Sabah oldu Tanya’yı giydirdiler,
Ama
çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu,
İç
etmişlerdi onları.
Torbasını
getirdiler:
Torbada
benzin şişeleri, kibrit, kurşun, tuz, şeker.
Şişeleri
boynuna astılar,
Torbasını
verdiler sırtına.
Göğsüne
bir de yazı yazdılar:
“PARTİZAN”.
Köyün
alanına kuruldu darağacı.
Atlılar
çekmiş kılıcı
Halka
olmuş piyade askeri.
Zorla
seyre getirdiler köylüleri.
İki
sandık üst üste,
İki
makarna sandığı.
Sandıkların
üstüne
Yağlı
urgan sallanır,
Urganın
ucu ilmik.
Partizan
kaldırılıp çıkarıldı tahtına.
Partizan
Kolları
bağlı arkadan
Durdu urganın altında dimdik.
Nazlı,
uzun boynuna ilmiği geçirdiler.
Bir
subay fotoğrafa meraklı,
Bir
subay, elinde makina: Kodak,
Bir
subay resim alacak.
Tanya
seslendi kolhozlulara ilmiğinin içinden
“-
Kardeşler, üzülmeyin.
Gün
yiğitlik günüdür.
Soluk
aldırmayın faşistlere,
Yakın,
yıkın, öldürün…”
Yukarıda bir kısmı verilen şiir; dünya şairi büyük usta, büyük ozan Nazım Hikmet’e ait olup, İngiltere, ABD ve ortakları, yamakları, yardakçıları hülasa emperyalizmin koçbaşı Nazi-faşist Almanya güçlerinin nihai ve kadim düşmanı Sovyetler Birliğini hedef alan Hitler faşizminin işgaline direnen “partizan” ve “büyük direnişin” ve “büyük vatanseverlik savaşının” sembolü sayılabilecek Zoya Kosmodemyanskaya’nın heykeli, Alman faşistlerince idam edilişine alkış tutarcasına bu seferde Ukraynalı neofaşistlerce yıkılmıştır. Gazeteler kendi meşreplerince yazdı tüm bu andövüllüğü… Bizim mahallede de heykel sanatına yönelik, “tükürürüm böyle sanatın içine” ya da “ucube” şeklinde mülahazalara ziyadesi ile tanıklık eder iken esasen de uzunca bir süredir Mustafa Kemal Atatürk heykellerine saldırılmasına veya yıkılma girişimlerine varan, saygısızlık, hazımsızlık ve de ahlaksızlıklar ne yazık ki yaşanmaktadır.
Oysa bu kabil terörize hareketler sadece “doğuya”” ait gibi gösterilse de, görülse de, sadece doğuya ait değildir… Bu kendinden olmayanı, kendisine ait olmayanı yok etme kültürü ve dürtüsüne teslim olmuş aklı evvellerin ya da aklı kıtların tüm dünyada tipik ve sistematik davranışları ne yazık ki coğrafya, millet ve din ayrımı yapmaksızın yaygınlaştığı bir gerçektir. Tipik tehdit, tenkil ve tedip operasyonları, sahibinin aklına ve zikrine münasip tadında… “Güç bende” sendromu, maşallah…
Zoya (Tanya) kendisi gibi binlerce partizandan birisidir. Direnişin ve püskürtmenin ilk nüveleridir, emperyalist koçbaşı Hitler faşizmine karşı… Faşizmin koçbaşı Hitler nazizmine yenilebiliceğinin ve yenileceğinin ilk örneklerinin verildiği partizan direnişleridir. Yani ve hülasa tüm dünyada direnen halkların moral ve güç motivasyonudur, en azından ben öyle değerlendiriyorum. Peki; şimdi ne demektedir, Ukrayna’da bu heykeli büyük bir zevkle yıkanlar… Bir yanda “Rusya’ya karşı şanlı direniş” nidaları ve naraları atacaksın ve direniyoruz diyeceksin, diğer yanda da tüm dünyada direnişin sembolü kabul edilen bu genç partizanın heykelini yıkacaksın… Ama yıkanlara bakılırsa, görünen o ki, yıkımın aktörleri, Banderas’çılar, Sağ Sektör’cüler ve C14’çüler olması hasebiyle konu sadece sadece “Rus Heykeli” mütalaası ile değerlendirilmektedir. Akıl motoru istop, davranış birebir biat olunca, sonuç bu oluyor demek ki…
Zoya’nın mezarı şu anda Moskova’da Nazım Hikmet’inde bulunduğu “Novodeviçi mezarlığındadır”. Oradan aldığım bilgiler ise son yıllara kadar geniş halk kitleleri ve özellikle de öğrenciler tarafından sık sık ziyaret edilmek idi. Lakin; özellikle 9 Mayıs’larda öğrenciler okulları tarafından mezar ziyaretine götürülerek, direnişin ve zaferin simgelerinden biri sayılan Zoya, hikmet, himmet ve şükran ile yâd edilmekte iken yavaş yavaş bu işten vazgeçilmeye başlanmış. Neden vazgeçildiği konusunda ise çok çeşitli kelamlar ediliyor olsa da, en çarpıcısı “göğüsleri açıkta” olan bir heykelin varlığı gösterilmektedir. Oysa idamının fotoğraf çekimlerini yapan sonradan Kızıl Orduya esir düşen bir Alman askerin çantasından çıkan fotoğraflardan birebir örneklenmişidir, Zoya heykeli… Ne diyelim, akıl ve izan ihsan eylensin… Eğer verilen bu bilgi doğru ise görünen o ki; “dini bütünler” orada da ziyadesi ile etkili olmaya başlamışlardır.
Zoya
Kosmodemyanskaya ölümünden sonra, Sovyetler Birliğinin “Büyük vatanseverlik savaşı” kahramanı unvanını alan ilk kadındır
aynı zamanda… Bir heykeli yıkarak; ucuz kahramanlık duygularını tatmin eden bir
avuç faşist-neonazi ne yazık ki Ukrayna yönetimine eklemlenmiş ve vatandaştan
da tebrik ve takdir alıyor. İnanılır gibi değil… Faşizm dünyanın sonunu
getirecek ama kimse kılını kıpırdatmıyor.
4 yorum:
Yorumunuza aynen katılıyorum. Novodeviç Mezarlığı'na farklı tarihlerde,3 kez Nazım Hikmet'i ziyaret amacıyla, gittim fakat Zoya'nın mezarının orada olduğunu bilmediğim için özellikle ziyaret edemedim. Elbette mezarı görmüşümdür ama onun olduğunu bilmeden....Bilgilendim teşekkür ederim.
abdulkadir bulutbeyaz
Kalemine sağlık dostum Ruhi
Ağzına saglik
Kahrolsun faşizm, kahrolsun emperyalizm, yaşasın üreten emekçi güçlerin birliği..
Yorum Gönder