Şimdilerde
moda ABD’ye salvo atışı görüntüsü ve bu minvalde pozisyon kapılıyormuş gibi
fotoğraf vermek, maksat Rusya ile iyi ilişkiler oluşturmak mı? Rusya’ya parlak
çekmek mi? ABD’den ilave bir şeyler koparmak mı? ABD’yi hizaya getirmek mi? ABD’nin
düşük profil kredisini kullanmıyorum rüküşlüğü mü? Yoksa herkese farklı şeyler
söyleyerek batmış bir dış ilişkiler reprodüksiyonu mu? Yoksa beni mum edip
hizaya alma operasyonu mu? Yoksa hiçbiri mi? ya da hepsi mi? ben bunları bilemiyorum,
muuu? aslında bal gibi biliyorum da, konu bu değil deyip kolları sıvayıp konuya
dalalım…
Klasik
manada, ABD’ye ve dünya çapındaki emperyalizm jandarmalığına bilimsel, tutarlı,
tumturaklı, haklı ve de ahlaklı eleştirileri hep “devrimcilerin”
yaptığını biliriz, görürüz ve duyarız da nedense, hak teslimine gelince de
popomuzu döner gideriz. Oysa “devrimci olmayan” ekibin, her daim, emperyal
jandarmalığın taht-ı ricalinin mukimi ABD’den yana olduğu, ABD hayranı olduğu
hatta dümen suyunda bulunmayı bile bir marifet bellediği alenen bilinen bir
durumdur. Mesela; ABD başkanı ile çektirdiği fotoğraf ile bile seçim kazanma
başarısı göstermiş başbakanlar görmüştür, Necip Milletimiz. Mesela; ABD deniz
piyadelerinin İstanbul ziyaretinde genelevleri baştan aşağı yeniden boyatmış
yerel ve merkezi yönetimler görmüştür, azıcık görme yetisi olanlar. Mesela;
Devrimcilerin ABD deniz piyadelerinin karaya çıkışlarını engellemek için protesto
gösterisi yapanlara saldıran yobazları da görmüştür, buna rağmen ABD gemilerini
haşa kıble tutup namaz kılanları da görmüştür, görmek isteyenler. ABD’ye kıyak
olsun diye yerli ve milli yağımız zeytinyağı tukaka edilip, yerine “vita”
yağı ithal ve ikame edilmiş ve üzerine de “zeytinyağlı yiyemem aman”
diye türküler yaktırılmış mezkûr çevrelerce. Yine mezkûr vaka ile alakalı
olarak, memnuniyete binaen PTT posta pulları basmış, TEKEL “Missouri” marka
sigaraları satışa sunmuştur, yine benzer kafaların irade-i seniyyeleri ile… Teşkilat-ı
Esasiye’yi rafa kaldırıp amir hüküm “meclis kararı” nakz’edilerek “Kore”ye
asker gönderilmiştir yine aynı mağfillerce, sırf ABD’ye şirin görünüp, koltuk
altlarına sığınıp himayelerine mazhar olmak adına… Kaskat sağcı halef-selef 4’lü
blok Birleşmiş Milletlerde nerdeyse her oylamada ve kararda, el kaldırır iken
ya da oy verir iken ABD delaletini marifet
saymıştır…
Ama
şimdilerde bakıyorum da, tüm bu süreçler ve kararlar “ke’en lem yekün”
babında tasnif edilmiş olup hafızanın nisyanına ve de makarna ve kömürün kalorisine
iltica etmektedir. Dün mevzuu mazruf iken bugün zarf olmuş ama kimin umruna…
Ver mehteri gitsin…Sistemin ahlaksızlığı ihtiba edilmek sureti ile meselenin
özü insanmış gibisinden kayıkçı kavgasına dönüştürülmüş ve kuşa bak şebekliği
tam gaz devam ettirilmek suretiyle Göebbels e şapkası ters giydirilmektedir.
Bugün
bu bağlamda, dönem itibari ile İngiliz Muhipleri cemiyetinden terfii temayüz
ile ABD muhipliğine ilhak etmiş mülki erkanın ehemmiyetine rütbe katmak ve bu
manada kendisine köşe kapmak konusunda bir hayli cevval ve cabbar bir muhteremden
söz etmek istiyorum. Şüphesiz ki mezkûr zat-ı şahane bir şerda-i asildir,
sadece. Buradan murat bir trendin zuhuratına taşeronluk yapan fikri müessesedir,
başkaca da bir murat söz konusu değildir ve de olamaz da… Amerikan muhiplerinin
hızlıca ürediği bir çağda, siyasi ve sosyal inkişafın tam gaz arşa ulaştığı zaman
ve zeminde kültürel inkişafın buna ayak uydurmaması söz konusu değildir
genellikle. Sinema, edebiyat, müzik bundan nasiplenecektir elbette aynı
nispette… Dönemin ruhuna uygun “Halk müziği” açıktan olmasa bile hor görülür bir
durumdadır, ne yazık ki, belki de kentleşmeye ve kentsoyluluğa evrilmeye ayak
direyen köylülük temsil edilmekte idi ve de bu sebeple burun kıvrılmakta idi.
Dönem itibari ile “Türkçe sözlü hafif müzik” ya da “tango” ya da “kanto” ya da “caz”
vs gibi batı orijinli müzikler revaçtadır.
Bu
tarz müziğin en önemli temsilcilerinden biridir, Celal İnce. 1921 Adana doğumlu
olup “Musiki Muallim Mektebi” mezunu mezkûr muhterem zat besteler yapar
ve orkestralarda tango ve caz şarkıcılığı gerçekleştirir. Ama kendisine ikbal
kapılarını sonuna kadar kabiliyet ve becerisi kadar Amerikan Muhipleri payesi
almasına vesile olan meşhur ABD sevici tangosudur. ABD o kadar memnundur ki bu
plağın yapılmış olmasından tereddütsüz olarak, dönemin en önemli vitrinlerinden
sayılan İzmir Fuarında, ABD pavyonunda ziyaretçilere mezkûr plağın bedava
dağıtıldığı da kaydedilmiştir. Celal İnce kendi kabiliyeti yanında arkasına aldığı
güçlü ABD rüzgârı ile de dönemin önemli şarkıcılarından biri olarak çok çeşitli
orkestralarda şarkılar söylemiş, hatta ABD de kendisine konservatuar kapıları
sonuna kadar açılmış ve oralara da yerleşme şansına da nail olmuştur. Celal
İnce’den önce ve sonra da ABD muhipleri, siyasal, sosyal ve kültürel alanında
zuhur etmiştir Canım Yurdumda ama bu alanda kendisinin eline su dökecek biri
daha yetişmemiştir. Evet muhteremin en ünlü tangosunun sözleri ile, the end…
Amerika
Amerika
Türkler
dünya durdukça
Beraberdir
seninle
Hürriyet
savaşında
Bu
bir dostluk şarkısıdır.
Kardeşliğin
yankısıdır
Kore’de
olduk kan kardeşi
Sönmez
bu yangının ateşi
Azmimizdir
hür yaşamak
Dünyada
sulhü sağlamak
Kavgalar
hep bu uğurda
İstiklal
aşkı ruhumuzda
Senin
New York’un
Yükselir
göklere
Benim
İstanbullum
Destandır
dillere
Ankara
ile Washington
İzmir’im
San Francisco’n
Benzer
derler birbirine
Doyulmaz
güzelliklerine
O
muhteşem beldelerin
Pınarların
nehirlerin
Ünlü
şelalen Niagara
Türkler
dünya durdukça
Beraberdir
seninle
Hürriyet
savaşında
4 yorum:
Jandarmalara yaverlik eden işbirlikçi Saygon Birliği artıklarını nefretle anacağız
Candarmalara yaverlik yapsa da bu mümbit toprakların cengaver işbirlikçileri gittikleri yer son tahlilde çöp oluyor. Ruzi Nazar'ı da işi bitince geceyarısı Fetiye'de 3 kişi gömmüştü.
Yorum Gönder