Pazartesi, Mart 25, 2013

ÇEŞMEYE KIYMAYIN EFENDİLER

KARADAĞ’a rüzgâr türbinleri kurularak elektrik enerjisi üretmek üzere 2057 yılına kadar geçerli lisans teminini gerçekleştiren firmalardan OKMAN ENERJİ, geçtiğimiz günlerde Çeşmelilerin artan tepkisini yatıştırmak deyim yerinde ise biriken gazı almak amacı ile ÇESO da bir sunum yapıyor, her nedense (!!!) duyurusu yeterince de yapılamayınca az da olsa karşı çıkanların, tesisin kurulmasına tepki gösterenlerin varlığına rağmen, klasik iş adamı yaklaşımı içinde hani bunlar her şeyi iyi bildikleri için iş adamı olmuşlardır edasına sahiptirler ya tam da o hava ile ciddi siyasi desteklerine de güvenerek biz Çeşmelileri de Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında yaşayan dünyayı bilmeyen, tanımayan topluluklar yerine koyarak (belki de hak ediyoruz), adeta zekamızla dalga geçerek, aslında da bizlere tam bir aptal muamelesi yaparak, Karadağ’ın  “Yeşil Karadağ” olacağını buna itiraz edilmemesi gerektiği, istihdam yaratarak ta yerli insanların çalıştırılacağı ifadesiyle her zaman yaptıkları ve iyi bildikleri satın alma ya da piyasa deyimi ile mamalama işine girişmekten çekinmemişlerdir. Gerçi biz bu yeşil santralleri taaa Özal döneminde tesisi gerçekleşen Gökova Termik Santralinden (Kemerköy) beri iyi biliyoruz ya, onu yedik, bunu da yeriz, bizim hafıza kısa ama çocuğun hafızası maşallah!!!
Sizin başarınızın sırrı zekânızın ayaktakımlarından fazla olmasından kaynaklanmıyor, her ne kadar ayaktakımları uzun yıllardır öncüllerinizle başlayan propaganda yüzünden öyle olduğuna inansa bile, biz ayaktakımlarının asla ve kata tercih etmediği ama siz işadamlarının kolay tercih ettiği siyasi muktedirler ile ikbal tevhidi işine yatkın olmanızdan kaynaklanmaktadır ve biliyorum ki siz bu işlemi yapıyor ve başarıyor olmanızın yegâne şartının Allah’ın seçilmiş kulları olduğunuza bağlıyorsunuz ve inanıyorsunuz ama bilin ki az da olsak biz ayaktakımları öyle olmadığınızı çok iyi biliyoruz.
Evet; Siz Sevgili Çeşmeliler ve Canım Yurdumun tüm doğaseverleri; detaylarını http://sosyalyasamdaalternatif.blogspot.com/ adresindeki bloğumda daha önce yazdığım üzere; “Karadağ özelinde yamaçları tamamen teraslanarak ve yeterli toprak taşınarak elde edilen KARADAĞ’da Çeşme’nin uzun yıllardır dillere destan olan ve müthiş üzümü yetiştirilmiş, Çeşme şarapçılığı bu sayede bugün bile taaaa Fransa’ya kadar ün ve nam salmıştır. Terasların ne kadar muhteşem olduğunu, havadan fotoğraf çeken ama beni affetsin ne yazık ki ismini anımsayamadığım fotoğraf sanatçısının hazırladığı katalogdan bir kez daha görmüş idim geçenlerde, bu terasların bu haliyle bile bir kültürel ve turistik figür olduğunu asla unutmayalım, onları kaybettikten sonra hayıflanmanın bir faydası olmayacaktır.”, işte Karadağ böyle bir yer ve siz buna kıymaya hazırsınız… Uzun yıllardan beri Canım Yurdumun muktedirlerin biz ayaktakımlarına; çikolata içinde baldıran zehri yedirme misali, neoliberal politikaları her şeyin ilacı diye yutturmaya çalışıp, eğitim, sağlık, kitle ulaşımı, enerji, su temini, toplu konut başta olmak üzere tartışmasız kamu tekeli olması gereken sektörleri, kâh özelleştirmelerle kâh diğer yasal düzenlemelerle yeni yapımları, iştahları bir türlü ıslah olunamayan, terbiye edilemeyen her şeye paragözüyle bakan sermaye kesiminin insafına terk edilmesini seçim numaraları ile onaylatmışlardır. Tek kriterleri sömürü çarklarının dönmesi olan bu gözü doymazların, her geçen gün artan katmerleşen bu uygulamalarının toplumun nefes almalarını daraltmış olmaları, doğanın artık yeni nesillere sağlıklı şekilde devredilemeyecek olmaları konusunda hiç dert ve tasa taşımadan kahredici davranışlarına devam etmektedirler.  
Karadağ özelinde, benimde kısmen katıldığım karar ile doğal SİT alanı ilan eden, Çeşme’lilere bugüne kadar gavur eziyeti çektiren, hatta öyle ki tamamen kültür bitkisi olan tütün ve yulaf tarlalarını bile doğal SİT alanı ilan ederek insanların sabrını sınayan ve görünen o ki bu tercihlerini başka bir rant alanına dönüştüren “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarının” kadroları ve onların yerel uzantılarının doğal SİT alanı ilan edilen Karadağ’ın rüzgar enerjisi üretilecek olmasına kurban edilişi karşısında kıllarının kıpırdamıyor olması açıkçası beni şaşırtmadığı bir kenara yukarıdaki ikbal tevhidi olma ihtimalli rant alanı oluşturma iddiasına da çok ciddi bir altyapı oluşturmaktadır. Yahu kardeşim, ayaktakımlarından birileri gelseler mülkiyeti kendilerine ait sadece kültür bitkisi tarımı yapılmaya uygun tarlalarına bir “dam” yapacağız deseler, doğal SİT alanı kapsamından ötürü sizden izin çıkarmaları bir kenara size dertlerini bile anlatmakta binbir türlü meşakkat yaşarlar ama yine de başarılı olamazlar, peki bu tür yatırımları memleket hayrına gerçekleştiriyoruz numarasıyla cüzdanlarını şişirme derdine düşmüş bu oluşumlara neden ses çıkarmazsınız, sakın kamu yatırımı niteliğinde olduklarından kapsam dışı ya da zaten bize görüş sormuyorlar diye savunma yapmaya kalkışmayın, yemezler, başka konularda re’sen hareket eden kurullarınız burada tutum tatiline mi çıkıyor, acaba?
Biz gelelim tekrar; bize “angut” muamelesini uygun gören bu şirketin patronunun “proje özeti” başlıklı bildiride yazdıklarına, “Çeşme Yarımadasının elektrik ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olacaktır. Türkiye’nin mevcut enerji üretim tahminleri ve emisyon oranları ile karşılaştırıldığında projenin yılda 40.000 ton karbondioksit azaltımı sağlayacağı hesaplanmaktadır” iddiaya bakarmısınız, sanki elektrik satış şartlarından bihaber olduğumuzu, nasıl pazarlanacağını bizim bilmediğimiz biliyor ya beyimiz, diğer taraftan karbondioksit salınımı gibi çevrecilerinde duyarlı olduğu noktaya parmak basarak, kaleyi içten fethetmeye çalışıyor, tabii ki gücünün cüzdanından geldiği bu zatın kastı, sanki konuya duyarlı Çeşmelilerin RES lere karşı olduğu gibi bir izlenim yaratmak, yahu kardeşim senin dediklerinin hepsini biz senden daha iyi biliyoruz,  konunun Türkçe mealine gereksinim yok, biz RES e değil, yerine karşıyız, anlaşıldı mı? Mezkûr şirketin bu amansız talan planı konusundaki toplumun algılamasının, siyasi, sosyal, ahlaki ve teknik olarak kabul edilebilir noktaya ve masumiyete çekilmesi konusunda görev üstlendiği anlaşılan AECOM Firmasından bir Çevre Mühendisi; ."Projeye en yakın yerleşim yeri 580 metre uzaklıkta bulunan Çiftlik mahallesidir. Proje sahası Orman arazisi içinde bulunmaktadır, bu nedenle şahıs arazisinin kullanımına gerek kalmamaktadır. Proje sahasının türbin yerleri ve yollar için kullanılacak küçük bir bölümü dışında kalan tüm alan proje öncesinde olduğu gibi kalıp bölge koruma altına alınacaktır. Karadağ RES projesi İlçenin ihtiyacı olan elektrik enerjisinin üretilmesini sağlayacak ve aynı zamanda İlçede daha güçlü ve kaliteli turizm ve yatırım imkanları sağlayacaktır. Böylelikle, İlçe halkının temiz enerjiye erişimi güvence altına alınmış olacaktır” diyerek erketelik noktasındaki desteğin ordinaryüslük örneğini janjanlı bir şekilde sunmaktadır. Eeee tabii ki, biz farkında değiliz, İlçemizin elektrik enerjisi gereksinimi sağlanacak, bölge koruma altına alınacak, sevgili Mühendis kardeşim, biz senin kafandaki koruma planının ne olduğunu iyi biliyoruz ayrıca sizin bu üretilecek enerjiyi nereye satacağınızı da iyi biliyoruz ya, neyse daha fazla bu konuyu uzatmayalım…
“Başka Çeşme yok” demekten başka çaresi kalmayan Çeşmeliler, bizi sürekli; para kazanma-istihdam yaratma ikilemi içinde düşünmeye zorlayan ve Canım Yurdum İnsanının en hassas noktasından yakalama çabaları içinde olan bu davranışları yemediğimizi her ahvalde bu ölçüsüz yaklaşım gösterenlere mutlaka göstermeliyiz, bu “kırk katır mı, kırk satır mı” cenderesine sokulma çalışmalarına behemehâl “hayır” demeliyiz. Çikolata içerisine baldıran zehri yerleştirme çalışmalarına göz yuman, yardım ve yataklık edenlere şiddetle karşı çıkmalıyız, aksi taktirde kayıp edilecek değerlerin bir daha yerine konulması mümkün olmayacaktır.
Yürütülen “Karadağ’da RES e hayır” imza kampanyasına katıl, irade beyanını ortaya koy, siyasi muktedirlerin yumuşak karnı kitle kuyrukçuluğuna yönelik karar değiştirme talebini ilet, ilet ki torunlarımız bizi iyi duygularla anımsasınlar, ilet ki tıpkı “Fenerburnu Balıkçı barınağı”ndaki iptal edilme ya da askıya alma başarısını yakala, ilet ki, tıpkı yıllar öncesinde Çeşme limanının doldurulmasına ses çıkarmayıp şimdilerde de hayıflanır duruma düşme.

Hiç yorum yok: