Salı, Ocak 16, 2018

ZEKİ, ÇEVİK ve AYNI ZAMANDA İYİ AHLAKLI…


Yıllar önce, Can Dündar’ın şu anda adını hatırlayamadığım bir kitabını okurken, tam da bir ibretlik farikası kabilinden bir hisse, sonraları başka kaynaklarda da bulunan bu hikâye, “takıldığı zaman karşınızdaki kızları çırılçıplak gösteren gözlük” spotu ile satışa arz edilen ve satıcılarını anladığım kadarı ile ticari olarak bir hayli mutlu eden bir çalışma…
Abuk subuk gazetelere verilen reklamda; “Karşınızdakileri çıplak görmek istemez misiniz? Bu hayalinizi bir gözlük satın alarak gerçekleştirmeniz mümkün!..” spotu ile bir reklam kampanyası yürütülür… Aslında kül yutmadığını zanneden canım yurdumun zeki, çevik ve iyi ahlaklı insanlarını yoldan çıkarma hedeflenir… Aslında canım Yurdumun insanı, asla böyle bir beklenti içinde değildir ama ahlaksız ticaret erbabı insanlar vardır ve zeki, akıllı, bilgili, iyi huylu, müşfik, temiz duygulu, safiyane düşünceli, yüksek ahlaklı, namuslu insanımızı yoldan çıkarmaya ahdetmişlerdir ve şimdi onlar sahnededir. Yoksa bizim zeki, çevik ve iyi ahlaklı insanımızın aklında ve fikrinde bu tür sapıkça düşünceler barınamaz, zaten söylendiğine göre toplumumuzun %90’ını da Müslüman, Müslüman toplumlarda bu olmaz, siz bakmayın öyle pedofili, zoofili, nekrofili, ensest durumların anlatıldığına, olmaz zinhar olmaz bu topraklarda… Su damacanası ile olan ilişki bile ziyadesi ile yalan ve abartıdır… Varsa yoksa kötü niyetliler, ajanlar, provokatörler ve yoldan çıkarıcılar… Ne yapıyorsa onlar yapıyor… Yalancı ve abartıcı basın da üstüne üstlük…

Neyse bu faslı fazla uzatmayalım, bana yalaka diyen olursa şimdiden söyleyeyim ki kendileri benim tam iki katımdır… Gelelim yaşananlara…
İsmi saklı bir şirket, büyük boy gazete ilanları ile veriyor bu güzel müjdeyi... Reklam “Karşınızdakileri çıplak görmek istemez misiniz? Bu hayalinizi bir gözlük satın alarak gerçekleştirmeniz mümkün!...” Reklama bakınca, istenilen miktar paraya kıyıp üstelikte filan tarihe kadar acele davranıp sipariş verişeniz büyük tenzilat ta cabası, satışa sunulan bu özel gözlükten satın alıyorsunuz, etrafınızdaki insanları giyinikken, takıyorsunuz bu özel ve tılsımlı gözlüğü, aniden insanları çıplak görme şansına kavuşuyorsunuz. Artık kimsenin giyinik olması size sökmüyor, bu özel gözlüklerle kıyafeti delip geçecek gözleriniz, karşınızdakinin teninin en mahrem ayrıntılarıyla buluşturacakmış sizi... Hayatı bütün çıplaklığıyla görebilecekmişsiniz… Canım yurdumun insanına ne hoş bir hayal, ne hoş bir fantezi… Gazete bu ilanı yayınlayamayız, ahlaki, sosyal ve ticari sakıncaları vardır demiyor, yayınlıyor, ilanı gören ya da bu tür abuk subuk ilanları takipten keyif alan bir grup abuk subuk insan da, yahu böyle bir şey olur mu sorgulaması yapmadan, yahu etrafımda anam var, bacım var, komşum var, teyzem var, kardeşim var demeksizin, sunumun tılsımına kapılıp derhal satın alıyor… El insaf… Tabii ki bir de böylesine seviyesiz, terbiyesiz ve utanmaz, gözü paradan başka bir şey görmeyen, ticaret erbabı var… Peki tüm bunlar olurken, kanun uygulayıcıları neler yapmış, bilmiyoruz ama muhtemelen serbest piyasa biz bir şey yapamayız denilip, izlenmiştir olay aman aman bir arbede, bir kavga ve bir cinayet olmasın diye…

Şimdi de satın alanların, satın aldıktan sonra neler yaşadıklarına bakalım. Bu tılsımlı gözlük yaklaşık 125 bin kişi tarafından satın alınıyor, sadece 16’sı gözlüğü iade ediyor, işe yaramadığı, dolandırıldıkları nedeni ile 587 muhterem ihbarda bulunuyor, peki ya kalan yaklaşık 124 bin 500 kişi ne yapıyor? Bence onlar açısından dört ihtimal görünmekte;  

Birinci ihtimal; tılsımlı gözlük gerçekten işe yaradı ve etrafındaki insanları çıplak gösteriyor. Mutlular. Bu başarıya ulaşan on binlerce vatandaş şu anda yurdumun sokaklarını bir çıplaklar kampında bulunuyor gibi adımlıyor. Onlara göre bu 16 kişi “gözlüğü kullanmayı beceremediğinden, başarılı olamadı” ya da “gözlükler bozuk çıktı” dediler ve gözlükleri iade ettiler.

İkinci ihtimal; Gözlükler, ne yazık ki vaat edileni göstermiyor ama gözlük gelene kadar “röntgen yapma” fikri onları teslim alıyor, fikrin ağır basması nedeniyle sunum-beklenti gazının kudretiyle hala gözlüğün çalışmasını bekliyorlar.

Üçüncü ihtimal; muhteremler, gözlükleri takıp, çıplak görmeyi hayal ettikleri kişinin yanına gittiklerinde nasıl bir kazık yediklerini anladılar, ama “aptal” ya da “keklenmiş” diye damgalanmamak için seslerini çıkarmadılar.

Dördüncü ihtimal; eee bu işlerde böyle iş kazaları olur, ya çalışsaydı, yaşamıştım, edasıyla verdikleri paranın da üstüne, kayıp-kazanç kardeştir düşüncesi ile bir bardak soğuk su içtiler.

Satın alan uyanıkların ne kadar zeki, çevik ve ahlaklı olduğu bir kenara, kimse satın alan bu puştlara “yahu utanmıyor musun da insanları çıplak görmeyi arzuluyorsun” dememiş te anlaşılan. Çok muhtemeldir ki, parayı denk getirip satın alamayanlar ise hala hayıflanıp durmakta ve bunu alacakları güne yönelik hayal kurmaya devam etmektedirler.

Sonra sen, Aziz Nesin, çoğunluğa bir sıfat yükledi diye mahkemelere koşacaksın, yine bir film aktristi ya da manken bir kızcağız, kendini çoban ile kıyaslayınca kızacaksın, hadi oradan…

Bu minvalde son günlerde dinlediğim en güzel hikâye de; Gazeteci Yılmaz Özdil’den; “Playboy yıldızı Anna Nicole Smith, haftada bir gün sırf zevk için Edirne Genelevi’nde ücretsiz hizmette bulunuyor sayın seyirciler” diye haber yaptılar. Kapıda kuyruk oldu iyi mi? Hâlbuki... Özel televizyon furyasıyla başlayan abuk sabuk habercilikle alay ediyorlar, programın başında sonunda, bangır bangır “bu bir şaka programıdır, mizahtır” diye anons yapıyorlardı. Ahaliyi ikna edemediler kardeşim... Hatta şaka olduğunu Vali’ye bile inandıramadılar. Edirne Valisi, Anadolu Ajansı aracılığıyla resmi açıklama yaptı: “Öyle bir hanım Edirne genelevinde çalışmamaktadır...”

Yer kalmadığından “sokak röportajları” adlı programda “Mısır Piramitlerinin” canım Yurdumun limanlarından Mısır’a nasıl kaçırıldığını tarih öğretmeni ağzından anlatamadım… Bir daha ki sefere inşallah… Yine de “deli olmak” güzel be, düşünsenize akıllısınız bu ortamda… Hay Allah…

Hiç yorum yok: