Çeşme TEDAŞ; özelleştirmelerin genelde yarattığı
güzelliklerin bahşettiği huş içerisinde, ceplerimize ortak olmaya devam
etmekte, peki, sadece ortaklık etmekte kalıyor mu, hayır, ilaveten işkence
kabilinden davranışlar da hiç eksik olmuyor ve ne derseniz deyin, ne yazık ki
hiçte haksız çıkarılamıyor, hacıyatmaz gibi sürekli de haklı olmaya devam
ediyor… Yeni uygulamaya başladıkları abuk ve de subuk faturalandırma ile de
bıçak kemiğe dayanıyor…
Ocak 2015 faturaları geliyor;
son okuma tarihi 31.01.2015, son ödeme tarihi 19.01.2015, fatura tahakkuk
tarihi 08.01.2015…
Şimdi bu abuk ve de subuk faturalama tarihlerini fark ettin,
ettin, etmediysen geçmiş olsun, uygulaması… Fark edenler açısından ne oluyor,
hemen ilgili yerlere müracaat ediliyor, aaaa, bilgisayar sistemi hatası
nedeniyle yanlışlık olmuş deniliyor, fatura düzeltiliyor… Nasıl düzeltiliyor
peki, hemen bir dilekçe yazın deniliyor size, yahu madem hata sizin, biz neden
dilekçe yazalım, demiş olsanız da, SS
formülü ile dilekçe yazılıyor, ama Allahları var matbu dilekçeler hazırlamışlar,
hemen yan odaya geçip talep ediyorsunuz, veriyorlar üstelik bir bedel de talep
etmiyorlar… Bu dilekçeyi doldurmak ise KPSS sınavı gibi bir şey ama olsun, paralelseniz
yardımcı da oluyorlar… Görünüşleri son derece asri, çünkü özel sektör
kuralıdır, personel şık, alımlı ve güleryüzlü (bu kelimenin karşılığı olmasa
bile) olacak ama kafaları boş (bu da yeni ülkemin yeni özel sektör kuralı)
personel ile baş başa, Allah selamet versin gayri… Ancak, inanılmaz bir
görevkeşlik içinde olsa gerek, vatandaşın da orada uzun süreler bekleyeceği
öngörüsüyle, vatandaşa kitap okuması tavsiye edilir, aaaaa bak çantanızda bir
kitabınız yoksa da dert etmeyin abiler ve ablalar sizi düşünmüş ve oraya biraz
da kitap koymuşlar, maşallah bekleme sürenize de uygun ve de makul olabileceği
düşüncesiyle her biri tuğla gibi kalın kalın kitaplar koymuşlar… Hadi iyisiniz,
kitabı da beleşe getiriyorsunuz…
Bu arada, süslü mü süslü görüntüsü altında, tam bir “Mercedes görünümlü murat 124” alımı ve çalımı ile
ortalıkta dolaşan, prezantabıl ama düşünme fonksiyon eksikliği içindeki genç
kızımız, fatura üstündeki tüm bu tutarsız tarih belirtmelerini göstermenize
rağmen, size “tutarlı olun” talimatı
verme cüret ve yetkisine haiz olduğunu hissettiriyor. Azıcık iddialı bir
durumda hatalarını anlatırsanız da hemen, bu süslü kızımızın yanındaki
masalarda mesai eyleyen yandaşları da size “sessiz olun, çalışıyoruz
uyarısında” bulunuyorlar, eğitilebildikleri seviyeye uygun bir lisan ile…
İtirazınıza devam ederseniz de, “dilekçe
ile bizi şikâyet edin” diyerek sırlarının döküldüğüne şahit oluyorsunuz…
Hele birde “ben neden şikâyet
edecekmişim, bekliyorum, siz beni şikâyet edin bakalım” dediğinizde de,
artık cila falan da kalmıyor, ekşimiş suratları görüyorsunuz… Bu arada,
muhtemelen şirketlerinin “nakit akışını”
feraha kavuşturma gayreti içinde, gözleri paradan ve tahsilâttan başka bir şey
görmeyen bu güruh, hiç tüketim olmadığı halde, mezkûr izahata binaen
gerçekleştirdikleri faturalamayı iptal etseler bile, ödemede gecikme oldu
diyerek “açma-kapama” bedeli altında
bir geçirme de yapıyorlar… Özeleştirmelerin güzelleştirmelerini, göremeyenlere
ithaf olunur gayri… Hele birde bu kadar yüksek bedel ödüyor olmamıza hiç önem
vermeden size yardımcı oluyoruz, deme terbiyesizliği ve aymazlığı gösterilmiyor
mu, kahrolmamak elde değil, adamın “sen
bana yardımcı olma işini yap, sana dünyanın parasını ödüyorum lan” diye
bağırası geliyor.
Değer mi bu olanlara be, “özelleştirme dostu olan vatandaşım” değer mi diyesim geliyor, hem
daha çok para veriyorsun, hem daha kötü muamele görüyorsun, hem de haksızlığa
itiraz edince de azarlanıyorsun, sizi kötü niyetlerine alet eden
politikacıların “özelleşecek ve de
güzelleşecek” yalanına (aslında başka bir şey ya, neyse) kanarak, sonuçta
da sadece güzel bir mekânda hizmet almaya, hani bu mekânı da sizin için
yapsalar da gam yemeyeceğim, cilalı binalar, cilalı personel ama eskisinden
daha kötü hizmet… Aman ha aman, bu değerlendirme de zannedilmesin ki, malum
parti ve hükümeti hedefe konuyor, hiç fark yok, “özelleştirmenin” adını ağzına alan herkes, her parti ve her siyasi
görüş, hedefindedir bu iddianın… Hani, biz çalmadan özelleştireceğiz, biz daha
iyi fiyata özelleştireceğiz, biz şeffaf özelleştireceğiz vs. vs. kabilinden
iddialarda bulunanların da farklı bir şey yapmaları söz konusu dahi olamaz…
Özelleştirmenin son tahlilde artık serbestleştirilme olduğu
da ortaya çıktı, hayırlı uğurlu olsun, kimsenin şikâyet hakkı da kalmadı…
Eskiden; devlet kurumu, köhnedir, personel ilgisizdir,
maliyetler yüksektir gibi abuk subuk ve kesinlikle yanlış, hatta yalan
yakıştırmalar neticesinde, üzerine yalandan methiyeler dizilen “özelleştirme”lerin artık gözümüze
övendire sokması yetmiyor, şimdi de cebimize ellerini sokuyorlar ama maşallah
hala durumu kavrayabilmiş değiliz… Yahu be adam deseler, özelleştirmeler
öncesi, eğer tüketiminiz “0”
(sıfır) ise fatura gelmezdi, şimdi öyle mi ya, “sayaç okuma bedeli”,
“aydınlatma bedeli”, “TRT payı” gibi ödemeler sabit kalıp bir şekilde tahsil
edilmektedir, bu söylenene kimse inanmaz değil mi, öyleyse devam… Yahu eskiden
borcu olanın elektriği kesilince “açma-kapama” bedeli tahakkuku yapılırdı,
şimdi öyle mi, son ödeme tarihini 1 gün geçse dahi, o bedel ödenmek zorunda…
Hele bu özelleştirmeler neticesinde başarılı olup, dümene geçen firmalar
açısından, kayıp-kaçak oranlarının yükseltilmesi, bağlantı bedeli, brüt kâr
marjının yükseltilmesi, vs.vs. gibi ad ve nam altında, patronların ceplerini
doldurmasının ve dolayısıyla kendi cebinin biraz daha boşaltılmasının acısını
bile hissedemeyenlerin, “ne yapsınlar çok para verdiler ihaleyi aldılar, bunlar
olacak” demesi var ya, süper valla…
“Her şey güzel olacak” başlıklı, herkesin bildiğini
zannettiğim ama biraz müstehcen bir fıkra var, durumumuz aynen böyle, fıkrayı
bilmeyenler bilenlerden öğrensin, olmadı, bana müracaat etsinler, anlatayım…
Sonuç olarak; Kamu malının, mülkünün; umumi olmaktan
çıkarılarak özel ve güzel sektöre, hoppppppp kucağa edilmesinin adıdır, özelleştirme…
Kapitalistleşmenin kaymaklı evresidir… Sürekli devlet memurlarını çalışmadan
para alırlar diye suçlayanlar, özelleştirmeye yol açanların erketeliğini
yapmaktan da utanmazlar, yahu bre zındıklar gâvur diye aşağıladığınız
insanların devlet memuru olarak nasıl çalıştığını bir bilseydiniz… Bre zındıklar kamu kurumlarının, direk-endirek
personel dengesi ters yüz ederek, 1 e 5 iken, 5 e 1 e ben mi indirdim, ben mi
bu verimsizliğin sorumlusuyum… Devlet don fanila üretmez hafife almasıyla
başlayıp, bilahare kamu yatırımını itibarsızlaştırıp, finalde de yaratılan
verimsizlik üstünden deyim yerindeyse belaltı vurarak, var olanı satmak ve
sistemi yerleştirmek, buna halk arasında suyundan da koy derler ya…
Peki, TEDAŞ böyle de, Çeşme açısından İZSU farklı mı,
zinhar… Bir başka yazıda da, o rezalete değineceğim…
Problemi özelleştirmeciler yaratmışlardır, problemin
çözülmesi problemi yaratanlardan beklenmemelidir önermesi gereği
davranıldığının bu topraklarda da bir gün görüleceğini umut etmekten başka çaremiz
yoktur… Devlete özelleştirme, Özel sektöre güzelleştirme, Vatandaşa ise
yerleştirme, hayırlı uğurlu olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder