ayran dayı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ayran dayı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazar, Temmuz 31, 2011

ÇİFTLİK KÖYÜ İLK TURİZM İŞLETMECİSİ: AYRAN DAYI

Çeşme’nin güney batı ucunda bulunan ve yaklaşık 7 km uzaklıkta yer almakta olup hiç durmadan kuvvetli ve sabit esen rüzgârlarıyla ve dalgalarıyla meşhur bir plajdır, Pırlanta. Mezkûr rüzgârlar nedeniyle de kitesorf meraklılarının ideal yer diye tanımladıkları Pırlanta bu tanımı sonuna kadar hak etmektedir. Rüzgârın tılsımı ve gücü sayesinde rüzgârın başkenti durumundaki bu plaj mutlaka işin uzmanları tarafından “kitesurf” için daha geniş kullanımlı ve yaygın hale getirilmeli ve bu konuda kamu; Belediye ya da herhangi bir bakanlık ayrımı yapmaksızın buraya çok geniş destek vermelidir. Plaj, adını aldığı Pırlanta benzeri kumları ve pırıl pırıl parlayan denizi ile tanımsız bir doğa harikası olup yer aldığı yarımadanın diğer tarafındaki çocukluğumuzun “arka denizi” Altınkum plajına güzelliği ile nazire yapmakta olup yaklaşık 40 yıldır günübirlikçilerin ve çadırlı kampçıların tercihi olmaktan da kurtulamamıştır ya da iyi ki böyle olmuştur.

Çocukluğumuzun tarlalarda geçen bölümünün bir kısmı; ovasından ötürü adını aldığı Çayırova ve Çayırova plajlarında geçmiştir. Bu ovada bulunan tarlamızın her sene münavebeli dikilmesi neticesi kâh anason, kâh tütün ya da kâh buğday-yulaf gibi ekinlerin dikimi, bakımı ve hasatında ailemize elimizden geldiğince yardımcı olurduk ve fırsatını bulunca da yaptığımız deniz kaçamakları inanılmaz eğlenceli geçerdi. Ancak belki inanılmayacaktır ama tütün dönemlerinde derelerdeki su birikintilerini daha fazla su alabilelim diye derinleştirir ya da genişletirdik ve bazı kaçamakları da buradaki küçük su birikintilerinde değerlendirirdik ya, şimdilerde bile onların ne kadar zevkli olduğunu dün gibi hatırlamaktayım. Bu arada bu oyunlarda; yaz aylarını geçirmeye gelen ya da dayımlarla ortak tarım yapılması amacıyla bir araya gelen en az 7 kuzen bir arada olurduk ki değmen benim keyfime durumu. Ovanın adını aldığı büyük çayırlık alanda; çayırlar ve oraya özgü dikenli çalılar arasında bezden yaptığımız toplarlar oynadığımız futbolun keyfini nasıl unutabiliriz ki? Asırlık ardıç ağaçları şu anda da Pırlanta plajında insanlara gölge temin etmeye devam etmektedir.

60 lı yılların Çayırova Plajları Pırlanta Plajına dönüştüğü 70 li yılların başında; bir başka yazıma konu olacak Nail Ağa’nın tesisi ile Ayran Dayının tesisine sahne olacaktır. Çiftlik Köyündeki ilk turistik tesis sayılacak bu 2 tesiste yerel gazoz dışında sadece çay ve kahve bulunmakta idi ve buranın tesis olarak evrime uğramasının yegâne ekonomik kaynağını da o yıllardaki günübirlikçilerin İzmir’den otobüslerle, minibüslerle hafta sonu gelişleri oluşturmuştur.

Ayran Dayı (Ayran Mustafa); Kavala göçmenlerinden olup, kendi anlatımlarından da meşhur Osmanlı Paşası Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın akrabalarından olduğunu ve zaman zaman suyun öte tarafındaki akrabalarından oraya gitme daveti aldığını öğrenmiştik, Mübadelenin önemli ölçüde dağıttığı mübadillerden olan Ayran Dayı akrabalarının bir kısmını Bursa taraflarında bulmuş olduğundan turizm sezonu dışında vaktinin önemli bir kısmını da oralarda akraba ziyaretleri ile geçirirdi.

Ayran Dayı’nın; bugün de yerliler tarafından hala korunarak söylenen ve Tursite olarak bilinen bölgenin bir sonrasında kendi adıyla anılan bir küçük plaj bulunur ki buraya da “Ayranın Çukuru” denilmektedir.

