Mahirlerden Özence selam olsun Dev-Gence
Ülkemizi emperyalizmin emrine sokan ve Ortadoğu’daki jandarmalarından biri haline getiren 12 EYLÜL Faşist Cuntacılarının inanılmaz intikam saldırıları kapsamında, Türkiye Devrimci Yol’unun yiğit evladı Mustafa Özenç; Cunta mahkemelerindeki uyduruk bir yargılama sonucunda 20 Ağustos 1981'de Adana Cezaevinin infaz avlusunda gecenin üçünde idam edilir.
Aşağıda bu yiğit Devrimcinin idamından kısa bir süre önce hücresinde yazdığı şiir ve idam öncesi babasına yazdığı ama asla teslim edilmeyen mektubu bulunmaktadır.
Anısı önünde saygı ile eğiliriz
RMÇ
O büyük gün geldiğinde
ben kimbilir kaç yıldan beri
ebedi yatağımda toprağın derinliklerinde
sonsuz bir uykuda uyuyor olacağım
fakat alınca ne zamandır beklediğim haberi
uyanıp, sesimi kimse duymadan
o büyük zaferin tarifsiz coşkusuyla
kara toprağın altından, ben de haykıracağım.
Unutup geçmişte kalan acı dünü
kimbilir belki bir kış günü
üzerimi yorgan gibi kaplayan
bembayaz karın soğuğundan....
ya da sonbahar mevsiminde
kemiklerime işleyen yağmurdan duyacağım
ve milyonları saran o doyulmaz sevince
ben de sessizce ortak olacağım.
Mevsim ilkbahar sıcak bir yaz olsa da
gece gündüz farketmez ben her zaman hazırım
adımın yazıldığı taş bile yıkılsa da
kalmamış ta olsa şu dünyada mezarım
hatırlayıp tek canlı gelmese başucuma
o müjdeyi ben doğadan alacağım
nasırlı ellerce yaratılan o görkemli bayrama
hiç kimse farketmeden ben de katılacağım.
Mustafa Özenç
27 yıl sansür yemiş sakıncalı(!) mektup:
"sevgili babacığım,
Sizlere bu satırları yazmamın en önemli nedeni kendinizi benim için suçlamamanız ve bu konuda soğukkanlı davranmanıza katkıda bulunabilmek istememdir. Sizler elinizden geldiğince bana destek olup iyi bir şekilde yetişmeme çalıştınız. Ancak içinde bulunulan toplumsal şartlar benim ister istemez bir tercih yapmamı gerektirdi.
Bu tercih bir yanda sermaye ve onun uşaklığını yapan faşist güçler, diğer yanda emekten yana olan güçler arasında söz konusu idi. ben de seve seve bugüne kadar uzanan sonuçlarını gördüğüm halde faşizme karşı emekten yana olmayı seçtim. ve doğru bildiğim değerler uğrunda onurluca savaştım. (...)
Hiçbir baskı veya cebir karşısında bir an dahi inandığım değerlere ihaneti düşünmedim. Sizler beni anlamak için her şeyden önce yaşamalısınız. (...) sömürü ve zulüm düzeni sürdüğü müddetçe bu savaş yok edilemez. İnkâr etmek gerçekleri de değiştirmez. er ya da geç bu bozuk düzen tüm pislikleriyle tarihin çöp sepetine atılacaktır. Bu uğurda gelen ölüm de, nereden gelirse gelsin hoş geldi, sefa geldi."
Mustafa Özenç
Ülkemizi emperyalizmin emrine sokan ve Ortadoğu’daki jandarmalarından biri haline getiren 12 EYLÜL Faşist Cuntacılarının inanılmaz intikam saldırıları kapsamında, Türkiye Devrimci Yol’unun yiğit evladı Mustafa Özenç; Cunta mahkemelerindeki uyduruk bir yargılama sonucunda 20 Ağustos 1981'de Adana Cezaevinin infaz avlusunda gecenin üçünde idam edilir.
Aşağıda bu yiğit Devrimcinin idamından kısa bir süre önce hücresinde yazdığı şiir ve idam öncesi babasına yazdığı ama asla teslim edilmeyen mektubu bulunmaktadır.
Anısı önünde saygı ile eğiliriz
RMÇ
O büyük gün geldiğinde
ben kimbilir kaç yıldan beri
ebedi yatağımda toprağın derinliklerinde
sonsuz bir uykuda uyuyor olacağım
fakat alınca ne zamandır beklediğim haberi
uyanıp, sesimi kimse duymadan
o büyük zaferin tarifsiz coşkusuyla
kara toprağın altından, ben de haykıracağım.
Unutup geçmişte kalan acı dünü
kimbilir belki bir kış günü
üzerimi yorgan gibi kaplayan
bembayaz karın soğuğundan....
ya da sonbahar mevsiminde
kemiklerime işleyen yağmurdan duyacağım
ve milyonları saran o doyulmaz sevince
ben de sessizce ortak olacağım.
Mevsim ilkbahar sıcak bir yaz olsa da
gece gündüz farketmez ben her zaman hazırım
adımın yazıldığı taş bile yıkılsa da
kalmamış ta olsa şu dünyada mezarım
hatırlayıp tek canlı gelmese başucuma
o müjdeyi ben doğadan alacağım
nasırlı ellerce yaratılan o görkemli bayrama
hiç kimse farketmeden ben de katılacağım.
Mustafa Özenç
27 yıl sansür yemiş sakıncalı(!) mektup:
"sevgili babacığım,
Sizlere bu satırları yazmamın en önemli nedeni kendinizi benim için suçlamamanız ve bu konuda soğukkanlı davranmanıza katkıda bulunabilmek istememdir. Sizler elinizden geldiğince bana destek olup iyi bir şekilde yetişmeme çalıştınız. Ancak içinde bulunulan toplumsal şartlar benim ister istemez bir tercih yapmamı gerektirdi.
Bu tercih bir yanda sermaye ve onun uşaklığını yapan faşist güçler, diğer yanda emekten yana olan güçler arasında söz konusu idi. ben de seve seve bugüne kadar uzanan sonuçlarını gördüğüm halde faşizme karşı emekten yana olmayı seçtim. ve doğru bildiğim değerler uğrunda onurluca savaştım. (...)
Hiçbir baskı veya cebir karşısında bir an dahi inandığım değerlere ihaneti düşünmedim. Sizler beni anlamak için her şeyden önce yaşamalısınız. (...) sömürü ve zulüm düzeni sürdüğü müddetçe bu savaş yok edilemez. İnkâr etmek gerçekleri de değiştirmez. er ya da geç bu bozuk düzen tüm pislikleriyle tarihin çöp sepetine atılacaktır. Bu uğurda gelen ölüm de, nereden gelirse gelsin hoş geldi, sefa geldi."
Mustafa Özenç