Perşembe, Kasım 14, 2024

KAZAN ÜNİVERSİTESİ ve ESKİ ÖĞRENCİLERİNDEN BİR KISMI

 

Kazan şehri tarihi önemi bakımından hayata aktardığı eserlerin yanında dünyanın en eski, köklü ve ünlü üniversitelerinden biri olan “Kazan Üniversitesine” de ev sahipliği yapmaktadır. 1804 yılında “Kazan İmparatorluk Üniversitesi” hedefi ile bir tüzük mucibince kurulmuş olduğunu okuyoruz tanıtım levhalarından. Bidayette Hukuk, Kimya ve Veterinerlik bölümlerinin bayağı ünlü olduğunu öğrendiğimiz Üniversiteye bugün bağlı 17 fakülte ve 105 akademik bölümün bulunduğunu anlıyoruz. Lakin Üniversitenin Kütüphanesi için ayrı bir başlık açılması gerektiğini okuduğum belgelerden anlıyorum, üniversite ile eş zamanlı kurulmuş, hizmete ise 2 yıl sonra açılmış Rusya’nın ünlü general ve devlet adamı “Potemkin” öncülüğünde Kazan’ın ünlü aile kitaplıkları bir araya getirilerek hizmete alınmış. Üniversite kurulduğu günden itibaren “Türkoloji” ve “Doğu Dilleri Bölümü” ile başta Tatar Türkçesi olmak üzere Farsça ve Arapça dillerinin kesintisiz araştırma ve geliştirme çalışmaları için ayrı disiplin bölümleri oluşturularak Sovyet dönemi dâhil kesintisiz bugüne kadar devam etmiştir. Siz bakmayın bir dönem enternasyonal ve yerli ibrikçi başıların kopardığı yaygaraya mezkûr enstitü ve kütüphane bünyesinde 1800’lerin başlarından itibaren başta Ortadoğu ve Orta Asya ve dahi Uzak Asya ülkelerinden kültürel seyahatler kapsamında toplanıp getirilen el yazması eserlerin üniversite ve kütüphane envanterlerindeki yerini alması bile koparılan vaveylanın tekzibidir tek başına… Gerçi Çarlık döneminde bölüm Petersburg’a taşınmış olsa da hiçbir şeyi değişmez, çalışmalar kaldığı yerden kütüphane dahilinde artarak devam eder… Kazan Üniversitesindeki Türkçe yazma eserler bir “arkeografik” keşfin koleksiyonudur denilmekte ve bu tarifin de filoloji alanındaki karşılığı da, eski dönemlerden kalmış yazma eserleri, belgeleri, kitapları bulmak, toplamak, üzerinde çalışmak, önemini ortaya çıkarmak, onlardan yararlanmak adına tüm faaliyetlerin tamamını kapsamaktaymış. Bu tarifi ben de yeni öğrendim… Kazan Üniversitesi ve halka açık kütüphanesinin imkân ve değerlerini de evvelden kabaca bilsem dahi bu detayda maalesef yeni yeni öğreniyoruz. Öğrenmenin sınırı yok…

Kazan Üniversitesi, ayrıca çok sayıda ünlü insana talebelik hayatında mekân olmuştur. Bu talebelerden biri de kısa bir süreliğine dahi olsa sonradan devrim lideri olacak “Lenin”dir. Lenin burada Hukuk öğrenimine devam ederken abisinin Rus Çarına suikast düzenleyen bir örgüt üyesi suçlaması ile idam edilmesi üzerine muhalif olarak daha da aktif bir haldedir. Ailenin diğer fertlerinin de devrimci tutumları sebebiyle artık ailece gözetim altındadırlar. Lenin, polis rejimini protesto eden illegal bir öğrenci grubunun üyeleri arasında yer aldığı için Üniversiteden ihraç edilir, tutuklanır ilaveten tüm ailesi de sürgüne gönderilerek cezalandırılır. Üniversite bir dönem de “Lenin” adını alır lakin şimdilerde artık “Kazan Devlet Üniversitesi” olarak faaliyetlerine devam etmektedir.


Üniversite ilaveten, özellikle kimya ve dahi “organik kimya” alanında çok önemli âlimler ve kâşiflere imkân temin etmiş hatta anladığım kadarı ile de organik kimyanın doğum yeri olarak da anılmaktadır… Öklid harici geometrinin babası sayılan bir muhteremin burada rektörlük yaptığını anlıyoruz tanıtımlardan ayrıca matematik bilimleri konusunda bir hayli sofistike öğretimin yapıldığını da anlıyoruz.


Üniversitenin öğrencileri arasında çok önemli bilim insanları, devlet adamları ve yazarlar da bulunmakta olup mezkûr üniversiteyi bilim ve bilim eğitimi merkezi haline dönüştürmüştür. Üniversite kentte ilk kütüphanenin açılmasına, ilk taşra gazetesinin yayınına, ilk tiyatronun hayata geçirilmesine de vesile olmuştur. Çok farklı dönemlerde de olsa bile, Vladimir Lenin’in yanında yazarlar Lev Tolstoy, Aksakov, Melnikov besteci Balakirev ve ressam Yakobi başta olmak üzere daha pek çok ünlü görülmekte tanıtımlarda. Yine daha önceki bir yazımda bahsettiğim ünlü devrimci Nikolay Ernestovich Bauman üniversitenin veterinerlik mektebinden mezun olmuştur.

Kazan Üniversitesi aynı zamanda Çarlık Rusya döneminde, baskılara ve yoksulluğa itirazın ve muhalefetin de hızlı teşkilatlandığı bir alandır. Lenin üniversitenin Hukuk Mektebindedir, özelde baskılara genelde de yoksulluğa ve sömürüye karşıdır, bu yüzden tutuklanır ve okuldan atılır. Esasen Lenin’in babası da önemli bir eğitimcidir, ilköğretimin teorisi ve pratiğinin geliştirilmesine büyük katkıda bulunur, cins, ırk ve sosyal statüden azade herkes için eğitimde eşitlik haklarının savunucusu olarak önemli bir isim haline gelince Çarın baskısından tüm aile nasiplenmiştir. 1800’lü yılların sonlarında bunların seslendirilmesi de önemli bir meseledir hem de Çarlık bürokrasisi içinde yükselerek ilerleyen bir hayata sahip iken…

Kazan’da bir önemli ziyaret noktası daha var, Lenin ve ailesinin yaşamış olduğu ev müzesi. Lenin ev müzesinde özellikle Kazan Üniversitesindeki mücadele konuları ile sonuçları üstüne ziyadesiyle sergilenmiş fotoğraflar ve haberler bulunmaktadır. Müzede benim en fazla dikkatimi çeken ise Karl Marks’ın çok önemli ve ünlü eseri “Kapital’ın” 1. cildi “sermaye üretim süreci” başlığı ile 1879’da Petersburg’ta basılmış bir kitabı oldu.

Yine Tatarca ve bizim Türkçemize benzerliği burada da ön planda bana göre… Lenin Müzesi kapısında asılı olan levhanın alt tarafında Tatarca yazılanlara bakın lütfen; “bu yurtta 1888 yelının centıyabırından 1889 yelının mayına kadar Vlademir İlyiç Ulyanov (Lenin) yaşede”. Kiril alfabesini biliyorsan Tatarca bizim Anadolu Türkçesi ile müthiş benzerliklerde… Kendi adıma çok keyif aldığım bu gezilere yine Kazan’dan devam ederek önce Simbirsk ki burası Lenin ailesinden mülhem bilahare Ulyanovsk’a dönüşmüştür, yakın çevreyi kendimce gezmektir.

Hiç yorum yok: