Cumartesi, Eylül 30, 2023

ÇEŞME FESTİVALİ ve DEVAMI

 Çeşme Belediye’sinin “Çeşme Festivali” spotu altında sunduğu ve andığı festival kendi program içeriği içinde gayet yoğun ve eğlenceli geçti. Ben gece programlarının tamamına katıldım, aksatmadan… Öncelikle festival için içerik, kapsam ve ilerleme açısından söylenecek çok şey olduğunu anlıyorum, yazılanlara ve söylenenlere bakınca… Diğer taraftan da organize edenlere de bakınca son derece başarılı, verimli, eğlenceli dolu dolu bir üç gün geçti. Bu konuda organize edenlerin tecrübelerine bakınca fazlaca söze gerek olmadığını söylemeliyim, ben bu işleri bilmeyen birisi olarak da fazlaca detaya giremeyeceğim. Lakin hemen şunu söylemeliyim ki, bu festivalden ziyade bir müzik şöleni denilebilecek kadar müziğin ziyadesiyle öne çıktığı diğer aktivitelerin maalesef gölgede kaldığı bir süreç oldu bana göre. Kendi adıma; Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu’nun “Urla Liman Tepe ve Çeşme Bağlararası Kazıları” üstüne yapmış olduğu söyleşilere katılamamış olmayı ciddi bir eksiklik olarak not ediyorum amel defterimin günah bölümüne. Yeri gelmiş iken, daha önce defalarca yazdığım üzere eski Belediye Başkanı Nuri Ertan döneminde başlatılan “Çeşme Sempozyumlarının” devam ettirilememiş olmasını da ciddi bir eksiklik olarak gördüğümü de not düşeyim… Belki de gelecek dönemlerdeki Çeşme Festivallerinin omurgasını bu kabil çalışmaların oluşturacağı, dinlence ve eğlence faslından da araya müzik konserlerinin serpiştirilmesi düşünülebilir.

Belediye Başkanı Ekrem Oran’a göre Çeşmeliler “kendisinin büyük ailesidir” ve sağ olsun bizlere seslenirken de “Çeşme Ailem” diye kapsayıcı ve kucaklayıcı bir deyim kullanır. Kendisinin takdiridir şüphesiz hangi mekânda ve zamanda ve dahi hangi sayıda ve genişlikte Çeşmeliyi kast ettiği… Ama “aile” olmak kolay iş değil ve olmadığı da aşikârdır… Şimdi sen hepi topu ve dahi en fazla 5.000 kişilik bir amfinin hem de üç gece üst üste yaklaşık artılı eksili 4000 kişilik kısmının dolabildiği hatta gelenlerin de neredeyse %60’ının civar ilçelerden geldiği bir konserde bile ailenin bir kısmını esas ve bir kısmını üvey tayin eden separatörlerle yaklaşık 400 kişiyi bir tarafa ve diğerlerini de öte tarafa koyacaksın, nasıl izah edilecek bu aile düzeni gayri… Bu nedenle kimse bana “efendim protokol gereği” gibi hikâyeler anlatmasın, biz biliriz o protokol hikâyelerini ve unutulmasın ki protokol başkanlığı ve genel müdürlüğü ihdas eden bir ırkın ahfadıyız Alimallah… Esas aileye yönelik üstelik sadece separatörlerle değil ilaveten separatör üstü bantlarla da tahkim edilmiş bir ayrım… Oysa benim devamen gittiğim 3 gece de Başkanı sevenler ve destekleyenler oradaydı, ne vardı da hep beraber ve karışık oturma düzeni ihdas edilse idi. Tamam anladık, Belediye Başkanı erkenden gelip yer kapacak hali yok elbette “biz ötekiler” gibi, kendisine belki Kaymakama, belki Savcılık, belki Emniyet Müdürü, belki Jandarma Komutanlığı makamına bir sıra ayrılır gerisi karışık olsa idi ne kaybedilirdi, bilmiyorum. Gerçi ahir ömrümde Belediye Başkanının bu kabil bir şölende orta ya da arka sıralarda oturabileceği tevazuyu gösterebileceği ümidimi gayri yitirdim… Anlıyorum hayatının bundan sonraki bölümünde bizimle birlikte bir yerlerde oturmayacaksın lakin bizimle birlikte oturduğun yerlerden oralara gittin… Bu sadece Başkan için mi geçerli, hayır tabii ki, Kaymakam da, Emniyet Müdürü de, Savcı da aynı durumdadır bence… Belki bilmediğim işlere ziyadesiyle dalıyorum lakin benim gördüğüm bunlar ve de yazıyorum, belki doğru, belki eğri… Lakin aklıma şeytanın dediklerinin doğru olabileceği gibi şeyler gelince de, biz bu filmi hep izledik, izliyoruz ve izleyeceğiz, tebarüz bu… Aklıma hemen çok ünlü Beatles Grubunun çok çok ünlüsü John Lennon geliyor; hani İngiltere Kraliyet Ailesinin de bulunduğu bir konserde biraz da iğnelemek maksadı ile “siz arka koltuklarda oturanlar avuçlarınız patlayana kadar alkışlayın ama siz öndekiler mücevherlerinizi şakırdatın yeter” diyor ya, işte öyle…

Enrico Macias’ın performansı bir harika idi müziği ve kalitesini değerlendirecek durumda değilim şüphesiz, değerlendirme işini uzmanlarına bırakıyorum ki zaten onlarda yeterince değerlendirmiş durumdalar, adamın 84 yaşında yaklaşık 1,5 saatlik sahne performansı bir küçük takılma dışında muhteşem idi… Esasen 1970’li yıllardan itibaren başlayan söylentilere bakılırsa bize zaten çok da yabancı değildir ablamız tarafından akrabamızdır kendileri. Mesela konseri sonuna doğru organizasyon tarafından misafir sanatçı babından Ajda Pekkan’ı da beklemiş idim. Ne de olsa yakın geçmişte Ajda Pekkan’da Çeşme’de sahne almış idi. Ama Allahtan kimin aklına geldiyse, kutluyorum, kâğıda bakarak da olsa Türkçe ve Ajda Pekkan tarafından ziyadesiyle meşhur edilmiş bir şarkı ile final yapıldı… Enrico Macias’ı beğenerek dinlemekle birlikte, ne gençliğimde, ne de şimdi “ne çalalım abimize” diye bir soru gelse müzisyenlerden, “J’ai quitté mon pays” (ülkemi terk ettim) diye başlayan “Adieu mon pays” gibi acı, duygu ve hüzün dolu parçası çok güzel olmasına ve çok seviyor olmama rağmen, ne yazık ki ilk olarak aklıma gelmez… 

Bizim Sevgili Başkanımız, Müzik Festivali için Akdeniz temalı dese de pek öyle ol(a)madığı açık bence, daha çok Fransız baharı temalı olmuş gibi, hani iyi mi, kötü mü manasında değil sadece tespit etme adına yazıyorum. Başkan’ın çok iyi Rusça, İngilizce ve Yunanca konuştuğunu biliyordum lakin Fransızcası da varmış ve her ne kadar ben bu konuda ölçme değerlendirme yapacak durumda olmasam da bende iyi bir Fransızcası olduğu yönünde kanaat oluşturacak kadardı… Esasen de final gecesinde “Chico and Cypsies” grubu ile konuşurken Fransızca yerine “Romanca” konuşmuş olsa idi en azından benim gözümde tam “polyglot fenomen” olacaktı. Neyse ilerleyelim önceki minvalde… Akdeniz teması olunca şüphesiz organizasyonu yapanlar daha iyi biliyordur, engelleri, zorlukları, maliyetleri de, mesela Yunanlı neden yoktu, İtalyan neden yoktu, Mısırlı neden yoktu, Lübnanlı neden yoktu, gibi gibi…

Sevgili Başkan Ekrem Oran hangi gece olduğunu şimdi hatırlamıyorum lakin bir takdim konuşması içinde; ki her sanatçı performansı öncesi bir takdim ve hatırlatma konuşması yaptı, bu hitapların birinde “bu organizasyonları sizin paralarınızla” yapıyoruz gibi bir kelam edince, değerli Başkanın affına sığınarak ve dahi bundan da cesaret alarak bakıyorum ve soruyorum güzel mi oldu bu işler diye… Evet, bence güzel oldu mu sorusuna verilecek yegâne cevap, “evet, çok güzel oldu hatta muhteşem” peki bu ekonomik şartlarda hele hele de Belediye bütçesinin gelir kalemlerinin detaylarını birazcık bilen birisi olarak da “ne gereği var idi bu harcamaların” demeden de edemiyorum. Aaaa şüphesiz ben gördüğümü söylüyorum, belki de bizim belediyemizi “çok sevenler” finanse etmişlerdir, belki de sanatçıların hiç birisi hiçbir bedel almadan sahne almışlardır, bilemiyorum, ne de olsa Başkanın her bir sanatçı ile 14 yaşından beri tanışıklığı var, şimdi de 52 yaşında olduğuna göre, dile kolay 38 senelik bir tanışıklık… Buna burun kıvıranlar olabilir lakin ben Başkanın kabiliyet ve maharetlerinin bu konserleri bu şekilde de düzenleyebileceği kanaatını taşımaktayım… Eğer öyleyse de kocaman bir alkış, eski Çeşmelilerin klasik deyimi ile “alkışım alasın”… Değilse de bir sonrakini iptal ederek telafi edilebilir bir durum oluşmaktadır, çok da fazlaca dert etmemek gerek… Ayrıca karar merciinde de O var, saygı… Yine de Belediye bütçesinin münasip ve fazlada olduğu dönemlerde düzenlenmesinin lakin içerik, kapsam ve sanatçı seçimleri ile sürelerinin yeniden gözden geçirilmesinin hülasa gerçek manada “festival” tadının ortaya çıkarılmasının güzel olacağı kanaatımı korumaktayım.

Finalde seyircilerden “2024’te de birlikte festivali düzenleyecek miyiz sorusunu” hararetle sorarak yeniden adaylığına bir vurgu yapsa da izleyicilerin tepkilerine bakınca Başkanın niyeti subliminal mesaj olarak yerine ulaşmış gibi göründü bana… Zaman zaman basın üstünden kendileri ile tatsız diyaloglar yaşamış olmasına rağmen önceki dönem Belediye Başkanları Nuri Ertan ve Faik Tütüncüoğlu’na da teşekkür etme nezaketini göstermiş olmasına da ayrı bir mim koymamız gerekmektedir. Sonuçta fena mı oldu, koskoca Erkan Özerman geldi ve organize etti, Enrico Macias, Dany Brillant ve Chico and Gypsies söyledi, millet eğlendi…

Şimdi de 8. si düzenlenen “Ovacık Tarım Ve Sakız Koyunu Festivali” var, orada daha başarılı sonuçların çıkacağı şüphesiz benim açımdan çünkü söylemine, iddiasına, yerel faaliyetlere yönelik sunumuna mütenasip bir yerlilik söz konusudur. 


Hiç yorum yok: