ressam çatlatan cinsten olup keraat
saatinin müjdecisidirler adeta. Renklerin adeta boya satışı yapanların
skalalarını andırır vaziyette akışı, Sakız Adası üzerinde resmigeçit
yaparcasına sıralanırken, günün solan ferinin hızına mütenasip ve müteakip
Ada’nın sizden uzaklaşıyor hissi yaratıyor olması da işin sihrini yaratıyor
sanki. Renklerin birbirleri arasındaki geçiş ve akışlarına mütenasip bir rüzgar
akışı da vardır gün boyunca, sabahın dinginliği saat 10’larda “melteme” dönüşürken,
genellikle akşamın ilerleyen saatlerine kadar devam eder, bazen hızlı esen
“Gerence” rüzgarları ile gökyüzünde hızla hareket eden bulutlarla birlikte daha
da katmerli ve kararlı hale dönüşürler. Deniz üstündeki renk dönüşümleri ile
birlikte karadaki izdüşümleri ve Sakız Adası tepelerinin üstünde renk akış ve
geçişleri ayrı ayrı ve birer birer ressam davetiyesidir bana göre. Güneş öyle
bir dokunmaktadır ki ufuktaki Sakız Adasının tepelerine adeta sevgiliye usulca
kondurulmuş bir sevgi öpücüğünü çağrıştırır bu dokunuşlar, yavaş yavaş inmekte
olan akşamın yarattığı küçük küçük bulutlar ise çiçekler arasındaki öpücükleri
canlandırmaktadır sanki. Gemiler geçiyor aradaki Çiftlik Köyü ile Sakız Adası
arasındaki boğazdan, sanki Ege Denizinin mavisine boyanmış koyu yeşil karpuz
kesen bir bıçak sapı görüntüsü vererek ilerlemekteler. Tüm bu ahenk ve renk
çümbüşü içinden, Güneş adeta Sakız Adası Dağları ardından tam nereden
kaybolacağını bizlere hissettirmektedir ki bu mevsimlere hatta günlere bağlı
olarak ufacık ta olsa değişiklik göstermektedir. Akşam saatlerinin bu muhteşem
renk geçiş ve akışları da son dönemde “Gelin-Damat” evlilik fotoğraflarına arka
plan oluşturma konusunda da trend olmuştur.
Bilindiği
üzere tüm kitaplar Deniz rengini ittifaken “mavi” olarak verir, hep böyle
öğreniriz değil mi? Oysa izlenimlerim kesinlikle bunun böyle olmadığını
göstermektedir, yukarıda detayları ile anlatmaya çalıştığım üzere. Bunda fizik
mi, biyoloji mi, coğrafya mı etkilidir bilemem ama durum bu.
Akşamın
renklerinin geçidini anlatırken sabahı unutmayalım, aksamın anlatımı balık
restoranlara sabahın renk cümbüşünün anlatımı da kahvaltıcılara yarar ve tam da
bu yüzden ilgili mekanlar sırasıyla dolup taşar. Ressamın paleti ya da
boyacının boya skalası, akşam oluşanın tersine sabahları gecenin parlament
mavisinin, başlangıçta biraz açık ve silik, gittikçe yoğunlaşan hatta bir ara
kızıllaşan turuncudan kırmızıya nihayet gün mavisine devreder nöbeti.
Çiftlik
Köyünün bu muhteşem renk geçiş ve akışlarının ruhuna uygun düşen bir düzen
oluşturur güzel balıkçı restoranları, benzerleri kadar olmasa da biraz
fiyatlıdırlar ama akşamları buradan Sakız Adasına doğru bakarak rakı-balık
keyfi yapmanın tadına doyulmaz, gerçi Sakız Adasından da Çiftlik Köyüne bakarak
uzo-balık keyfi yapmak ta “uzo-rakı” kardeşliği oluşumuna ciddi katkı
yapmaktadır.
Güzel
bir gün doğuşu ya da gün batışı anındaki renk geçiş ve akışlarına fotoğraf
çekme yolu ile tanıklık etmek isteyenler ve fotoğraf çekerek bu anları
ölümsüzleştirmek isteyenler burada fotoğraf çekmeye önem vermektedirler ama
bunun daha profesyonel hala gelmesi de beklentiler arasındadır. Hele
fotoğrafçılığa, var olan güzelliklerin fotoğraf vasıtası ile geniş kitlelere ulaştırılması
sürecinde, teknolojinin katkılarının ne kadar büyük olduğu “dron”ların devreye
girmesi ile daha iyi ve net anlaşılmıştır. Plajların renk cümbüşünün yukarıdan
aktarılması ile yukarıda bahsettiğim renk geçiş ve akışlarının farklı açılardan
yansıtılmasının, fotoğraflara bakanların adeta yerinde çıplak gözle olaylara
tanıklık ediyor olması ile eş düzeydedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder