Salı, Nisan 16, 2013

HAYVANSEVERLERE MÜJDE KEDİ KÖPEK NÜFUSU İNSAN NÜFUSUNU GEÇMEK ÜZERE

Necip Milletimizin en iyi ve sıkıntı duymadan yaptığı işlerden biride, herhangi bir vicdani sorumluluk taşınmadığı için olsa gerek, hatta bunları aç bilaç sokağa kim bırakıyor diye kızarak, sokakta kedi köpek beslemektir. Tabii sokakta hayvan beslemek nasıl olsa, herhangi bir vicdani, ahlaki ve toplumsal bir sorumlulukta getirmiyor, tek sorumluluğunuz evinizde artan ya da hoşlanmadığınız yemekleri ya da fazlaca iddialı olacak ama kaldığınız otelin açık mutfağından çıkardığınız yiyecekleri bu hayvanlara vermek olunca, gel keyfim gel… Tabii ki başkasının alanında sadece artan yemeklerinizle kedi köpek beslemek kolay, ortalığı plastik kab kaçaktan geçilmez hale getirdiğiniz yetmiyor, yemek artıkları artık yollarda hijnenik ve estetik sorunlar oluşturmaya başladı.
Ne kadar kolay yazlıkçıları hedef alan açıklamalarda bulunmak biraz dikkatli etrafınıza bakın göreceksiniz kışlıkçıların durumunu, özetle “hep bir hallı Turhallıyız yüzbin kere tövbe eder yine şarap içeriz” gibidir bizim hallarımız…
Ne diyor Çeşme Belediyesi Veteriner Hekimi İsmail Ekmekçioğlu; “yazlıkçılar servet ödeyerek bir heves uğruna aldıkları hayvanları, yaz bitip artık kışlaklarına dönerlerken, yaz döneminde sahip olunan hoş bir tatil anısı biçimiyle kaderlerine terk ettiklerini” her fırsatta beyan etmektedir. Terk edilen bu hayvanların bir kısmı için Çeşme Belediyesi hayvan barınağı tesis ettiğini ve bu tesiste hayvanların doğal ortamda yaşıyor gibi yaşayabildiklerini, beslendiklerini, veterinerlik hizmetlerinden faydalandıklarını ancak olanakların sınırlı olması nedeniyle başka çözümlerin üretilmesi gerektiğini de belirtmeden geçemiyorlar.
Şimdi konunun uzmanlarının konu ile ilgili yaptıkları değerlendirmelere bir bakalım; bir dişi köpeğin doğurganlık yaşamı boyunca doğurduğu yavrular ve bu yavruların da üremesi nedeniyle köpek popülâsyonunun yaklaşık 67.000 e varmasının mümkün olmasından bahsetmektedirler. Diğer taraftan kedi popülâsyonu konusunda ise konunun uzmanları 6-7 yıl içerisinde ortalama 73.000, hatta yüz binlere varan yavrulamaların gerçekleşeceğini belirtmekte ve rekorun ise 400.000 in üzerinde olduğunun da altı çizilmektedir. Kısaca verilen bu kedi köpek nüfus artışlarının ne kadar ciddi bir sorun ile karşı karşıya olunduğunun ifadesi olmakla birlikte, neden ciddi ciddi önlemlerin alınmasının kaçınılmazlığını adeta ispat etmektedir.
Çevre uzmanları; dünya genelinde bugüne kadar bulunabilen en mükemmel olmasa bile en rasyonel çözümün, kedi ve köpeklerin erken dönemlerde kısırlaştırmalarla doğaya salınarak üremenin bu boyutta olmasının engellenmesi ve hayvan sayısının sahipli ve özel yerlerde kontrol altına alınması olduğunu ifade etmekte ve erken dönemde yapılacak kısırlaştırmaların fahiş üremenin önlenmesi ve netice itibariyle istenmeyen, beklenmeyen, sahiplenilmeyen ya da terk edilen kedi köpek sayısının azalmasına ya da kontrol altına alınmasına neden olacaktır. Yine aynı uzmanlara göre, acil ve etkili bir çözüm bulunamaması halinde başta ve özellikle hayvanseverlerin hatta hayvan sevmezlerin hiç arzu etmediği, görmek istemediği, kontrol edilemez şekilde ve muhtemelen bu durumdan zarar görmüş ya da zarar görme ihtimali bulunan sivil güçlerce ciddi bir itlaf uygulaması günün birinde yaşanabilir, işte tam da bu nedenle yol yakın iken akla ve vicdana uygun davranışa herkesin yaklaşması gerekmektedir. Yoksa yıllar önce Deli Turan diye bilinen ve köpek itlaf ekibi olarak çalışan kişi benzeri kişilerin bulunması gibi bir abuk durum önerecek hali yoktur kimsenin ama çözüm arama konusunda da herkesin çaba bekleme hakkı olduğunu düşünüyorum ayrıca soğuk kış gecelerinde sokakta 10 lu ya da 20 li gruplu köpek saldırısına uğrayan ya da saldırıya uğrama korkusu taşıyan her insanın bu tür itlaflara onay vermesine kolayca yol açacağı da açıktır.
Diğer taraftan;  unutulmamalıdır ki kedi köpek, popülasyonunun kontrol altına alınamaması halinde, diğer memeli hayvanların da neden olabilecek olmasına rağmen başta mezkur hayvanların öldürücü hastalık olan kuduzun en önemli aracı olmaktadırlar, evlerde besleniyor olsa bile yüzlerce değişik kist hastalıklarına yol açmaktadırlar. Bilindiği ya da küçücük bir araştırma ile öğrenileceği üzere, Dünya’da her yıl yaklaşık 50.000 civarında insan kuduz yüzünden hayatını kaybetmektedir ve gelinen bu vahim tablo karşısında da milyonlarca insan da bu ölümcül hastalığın tehdidi altında hayatına devam etmekte olup ve ne yazık ki canım Yurdum da kuduz vakalarında Avrupa ülkeleri arasında 1. sırada hatta tek ülkedir denilirse de yanlış olmayacak durumdadır. Mezkûr vakaların istatistikî veçhesine de bakılınca; kentlerde köpek ve kedi popülasyonunun artışına uygun ve anlamlı bir artış gösterdiği kolayca görülecektir. Yine bir Sağlık Bakanlığı kaynaklı istatistiki netice daha bulunmaktadır kuduz vakaları açısından yapılan çalışmalar kapsamında, ne yazık ki, başta İzmir olmak üzere tüm Ege Bölgesi ciddi bir tehdit altındadır.
Ancak, unutulmamalıdır ki, kuduz vakalarının tek gerekçesi mezkûr hayvanların olmadığı kesindir ve özellikle kedi popülasyonunun tamamen yok edilmesi halinde ise, başta fare olmak üzere diğer kemirgen popülasyonun artışı nasıl olur, bunlarla mücadele nasıl olur, burada yeni kimyasal mücadele artışı yaşanır mı bilmiyorum, hep uzman çalışmaları gerektiren durumdur bunlar…
Kontrol konusunda çalışma yapılmasının doğru olmadığını savunanlara da bir hatırlatma; bizde olduğu gibi hiçbir gelişmiş ülkede elinizde köpek, kentin merkezi alanlarında dolaşamazsınız, gidin görün öykündüğünüz ülkeler ve şehirler ile oranın ahalisinin davranışına bir bakın bakalım. Parklar var, özel alanlar var, eeee şehri insana açmaz da tam tersine araç ve hayvan trafiğine açarsanız gelinecek nokta burasıdır, hoş geldiniz derler adama… Şimdi bu iddialar karşısında; yok köpekten korkan insan vücudunda bir salgı oluşurmuş köpek bunu düşman olarak algılarmış gibi bir dolu abuk ve subuk açıklamalar ile konuya bilimsel türban giydirmeye de kimse çalışmasın lütfen, komik olunuyor Vallahi…
Her yıl 5.000 kişi trafik kazalarında yaşamını yitirir ses çıkmaz, 30 yıldır yaklaşık 45.000 kişi öldürüldü ses çıkmaz bu hayvan sevicilerin bir bölümünden, ama olsun insanın ne önemi var ki!!!!!. Üniversitelerde öğrenciler gruplar halinde dövülürken, sokakta açız diye bağıran işçi ve memurlar gazlanırken, joplanırken, su ile ıslatılırken ses vermeyeceksin, sonra kalkıp hayvan sever olacaksın, manidar bir durum oluşturmaktadır… Kurban bayramlarında hayvanlar ortalık yerlerde kesilir, ses çıkarma görmezlikten gel, devlet büyüklerini karşılayacağız diye yüzlerce hayvan kesilmesini görmezden gel… Canım yurdumda sahipli hayvanlarda sahipsizdir aslında, çünkü necip milletimiz hayvanını başkasının da alanı olan alanda büyütür besler, gezinmesini sağlar, yani bir aşı yaptırıp sokağa salınca köpek sahipli mi oluyor Allahaşkına… Hayvan seviciler, “sokakta hic bir sekilde sahipsiz hayvan kalmamasına yönelik çalışmalar yapılıyor” gibi bir takım süslü kelimeler kullanarak durumu aslından daha önemsiz göstermeye çalışıyorlar ya, bayılıyorum bu mantığa, yahu tabii ki sokaklar bu sahipsiz ve başıboş bırakılan hayvanlardan kurtarılmalıdır… Fena mı olur yine eskisi gibi sokaklar, ama bu ama şu nedenle insanlara saldıran köpeklerin yerine, bisikletleri ya da motorsikletleri ile dolaşan insanlarla dolu olsa…
Modern dünyada insan ilişkileri; içine sürüklenilen güvensiz ortama doğru orantılı olarak evcil hayvanların insan yaşamında rol almaları ve insan yaşamı içinde yer ve önemleri artmakta olup evcil hayvanların işlev ve görevlerinin de değişmesine neden olmuşlardır. İnsan yaşamında kedi ve köpekler evin bir parçası haline gelmektedir ve kontrollü popülasyonlarıyla klasik görevleri şehri zararlı kemirgenlerden korumanın ötesine geçmiş ve sadece kentlinin psikolojik sorunlarına çözüm aramanın bir aracı haline gelmiştir. O kadar ki hatta kedilerle birlikte olmanın kan basıncı üzerinde olumlu etkilerinden ciddi ciddi bahsedilmektedir… Sokak hayvanlarına karşı olanlar da, psikolojik destek kabilinden bir dolu yalnız kalmış insanın psikolojisinin düzeltileceği yer olarak hepimizin ortak alanı sokakları da uygun görmesinler diyorlar…
Ortada ciddi bir sorun var, kimse çözüm üretmek peşinde değil herkes mevcut durumun sürmesini istiyor gibi, çıkın sokağa da sorun bu kentlerde yaşayanlara bakalım, sıkıntının boyutunu nasıl anlatacaklar size… Sokaktaki bazı 2 ayaklı hayvanlara da bu kadar serbestlik fazladır diyebilir bir başkası, katılmıyorsam namerdim valla…
Yoksa her konuda olduğu üzere, Kamu olarak; kendi okulunu kendin yap, kendi yolunu kendin yap, fakire yardım yap, hastaneye yardım yap, camiye yardım yap vs vs gibi kampanyalarla bu tür sorumlulukları da at üstünden, tıpkı bu konuda gösterilen kayıtsızlık örneği, ama vergi toplamaktan da geri durma ve ülkeyi yönetiyorum de sonra, ohh ne ala memleket be, sevsinler sizi…

Hiç yorum yok: