çeşem pırlanta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çeşem pırlanta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Nisan 10, 2012

PIRLANTA PLAJI YAZA HAZIRLANIYOR


Çeşme’nin güney batı ucunda Çiftlik köy/mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve Çeşme’ye yaklaşık 7 km uzaklıkta yer almakta olup hiç durmadan ve genellikle de kuzeyden kuvvetli ve sabit esen rüzgârlarıyla ve dalgalarıyla meşhur bir plajdır, Pırlanta plajı. Mezkûr rüzgârlar nedeniyle de kitesurf meraklılarının ideal sorf alanı diye tanımladıkları Pırlanta plajı, bu tanımı ve ünü sonuna kadar hak ettiğini her yıl artan sayıda sporcu ve meraklının gösterdiği ilgiden anlaşılmaktadır. Rüzgârın tılsımı ve gücü sayesinde rüzgâr sporları yapanlar ve izleyenler açısından rüzgârın başkenti durumundaki bu plaj mutlaka işin uzmanları ve yöneticileri tarafından “kitesurf” için daha geniş kullanımlı ve yaygın kullanılır hale getirilmeli ve bu konuda kamu; Belediye ya da herhangi bir bakanlık ayrımı yapmaksızın buraya çok geniş destek vermelidir. Plaj, adını aldığı Pırlanta benzeri kumları ve pırıl pırıl parlayan denizi ile tanımsız bir doğa harikası olup yer aldığı yarımadanın diğer tarafındaki çocukluğumuzun “arka denizi” Altınkum plajına rüzgârı ve güzelliği ile nazire yapmakta olup yaklaşık 40 yıldır günübirlikçilerin ve çadırlı kampçıların tercihi olmaktan da kurtulamamıştır ya da iyi ki böyle olmuş. Yunanistan’ın Sakız adasının tam karşısında yaklaşık 1,5 km lik bir uzunluğa ve kısa aralıklarla derinleşen ve sığlaşan ama kesinlikle 250 mt boyunca da ortalama insan boyunu geçmeyen bir derinliğe sahip olan bu nadide plaj, ağırlıklı olarak SİT alanı ilan edilmiş olmasının, gururu ve değişmeyen duruşu ve sahip olduğu mavi bayrağı ile yaşamımızda yer almaktadır.

Çocukluğumuz döneminde; ovasından ötürü Pırlanta plajlarına Çayırova plajları denilirdi, küçük ama verimli bir ova olan Çayırova’dan ötürü bu isim ile belirtilirdi. Ne zaman Çeşme ve de özellikle Çiftlik dışından insanlar bu plaja gidip gelmeye başladılar, plajın muhteşem görüntüsü ve müthiş güzel kumları nedeniyle plajın adı Çayırova’dan Pırlantaya evrildi, iyi ki de öyle olmuş, ilk defa bir yerin uzun yıllardan beri kullanılan adının değişmesinden ötürü bir rahatsızlık duymadım. Pırlanta plajı yarımadanın hemen arkasında yer alan Altınkum plajı ile birisi kuzey rüzgârlarında diğeri güney rüzgârlarında denize girmek isteyenlerin tercihini kullandığı 2 güzel plaj yine Necip Milletimizin isabetli atıcılığımı yoksa muzipliğine mi dayalı olarak, insanoğlunun kullandığı ve asla vazgeçemediği önemli 2 mücevher ismiyle anılmaya başlamıştır.

Asırlık ardıç ağaçları şu anda da Pırlanta plajında günübirlikçilere ve kampçılara/çadırcılara gölge temin etmeye devam etmekte olup umarım bu durumu da asla değişmez. Alanın bu kadar geniş ve büyük olması, plajı tercih edenlerin de günübirlikçiler ve kampçılar olması nedeniyle gerek atıklar yüzünden kirlenmeye karşı gerekse de işletme sonuçlarından ötürü korunmaya gereksinim duyulduğu çok açıktır. Bir süredir plajın girişinde bir tabela bulunmakta ve üstünde de plajın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çeşme Kaymakamlığı tarafından Sörf alanı olarak tahsis edildiği belirtilmektedir. Umarım ki buda plajlar üzerinde bir hâkimiyet kavgası ifadesi değildir, eğer böyle bir durumun ilk belirtileri ise bu, yandı gülüm keten helva sonucu doğurur kesinlikle. Bu tür çekişmelerin, Çeşme’de yaşanan ve maalesef nedeni bir türlü anlaşılamayan SİT alanları ihdası ya da kararın kaldırılması gibi bir sonucu bir tarafı ile ortaya çıkarırken diğer tarafı ile de mülkiyeti sana aittir yok bana aittir kavgası neticesinde de sahip olunan değerlerin yok olmasına neden olunmaktadır. Arkeolojik SİT alanlarına inşaat yapılabilmesini becerebilen insanlarımız ile hiçbir endemik değeri olmayan ve yalnızca kültür bitkisi yetiştiriliyor olmasına rağmen arazilerinin doğal SİT alanı yapılmış insanlarımızın birbirlerine nasıl baktıklarını anlatmamıza gerek yoktur sanırım, işte tipik bir “zengin teknesini dağdan aşırır fakir ise düz yolda yolunu şaşırır” hikâyesi. Çeşme’nin de içinde bulunduğu yarımadanın blok halinde herhangi bir tefrik işlemine tabi olmaksızın SİT alanı ilan edilmesi sürecinde bulunmuş ve çalışmış bir Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilisi olduğunu öğrendiğim bir muhterem ile Ankara’ya son gidişim sırasında bir dostumun ofisinde karşılaşmış ve SİT alanları ilanı konusunda hararetli bir tartışma neticesinde anladığım kadarı ile de ihdasın herhangi bir bilimsel kriterinin olmaması ya da benim öyle algılamam neticesinde; bu yüksek mevkideki zata Çeşmelilerin kendileri hakkında “SİT tir” dediklerini söylemiştim de zoraki gülümsemişti kendisi ve sonuç olarak ta anlamıştım ki konunun bilimsellikten ziyade siyasallıkla ilintili olduğunu.

Yeni bir sezona girerken Pırlanta plajında Çeşme Belediyesinin Çiftlik Birimi eliyle başta Turgay Soykan olmak üzere, tüm ekip yaklaşık 10 gündür sürdürdüğü hummalı bir temizlik ve hazırlık döneminin başarılı bir turizm hasadına dönüşmesi gerçekleşir ve bizim kaygılarımız ise sadece bir kuruntu olarak kalır. İyi sezonlar, iyi hasatlar…