Cuma, Eylül 17, 2021

"BENİM GÖZÜMDEN ÇEŞME" ŞİRİN DUMAN değerlendirme

 

                                Benim Gözümden Çeşme

                                                          Şirin Duman

 

       “Benim Gözümden Çeşme,” adlı kitap elime ulaşmadan varlığını öğrendiğimde ilgimi çekmişti. Çeşmeyi seviyordum. İlk gittiğimde sevmiştim, her gittiğimde de bu sevgi arttı. Ama açık söyleyeyim bu kitabı okuyunca Çeşme sevgim daha çoğaldı. Okurken beynime resimlediğim Çeşmenin her enstantanesi gözümde canlandı, canlandıkça daha bir istekle okudum.

       Kitap 352 sayfadan oluşuyor. Her bir makale daha öncesinden haftalık Yeni Çeşme gazetesinde yayımlanmış, yani gazetede çıkan yazılarından derleme yapılmış. Kitabın arka kapağında yazar kendini tanıtırken diyor ki, “İstedim ki kitapsız demesinler.” Kitapsız çok insan var, kitaplı insan da var, ama nice güzel ve değerli kitapsız insanların yanında, değersiz, insanı yanlış yönlendiren, yalan bilgiler veren sahte kitaplı insanlar da var, ama bu kitabın yazarı bu kategori içinde değil, tamamen naif duygularla her makaleyi yazmış, ben de bu hoş kanı oluştu.

       Çeşmenin doğal güzelliklerini birçok makalesine almış. Kavununu, limonunu, sakızını anlatmış, denizini kumunu, insanını… Okurken en çok da insanını tanımak beni etkiledi. Sanki sadece İzmir içinde değil Türkiye içinde Çeşme kültürü oluşmuş izlenimi edindim, sevdim insanlarını.

       Yazar 239. sayfada Deli İzzeti anlatıyor. Delilere yazarın kaleminden bir daha hayran oldum, “Tükenmemeli delilerimiz,” “dedim. Ve yazının başına Aziz Nesin’in bir sözünü almış: “Gerçek bilgelik deliliktir, kendini bilge kabul etmek gerçek deliliktir.”

       Yine sayfa 236 da Hasan Reisi anlatıyor bize: “Koca bir ömür geçirdi ‘Çiftlik Köyü’nün güzelim mavi denizlerinde, herkes gibi bende en sık verdiği poz ile anımsarım onu, elinde hiç sönmeyen sigarası, dizlerinin üzerine çökmüş kartal dikkati ile denize bakışı…”

      Sıhhiyeci İbrahim Önol u, Kunduracı İbrahim Çiçek’i, Yaşar Karaoğlu’nu, Badili Hasan’ı, Bayram Abi’yi,  Tufan Kaptan’ı; sinemalarını, meyhanelerini, kalelerini, parke yollarını, tel kafeslerini, Çeşmenin Kumrusu’ nu, Somalı Gazozları… Ve bakın yine sayfa 43 de Leyla Kabasakal Cicim için ne diyor yazar: Leyla Kabasakal; hayatının her evresinde gözlemlediğim haliyle herkesin sevdiği, hürmet ve saygı gösterdiği bir bilge Cumhuriyet kadını olmayı, hayata her şeye rağmen pozitif bakmayı becerebilmiş, geleceğe umutla bakmış…”

       Yazar aynı zamanda Çeşmeye bir mühendis gözüyle de bakmış, önerilerde bulunmuş, yeni yapılaşma adına inşa edilen çirkinleşmeyi, ileride oluşacak tehlikeleri dile getirmiş, yetkilileri uyarmış, yani Levent Kırca’nın deyimiyle zülfü yâre dokunuşlar yapmış.

        Bu elimdeki kitap okunmalı, her Çeşmeli mutlaka okumalı, hatta miras gibi torunlarına bırakmalı. Şimdi benim yaptığım gibi yapabilirsiniz; Yazar Ruhi Mehmet Çilek’in “Benim Gözümden ÇEŞME” adlı kitabını bir çay doldurup, dünyayı sessize alarak okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok: