Pazar, Temmuz 22, 2018

ÇİFTLİK KÖYÜ – RENKLERİN RESMİ GEÇİTİ


Çeşme’nin İhraç İskelesi olarak; Osmanlı döneminde “Katopania” adı ile ya da kayıtlarda yer yer “Aşağı Çiftlik” yer yer de “Yukarı Çiftlik” olarak bilinen “Çiftlik Köyü” ya da şimdiki ucube düzenleme akabinde “Çiftlik Mahallesi” ile maruf köyümüz, İzmir’in en batısında Yunanistan’ın Sakız Adası ile karşılıklı olup ve arada oluşan Boğaz’ın karşılıklı taraflarında yer alarak biri sabahları diğeri akşamları denizinin kenarında oturan insana, güneşin doğuşu ve batışı sırasında inanılmaz güzellikler yaşatır, “Şarap Denizi” Ege’nin bin bir renginin harmonisini sunar.  Adeta denizin üstünden Sakız Adasına bakar iken, günün çeşitli bölümlerinde ışığın, kırılarak oluşturduğu ışık tayfının resmi geçidine tanıklık edilir. Karşıda Yunanistan’a ait Sakız adasının yüksek dağları, keraat vakti dediğimiz güneşin kavuşmasına mızrak boyu kaldığında, inanılmaz bir şekilde mor renge bürünür, Çiftliğin akşamını yavaş yavaş erguvandan eflatun’a dönüştürür, Herodot’un Ege Denizi üstüne şarabın rengi Ege ve renklerin dansı tanımlamalarını adeta günümüze taşıyarak, denizin şarkılarını balık restoranların içine getirir. Denizin iyice azalan verimine rağmen yakalanan balıklar, barbun, adabeyi, sinarit, mercan ya da çipurası ile tezgahlarda oluşturduğu renk cümbüşü, adeta gökyüzünün denizin içine inerek oluşturduğu ışık tayfının bir devamıdır. Denizdeki ya da Sakız Adasının üzerinde oluşan renk dönüşümleri muhteşem olup, tam da bu yüzden Heredot’a bile şarap renkli deniz Ege dedirtecek kadar şiirsel bir görünüm vermektedir. Renk geçişlerin yukarıdan aşağıya ya da sağdan sola ya da soldan sağa geçişlerindeki ahenk ressam çatlatan cinsten olup keraat saatinin müjdecisidirler adeta. Renklerin adeta boya satışı yapanların skalalarını andırır vaziyette akışı, Sakız Adası üzerinde resmigeçit yaparcasına sıralanırken, günün solan ferinin hızına mütenasip ve müteakip Ada’nın sizden uzaklaşıyor hissi yaratıyor olması da işin sihrini yaratıyor sanki. Renklerin birbirleri arasındaki geçiş ve akışlarına mütenasip bir rüzgar akışı da vardır gün boyunca, sabahın dinginliği saat 10’larda “melteme” dönüşürken, genellikle akşamın ilerleyen saatlerine kadar devam eder, bazen hızlı esen “Gerence” rüzgarları ile gökyüzünde hızla hareket eden bulutlarla birlikte daha da katmerli ve kararlı hale dönüşürler. Deniz üstündeki renk dönüşümleri ile birlikte karadaki izdüşümleri ve Sakız Adası tepelerinin üstünde renk akış ve geçişleri ayrı ayrı ve birer birer ressam davetiyesidir bana göre. Güneş öyle bir dokunmaktadır ki ufuktaki Sakız Adasının tepelerine adeta sevgiliye usulca kondurulmuş bir sevgi öpücüğünü çağrıştırır bu dokunuşlar, yavaş yavaş inmekte olan akşamın yarattığı küçük küçük bulutlar ise çiçekler arasındaki öpücükleri canlandırmaktadır sanki. Gemiler geçiyor aradaki Çiftlik Köyü ile Sakız Adası arasındaki boğazdan, sanki Ege Denizinin mavisine boyanmış koyu yeşil karpuz kesen bir bıçak sapı görüntüsü vererek ilerlemekteler. Tüm bu ahenk ve renk çümbüşü içinden, Güneş adeta Sakız Adası Dağları ardından tam nereden kaybolacağını bizlere hissettirmektedir ki bu mevsimlere hatta günlere bağlı olarak ufacık ta olsa değişiklik göstermektedir. Akşam saatlerinin bu muhteşem renk geçiş ve akışları da son dönemde “Gelin-Damat” evlilik fotoğraflarına arka plan oluşturma konusunda da trend olmuştur.

Bilindiği üzere tüm kitaplar Deniz rengini ittifaken “mavi” olarak verir, hep böyle öğreniriz değil mi? Oysa izlenimlerim kesinlikle bunun böyle olmadığını göstermektedir, yukarıda detayları ile anlatmaya çalıştığım üzere. Bunda fizik mi, biyoloji mi, coğrafya mı etkilidir bilemem ama durum bu.

Akşamın renklerinin geçidini anlatırken sabahı unutmayalım, aksamın anlatımı balık restoranlara sabahın renk cümbüşünün anlatımı da kahvaltıcılara yarar ve tam da bu yüzden ilgili mekanlar sırasıyla dolup taşar. Ressamın paleti ya da boyacının boya skalası, akşam oluşanın tersine sabahları gecenin parlament mavisinin, başlangıçta biraz açık ve silik, gittikçe yoğunlaşan hatta bir ara kızıllaşan turuncudan kırmızıya nihayet gün mavisine devreder nöbeti.

Çiftlik Köyünün bu muhteşem renk geçiş ve akışlarının ruhuna uygun düşen bir düzen oluşturur güzel balıkçı restoranları, benzerleri kadar olmasa da biraz fiyatlıdırlar ama akşamları buradan Sakız Adasına doğru bakarak rakı-balık keyfi yapmanın tadına doyulmaz, gerçi Sakız Adasından da Çiftlik Köyüne bakarak uzo-balık keyfi yapmak ta “uzo-rakı” kardeşliği oluşumuna ciddi katkı yapmaktadır.

Güzel bir gün doğuşu ya da gün batışı anındaki renk geçiş ve akışlarına fotoğraf çekme yolu ile tanıklık etmek isteyenler ve fotoğraf çekerek bu anları ölümsüzleştirmek isteyenler burada fotoğraf çekmeye önem vermektedirler ama bunun daha profesyonel hala gelmesi de beklentiler arasındadır. Hele fotoğrafçılığa, var olan güzelliklerin fotoğraf vasıtası ile geniş kitlelere ulaştırılması sürecinde, teknolojinin katkılarının ne kadar büyük olduğu “dron”ların devreye girmesi ile daha iyi ve net anlaşılmıştır. Plajların renk cümbüşünün yukarıdan aktarılması ile yukarıda bahsettiğim renk geçiş ve akışlarının farklı açılardan yansıtılmasının, fotoğraflara bakanların adeta yerinde çıplak gözle olaylara tanıklık ediyor olması ile eş düzeydedir.

Hiç yorum yok: