Salı, Nisan 05, 2016

CAHİLLERİN FERASETİNE GÜVENEN AVANAK


Canım Yurdumun, bir Üniversitesinin Rektör Yardımcısı, bir sözde Profesör, "Bu suça ortak olmayacağız" diyen akademisyenlerle ilgili kendisine yöneltilen soruyu yanıtlarken, okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını söylüyor ve cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini belirtiyor. Peki belirterek kalıyor mu, kalır mı, üstüne bir de tüy dikiyor ve "Türkiye'nin en tehlikeli kesiminin okumuş kesim olduğunu" belirtiyor... Açıklama abuk subuk incilerle devam ediyor; "Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır... Türkiye'nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık"... Şimdi bu açıklamaya söylenecek neler var diye bakıyorum, aslında genelde, genelleme yapmayı sevmem ama, topunuzun boynu altında kalsın desem uygun mudur da bilmiyorum...

Ziya Paşa'nın Terkîb-i bend'inden bir beyit bu avanak'ı yeterince izah eder umarım.

Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma?
Zer-dûz pâlân ursan eşek yine eşekdir.

Üç nokta...

Ne yazık ki bahtı kara Canım Yurdum, bir türlü yırtamıyor bahtını karartan kocaman kara perdeyi, Cumhuriyet ile birlikte aydınlanmanın başlaması, aklı ve vicdanı hür nesiller yetiştirme hedefinin konulması ile bağnaz, yobaz ve gericilerin hızlıca ve biraz da örselenerek tasfiye süreci, dahili ve harici bedhahları, büyük bir düşmanlık, kin ve nefret biriktirme girdabına sürüklemiştir. Bugün bile önemli ve mühim zatların ifadelerine yansımış olan; "nefret ve kininizi unutmayın" söylemi, Cumhuriyet Türkiye'sinin önderini yitirmesi ile birlikte başlamış ve her geçen gün artarak devam etmiş, "bir elinde Kuran, dilinde nefret, aklında cihat" olan bir nesile vasıl olunmuştur... Menderes döneminde, başlayan tarikat destekçiliği, Demirel döneminde de devam eder ve özellikle 12 Eylül faşist darbesiyle birlikte, Faşist darbecilerin ağababalarının "ılımlı islam" ile canım Yurdumu tedip ve terbiye etme çabalarının sonucu, çalışmalar vites arttırarak "bir elinde Kuran, bir elinde bilgisayar, dilinde nefret, aklında cihat" seviyesine yükseltilmiştir. Ilımlı ve mümbit vasatın temininde en mühim yatırımın milli eğitim olduğu tayin ve tespiti ile, fedakar çalışmalar (!!!!) semeresini vermiş, artık, "dar ül harp" değerlendirilmesi mucibince cihadist çalışmalar, tercih edilen mücadele yöntemi haline getirilerek, eğitimdeki gerici yapılanmanın elde ettiği başarılı sonuçları içinde de "bulanık suda balık olma" planı tutmuştur. Artık ne hazindir ki; Öğretmenler öğretmekten yana değillerdir, okullar öğrenci yetiştirmekten yana değillerdir...

Daha geçenlerde; "nefret ve kininizi unutmayın" söyleminin son dönem söylevcisi ve temsilcisi, bir toplantı sırasında, mağrur vaziyette "Rus uçağını düşürdük, 2 pilot ta ölü ele geçirilmiştir" benzeri kelam edince, kendilerinden geçmiş, sadece mesleki ünvanları öğretmen olan zevatın ittifakla ayağa fırlayıp, alkışlarla tempo tutmuş olmaları, yani kraldan fazla kralcı olmaları, bu tabloyu hayal ve arzu eden muhteremi bile utandırmış ve elleri ile susmalarını istemiştir. İşte "Milli eğitim" başarısı, "okullar olmasa milli eğitimi ne güzel idare ederdim" sözünden "ben cahilleri tercih ederim" sözüne evriliş ve sonuçta yurtta sulh cihanda sulh öğretmesi gerekirken, cahil insan ve savaş tercih eden öğretmen... Kutlamak gerek... yaklaşık 70 yılda bir ülke nereden nereye gelebiliyor... Tecavüzcülüğün adının badelemeye dönüştüğü yerdeki, suskunluğun hatta ciddi oranda desteklenişin, yukarıda söylediklerimizin berhava olduğunun bir ispatı da olsa, söylemeye devam edeceğiz. Aidiyetin ve heyecanın, aklın ve mantığın önüne bu kadar aptalca geçtiği bu günlerde, konunun büyük ustalar tarafından da veciz biçimde ortaya konmasının ardından, eşekliğinde baki kalması nedeniyle, cahillik mi yoksa eşeklik mi başatı oluşturmaktadır, yoksa cahillik eşeklik midir, ya da eşekler bu kadar cahil değil midir? Hay Allah aklım karıştı...

Mezkur öğretmenlere ve rektör yardımcısına ithafen;

''mey biter saki kalır
her renk solar haki kalır
diploma insanın cehlini alsa da
mayasında varsa eşşeklik baki kalır''

NOT: TDK Sözlüğüne göre: Avanak: sıfat, Kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen demekmiş.

 

Hiç yorum yok: