Cuma, Şubat 17, 2023

FİKRİ’NİN TERZİLİĞİ ile TERZİ’NİN FİKRİ

Fikri Sönmez namı diğer “Terzi Fikri” sıradan bir halk adamı olmakla birlikte sıra dışı bir önderdir, hem belediye başkanlığı hem de sosyal pozisyonu hatta terziliği ile bile… Belediye başkanı olur, hem de bağımsız aday olarak ve tüm meclis üyelikleri farklı partilere dağılmış durumdadır. Tarih onu bu farklı görüşteki insanları ve fikirlerini tek bir potaya toplayabilme, tek hedefe yönlendirebilme başarısı ile hep anacaktır hem de tıpkı birçok başarılı orkestra şefi gibi… O kadar ustaca bir koordinasyondur ki onun ki; öyle sığ kafaların kolaylıkla anlayacağı biçimde değildir… O asla “ben bilirim” ya da “ben karar veririm” bireyselciliğine kapılmamış, o hep “biz biliriz”, “biz karar veririz” toplumsalcılığını tercih etmiş birisidir. Hatta o kadar ki; tarihe kocaman bir kara leke olarak geçen 12 Eylül yargılamalarında bile meclis üyelerinden hem de sağcı daha doğrusu siyaseten nihai muarızlarından sayılan “AP’li (Adalet Partisi)” ve “MSP’li (Milli Selamet Partisi)” hiçbir meclis üyesi kendisi hakkında kem söz etmemiştir. İşte böyle birisidir bugünlerde yine dile dolanan muhterem… Onun Belediye Başkanlığı döneminde, önceki dönemden bakiye personele maaş ödeyememe, rutin belediyecilik görevlerini parasızlık ve personelsizlikten dolayı yapamama gibi mazeretler hiç dillendirilmemiş, yine ilçede kendisine miras kalan karaborsa, elektrik ve su kaçağı, ilintili ve ilgili alanlarda rüşvet tamamen bitirilmiştir. Aaa bu da önemli bir şey midir diye dudak bükenler olur mu, bilemem lakin olursa da kendileri biliyor, tercihlerini der geçerim…

Şimdi birileri çıkıp durmadan “Ordu, Terzi Fikri’yi de iyi bilir” demektedir. Evet, Terzi Fikri’yi sadece Ordu değil, tüm Türkiye bilir ve bilmeye de devam edecektir. Hem de, tam bu dönemde tekrar yakıcı bir biçimde hayatımızı tanzimde toplumu patinaja düşüren çürümenin karşımıza, deprem gibi çok çok önemli bir belediyecilik görevi ve yerel yönetim görevleri tanzimi konusu dayatmış iken. Terzinin fikri  “fındıkta sömürüye son” mitinglerinin düzenleyicisi olarak da dışa vurmuş ve topluma mal olmuştur… Öyle onun hakkında somun pehlivanı tahtından fetva eylemek kolay olsa bile nihai olarak da toplumsal karşılığı olan şeyler değildir…

Küçük bir ilçe belediye başkanı nasıl bir karşı duruş gösterdi ki dün de bugün de müesses nizam savunucularını rahatsız ediyor, kendisi aleyhine kelam edilmesine vesile oluyor ve dahi buradan siyasi ikbal devşirilmeye çalışılıyor, enteresan… Yahu yap ondan daha iyisini, daha makbulünü canımızı ye, değil mi? Nerde, karşı takımın kötülüğü üstünden kendi takımını yüceltme davranışının mutlaka tıpta ya da psikolojide bir karşılığı olmalı hatta vardır da, uzmanı olmadığım için bu karşılığı bilemiyorum… Bilenler de biz bilmeyenlere anlatır inşallah… Muhtemelen de “Terzinin zikri yüzümüze vurulmasın” tedbiri gibi görünmektedir, yaşananlar…

Süleyman Demirel Çorum katliamı ile ilgili soru sorulduğunda “boş verin Çorum’u siz Fatsa’ya bakın” der ve böylece hedefe konur, Fatsa… Sonuç, daha 12 Eylül Canım Yurdumun üstüne bir karabasan gibi çökmeden, habercisi hatta öncüsü daha doğrusu koçbaşı olarak “Fatsa Nokta Operasyonu” adı ile maruf, Vali Reşat Akkaya delalet ve dirayetine matuf kocaman bir ordu görevlidir artık orada. Süleyman Beyin takipçileri hala kadim düşmanıdırlar, Terzinin… Peki, sadece bu takipçiler mi, Terzinin Fikrine düşmandırlar… Şüphesiz hayır… Kenan Evren’in bir konuşmasında Terzi Fikri hedef gösterilerek “biz gelmese idik bunlar gelecekti” deyip devamında da “orada Terzi Fikri diye biri çıkmış “devlet benim” diyor. Komiteler kurmuş. Fatsa’yı o komiteler yönetiyor. Ne yapılıp yapılmayacağına halk karar veriyor. Buna göz yumamazdık. Göz yumsa idik, izin verse idik daha nice Fatsalar çıkardı”. Gördünüz mü dönem itibari ile korku ve panik içindeki halktan %92 destek alan Kenan Evren de husumet kusuyor, hem de açıktan ne diyerek, “ne yapılıp yapılmayacağına halk karar veriyor” itirazı ile… Demek ki bu zevat “halk karar verirse bunu kabul edemeyiz” zikri ve fikri ile yanıp tutuşurken halkımız da bir elinde ayna bir elinde cımbız “umurumda değil dünya” modunda, sonuca da bakınca görünen o…

Bugün Terzi Fikri fikriyatının takipçilerinden gelen haklı ve isabetli eleştiriler karşısında bunalanlar tekrar o günleri hatırlatarak hele hele de Terzi Fikri’yi teröristlikle suçlayanlara bir bakın Allah aşkına, sanki sponsorluk direksiyonunda dünyanın en büyük ikinci çikolata üreticisi ve şekerleme şirketi “Ferraro S.p.A.” insafına terk edilmiş koskoca bir fındık üreticisi bulunmaktadır. Evet, Dünyanın en büyük fındık üreticisi yöreyi dünyanın 2. büyük firmasının insafına terk edilişinin hazin hikâyesi incelenirse durum daha iyi kavranmış olur. Lakin Terzi Fikri’yi eleştirenlerin de politik açıdan çok isabetli sonuç aldıkları da aşikârdır, çünkü kentte siyasi destekleri son derece yüksektir, halkın da Ferraro S.p.A.’nın kendilerini nasıl kazıkladığının ayartında değillerdir bilenlerin de umurunda değildir ve dahi “söz, yetki ve kararın halka ait oluşunun” ne olduğunun üstüne de hiçbir tefekkürleri de yoktur. İtaat, biat ve rahat etme üçlemesinin konforunda hayat akıp gitmektedir.

Tahkime yabancıların tayin edildiği hiçbir ihaleyi yapmamıştır, esasen ihale de yapmamıştır, ne yaptı ise halkı için halkı ile birlikte yapmıştır. Gelir paylaşımı cinliği adı altında malum işlerin içine hiç girmemiştir. Aklı fikri dayanılmaz rant aşkı ile yanıp tutuşan ve yetkisine mütenasip hukuksuzluk tercihlerini dibine kadar kullanan muhteremlerin, “milli iradeyi” temsilen seçilen hem de şeytanın bile aklına gelmeyecek hile, hurda ve desiseye rağmen seçilen, “halkı için halkı ile beraber” şiarının şaşmaz uygulayıcısını alkışlamasını hiçbirimiz beklemiyoruz şüphesiz. Bari belediye başkanının ordinaryüsü sayılacak derecede bir halk önderi Terzi Fikri üstünden oy rantı oluşturmayın gayri…

Terzi idi, diplomasızlığı konusunda hiçbir komplekse kapılmadan ilerleyen politik yaşamı önünde saygı ile eğilir iken yöreye ait “O Sönmez” adıyla bilinen türkünün sözleri ile bir Terzi Fikri anması yaparak bitirelim yazıyı,

“Kıyıda rüzgâr dağlarda pınardı

O yüreklerimizde bir çınardı

Onunla yörede başladı öykü”

 

 

Hiç yorum yok: