16 Ağustos 2011 tarihli gazetelerde yer alan flaş bir
haberle konu kamuoyuna malolmuştu; “Türkmenistan da Fettullah Gülen
Cemaati’nin bu ülkedeki okullarını kapattı.” Sonra konu diğer ülkeleri de kapsayan bir kapatmalar serüvenine
dönüşmüş idi…
Haberlerin detaylarına bakınca,
“Türkmenistan Devleti, Cemaatin
Türkmenistan’da yarattığı dini ortam ve türbülans ile cemaat mensuplarının ABD
adına gizli emeller besleme iddiaları ve bunların daha da artacağına yönelik
duyduğu kaygılar yüzünden 1990 yılından beri bu ülkede faaliyet yürüten cemaate
ait tüm Türk Okulları diye bilinen okulların faaliyetlerini sonlandırma kararı”
aldığını görmekteyiz. Haber Ajans’larının haberlerine göre, söz konusu Türk
okullarının öğretim ve eğitim faaliyetleri yanında ülkede mezkûr okullardan
mezun olan ve yetişmiş öğrencileri kilit mevkilerdeki görevlere atamak için hiçbir
fedakârlıktan kaçınmadığı hatta bu uğurda büyük rüşvetlerin bile verildiği
anlaşılmaktadır. Hülasa Türkmenistan Devletinin açıklamasının Türkçe ve direk
meali; bu okullarda ABD için casus olarak çalışacak elemanlar yetiştirildiği ve
bu elemanlar vasıtasıyla devletin idari yapısına sızılarak müesses nizamın bu
yönde tesisi ve yerleştirilen bu kabil kişiler vasıtası ile de seviyesi yükseltilmeye
çalışılan kapitalizmin üzerinden emperyal amaçlara uygun ortam oluşturulmasına
karşı çıkıyoruz, diye anlaşılabilir…
O günleri dün gibi hatırlıyoruz; okulların kapatılmasına
şiddetle karşı çıkanların, başta da Gülenperverlerin iddiası; “Casus yetiştirme
ile ne ilgisi var, ABD Emperyalizmine hizmet te nereden çıkarılıyor, külliyen
palavra ve kara propagandadır” değerlendirilmesi ile “aslında tam tersine bunlar
Rus emperyalizmine hizmet edenlerin faaliyetidir, ABD ile Türkiye’nin 80 yıldır
birlikte hareket etmelerinden ötürü böyle değerlendirme yapılamayacağı ama bu
kabil değerlendirmeler Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürmek isteyenlerin faaliyetidir”
biçimiyle şekillenirken, alınan karara “Asya enerji kaynaklarının ve yollarının
tam kontrol altına alınması girişimi olan ABD emperyalizmine bir karşı duruş, kış
uykusundan uyanarak doğru işi Türkmenistan yaparken, Türkiye bu cemaate teslim
oluyor, zaten bunlar ABD’ye casus temin ediyorlar” yorumuyla, AKP ve Gülen
Cemaatı muhalifleri destek veriyorlardı…
Bilindiği üzere; Fettullah Gülen tarafından gerçekleştirilen
çalışmalar neticesinde, 120 ye yakın ülkede 500 lise ve benzeri okul, 6
üniversite, yüzlerce dil eğitim ve öğretim merkezi açılmış ve yaklaşık 100.000
civarında öğrenci tedris edilmiştir. Yapıldığı; kulaklara fısıldanan bir
çalışma neticesinde, mezkûr okullarda ABD vatandaşı olan birkaç bin eğitmen ve
öğretmen bulunduğu söylenmekte, ayrıca diğer taraftan özellikle Orta Asya
cumhuriyetlerinde Hükümetlere yönelik anormal girişimlere bu kadrolardan
devşirilenlerin, her ne kadar sürekli tekzip edilse bile, hep karışmış
olmasından hep dem vurulur…
Yaklaşık 3 yıl öne Türkmenistan tarafından gerçekleştirilen
operasyonun bir benzeri “Türkmenistan’a
benzemek” adına şimdi canım yurdumda sahne almaktadır, üstelik ufak tefek
tenakuzların dışında son derece uyumlu götürülen AKP- Gülen Cemaati
koalisyonunda taşları yerinden oynatırcasına ses çıkartacak bir şekilde…
Bilindiği üzere; AKP Hükümet’i tarafından alınan bir kararla
“Dershanelerin” kapatılmasının gündemde olduğu kamuoyuna açıklanmıştır, gerçi
ve her ne kadar çalışmanın belli bir grubu hedef almadığı, kapatılma
çalışmalarının 10 yıldan beri gündemde olduğu açıklamaları yapılsa bile, hedefe
yerleştirilen kurum ve kişilerin “kardeş”
olduğu defaatle açıklansa dahi konunun can yakıcı boyutta olduğu ve aslında
dershaneler üstünden yürütülen kavganın nelere türban olduğu da pek
anlaşılamamaktadır gibi. Konu ile ilgili derin analizler yapmak değil meramımız,
sadece yüzümüzün batı yerine doğuya çevrilerek nelerin, nerelerden örnek alındığının
altını çizmek olacaktır…
Hani birde bunu diğer alanlarda yaptıklarının devamı olan
dönüşüm olarak açıklamıyorlar mı, ahaa orada Allah canımızı alsın daha iyi. Adama
sorarlar; siz YGS ve KPSS sınavlarının sorularını bugün karşı durduğunuzu beyan
ettiğiniz cemaatin dershaneleri üzerinden dağıtılması iddialarını “soruşturma açtık, soruşturuyoruz,
suçluları cezalandıracağız” teraneleri ile aklayacaksınız, sonra da her
şeyi dönüştürerek düzelteceğiz iddiasını ortaya atacaksınız, kayıkçı kavganızı
bize allayıp pullayacaksınız, hadi ordan… Öğretim hayatını içinden çıkılmaz
problemlere gark ederek 4+4+4 uydurmacısını ve abukluğunu yaratıp başımıza
musallat edenlerin dershanelerin kapatılarak eğitimi ve öğretimi düzelteceğiz
demesine inanmıyorum, inanalar olursa da, onlara da Allah Selamet versin… Bende
lise hayatımı, bu dershanelerin yaygın sahipliğini yürüten ekibin öncülleri
tarafından (kestehane pazarı öğrenci yetiştirme derneği destekli) kurulan bir okulda hem de yatılı olarak
geçirmeme rağmen, uzun yıllar önceki versiyonu olması hasebiyle bugünkü kadar
rol almamış olmalarından da olabilir, sinsiliğin ve ince detay çalışmaların
etkisinde kalmadan ama onların ne olduğunu iyi bilerek geçirmiş idik
yıllarımızı. Şimdi bakıyorum ve anlıyorum ki, dershaneleri kaldırma niyetini
beyan etmişlerin de, dershanelere sahip çıktığını haykıranlarında özellikle ve
tahammüden yanlış yaptıklarını düşünmekteyim…
Peki; gerçekten dershaneler üstünden yürütülen bir savaş
mıdır söz konusu olan, yoksa çok önceleri seslendirilen ve “süpürmeyin”
çıkışıyla ertelenen ABD’nin Gülen cemaati üstünden AKP ile oluşturduğu koalisyonu
şimdi sona mı eriyor? Gerçekte canım Yurdumun siyasetine; Sarıgül’ün
liderliğini yaptığı TDH (Türkiye değişim hareketi) ile CHP koalisyonu üstünden
yeni şekil verme çalışmaları mı var kavganın arkasında? Yani bu güne kadar yani
yaklaşık 50 yıldır devletin verdiği eğitimin dershaneler açarak baltalanması
konusundan hiçbir rahatsızlık duymadan dershaneleri kuran zihniyetin birden öğretimin
irtifa kaybetmesinin nedeni tayini herhalde kayıkçı kavgası olsa gerek… Acaba
bugünlerde ABD ye gitmekte olan bir muhalefet partisi lideri üstünden canım
Yurduma yeni bir çeki düzen verme çalışmalarının yapılmasını engellemeye
yönelik bir baskı aracımıdır, bu dershane kapatma işi… Utanmadan; adının önünde
“milli” sözcüğü bulunan 2 bakanlıktan birinin son 50 yıldır içini boşaltan bir
ırkın afadı olacaksın, bidayette devletin dayattığına karşı çıktığın beyanıyla
okullar gebersin dershaneler ve özel okullar gönensin, kapitalizmin ve
emperyalizmin sömürü çarklarına karşı duymayacak bir nesil için çalışacaksın,
sonra gak guk…
Daha 3 yıl bile dolmamış olmasına rağmen; dün
Türkmenistan’da Fettullah Gülen cemaatine bağlı okulları kapatırken burada
alkış tutanlar şimdi bakıyorum AKP Hükümetince aynı cemaate bağlı dershanelerin
kapatılmasına ateş püskürüyorlar, anlamak mümkün değil vallahi… Ama sonuç
itibariyle, onların 3 yıl önce yaptığını buradaki takipçileri nihayet ve eksik
biçimiyle yerine getirmektedir…
Son söz acaba; dünyayı değerlendirmede de olduğu üzere dershane kapatma
konusunda da “dost-düşman”
tefrikinde yanlış kılavuzlar mı takip edilmektedir, konu üstüne ister konunun
uzmanı ister hiç bilmeyeni olsun mutlaka ve mutlaka tefekkür etmelidir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder