Perşembe, Haziran 04, 2015

BUNLARIN CEMAZİYE’L EVVELİ -3 UŞAK OLAYLARI

Yıl 1959, canım Yurdumun bağrına çöken “yeni tek parti”despotizmi çerçevesinde, demokrasive özgürlük talebinde bulunmak, “yeter söz milletin” faslından derdest edilmek için yeterlidir, artık... Muhalefet edilmesini bırakın, kendilerinden olunmamasının bile rahatsızlık yarattığı ve tenkil edilmek için yeterli sayıldığı sath-ı mail oluşmuştur gayri... 

Bu ahvalde; dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, “Ege Vazife Gezisi” adını verdiği ve 40’a yakın milletvekilinin de katılacağı gezisine, 30 Nisan 1959 tarihinde Uşak’tan başlamayı planlar, proğram Kurtuluş savaşının en önemli aşaması olan “Büyük Taarruz” rotası üzerinden gerçekleştirilecektir. Böyle bir proğram, günün siyasi atmosferine ve muktedirlerine göre zinhar uygulanmamalıdır, dönemin içişleri bakanı Namık Gedik, TBMM Kürsüsünden, “Başlarında liderleri, bir başka ifade ile başkumandanları, teşriî masuniyet zırhına bürünmüş 40’tan fazla mebusla, Meclisi ve oradaki vazifelerini terk ederek sefere çıkmaya karar vermiştir. Adını bizzat koymuş oldukları bu sefer, Ege büyük taarruzudur. Taarruz.. Hem de büyük. Kime karşı, ne maksatla, hangi neticeyi istihsal etmek için ve neden?” diyerek, karşı planların neler olabileceğinin işaretlerini verircesine bir nutuk atar... Muhalefetin iç ve dış siyasi olumlu gelişmeleri baltalamaya yönelik çalışmalar içinde olduğu suçlamasıylada iyi saatte olsunlar çalışmaya başlarlar ve madem ki bu muhalefet, bir taraftan içerdeki sulh ve selah ortamını, diğer taraftan dışarıda Yunanistan ile Kıbrıs olayları nedeniyle gerginleşen ancak büyük çabalarla yumuşama temin edilerek oluşturulan iyi ilişkileri bozmak için girişimlerde bulunuyor, behemehal haddi bildirilmeliydi... Bizzat bir bakan öncüğünde milletvekillerinden oluşan bir heyet, Uşak’a gidecek, incelemelerde bulunacak, yapılan hazırlıkları yerinde görecek, organize edecek ve Demokrat Parti teşkilatını ortaya çıkması muhtemel olaylar hakkında bilgilendirecek, gibi masumane sunuşlarla süslenen çalışma amacıyla, aslında ise, ne yapıp edip kendilerinin deyimi ile “sağır papaz”ın ziyaretinin engellenmesinin yolları aranacaktı... Kolluk kuvvetlerin, bugünlerde de sık sık karşılaşıldığı üzere, alınan önlemler faslından, karşılamaya gelenlerin engellenmesi amacıyla, şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemler ile araçlarının seyrü seferden men edilerek, kilometrelerce yolu yayan yürüyerek gitmek zorunda bırakılmışlar, bir kısmı ise geriye çevrilmişler, bazı yolları ise “Karayolları teşkilatı” vasıtasıyla kapalı yol lehvaları konularak, trafiğe men elmişler... Bir kısım muhalif ise, halk arasında heyecan çıkaracağı ve bu yolla olaylara neden olacağı iddiasıyla da tedbien önceden gözaltına alınırlar, diğer taraftan ise kolluk kuvvetlerine, başta Vali olmak üzere her kademeden yetkili, İsmet İnönü’yü karşılamaya gelenlerin arasına sivil memurların yerleştirilerek, kolluk kuvvetlerinin müdahalesine uygun ortam hazırlama çalışması yapılması, diğer taraftan müdahaleye hazır kuvvetlerin de cop ve gaz bombası kullanımına hazır olunması talimatı verilir... 

CHP'nin ziyareti öncesi teyakkuza geçen Uşak Valiliği, ziyaretin iki gün öncesinden başlayarak, 28 ve 29 Nisan günleri boyunca, çeşitli aralıklarla belediye hoparlörlerinden halkı uyarıcı anonslarda bulunur, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri” hakkındaki kanuna atıfta bulunularak, gösteri yürüyüşü vesair teşebbüslerin kolluk kuvvetlerince derhal kanuni şekilde şiddetle men edileceği ve ilgililer hakkında ayrıca soruşturmaların açılacağı belirtilir, Uşaklıların bu gibi teşebbüslere asla meydan vermemeleri, kanunlara daima uymaları ve her zaman için asilce yurttaşlık görevlerini yerine getirmeleri valilik tarafından ilanen rica edilir. 

CHP milletvekillerinin,İnönü’den bir gün önce gelişleri sırasında, DP İl merkezi önünden geçerken, bazı Demokrat Partililerin, CHP’lilere yönelik olarak sözlü ve fiili saldırılarda bulunduğu her türlü engellemeye rağmen zabıtlarabile geçirilmişti. DP lilerin il içindeki faaliyetleri de yoğunluk kazanır, parti içinde sıkı tedbirlerin alındığı, sabah 6’da toplanılmak üzere bütün partililere emirler verildiği ve nöbet tutmaları istenildiği ve ayrıca polise yardımcı (!!!!) olmak için aralarında adam seçtikleri konuları kararlaştırılır, ziyaretin bir gün öncesinden istasyonu şehre bağlayan cadde tamirat adı altında, kazmalarla aralıklı olarak kazılmış, delik deşik hale getirilir, şehirde bulunan ve dolmuşçuluk yapan araçların hepsi, CHP’lilerin kullanmaması için, Demokrat Parti tarafından kiralanır, hülasa CHP lilerin iyi bir gezi yapabilmeleri açısından kendilerince her türlü demokratik ve ahlaki önlem alınır... 

Sonunda; İsmet İnönü ve CHP’li milletvekillerinin bulunduğu tren 30 Nisan sabahı Uşak istasyonuna gelmiş, İnönü, Uşak’ta, “Hoş geldin Garp Cephesi Kumandanı” yazılmış levhalar ve flamalarla karşılanmış, ancak yine zabıtlara geçtiği biçimiyle, çıkarılan her türlü engele rağmen karşılamaya gelen yaklaşık 15.000 kişinin alkışları ve tezahüratları bile kolluk kuvvetlerini yönetenleri çileden çıkarır, derhal çoşkulu kalabalığa müdahale edilir, gaz bombası, gaz copu mermisi kullanılarak halk topluluğu parçalara ayrılarak dağıtılılır... Eee ne de olsa canım Yurdumda artık, “söz milletindir”... İddialar o kadar korkunçtur ki, İnönü’nün vurulması talimatının dahi verildiğinin önemli ve yetkili şahsiyetler tarafından aktarıldığı beyan edilmektedir... Olmadı, İsmet İnönü’nün konakladığı evin bodrumunda gece yarısı yangın çıkarılır, artık gözler iyice dönmüştür... 

Asıl olaylar ise, İnönü’nün şehirden ayrılışı sırasında olur, bütün gece başta köylerden olmak üzere, büyük gruplar halinde Demokrat Partliler, Başvekil Adnan Menderes gelecek ve karşılama bahanesiyle şehre taşınılır, bu kalabalıklar vasıtasıyla İnönü’nün aracının istasyona gitmesine izin verilmez, yola yürüyerek devam eder, taşlı sopalı saldırılara uğrar, yaralanır... 

Daha yazılacak çok detay var ama, yer ve yen dar... Ancak aslolan memlekete “demokrasi gelmiş” ve “söz milletin” olmuş olmasıdır...Allahtan artık böyle olaylar Yeni Türkiye’de olmuyor...

Hiç yorum yok: