ÖMÜR
BOYU DEVLET BAŞKANLIĞI
Türkmenistan’ın
tüm televizyon kanallarının; mecburen, istisnasız ve kesintisiz, kendisinden
söz ettiği ya da açılışlarından yapılan haberleri ya da necip Türkmen milletine
hitaplarının yayınlandığı, abartmadan söyleyelim ki bu nadide özelliğe sahip
bulunan, Yeni Türkmenistan’ın kurucu lideri, Saparmurad Niyazov ya da kendisine
hitap edildiği biçimiyle “Türkmenlerin
lideri olarak onları aydınlık ve esenliğe çıkaracak yegane Türkmenbaşı’sın”
gazı ile “ömür boyu lider” olarak, tamamen
kendi isteğinin emir haline dönüşmesine müteakip, avanesi tarafından payelendirilen,
bu anlamda özlemlerle yanıp tutuşan diğer dünya liderlerine, tam da örnek teşkil
edecek bir liderlik oluşturmuştur. Bazı sözüm ona liderlerde, mademki önlerinde
böylesine nadide bir örnek bulunmaktadır, hiç sakınmadan, çekinmeden hatta
arlanmadan bu örnekten esinlenerek, kendi ikballeri için, avaneleri vasıtasıyla
uygun iklim oluşturmaktan hiç geri durmamışlardır. Gün geçmez ki; mezkur zatın
yüce Mevla tarafından bir başkasına bahşedilmemiş bulunan özellikleri,
avaneleri tarafından, bulunan her propaganda vasıtasıyla ve her zeminde
anlatılmasın… Madem kendileri nadide bir örnektir, alınacaktır netekim... Hele
yazdığı ve dillere destan “RUHNAMA” isimli kitabıyla, günümüze ne kattığı ya da
katabileceği konusunda ne dediği asla anlaşılamayan ve anlaşılamayacak, mezkur
kitap ile derç olunan irade-i seniyenin hikmeti anlaşılamazsa ya da mazallah
ezbere bilinmezse, sürücü belgesi dahi alamayacağınız, bir kutsiyet
oluşturmaktadır, Muhterem Beyefendi... Pasa propaganda, pasa şişirme
operasyonu… Bu kadar gazın insan sağlığını bozacağını bilemeyenler, bir gecede
Türkmenistan Komünist Parti 1. Sekreterliğinden, dini bütün, milliyetçi ve
mukaddesatçı bir lidere, aksaçlı bir liderden kapkara saçlı, yağız bir lidere
nasıl dönüştüğünü, fark ettiklerinde artık her şey için çok geç kalınmıştı…
Türkmenistan’ın
az nüfusu olmasına rağmen olabildiğince “doğal gaz” zenginliği, bu anlamda
Asya’nın Kuveyt’i ya da “Katar’ı” görüntüsü vereceği umuduyla, paranın
gözlerini döndürmüş olduğu her hallerinden belli olan, batının anlı, şanlı
“demokrasi sever” liderleri ve önemleri kendilerinden menkul koca koca
uluslararası örgütleri tarafından, her şeye rağmen hoş görülen ve karşılanan,
bu anlamda da nemalanma ve mamalanma sürdüğü sürece de rejimin ne olduğunun çok
bir önemi olmadığı hep bir şekilde tebarüz ettirilmiştir. Hani bugünlerde
ülkemizde de çok önemli bir işadamının, “sermaye için huzur önemli olup rejimin
ne olduğu önemli değildir” diyerek ne kadar demokrasi havarisi olduğunu
vurgulamıştı ya, mezkur konuda dünya ölçeğinde ne yazık ki tam da böyle işlemektedir.
İçeride
bu şişinme ve böbürlenmenin yeni tarz bir halifeliğe evrilmesinin dışarıda beklendiği
kadar ve her şeye rağmen fazlaca bir karşılığının olamayacağı açık olup,
nitekim muhalif olmaları nedeniyle de ülkede barınamayıp dışarıya gidenler, bu
akıl dışı gelişmeleri reddederek karşı duruşu örgütlemeye başlarlar… Ancak;
lugatlarında muhalif ve muhaliflik gibi kavramların olmadığı çok açık olan
mezkur zat ve benzerleri için, bu kabul edilemez bir durumdur, nitekim bu
muhalifliğin bedelini içerideki gelişmelerden huzursuz olan ancak yine de pek
etliye-sütlüye karışmayan vatandaşlar ödeyeceklerdir. Kendi hukuksuz
pozisyonunun tahkimi açısından şeytanın bile aklına gelmeyecek işler
kotarılırken, gözü dönmüşlüğün ifadesi sayılabilecek bir biçimde yer yerde olsa
kendi hayatını bile riske edecek, kendisi gibi bir gecede 180 derece dönen KGB
artığı istihbarat örgütünün tavsiyeleri ile olsa gerek, akıldışı operasyonların
yapılmasına rıza göstermiştir. Sürekli suikast tehdidi riski propagandası
yapılarak, hassasiyet tesisi adına geçtiği yollardaki binaların pencerelerinin
bile geçiş sırasında açılmasına müsaade edilemeyecek, sürekli koruma ordusu
geliştirilecek ve arttırılacak, sürekli bir görev değişiklikleri furyası
yaşanacak vs. vs. Sözlü propagandanın bile artık gelişmelerin önünü kesemediği
noktada, devreye sahte suikast girişimleri sokulacak ve Hollywood filmlerindeki
benzerlerini aratmayacak senaryolar yazılacak ve uygulanacaktır… Hedef alınması
üstünden hamaset ile pozisyon daha güçlü tahkim edilecek, muhalefet bu yolla
susturulacak, bir yandan cadı avı başlatılacak, hülasa “ya tarafsın ya da bertarafsın” fikri beyinlere çakılarak,
kendinden yana olmayanların yaşam hakları ellerinden alınacaktır…
Akıllara
ziyan senaryolarda, profesyoneller rol almak istemeyince çok amatörlerle
düzenlenen suikast görüntüleri sırıtacakmış kimin umuruna, bulursun 3-5 tane
kriminal, yazılmış senaryo gereği düzenlersin bir düzmece saldırı, hayatında
uyuşturucu içmekten öteye suçu olmamış adamları suikastçı ilan edersin,
başlarsın cadı avına, bu suikast ardında oldukları gerekçesiyle de kim var, kim
yok, tenkil edersin olmadı tıkarsın içeriye, aha da sana huzur ortamı… Hatta
bir keresinde, bir Türkiye firmasında çalışan 6 işçiyi bile benzer iddialarla
tutukladıkları bir vakadır… Yaşasın benzemenin dayanılmaz cazibesi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder