Pazar, Mayıs 22, 2022

TANYA SENİ BİLE ÜZDÜLER

 

Sabah oldu Tanya’yı giydirdiler,

Ama çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu,

İç etmişlerdi onları.

Torbasını getirdiler:

Torbada benzin şişeleri, kibrit, kurşun, tuz, şeker.

Şişeleri boynuna astılar,

Torbasını verdiler sırtına.

Göğsüne bir de yazı yazdılar:

“PARTİZAN”.

Köyün alanına kuruldu darağacı.

Atlılar çekmiş kılıcı

Halka olmuş piyade askeri.

Zorla seyre getirdiler köylüleri.


İki sandık üst üste,

İki makarna sandığı.

Sandıkların üstüne

Yağlı urgan sallanır,

Urganın ucu ilmik.


Partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına.

Partizan

Kolları bağlı arkadan

Durdu urganın altında dimdik.

Nazlı, uzun boynuna ilmiği geçirdiler.


Bir subay fotoğrafa meraklı,

Bir subay, elinde makina: Kodak,

Bir subay resim alacak.

Tanya seslendi kolhozlulara ilmiğinin içinden

“- Kardeşler, üzülmeyin.

Gün yiğitlik günüdür.

Soluk aldırmayın faşistlere,

Yakın, yıkın, öldürün…”

Yukarıda bir kısmı verilen şiir; dünya şairi büyük usta, büyük ozan Nazım Hikmet’e ait olup, İngiltere, ABD ve ortakları, yamakları, yardakçıları hülasa emperyalizmin koçbaşı Nazi-faşist Almanya güçlerinin nihai ve kadim düşmanı Sovyetler Birliğini hedef alan Hitler faşizminin işgaline direnen “partizan” ve “büyük direnişin” ve “büyük vatanseverlik savaşının” sembolü sayılabilecek Zoya Kosmodemyanskaya’nın heykeli, Alman faşistlerince idam edilişine alkış tutarcasına bu seferde Ukraynalı neofaşistlerce yıkılmıştır. Gazeteler kendi meşreplerince yazdı tüm bu andövüllüğü… Bizim mahallede de heykel sanatına yönelik, “tükürürüm böyle sanatın içine” ya da “ucube” şeklinde mülahazalara ziyadesi ile tanıklık eder iken esasen de uzunca bir süredir Mustafa Kemal Atatürk heykellerine saldırılmasına veya yıkılma girişimlerine varan, saygısızlık, hazımsızlık ve de ahlaksızlıklar ne yazık ki yaşanmaktadır.

Oysa bu kabil terörize hareketler sadece “doğuya”” ait gibi gösterilse de, görülse de, sadece doğuya ait değildir… Bu kendinden olmayanı, kendisine ait olmayanı yok etme kültürü ve dürtüsüne teslim olmuş aklı evvellerin ya da aklı kıtların tüm dünyada tipik ve sistematik davranışları ne yazık ki coğrafya, millet ve din ayrımı yapmaksızın yaygınlaştığı bir gerçektir. Tipik tehdit, tenkil ve tedip operasyonları, sahibinin aklına ve zikrine münasip tadında… “Güç bende” sendromu, maşallah

Zoya (Tanya) kendisi gibi binlerce partizandan birisidir. Direnişin ve püskürtmenin ilk nüveleridir, emperyalist koçbaşı Hitler faşizmine karşı… Faşizmin koçbaşı Hitler nazizmine yenilebiliceğinin ve yenileceğinin ilk örneklerinin verildiği partizan direnişleridir. Yani ve hülasa tüm dünyada direnen halkların moral ve güç motivasyonudur, en azından ben öyle değerlendiriyorum. Peki; şimdi ne demektedir, Ukrayna’da bu heykeli büyük bir zevkle yıkanlar… Bir yanda “Rusya’ya karşı şanlı direniş” nidaları ve naraları atacaksın ve direniyoruz diyeceksin, diğer yanda da tüm dünyada direnişin sembolü kabul edilen bu genç partizanın heykelini yıkacaksın… Ama yıkanlara bakılırsa, görünen o ki, yıkımın aktörleri, Banderas’çılar, Sağ Sektör’cüler ve C14’çüler olması hasebiyle konu sadece sadece “Rus Heykeli” mütalaası ile değerlendirilmektedir. Akıl motoru istop, davranış birebir biat olunca, sonuç bu oluyor demek ki…

Zoya’nın mezarı şu anda Moskova’da Nazım Hikmet’inde bulunduğu “Novodeviçi mezarlığındadır”. Oradan aldığım bilgiler ise son yıllara kadar geniş halk kitleleri ve özellikle de öğrenciler tarafından sık sık ziyaret edilmek idi. Lakin; özellikle 9 Mayıs’larda öğrenciler okulları tarafından mezar ziyaretine götürülerek, direnişin ve zaferin simgelerinden biri sayılan Zoya, hikmet, himmet ve şükran ile yâd edilmekte iken yavaş yavaş bu işten vazgeçilmeye başlanmış. Neden vazgeçildiği konusunda ise çok çeşitli kelamlar ediliyor olsa da, en çarpıcısı “göğüsleri açıkta” olan bir heykelin varlığı gösterilmektedir. Oysa idamının fotoğraf çekimlerini yapan sonradan Kızıl Orduya esir düşen bir Alman askerin çantasından çıkan fotoğraflardan birebir örneklenmişidir, Zoya heykeli… Ne diyelim, akıl ve izan ihsan eylensin… Eğer verilen bu bilgi doğru ise görünen o ki; “dini bütünler” orada da ziyadesi ile etkili olmaya başlamışlardır.

Zoya Kosmodemyanskaya ölümünden sonra, Sovyetler Birliğinin “Büyük vatanseverlik savaşı” kahramanı unvanını alan ilk kadındır aynı zamanda… Bir heykeli yıkarak; ucuz kahramanlık duygularını tatmin eden bir avuç faşist-neonazi ne yazık ki Ukrayna yönetimine eklemlenmiş ve vatandaştan da tebrik ve takdir alıyor. İnanılır gibi değil… Faşizm dünyanın sonunu getirecek ama kimse kılını kıpırdatmıyor.

4 yorum:

Malik Yavaş Seyahatnamesi dedi ki...

Yorumunuza aynen katılıyorum. Novodeviç Mezarlığı'na farklı tarihlerde,3 kez Nazım Hikmet'i ziyaret amacıyla, gittim fakat Zoya'nın mezarının orada olduğunu bilmediğim için özellikle ziyaret edemedim. Elbette mezarı görmüşümdür ama onun olduğunu bilmeden....Bilgilendim teşekkür ederim.

abulubeyaz@yahoo.com dedi ki...

abdulkadir bulutbeyaz
Kalemine sağlık dostum Ruhi

abulubeyaz@yahoo.com dedi ki...

Ağzına saglik

Oguz dedi ki...

Kahrolsun faşizm, kahrolsun emperyalizm, yaşasın üreten emekçi güçlerin birliği..