Ayran Dayı’nın; Pırlanta Plajının ortasına denk gelen bölümündeki büyük ardıç ağaçlarının bulunduğu bölümde hasırlardan ve ambalaj kartonlarından ürettiği tesisi içinde verdiği hizmetler bilenler tarafından asla unutulmamaktadır. O dönemde ağırlık olarak sırt çantalı çiçek çocukların tercih ettiği bir yer olan Ayran Dayı’nın yeri komik, trajikomik yüzlerce olaya mekân olmuştur.

O günlerden birinde; o günkü tanımlamalara göre bir grup “bitli turist” sakin bir havada, binlerce yıllık öncüsü sayılabilecek ve Ayran Dayının inşaatını hasırlardan bizzat gerçekleştirdiği bungalov türü salaş yapılardan kiraladıkları birinde oturmuşlar son derece neşeli bir muhabbet ederlerken, bu neşeli durumları Ayran Dayının dikkatini çeker, bir de ne görsün ki; bağdaş kurmuş bu grup ellerinde bir sigara sıra ile herkes birer fırt çekerek bir sonrakine devrediyor ve böylece sigaradan duman çekmeler devam etmektedir. Durumun neye delalet ettiğini kavrayamayan bu ihtiyar delikanlı; çocukların paralarının olmadığı ya da yetmediği kararını vererek yanında az da olsa yabancı dil bilen kendisini ziyarete gelmiş delikanlıdan, “bak şu fukara çocuklara demek ki cigara alacak paraları yok, yazıktır” diyerek kendisine ait o dönemin ünlü “birinci” sigarasından bir paket vererek “git ver onlara da ciğerleri bayram etsin” demiştir.

Pırlanta plajı bizler açısından önemli bir balık yakalama merkezidir ayrıca o dönemlerde, özellikle de Ege Denizinde balığın geçit yaptığı ve gece saatlerinde sığ kıyılara geldiği Ekim, Kasım aylarında geceleri Ayın karanlık olduğu 15 er günlük dönemlerinde 3 kişilik ekiplerle; biri serpme atma, biri yakalanan balığı taşıma diğeri ise lüks lamba taşıma işini gerçekleştirmek kaydıyla bizim Parafani diye adlandırdığımız özellikle sarıkulak ve zaman zaman çipura da olmak üzere balık yakalama seanslarını bugün bile büyük bir iştahla anmaktayız.

Pırlanta plajının en büyük sıkıntısı hatta kanayan yarası demek daha doğru olur 80 li yılların başında başlayıp hala bitirilmeyen Harb-iş sitesi olup, bitmeme gerekçesi her ne ise mutlaka çözülmelidir, yıkılacaksa yıkın bitirilecekse bitirtin demekten başka çare kalmamıştır, kimin haklı olduğu kimin haksız olduğunun artık hiç bir önemi kalmamıştır hatta olmamalıdır.

Çeşme’nin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca da izin ve onayı ile 2006′da başlayan, Çeşme’yi planlı bir turizm merkezi yapması beklenilen ve ancak beş yılda karara bağlanan ve SİT Kurulu tarafından da vize verilen planları, ne yazık ki iptal edildi ve işin uzmanlarının belirttiğine göre de yaklaşık 1 milyar dolarlık turizm yatırımı “bir başka bahara” kalmış oldu.
Çeşme’de 1. derece doğal sit alanların bir bölümü, ikinci dereceye, ikinci derece alanlar da üçüncü dereceye dönüştürerek, planlı ve doğaya zararı minimumda tutacak şekilde yatırımların önü açılmış, Turizm Bakanlığı da, SİT Kurulu’nun bu onayı, Çeşme’nin 25000 lik turizm gelişme planlarını hazırladı. Belediye, Koruma Planları yaparak Çeşme’yi bir turizm cennetine dönüştürecek girişimi yaparak, özellikle ve başta yatırım bekleyen Çiftlik; Altınkum ve Pırlanta Plajı’nı da kapsayan SİT Kurullarınca onaylı yeni planlarına, Çevre Koruma Derneği tarafından itiraz ederek İdare Mahkemesinde iptal kararı çıkartılmıştır.

Bu gelişmelerden en fazla zarar gören Çiftlik bu konuda maalesef tekrar yaşanacak ve muhtemelen de yaklaşık bir 10 yıllık süre alacak teknik, idari ve hukuki süreci beklemek zorundadır.

Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu’nun iptal edilen planların yapımı sırasındaki çabaları ve çalışmalarını, iptal edildikten sonraki kaybedilen emek ve zamanın asla telafi edilemeyeceği nedeniyle üzüntüsünü bildiğimizden, geri kalan dönemde de çabalarını devam ettirmesini beklemekte ve doğa koruma adına Çeşme’deki kendi sahip olduklarını korumakta olduklarını da bilmekte olduğumuz bir kez beyan etmekteyiz.