Cumartesi, Temmuz 08, 2023

BEŞİKTAŞ; KARAKARTAL OLEY…

Bilenler bilir, Beşiktaş’lı olmamama rağmen Beşiktaş taraftar grubu “Çarşı”nın sıkı takipçisiyimdir ve kendilerini genel hatları itibari ile de Canım Yurdumun en aktif sosyal ve bir o kadar da objektif bir yüzakı grubu olarak bulduğumu da ifade edeyim… Beşiktaşlı olup da son derece objektif değerlendirmeler yapan dostlarım da hayli çoktur. Lakin zaman zaman küçük de olsa bir grup, sanki kendilerinin kulübü sütten çıkmış ak kaşıkmışçasına, katıksız sportif ilkelere bağlı kalmışlarcasına sağa sola ve de özellikle Galatasaray’a şikeci yakıştırmasını yaparlar ve bundan da hiç geri durmazlar, bunlara ne anlatırsan anlat “iğne ilaç kar etmez” kabilinden iflah olmazlar safındadırlar. Bu grup ve destekçilerine burada birkaç hatırlatma yapacağım ve umarım ki artık daha serinkanlı olabilirler yaptıkları değerlendirmelerde…

Bir kez daha, en fazla hedef tutulan maç ve sezon için biraz hatırlatma… Bilindiği üzere Galatasaray 30.05.1993 tarihinde Ankaragücü ile oynar 8-0 kazanır. Ve de kıyamet kopar. Neden çünkü 8-0’a ihtiyaç vardı, Galatasaray maçı satın aldı gerekçesi ile… Peki, kim diyor Galatasaray’ın 8 gol atmasına ihtiyaç olduğunu, muhtemelen hafızamızın “balık hafızası” olduğuna zannedenler… Neden mi, mezkûr maç sezonun 30. haftası ve son maç olup 29. haftanın tabelasına da baktığımızda ne görüyoruz, tabelada 1. sırada Galatasaray 63 puanda +45 averajda, 2. sırada Beşiktaş 63 puanda ve +43 averajda, demek ki Galatasaray tabelada puan eşit olmasına rağmen averajı daha iyi olduğu için üstte, nokta… Yani ve anlayacağınız Galatasaray 1-0 bile kazansa şampiyon. Çünkü Beşktaş Gençlerbirliği’ni ıkınarak ancak 3-1 yenebilmişti… Aynı tarihteki Beşiktaş – Gençlerbirliği maçının hakemi ise babadan miras kadim ve kesif Galatasaray düşmanı Oğuz Sarvan, buna rağmen… Galatasaray – Ankaragücü maçının hakemi de Ünsal Çimen… Bu 2 hakem için söylenecek çok şey var lakin özellikle Ünsal Çimen’in kariyerini süper Lig performansları ile değerlendirilince en çok kimin maçını yönetmiş, kendisi ile en çok galibiyet kim almış, kimin yolunu açmak için birkaç maç önceden mıntıka temizliği kabilinden ne kırmızı kartlar ne sarı kartlar göstermiş, bakılsın yeter bence ve muradım ve meramım çok net anlaşılır. Diğer taraftan Ankaragücü kadrosunda eski Beşiktaş oyuncularından kimler var, Sinan Engin, Fikret Demirer, Rade Zalad… Zalad dışındaki, şimdilerde de kesif ve kadim Beşiktaş’lı görünenler perşembe idmanında son derece hırslı ve sağlıklı olurken bir bakıyorsunuz kadroda yoklar, neden acaba… Bu şike ile bir bildikleri var mı, varsa ne düzeyde… Peki, bu anlı şanlı Beşiktaş’lılar kaleci Zalad’ı şike ile zımnen ya da alenen suçlar iken Zalad’ın sadece ilk yarı maçta oynadığı ve 5 gol yediği geri kalanların ise Arif Peçenek tarafından yenildiğini bilmiyorlar mı? Bilmezler mi? Ama gayet başarılı geçirdikleri sezonda kaçan şampiyonluğa bahane ve kılıf bulunması da artık tıpkı diğerleri gibi kendilerine vazifedir.

“Şerefli ikincilik” gibi abuk lakin mantıklı üretilmiş süslü sloganlarla,  taraftarlarda biriken öfkenin uhulutle ve suhuletle dindirilmesi, taraftarın gazının alınması hedeflenmiştir ve bunun en ehven yolu ise “komplocuların” çevirdiği dolapların varlığını ispatlama çabaları olacaktır. İstenilen sonuca varılamayınca evvelemirde komplo teorilerine sarılacaksın, düstur bu… Oysa Sinan Engin’e bir sorsalar ya “sakat değilsin lakin oynamıyorsun” hayırdır diye… Mesela kendi kendilerine bir sorsalar, o sezon “Beşiktaş’ımız bu teneke Galatasaray” ile yaptığı maçlarda nasıl skorlar aldı diye, kafaları pırıl pırıl olacak… 1992-93 sezonunda 05.12.1992 tarihinde Beşiktaş’ın sahasında ilk maç yapılıyor ve Teneke Galatasaray 3-1 galip, Hakan Şükür’ün 2, Stumpf’un 1 golüne karşılık Feyyaz Uçar 1 gol atıyor… Maçı hatırlamayanlara hatırlatma Galatasaray’ın bir golünü de stoper mevkiinde oynayan muhterem atıyor… Bu izah “hiçbir şeyi göstermiyorsa da mutlaka bir şeyi gösteriyordur” diyelim, belki anlaşılır… İkinci maç ise berabere… Sonuç 6 puanın 4’ünü teneke Galatasaray 2’sini Kartal Beşiktaş alıyor… Durum bu… Bu izahlar yeter mi? Şüphesiz ki, hayır… Aynı sezon Beşiktaş Ankaragücü’ne, 10.10.1992 tarihindeki ilk maçta 4-0 galip, 14.03.1993 tarihindeki ikinci maçta 6-0 galip, yani iki galibiyet alıyor ve toplam 10 gol atıyor, bu normal kabul ediliyor bu muhteremlerce, lakin Galatasaray Ankaragücü’ne 20.12.1992 tarihindeki ilk maçta 3-0 galip, 30.05.1993 tarihindeki ikinci maçta 8-0 galip geliyor ve toplamda 11 gol atıyor, aaa bak işte bu olmaz, bu kesin şikedir, sevsinler bu iddiaları… İlaveten mezkûr sezonda, bir maçta Beşiktaş Konyaspor’a 7, Bakırköy’e 6, Kocaeli’ne 4 gol atmış, bunlar hep normal… Oysa aynı sezon Galatasaray, bir maçta Gençlerbirliği’ne 5, Gaziantep’e 5, Fenerbahçe’ye 4, Karşıyaka’ya 4, Kayseri’ye 4, Sarıyer’e 4, Konyaspor’a 5 gol atmış, bunlara ses çıkmıyor, ama Ankaragücü maçı şike, sevsinler bu akıl yürütmeyi… Oysa aynı sezon Karşıyaka bile Ankaragücü’ne üstelik de Ankara’da 5-0 galip gelmiş, kimin umurunda…

Bu şekilde yazıyor olmamın kusuruna kimse bakmamalı. Benim iddiam, “Galatarasay şike yapmamıştır” olmaz, olamaz da, bu kadar büyük bütçelerin yönetildiği yerlerde, gizli mahfillerde hesaplar tutulmasın, bahisler görülmesin, hile, desise, dolap, şike, kayırma, kollama olmasın, böyle bir şey mümkün mü, mümkün diyene de benim inanacağıma kim inanır. Benim inancıma göre şike yapılıyor ise; ki yapılıyor gibi de görünüyor, Galatasaray da en az Beşiktaş kadar yapmıştır… Bu konuda en fazla şikayetlenen Fenerbahçe’nin ise Real Madrit, Steau Bükreş’ten sonra dünya çapında ün kazanmış takımdır, kimse bana bir şey demesin baksınlar uluslararası tarafsız kurum raporlarına görürler… Şimdi bunu da geçelim, 2 önemli meselesi var Beşiktaş’ın tarihinde…

1980-81 sezonunda Beşiktaş Mersin İdmanyurdu ile oynuyor, Hakem meşhur ve illiyeti malum Sadık Deda da hakem… Haksız verilen 2 penaltının üstüne bir de bariz ofsayt gölü ile 3-0 öne geçen Beşiktaş karşısında Mersin İdmanyurdu bakıyor ki Beşiktaş’ı geçseler hakem geçilmeyecek, geriye kalan tek çare takım sahadan çekiliyor… Peki, diyelim ki bu Mersin İdmanyurdu’nun kararı, tamam, maç sonu Beşiktaş cenahının açıklamalarına ne demeli… Merak edenler bakabilir… Kara Kartalın bu kabil işleri de var… Allah başka zeval vermesin… Farklı skorlar ile maç kazananların şampiyonlukları şaibeli ise 1989-90 sezonu Adana Demirspor’u 10-0 yenen Beşiktaş’ta mı şike yapmıştır denilecek, yok siz buna da toz kondurmayın bakalım… Hakemin attığı gol ile Ankaragücü’nü yendikleri de asla unutulmadı, onlar hala top hakeme çarptı deyip dursunlar ama bilenler biliyor yaşananları… Hülasa bunları siz unuttuysanız da biz hatırlıyoruz… Dolayısı ile “bu tencere dibin kara senin ki benden kara” durumunu fazla karıştırmayın…

Bir de bana göre çok önemli bir sorun var, aslında Beşiktaş’ın şampiyonluk sayısı 16 değil 14’tür… Yani yıldız sayısı hala 2 olmalı… 1984 ile 2000 yılları arası kulübün başkanlığını yapan kişi, herkesin malumu üzere Süleyman Seba’dır. Herkesin malumu olmadığı konu ise Süleyman Seba’nın iş hayatının detayları ile vazifeleridir… 12 Mart darbesi esnasında İstanbul MİT Bölgede Mahir Kaynak ile irtibatlı kişidir, 9 Mart darbesinin bir şekilde (ne kadar olduğunu bilemiyoruz) içinde bulunan, sonrasında “Ziverbey Köşkü” çalışmalarında ziyadesiyle faal olduğu iddiaları son bulmayan bir namlıdır. Yani dönemin güçlü adamıdır… Bilinen bir başka muhterem de Cenk Koray, o da mezkûr dönemin Beşiktaş yönetimde basın sözcüsü olarak görev yapmış, her açıklaması esasen yönetimin kararı tadındadır… Bu ikili Beşiktaş’ın 2 şampiyonluğunun kayıt altına alınmadığı gerekçesi ile yaklaşık 12 yıl propaganda yaptılar. Hangi şampiyonlukların sayılması gerektiğini ısrarla söylüyorlardı, 1956-1957 ile 1957-1958.  Oysa bu yıllarda henüz “Milli Lig” ya da “Türkiye 1. Ligi” daha kurulmamış, yani kronometre açılmamış, yarış başlamamış. Mezkûr sezonlarda Türkiye Futbol Federasyonu, UEFA’dan gelen davet üzerine Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Türkiye’yi temsil etmesi için bir turnuva düzenliyor ve mezkûr yıllardaki bu şampiyonaları kazanan Beşiktaş oluyor. Sonra işte öyle, işte böyle derken malum “güçlüler” yani “iyi saatte olsunlar” başlarında da Süleyman Seba bunları da şampiyonluktan saydırıyor… Ne diyelim… Hep beyazları yazanlara yönelik daha çok kara kaldı da lakin yazacak yer kalmadı… Siyahla beyaz şampiyon Beşiktaş…


2 yorum:

abulubeyaz@yahoo.com dedi ki...

Kalemine sağlık arkadaşım 🌺

Adsız dedi ki...

Muhteşem..