Pazar, Mayıs 24, 2015

BUNLARIN CEMAZİYE’L EVVELİ -2 TAHKİKAT KOMİSYONU


“Tek Parti” döneminin zulüm dönemi olduğunu söyleye söyleye iktidara gelip, yepyeni bir tek parti dönemi yaratmanın yolunu bulan Demokrat Parti Yönetimi, Amerikalı akıldanelerinin kulaklarına sufle ederek kendilerini cesaretlendirdikleri “Mc Carthy” uygulamalarının benzeri, önceleri muhalif her unsuru bilahare de kendilerine destek vermeyen herkesi ve her kesimi susturmayı ve yok etmeyi hedefleyen “Tahkikat Komisyonu”nu, tereddüt dahi etmeksizin kendi saltanatlarının sürmesi adına uygulamaya koymuşlardır. Türkiye siyasi hayatı açısından çok önemli bir süreç olarak tarihe geçen “Demokrat Parti” dönemi, hamamda türkü çığıranları bile kıskandırır biçimde, kendi kendilerine ve Göebbels bile imrendirecek şekilde “beyaz ihtilal” yapıyoruz, algısı yaratılarak, 3 dönem üstüste seçim kazanmanında üzerlerinde yarattığı zafer sarhoşluğu ile kendilerine biat etmeyen her kesimi yok etmenin her türlü numarasını çevirilen, her yola başvurulan bir dönemdir. Dönemin ilk yıllarında Demokrat Parti, genelde Amerikanın Sovyetler Birliği ile girdiği her alandaki yarışmasının, özelde de ülkenin emperyalizmin bu çılgın hamlesine teslimiyet bayrağı çeken bedhahların kara propagandası ile yaşanan ve teslimiyetin bedelinin defaten tahsili neticesinde ekonomideki dinamizm, özellikle 2. Savaşın kara günlerinde haddinden fazla sıkıştırılmış vatandaşın gözünü boyayarak, sonraları çokça lanetledikleri halde üzerlerinde defosu bulanacak şekilde kalan, dönemin aydınlarının önemli bir kısmını bile yandaş haline getirmişttir. Dönemin muktedirlerinin tercihlerinin emperyalizme teslim olmak olması hasebiyle aldıkları uluslararası sınırsız ve orantısız destek sayesinde yoğun şekilde özgürlükçü, yenilikçi ve demokrat propagandaları kısa vadede işe yaramış, gözler kamaşmış olsa bile, “sırları dökülmüş ayna” misali aslına rücu eden fikriyat, despotik ruhu kaçınılmaz olarak dışavurmuştur. Dışavuran despotizm artık muhalefet edilmesine tahammül edemez hale gelmiş, başlarda gözleri kamaşan unsurlar tekrar ayakların yere basması neticesinde yaşadıkları cilalı  kısa süreli rüyadan adeta övendire kullanılarak uyandırılmış, önceleri CHP hedefmiş gibi gösterilen saldırılar, meclisi, üniversiteleri, basını, yargıyı, orduyu ve her türlü muhalefeti de hedefleyince, kış uykusundaki dimahlar uyanmaya başlamıştır. Demokrat Parti ilk başlarda, CHP yi hedef alıp, devletin her türlü imkanını kullanarak muhalefeti susturduğu ve bastırdığı iddiaları ile hayli taraftar bulmuş iken, sırlar dökülmeye başlayınca basında aleyhte yazılar ve haberler yapılmaya başlamış ve uyanan dimahlarında etkili muhalefet yapmaya başlaması neticesinde, köşeye sıkıştıkça karşı yeni hamleler, sonu neye mal olursa olsun ruh haliyle ardı ardına alınmaya başlamıştır. Yasalardaki anti-demokratik unsurları derhal ayıklayıp kaldıracağım vaatleri çabuk unutulmuş, eskisini de mumla aratacak şekilde ceza yasalarını daha ağırlaştırararak daha fazla baskı uygulayabilme cihetine gidilmiştir, tıpkı tüm ardılları gibi, tıpkı tüm benzerleri gibi... Arda arda gelen baskıcı uygulamalar, memurların siyasi haklarının sınırlanması ile başlayıp, yargıçların ve profesörlerin erken emekli edilmelerine kadar hatta sorgusuz sualsiz memur işten çıkarılmasına kadar varan abuk subuk ve devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan noktalara vardırılmıştır... Artık akli muvazene yitirilerek gözler kendi çıkarlarından başka şeyi görmez hale gelince, yargının kendileri için “el freni” olduğu gerekçesiyle, aralarında Yargıtay Başkanı, Yargıtay Üyeleri ve Cumhuriyet Baş Savcısı emekliye sevk edilince, muhalefet ve basının önemli bir bölümü konuyu sürekli işlemeye başlar, hatta bazı katıksız Demokrat Parti destekçisi gazeteler bile taraf değiştirince, ve hatta Demokrat Parti kurucularından Fuat Köprülü istifa edip muhalefete başlayınca, artık kaçınılmaz olarak “tam susturacağız” moduna geçilmiştir.

Mecliste “Tahkikat Komisyonu” gibi masumane bir ad altında ve tüm üyeleri Demokrat Partili olan bir komisyon kurularak; tüm siyasi faaliyetler hakkında önleyici karar almak; mitingleri, toplantıları yasaklamak, muhalefet ve basın aleyhinde ortaya atılan tüm iddiaları soruşturmak, her türlü yayını yasaklamak, yayın organlarının basım ve dağıtımını durdurmak ve kendilerince gerekli görülen her belgeye el koymak gibi başta olmak üzere her türlü kararı almak mezkur komisyonunun görevlerinin başındaydı ve komisyonun öngöreceği önlem ve kararlar kesin olup, bu önlem ve kararlara zinhar itiraz edilemeyecekti. Mezkur komisyonun evvel emirdeki kararlarından bazıları, partilerin kongre ve miting düzenlemelerini yasaklamak, komisyon kararlarının basın yoluyla eleştirilmesi ile Mecliste bile aleyhte soru önergesi verilmesinin önüne kararnameler yayınlayarak geçilmesidir. Bazıları tüm bu söylenenleri, despotik uygulamaların odağı olduğu iddia edilen CHP’yi hedeflediğini söylese de, ne yazık ki benzer programları ve hedefleri olmasına rağmen, önce MP (Millet Partisi) bilahare devamı CMP (Cumhuriyetçi Millet Partisi) biat etmiyor olmalarından ötürü hedef olmaktan kurtulamamışlardır. O kadar kurtulamamışlardır ki, CMP ye 5 milletvekiliğinin tamamını veren “Kırşehir ili”, özel bir kanunla ilçe haline getirilmiştir, varın siz öfke ve kinin büyüklüğünü düşünün. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası gibi parti kurulma girişimlerinin, dönemin muktedirleri tarafından ilgasını içine bir türlü sindiremeyen gruplar, günümüze kadar hiç durmaksızın girişimde bulunmuş ve Cumhuriyetin kurucularından ve kurucu felsefesinden rövanşı alma çabasını sürdürmüşler ve sürdürmektedirler. Mezkur girişimlerin ezcümle bu kabilden olduğu bilinerek geleceğe bakmak gerekmektedir. Tarihten ders almayanlar için tarihin tekerrürden ibaret olması mukadder görüşünden hareketle, demokrasi şehidi diye anılanların icraatlarını bir kez daha hatırlayarak, tüm çağdaş anayasaların öngördüğü kuvvetler ayrılığı ilkesini yok sayarak tüm kuvvet ve yetkileri tek elde toplayanların, muhaliflerine tahammül edemeyenlerin, meclis çoğunluğu bendedir istediğimi istediğim gibi yaparım diyenlerin, asla ve kata unutulmaması gerekmektedir.

 

Hiç yorum yok: