Cumartesi, Eylül 21, 2013

ESTADIO VICTOR JARA


ESTADIO VICTOR JARA
(VICTOR JARA STADYUMU)
1970 li yıllarda Latin Amerika'nın en yoksul ülkelerinden Şili siyasal tarihi açısından önemli bir dönem yaşamaktadır, emek kutsallığı ve ulusal bağımsızlık, seçim beyannamelerinin en önemli başlıkları olan Unidad Popular (Halk Birliği) cephesi sosyalist lideri Salvador Allende seçimleri kazanmış ve hızlı bir biçimde radikal bir program uygulamaya başlamıştır, Şili’nin en önemli ihraç maddesi olan bakır madenleri kamulaştırılır ama dönem itibariyle Şili’deki “Amerikanın çocukları” başta faşist genelkurmay başkanı Augusto Pinochet olmak üzere, bir benzeri 7 yıl sonra 12 Eylülde canım yurdumda “Amerikan çocukları” vasıtasıyla yaşanacak, 11 Eylül 1973 tarihinde kanlı bir darbe gerçekleştirirler. Artık, ulusal bağımsızlık ve emekten yana, Şili’nin yoksul halkından yana kim varsa hedeftir, bu faşist sürülerince, başta başkent Santiago olmak üzere tüm Şili sokakları sürekavına sahne olmaktadır, tüm devrimciler, Üniversite öğrencileri, Sendikacılar, İşçiler, Sanatçılar, Bilim adamları, büyük ölçüde tutuklanmış, o kadar büyük tutuklamalara sahne olmuştur ki, karakolların, askeri ve sivil cezaevlerinin kapasitesi yetersiz kalmış stadyumlar, spor ve konferans salonları ve okullar adeta birer cezaevi, birer işkencehaneye dönüşmüştür. Şili’nin de her türlü baskıya, katliama karşı direnen, bağımsızlıktan yana emperyalizme ve faşizme karşı devrim sevdası ile akıl ve gönülleri dolmuş çocukları vardır, tıpkı canım yurdumdaki gibi, bu devrim sevdalıları büyük kırımlara uğramalarına rağmen, tıpkı bizim Mahirlerimiz, Denizlerimiz gibi Şili’nin de Zapataları görev başındadır, ayrıca bizdeki “halk ozanlarına” karşılık gelen “cantador” ları da görev başındadır…

Stadyumlar, artık Şili’de spor müsabakalarından başka işlere de yaramaktadır dedik ya, seyircilerin adeta büyülenmiş gibi, sanki trans halindeyken müsabaka izlenen alanlar olmaktan bir hayli uzaklaşmış, artık büyük konsantrasyonlarla itinayla insanları yok etme adresi konumundadır, başta Estadio Nacional de Chile (Şili ulusal stadyumu) olmak üzere…
 
Radyoda askeri marşların çalındığı, sokağa çıkma yasağının olduğu bir anda, işçi mahallelerine yağdırılan bombaların patlama sesleri arasında, Amerikanın çocuklarının yaptığı faşist darbeye direnen arkadaşlarının yanında olması kararını alan, İnka, Aztek kültürlerinin harmanı olan protest müzik çalışmalarının önemli temsilcisi Şilili Kızılderili Devrimci şarkıcı Victor Jara, üniversitedeki çalışma aslında direnme adresinde tutuklanır ve adeta bir toplama kampı olan, “Estadio Nacional de Chile”ye getirilir. Onu ne yazık ki çok hazin bir son beklemektedir. Şili'de görev yapan Sovyetler Birliği Pravda gazetesinden Vladimir Çernisev, Victor Jara'nın son anlarını şöyle anlatır; “Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı yoldaşı, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, askerlerin ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor'un parmaklarını kırdılar. Artık gitar çalamıyordu, ama büyük acılarına rağmen zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.”

Victor Jara, tıpkı şiirlerinden besteler yaptığı dünyanın en büyük şairlerinden biri olan Pablo Neruda gibi “Amerikanın çocukları” faşist general Agusto Pinochet’in emir-kumanda zinciri içerisinde yaptığı darbe döneminde katledilmiştir. Askerlerin büyük tehdidi neticesinde büyük bir sessizliğe bürünmüş stadyum, kadife sesli Victor Jara’nın Sergio Ortega’nın “venceremos” yani “kazanacağız” adlı parçasını söylemesi ile sessizliğini yırtmış ve stadyum dalga dalga onbinlerin müzik fırtınasına dönüşmüştür, faşist subayların cevabı ise, önce gitarı sonra Jara’nın parmaklarını kırmak ve bilahare de otomatik tüfeklerle taramak şeklinde olmuştur, bu tarama neticesinde Jara’nın vücudundan 44 adet mermi çıkarılmıştır, onbinlerin gözleri önünde katledilen Jara’nın cesedi ise birkaç gün sonra kolları ve dili bıçakla kesilmiş vaziyette Santiago’nun kenar mahallelerinin birinde, bir çöp bidonunda bulunur. Victor Jara’nın önce gitarıyla, parmaklarının tek tek kırılmasından sonra da sesinin çıkabildiği kadarıyla seslendirdiği “venceremos” adlı parçanın bir bölümü aşağıdadır.

Yırtıyor fırtına sessizliği
Ufuktan bir güneş doğuyor
Gecekondulardan geliyor halk
Tüm şili türküler söylüyor
Venseremos, venseremos!
Kıralım zincirlerimizi.
Venseremos, venseremos!
Zulme ve yoksulluğa paydos.

Şili’de halk bugün savaşıyor
Cesaret ve halkın gücüyle.
Kahrolsun halkın katili cunta
Yaşasın "unitad popular"!
 
Venseremos, venseremos!
Kıralım zincirlerimizi.
Venseremos, venseremos!
Zulme ve yoksulluğa paydos.
Faşist Pinochet ve avenesinin “stadyum katliamı”ndan sonra, stadyum kanlarından henüz temizlenmiş iken, Şili Ulusal Stadyumu’nda tarihin en ilginç maçlarından biri oynanacaktır, 1974 yılında Dünya Şampiyonası elemeleri için Şili milli futbol takımı Sovyetler Birliği ile karşılaşacak, ilk maç golsüz sona ermiş, rövanş maçı Şili’de yapılacaktır, eli kanlı darbecilerin de bastırmasıyla Şili Futbol Federasyonu, rövanş maçının Ulusal Stadyum’da oynanması için FIFA’ya başvurur, Amerikanın da fırıldak çevirmesiyle FIFA da başvuruyu kabul eder. Artık onbinlerce devrimci ile birlikte Victor Jara’nın da kanının döküldüğü bu stadyum, bunların hiçbiri yaşanmamış gibi, Şili-Sovyetler Birliği maçına ev sahipliği yapacaktır. Ancak, Sovyetler Birliği, büyük bir basiret gösterir, onbinlerce devrimcinin işkence gördüğü, katledildiği Stadyumda maç oynamayacağını FİFA ya bildirir ve maçın başka bir sahaya alınmasını  bir yazıyla ister, “Şili’de faşist bir ayaklanma sonucunda yasal hükümetin devrilmiş olduğu ve ülkede kanlı bir terör ve baskı rejiminin hüküm sürdüğü herkesçe bilinmektedir. Santiago Stadyumu futbol müsabakası oynanabilecek bir mekân olmaktan çıkarılmış, Şilili yurtseverlerin işkence gördüğü bir toplama kampına dönüştürülmüştür. Sovyet sporcuları Şili’li yurtseverlerin kanıyla bezenen bir stadyumda spor karşılaşmasına çıkmayı reddeder”. FIFA stadyumu bir heyet marifetiyle inceler ve “Stadyumun çimlerinin futbol oynamaya elverişli; sahanın ölçülerinin teknik standartlara uygun ve seyircilerin tribünlerinin düzenli ve temiz” ve Stadyumda “politik tutukluya rastlanmadığını, sadece hüviyetleri tespit edilememiş olan bazı şahısların alıkonulduğu”nu belirten bir rapor düzenlenir. Sovyetler Birliği maçı oynamak için gelmez, dünyada da bir örneği yaşanmamış ve yaşanmayacak bir rezalet ile Şili milli takımı maça çıkar ve rakip olmamasına rağmen gol bile atılır.
Victor Jara’nın “venceremos” diyen sesinin yankılandığı Şili Ulusal Stadyumu'na, Eylül 2003'te,  alçakça katledilişinin 30. yıldönümünde, “Estadio Víctor Jara” (Victor Jara Stadyumu) ismi verilir.
Ölümsüz anısı önünde saygıyla eğiliyoruz…
 

Hiç yorum yok: