Siyaset ve fikir
adamı Abidin Nesimi’nin “yılların
içinden” isimli kitabını okuyorum. Yazarın
iyi tanıdığı Demokrat Partinin Bayındırlık Bakanı Tevfik İleri’ye, 8.
Mayıs.1960 Canım Yurdumu getirdikleri noktaları ve buradan gerek kendilerinin
gerekse de ülkenin ciddi yaralar almadan çıkabilmesi adına, yazdığı mektubu
aktarmak istiyorum. Çok uzun olması hasebiyle birkaç bölümde aktaracağım
mektubu, geçmişi ve bugünü anlamak adına önemsiyorum. Kıssadan hisse babından… 2.
Bölüm…
Menderes ve arkadaşlarını
itibarlarının iade edebilmesi için kanaatimce şunları yapması icap eder:
I - Ceza kanunumuzda
suç sayılan ve fakat bizim ceza kanunumuza esas olan İtalyan ceza kanununda
(Mazini kanununda) suç olmayan birçok fiiller vardır. ilk yapılacak iş Mazini
kanununu aynen ve harfiyen benimsemek (tabiidir kl, krala ve krallığa ait
hükümler hariç) . Bu suretle, meşrutiyetçi, şeriatçı, sosyalist, komünist...
ilh. partilerin kurulması sağlanmış olur.
II – Toplantı ve
yürüyüş, cemiyetler, basın... ilh. gibi, Mussolini veya Hitler kanunlarına
rahmet okutan kanunlar tamamen ilga edilir...
III - Sureti katiyede
nispi temsil kabul edilir...
IV - insan hak ve
hürriyetlerini teminata bağlayacak yeni anayasayı yapmak üzere bir Müessesan
Meclisi, anayasa mahkemesi, vekiller mes’uliyeti kanunlarını çıkarmak lazımdır.
Ayrıca, halen yürürlükte olan anayasaya aykırı hükümleri, anayasa mahkemesi
kuruluncaya kadar, kaza kuvvetinin bunları tatbike mecbur tutulmaması lazımdır.
Yukar1da saydığım 4
hususu DP yerine getirecek olursa muhalefet bölünebilir. Zira bütün sınıflara
hürriyet verince ve bu hürriyetin hukuki teminata samimi olarak bağlı olduğu
kanaati vatandaşta hasıl olursa, pek tabiidir ki “Güç Birliği”nin hikmeti vücudu
kalmaz. CHP de tuzla buz olur. Nitekim 1946-1950 arasında CHP insan hak ve hürriyetlerini
tamsaydı, DP tuzla buz olurdu. 0 tarihlerde bir ara CHP’de bu cereyan bir hayli
kuvvetlenmişti. Ve DP de mevcudiyetini muhafaza edebilmek için “Demokrat Koylü
Partisi ”ne inkılap etmek teşebbüsüne de geçmişti. Fakat 12 Temmuz’da DP ile
ismet Paşa arasında yapılan anlaşma bu keyfiyeti bertaraf etti. Şimdi de CHP
için en büyük tehlike, DP’nin güç birliği beyannamesi hükümlerini tam olarak
tatbik etmesindedir. Şunu tekrar edeyim ki, DP insan haklarını kabullenir ve
fakat nisbi temsili kabul etmezse, muhalefeti parçalayamaz, iktidarı kayıtsız şartsız
CHP'ye devreder. Tek parti devrinin avdeti ismet Paşa’nın ihtiyarına bırakılmış
olur. Hâlbuki nisbi temsil kabul edilirse, muhtelif partiler mecliste temsil
imkânını bulurlar. Mecliste hiç bir parti mutlak ekseriyeti haiz olmayacağı için
koalisyona gitmek zarureti doğar. Parlamentonun lider partileri, CHP ile DP
olacağından, küçük partilerin müzaharetiyle, yine DP kabinesi kurulabilir.
Hele, sosyal adalete değer verirse, âdemi merkeziyete iltifat ederse, DP solcu
bir koalisyonun lideri olabilir.
Kıymetli arkadaşım,
Eğer Menderes
kabinesi, bu aklı selim yoluna değil de, şiddet politikasına iltifat ederse,
parti· içinde şu ihtimaller belirebilir
I - DP içinde, yukarıda
esaslarını arz ettiğim aklı selim yolunu tutanlar, meclis grubunda ekseriyeti
teşkil edebilirler. Bu takdirde, grup Menderes kabinesini devirir.
II - DP meclis
grubunda aklı selim taraftarları parti grubunda değil, fakat, CHP’lilerle
beraber mecliste ekseriyeti sağlayacak miktarda olabilirler. Bu takdirde
Menderes kabinesi, parlamentoda düşürülür ve bir koalisyon kabinesi kurulur.
III - DP meclis
grubu, şiddet yolunda ısrar edebilir, hukuki iktidar, yerini fiili iktidara
terk eder Tahkik heyeti, bir selameti umumiye komitesi veya konvansiyon
yetkileriyle tahkim edilir. Artık ileride, olacak durumları şimdiden kestirmeye
de imkân kalmaz. Bu fiili iktidar yine diğer bir fiili iktidara yerini terk
eder; Arap dünyasında veya Latin Amerika’sında gördüğümüz hadiseler cereyan
eder.
Tevfik'cigim,
Üniversiteliler hareketine
işçiler, köylüler, istiklalci azınlıklar (kürtler), askerler iştirak etmedikçe,
fiili bir değişiklik beklenemez. Yani, bu dört kuvvet birleşmedikçe, bunları
sevk ve idare eden bir parti bulunmadıkça, iktidar duruma bakim kalacaktır.
Nitekim Alman Spartaküs hareketi, köylüler karışmadığı için akim kalmıştı.
Macar Belakun hareketi, sevk ve idare eden parti olmadığı için sönüp gitmişti. Üniversiteliler
hareketine, barolar ve diğer mesleki birlikler iştirak ederse aydınlar cephesi
kurulmuş olur. Sendikalar iştirak ederse işçi-münevver ittihadına gidilmiş
olur. Doğu Üniversitesi veya Liselileri bir protesto hareketine kalkarlarsa bu
hareket Kürt istiklaline kadar gidebilir. Hadiseleri kontrol etme DP'nin
elinden çıkar.
Belki hatırlayacaksın
1950'de iktidara ilk geldiğiniz devrede, politikanı beğenmediğimi, en geç
1962’de, fizik vücudunun dahi imhası muhtemel olduğunu, üzülerek bir arkadaş
sıfatıyla yazmıştım. O mektubumun mesnedi lusaca şu idi: Türkiye tanzimattan bu
yana kendi gelirleriyle geçinememektedir. Türkiye varlığını büyük devletlerarası
rekabetten faydalanarak onlardan borç alarak geçinmektedir. Fazla para sızd1rmak
için, tanzimattan bu yana daima fındıkçılık etmişizdir. Türkiye, bir gün
gelecek Amerika’dan daha çok para sızdırmak için Sovyetlere kur yapacaktır. Veya
Amerika ile Sovyetler, Yakındoğu politikalarında bir anlaşmaya varacaklardır.
Bu iki şıktan birinin tahakkukunda, komünist düşmanlığında veya Sovyet
aleyhtarlığında ileri gitmiş olanlaı1 feda etmek milli bir zaruret olacaktır. 0
zaman DP iktidarda olsa bile seni fedadan çekinmeyecek ve bütün suçları sana yükleyecektir.
Zira ne başvekilin, ne başvekil yardımcısının, ne iç ne de dış vekillerinin
yani ilgili bakanların göstermediği bir gayretkeşliği, yani, komünizm düşmanlığını
hiç bir sebep ve zaruret yokken yaptın; bütün alakayı üstüne çektin. Hâlbuki
ilgili makamları işgal edenler beşeri bir süpleks gösterdiler. işte şimdi
yukarıda kaydettiğim şartlar tamamen tekevvün etti. Amerika ile Sovyetler anlaşmak
üzeredir. Bu yeni devre politikasını artık müsaadenizle yazayım, DP temsil
edemez. Allahına hamdet ki Menderes
yakın tarihlere kadar
Sovyet düşmanlığında ısrar etti. Yoksa pekâlâ, biz de eskiden beri Sovyet dostu
idik, fakat Tevfik İleri gibi düşünenler partide ekseriyette olduğu için, böyle
bir yol tutmuştuk deyip, seni ve daha birkaç kişiyi tasfiye edebilirlerdi. Nitekim
Atatürk, İngilizlerle anlaşmaya memur ettiği Bekir Sami ve Nihad Reşad’ı,
Sovyetlerle anlaşma olunca feda etmekten kaçınmadı. Türkiye Komünist Partisi
kurucularından Refik Koraltan, bizzat kendi muavinini (Kayseri ikinci başkanını,
zira kendisi Kayseri birinci başkanıydı) istiklal mahkemesinde sigaya çekmişti.
Demek istiyorum ki, diş politikada bir değişiklik mukadderse DP liderleri seni
feda edip, İsmet Paşayla veya Sertellerle anlaşabilirler. Fakat şansın varmış,
bu iki ihtimal de şimdi bertaraf edilmiş, DP liderleriyle tam bir mukadderat
birliği halindesin. Onların seni, senin onları terk etmene imkân yok. Allah
sonunuzu hayretsin...
Yeni dünya
şartlarının tekevvün ettiği bu devrede, artık DP’nin fonksiyonu bitmiştir.
Türkiye sureti katiyede cephe politikasına geçmek zorundadır. Bu cephe
politikası, DP’ye (substratum-destek) olacak bir vatan cephesi değil, ancak
Türkiye’nin terakkisever kuvvetleriyle hür, eşit şartlar altında bir platformda
olabilir. DP yukarıda yazdığım dört maddeyi kabul eder ve tatbik ederse, Türkiye'nin
terakkisever kuvvetleriyle, bir cephe platformu yapılabilir. Fakat bir cephe
substratumu varit değildir. Gerçi, 1946'da, bütün gayretlerime rağmen DP ile bir
platform anlaşması temin edemedim. Çünkü;: Serteller Türkiye’nin terakkisever
kuvvetlerini DP vesayetine sokucu bir politika güttüler. Ve muvaffak da
oldular.
(Hürriyet Misakı)
sahte bir platformdu. Bu misakı tahakkuk ettirecek DP’li olmayanları da içine
alacak bir heyet kurulmamıştı. Şimdi, ancak hakiki bir cephe, yani ayrı bir
idare heyeti olan bir teşekkül mevzu bahistir. Vatan Cephesi bu karakterde değildir.
Keza, Güç Birliği de, Milli Muhalefet Cephesi de bir CHP desteği karakterindedir,
muhalefeti CHP'nin vesayeti alt1na almaktadır. Tıpkı, 1946’da muhalefetin DP’nin
vesayeti altına girmesi gibi. 10 yıllık DP iktidarı, Türkiye terakkisever
kuvvetlerinin gözünü açmıştır Artık ne iktidarı ne de muhalefeti, şartsız ve
teminatsız destekleme, terakkisever kuvvetler için varit olamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder