Canım
Yurdumun, bir Üniversitesinin Rektör Yardımcısı, bir sözde Profesör, "Bu
suça ortak olmayacağız" diyen akademisyenlerle ilgili kendisine yöneltilen
soruyu yanıtlarken, okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını söylüyor
ve cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini belirtiyor. Peki belirterek kalıyor
mu, kalır mı, üstüne bir de tüy dikiyor ve "Türkiye'nin
en tehlikeli kesiminin okumuş kesim olduğunu" belirtiyor... Açıklama
abuk subuk incilerle devam ediyor; "Ben daha çok cahil ve okumamış
tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak
olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil
halktır... Türkiye'nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en
tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul
mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim çünkü
gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık"... Şimdi bu açıklamaya
söylenecek neler var diye bakıyorum, aslında genelde, genelleme yapmayı sevmem
ama, topunuzun boynu altında kalsın desem uygun mudur da bilmiyorum...
Ziya
Paşa'nın Terkîb-i bend'inden bir beyit bu avanak'ı yeterince izah eder umarım.
Bed-asla
necâbet mi verir hiç üniforma?
Zer-dûz
pâlân ursan eşek yine eşekdir.
Üç
nokta...
Ne
yazık ki bahtı kara Canım Yurdum, bir türlü yırtamıyor bahtını karartan kocaman
kara perdeyi, Cumhuriyet ile birlikte aydınlanmanın başlaması, aklı ve vicdanı
hür nesiller yetiştirme hedefinin konulması ile bağnaz, yobaz ve gericilerin
hızlıca ve biraz da örselenerek tasfiye süreci, dahili ve harici bedhahları, büyük
bir düşmanlık, kin ve nefret biriktirme girdabına sürüklemiştir. Bugün bile
önemli ve mühim zatların ifadelerine yansımış olan; "nefret ve kininizi unutmayın" söylemi, Cumhuriyet
Türkiye'sinin önderini yitirmesi ile birlikte başlamış ve her geçen gün artarak
devam etmiş, "bir elinde Kuran,
dilinde nefret, aklında cihat" olan bir nesile vasıl olunmuştur... Menderes
döneminde, başlayan tarikat destekçiliği, Demirel döneminde de devam eder ve
özellikle 12 Eylül faşist darbesiyle birlikte, Faşist darbecilerin
ağababalarının "ılımlı islam" ile canım Yurdumu tedip ve terbiye etme
çabalarının sonucu, çalışmalar vites arttırarak "bir elinde Kuran, bir elinde bilgisayar, dilinde nefret, aklında
cihat" seviyesine yükseltilmiştir. Ilımlı ve mümbit vasatın temininde
en mühim yatırımın milli eğitim olduğu tayin ve tespiti ile, fedakar çalışmalar
(!!!!) semeresini vermiş, artık, "dar ül harp" değerlendirilmesi
mucibince cihadist çalışmalar, tercih edilen mücadele yöntemi haline
getirilerek, eğitimdeki gerici yapılanmanın elde ettiği başarılı sonuçları
içinde de "bulanık suda balık olma" planı tutmuştur. Artık ne
hazindir ki; Öğretmenler öğretmekten yana değillerdir, okullar öğrenci
yetiştirmekten yana değillerdir...
Daha
geçenlerde; "nefret ve kininizi
unutmayın" söyleminin son dönem söylevcisi ve temsilcisi, bir toplantı
sırasında, mağrur vaziyette "Rus uçağını düşürdük, 2 pilot ta ölü ele
geçirilmiştir" benzeri kelam edince, kendilerinden geçmiş, sadece mesleki ünvanları
öğretmen olan zevatın ittifakla ayağa fırlayıp, alkışlarla tempo tutmuş
olmaları, yani kraldan fazla kralcı olmaları, bu tabloyu hayal ve arzu eden
muhteremi bile utandırmış ve elleri ile susmalarını istemiştir. İşte
"Milli eğitim" başarısı, "okullar olmasa milli eğitimi ne güzel
idare ederdim" sözünden "ben cahilleri tercih ederim" sözüne
evriliş ve sonuçta yurtta sulh cihanda sulh öğretmesi gerekirken, cahil insan
ve savaş tercih eden öğretmen... Kutlamak gerek... yaklaşık 70 yılda bir ülke
nereden nereye gelebiliyor... Tecavüzcülüğün adının badelemeye dönüştüğü yerdeki,
suskunluğun hatta ciddi oranda desteklenişin, yukarıda söylediklerimizin
berhava olduğunun bir ispatı da olsa, söylemeye devam edeceğiz. Aidiyetin ve
heyecanın, aklın ve mantığın önüne bu kadar aptalca geçtiği bu günlerde,
konunun büyük ustalar tarafından da veciz biçimde ortaya konmasının ardından,
eşekliğinde baki kalması nedeniyle, cahillik mi yoksa eşeklik mi başatı
oluşturmaktadır, yoksa cahillik eşeklik midir, ya da eşekler bu kadar cahil
değil midir? Hay Allah aklım karıştı...
Mezkur
öğretmenlere ve rektör yardımcısına ithafen;
''mey
biter saki kalır
her
renk solar haki kalırdiploma insanın cehlini alsa da
mayasında varsa eşşeklik baki kalır''
NOT: TDK Sözlüğüne göre:
Avanak: sıfat, Kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen demekmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder