Salı, Aralık 05, 2017

EY GALATASARAYLILAR


Galatasaray; teknik direktör Tudor ile yaklaşık 1 yıllık görev süresince hiçbir büyük maç kazanamadı ya, koptu kıyamet, “Tudor go home” (tabii benim yazdığım biçimi ile asla söylenmeden, küfür diz boyu, din iman, mor mintan)… Bu yaklaşımın neresine ne diyeyim, kıyıdan da taraftar böyle celallenince, yöneticiler ise avuçlarını ovuşturarak, durumu izliyorlar… Maksat ciro olsun, gelsin mamalar misali… Alıver, satıver ticarete can veriver… Bu arada, 02.12.2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında ne diyor Başkan bey; “Riva ve Florya arsalarımızın değeri 508 milyon. Riva 388 milyon, Florya için 120 milyon TL ekspertiz değeri çıktı… Emlak Konut'tan 508 milyon TL'den 341 milyon TL aldık, Hesaplarımıza 41 milyon TL faiz geldi. Biz aldığımız 341 milyon TL'den 315 milyon TL'yi Sportif A.Ş'ye koyduk. Sportif A.Ş de 1 dakika beklemeden mevcut borçlar için bankalara aktardı.” Bravo bay Başkan bravo… Gitti, Riva, gitti Florya… Bu kafa ile Galatasaray da gider… Hatırlıyorum da buna benzer bir kafa Galatasaray’ı 1970 lerin sonunda da yönetiyordu, dua etsinler de öne sürüldüğü üzere Beşiktaş şikesi ile o zaman ki 1. Lig’de kalabildiler. Adnan Polat ile başlayan tek adamlı yönetim sonunda da Galatasaray tam anlamı ile batma noktasına geldi… Nasıl mı, diyeceksiniz, işte öyle… Önce o dönemdeki Galatasaray yöneticisi Bülent Tulun’un, tek adama sorduğunu hatırlayalım; “Şoförünüzün Galatasaray kasasından makbuz karşılığında aldığı 1,5 milyon dolar da umarım Galatasaray menfaatleri için alınmış ve harcanmıştır”… Nokta… Nokta dediğime bakmayın, daha diyecek çok şey var da, konu o değil, konu Galatasaray yıllardır çok kötü yönetiliyor, ama her seferinde teknik yönetim harcanarak durum geçiştirildi, durdu… Taktik belli, bunun adı düpedüz başarısızlıkların faturası kesilirse kimden ses çıkmaz ya da en az ses kimden çıkar ve o da kuru gürültüye gider, durmak yok, yola devam… Ama herkes, her yöneticide olduğu kadarı ile analiz yapıyor ve üflüyor, isabet var mı, yok, peki isabetli analize gerek var mı, o da yok, ehhh o zaman, ver gazı gitsin… 10.11.2013 tarihinde yazıp https://sosyalyasamdaalternatif.blogspot.com.tr/2013/11/galatasaray-degerleri.html
 linkinde yayınladığım, 01.03.2016 tarihinde yazıp https://sosyalyasamdaalternatif.blogspot.com.tr/2016/03/galatasarayin-perisanligi-ve-yonetim.html linkinde yayınladığım, 17.12.2012 yazıp         https://sosyalyasamdaalternatif.blogspot.com.tr/2012/12/inadin-telasin-ve-hayalkirikliginin.html yayınladığım, yazılarıma bakılırsa murat ve meramımın ne olduğu çok net anlaşılır.

Şimdi araya girip bugüne kısa bir göz atalım, sanki Başakşehir'den 5 yememiş, Trabzon'dan 2 yememiş, Antalya'ya karşı tel tel dökülmemiş, Kardemir Karabük çok zor geçilmemiş, Bursa’da tel tel dökülmemiş gibi yapılmasın lütfen... İleri ve dikine ve de hızlı oynayan takımlara karşı hiçbir çıkış yolu bulamamış, ya da kendisine lazım gelen galibiyeti kazanacak yolu bulmakta zorlanıyordu ama her şeye rağmen süper ligde liderliğini sürdürüyordu…

Ey Galatasaraylılar, bilin ve emin olun ki, Tudor'a kızarak konu temizlenmez... Adnan Polat'ı başkan yaparken, Fatih Terim'i imparator yaparken, hazırlandı bugünler, hem de birçoğunuzun alkışları ile... Artık anlayın lütfen, mesele Tudor meselesi değil, bir yönetim felsefesi meselesidir... Yıllarca dedik durduk, herkes ya oyuncuya kızdı, ya hocaya... Galatasaray genelde iyi yönetilmiyordu, sanki Basketbol, voleybol iyi gidiyor da sadece futbol mu kötü gidiyor, zinhar, her taraf ama özellikle genel yönetim çok kötü…

Ne oldu “GS’nin 1,5 milyon doları inşallah GS’nin faydasına harcanmıştır” sözünün hesabı, ne oldu stadı 3 paraya TOKİ’ye verip matah bir iş yapılmışçasına göğüslerini kabartan dürzülere, vs vs... Mesele artık anlayın ki, toptan ve topluca bir yönetim anlayışı ve icrası iflasıdır... Kimse Fatih efendinin 4 yıl GS’yi şampiyon yaptığını söylemesin herkes biliyor gerekçelerini, taaa Derwall'den ve Feldkamp’tan gelen ve onlara dayanan yatırımların semeresi ve faizi yenmiştir... Sonra Adnan paşayı başkan yaptınız GS’nin ipini çekti... Şimdi başta her sene girişi ve flaş (aslında perişan) kadro kurulmasını alkışlayanlar olmak üzere herkes ağlamalıdır ve de kara kara düşünmelidir... Nerdesiniz eyyyy kongre üyeleri, neredesiniz eyyyy GS severler... Haydi, gün sizin, de haydi buyurun...

Yere göğe sığdıramadığınız, her krizde akla getirilen ama krizin yaratıcısından çözüm beklenmeyeceğinin bilinmesine rağmen, tıpkı yine olduğu üzere, hep akla gelen ya da getirilen Fatih Terim 2004’te Almaguer gibi emeklilerden çok büyük paralarla kurduğu kadro neticesi GS borç batağına sokarken, anahtarlar bana verilmezse takımı çalıştırmam dediğinde susanlar, dilsiz şeytanlar şimdi medyada tuttukları köşelerden Tudor’a zehirlerini kusuyorlar, ayıptır, adama kötü gün bekleyen harami derler maazallah, bir susun gayri… Aslında Tudor’un bu takıma getirilmesi meselesinden başlarsak kötü yönetimi bir kez daha net görürüz ama nerde…

Hiç yorum yok: