Galatasaray;
teknik direktör Tudor ile yaklaşık 1 yıllık görev süresince hiçbir büyük maç
kazanamadı ya, koptu kıyamet, “Tudor go home” (tabii benim yazdığım biçimi ile
asla söylenmeden, küfür diz boyu, din iman, mor mintan)… Bu yaklaşımın neresine
ne diyeyim, kıyıdan da taraftar böyle celallenince, yöneticiler ise avuçlarını
ovuşturarak, durumu izliyorlar… Maksat ciro olsun, gelsin mamalar misali…
Alıver, satıver ticarete can veriver… Bu arada, 02.12.2017 tarihinde yapılan
olağanüstü genel kurul toplantısında ne diyor Başkan bey; “Riva ve Florya
arsalarımızın değeri 508 milyon. Riva 388 milyon, Florya için 120 milyon TL
ekspertiz değeri çıktı… Emlak Konut'tan 508 milyon TL'den 341 milyon TL aldık, Hesaplarımıza
41 milyon TL faiz geldi. Biz aldığımız 341 milyon TL'den 315 milyon TL'yi
Sportif A.Ş'ye koyduk. Sportif A.Ş de 1 dakika beklemeden mevcut borçlar için
bankalara aktardı.” Bravo bay Başkan bravo… Gitti, Riva, gitti Florya… Bu kafa
ile Galatasaray da gider… Hatırlıyorum da buna benzer bir kafa Galatasaray’ı
1970 lerin sonunda da yönetiyordu, dua etsinler de öne sürüldüğü üzere Beşiktaş
şikesi ile o zaman ki 1. Lig’de kalabildiler. Adnan Polat ile başlayan tek
adamlı yönetim sonunda da Galatasaray tam anlamı ile batma noktasına geldi…
Nasıl mı, diyeceksiniz, işte öyle… Önce o dönemdeki Galatasaray yöneticisi Bülent
Tulun’un, tek adama sorduğunu hatırlayalım; “Şoförünüzün Galatasaray kasasından
makbuz karşılığında aldığı 1,5 milyon dolar da umarım Galatasaray menfaatleri
için alınmış ve harcanmıştır”… Nokta… Nokta dediğime bakmayın, daha diyecek çok
şey var da, konu o değil, konu Galatasaray yıllardır çok kötü yönetiliyor, ama
her seferinde teknik yönetim harcanarak durum geçiştirildi, durdu… Taktik
belli, bunun adı düpedüz başarısızlıkların faturası kesilirse kimden ses çıkmaz
ya da en az ses kimden çıkar ve o da kuru gürültüye gider, durmak yok, yola
devam… Ama herkes, her yöneticide olduğu kadarı ile analiz yapıyor ve üflüyor, isabet
var mı, yok, peki isabetli analize gerek var mı, o da yok, ehhh o zaman, ver
gazı gitsin… 10.11.2013 tarihinde yazıp https://sosyalyasamdaalternatif.blogspot.com.tr/2013/11/galatasaray-degerleri.html
linkinde yayınladığım, 01.03.2016 tarihinde
yazıp https://sosyalyasamdaalternatif.blogspot.com.tr/2016/03/galatasarayin-perisanligi-ve-yonetim.html
linkinde yayınladığım, 17.12.2012 yazıp
https://sosyalyasamdaalternatif.blogspot.com.tr/2012/12/inadin-telasin-ve-hayalkirikliginin.html
yayınladığım, yazılarıma bakılırsa murat ve meramımın ne olduğu çok net
anlaşılır.
Şimdi
araya girip bugüne kısa bir göz atalım, sanki Başakşehir'den 5 yememiş,
Trabzon'dan 2 yememiş, Antalya'ya karşı tel tel dökülmemiş, Kardemir Karabük
çok zor geçilmemiş, Bursa’da tel tel dökülmemiş gibi yapılmasın lütfen... İleri
ve dikine ve de hızlı oynayan takımlara karşı hiçbir çıkış yolu bulamamış, ya
da kendisine lazım gelen galibiyeti kazanacak yolu bulmakta zorlanıyordu ama
her şeye rağmen süper ligde liderliğini sürdürüyordu…
Ey
Galatasaraylılar, bilin ve emin olun ki, Tudor'a kızarak konu temizlenmez...
Adnan Polat'ı başkan yaparken, Fatih Terim'i imparator yaparken, hazırlandı
bugünler, hem de birçoğunuzun alkışları ile... Artık anlayın lütfen, mesele
Tudor meselesi değil, bir yönetim felsefesi meselesidir... Yıllarca dedik
durduk, herkes ya oyuncuya kızdı, ya hocaya... Galatasaray genelde iyi
yönetilmiyordu, sanki Basketbol, voleybol iyi gidiyor da sadece futbol mu kötü
gidiyor, zinhar, her taraf ama özellikle genel yönetim çok kötü…
Ne
oldu “GS’nin 1,5 milyon doları inşallah GS’nin faydasına harcanmıştır” sözünün
hesabı, ne oldu stadı 3 paraya TOKİ’ye verip matah bir iş yapılmışçasına göğüslerini
kabartan dürzülere, vs vs... Mesele artık anlayın ki, toptan ve topluca bir
yönetim anlayışı ve icrası iflasıdır... Kimse Fatih efendinin 4 yıl GS’yi
şampiyon yaptığını söylemesin herkes biliyor gerekçelerini, taaa Derwall'den ve
Feldkamp’tan gelen ve onlara dayanan yatırımların semeresi ve faizi
yenmiştir... Sonra Adnan paşayı başkan yaptınız GS’nin ipini çekti... Şimdi
başta her sene girişi ve flaş (aslında perişan) kadro kurulmasını alkışlayanlar
olmak üzere herkes ağlamalıdır ve de kara kara düşünmelidir... Nerdesiniz eyyyy
kongre üyeleri, neredesiniz eyyyy GS severler... Haydi, gün sizin, de haydi
buyurun...
Yere
göğe sığdıramadığınız, her krizde akla getirilen ama krizin yaratıcısından
çözüm beklenmeyeceğinin bilinmesine rağmen, tıpkı yine olduğu üzere, hep akla
gelen ya da getirilen Fatih Terim 2004’te Almaguer gibi emeklilerden çok büyük
paralarla kurduğu kadro neticesi GS borç batağına sokarken, anahtarlar bana
verilmezse takımı çalıştırmam dediğinde susanlar, dilsiz şeytanlar şimdi
medyada tuttukları köşelerden Tudor’a zehirlerini kusuyorlar, ayıptır, adama
kötü gün bekleyen harami derler maazallah, bir susun gayri… Aslında Tudor’un bu
takıma getirilmesi meselesinden başlarsak kötü yönetimi bir kez daha net
görürüz ama nerde…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder