Zamanın
behrinde, Çeşme’nin denizden yaklaşımda siluetini oluşturan yapıların gerek
gabari gerekse cephe özellikleri açısından bir bütünlük ortaya koymadıkları iddiası
üzerine, aralarında Çeşme Kaymakamlığı, Çeşme Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Mimarlar
Odası İzmir Şubesi, İzmir Ekonomi Üniversitesinin bulunduğu kurumlar vasıtası
ile “ÇEŞME MERKEZ SAHİLİ KAMUSAL
MEKANLARIN VE CEPHELERİN DÜZENLENMESİ” Projesi kapsamında gabari olarak
silueti bozan yüksek yapıların mevcut imar planında belirlenmiş olan koşullara
uygun olarak yenilenmesi, cephe kaplamalarının yenilenmesi ve cephelerde
yapının doğal uzantısı ve parçası olmayan ünitelerden temizlenmesi ve bu uğurda
da ahşap merkezli malzeme kullanılması hedeflenmiştir kapaca… Detayda ise; Proje
bağlamında temel olarak 2 yapı önerilmekte olup birincisi, “Otogar Marina
aksında Marina Meydanında yeşil çatılı zemin altında kapalı otopark planlanırken,
zemin üzerinde meydanla bütünleşecek ticari kullanım amaçlı”, ikincisi de; “kent
meydanında kente dışarıdan gelecek olan ziyaretçiler için bir bilgilendirme ve
hizmet yapısı olarak kurgulanmış Info-Exchange binasıdır”. Ancak İnfo-Exchange
binası bir tarafı ile Kale diğer tarafı ile de Atatürk anıtının algılanmasına
engel olmaması için geriye çekilmesi planlanmaktadır. Siluet Projesinin en can
alıcı öngörüsü ise; siluetin uzun mesafeli ve fazla binayı kapsıyor olması
nedeni ile, bina düzenlemeleri, ekonomik olması düşünülerek binaların fasadına
ikinci bir cidar planlanacak ve eklemlenecek ve hatta malzeme metal taşıyıcı
konstrüksiyon doğal ahşap olacak… Bahçe duvarları bile kaldırılacak, antenler,
klimalar görüntü kirliliği yaratılmaması adına kaldırılacak, doğal doku ile
uyumsuz PVC malzemelerden doğramalar kaldırılacak, Kamu binalarında krem, özel binalarda
bej ve beyaz renkler kullanılacaktır, vs vs…
Bakılınca
maşallah dedirten yaklaşımlar, bakmayın size benim özetlediğime, daha ne detaylar
var ne detaylar… Yahu bunlar bir gerçekleşmiş olsa Çeşme harika bir siluet
verecek Çeşme Körfeze denizden gireceklere… Hay Allah…
Projeyi
duyunca dönemin şehremenisi beyefendi ile konuşuyoruz, daha doğrusu soruyoruz, muhterem
cevaplıyor;
-
Sahili merkez alan bir proje çalışması başlamış
“siluet düzenlemesi” adı altında, hayırlara vesile olsun, ne diyorsunuz?
-
Sahil düzenlenecek, “Yerel yönetim, Meslek
Odaları ve Üniversite iş birliğinde geleceğe bir iz bırakmak amacıyla ortak akıl
ile hayata geçirilecek” bir projedir. Harika işler yapacağız.
-
Peki bu düzenlemede “gabari” konusunu delen
binaların fazla katları kamulaştırılıp yıkılacak mı?
-
Onun kolay olduğumu zannediyorsunuz?
-
Hayır, ama bu olmayacaksa bu projeden ve uygulamalarından
bir sonuç elde edemezsiniz, beyhude bir çalışma olur ayrıca proje
ortaklarınızın bir kısmı çok ta uygun ortak gibi görünmüyor.
-
Saçmalamayın, bildiğiniz bir şey yok, sadece konuşuyorsunuz.
-
Peki başkan hep birlikte görürüz sonuçlarını,
umarım bizi yanıltırsınız.
-
Haydi hoşçakalın…
-
Güle güle başarılar.
Derken;
ne görelim, hiç düşünmediğimiz, İzmir Ticaret Odası Başkanı ile İzmir Ekonomi
Üniversitesinin Mütevelli Heyetinin Başkanının aynı kişi olması ve Tekke
Plajının arkasında ağaç kesimleri ve inşaat çalışmaları başlamış…
Yolda
rast geldiğimiz Meclis Üyesi bir başka muhtereme soruyoruz
-
Sn Vekil’im Tekke Plajında ağaçlar kesiliyor,
galiba emsali de bir hayli yüksek inşaatlar da başlayacakmış.
-
Ya evet, adam, Bakanlık’tan işi çözmüş, tüm
izinlerini Ankara’dan halletmiş.
-
Emin misin, Ankara’dan çözüldüğüne.
-
Evet.
Bu
diyaloğun sonrasında; Şehremeni ile karşılaştığımızda, Siluet Projesinin nasıl
ilk sonuçlar verdiğini soralım dedik;
-
Başkanım, sizin Proje galiba takdiminde hiç
olmayan bir sonuç verdi, Tekke Plajı elden gidiyor.
-
Adamın hakkı, kullanmak istedi, biz de verdik.
Senin de yerin varsa gel sana da verelim.
-
Hayırlısı olsun, ama yapılanlar bir tarih,
kültürel değer ve doğa katliamı ve asla unutulmayacak ve asla telafisi olmayacak.
-
Bildiğiniz bir şey yok, sadece konuşuyorsunuz.
Konuşma
Şehremeninin dama yapması ile nihayetlendi. Dama Tekke Plajı ve tepesi
verilerek alınmış galiba. Ama Şehremeni herkesi, “bir şey bilmiyorsunuz” diye
suçluyor, zannedersiniz ki, kendisi her bir şeyi biliyor. Aslında zaten tüm
iktidarı boyunca yaptıklarına bakınca kendisinin de bildiği yanıldığına
yetmemiş, her şey ayan beyan ortada…Allahtan bu muhteremin gudubet “Fener Burnu
Açık Deniz Balıkçı Barınağı” destekçisi olması da Merkezi İktidarın hamlesi ile
sonuçsuz kaldı da bizleri aptal olmakla itham edişi de askıda kaldı… Tekke katliamının sonuçları ile ilgili diğer söylentiler
de bu yazının konusu olamaz, şüphesiz… Duyanlar, duyduklarını araştırabilirler…
Ona karışamam tabii ki…
Zamanın
behri dedik ama 2012 yılının ilk ayları idi zaman… Sonuçta; elde kalan 2 somut şey, bir Karakori Dağına
açılan abuk subuk yolun beton istinat duvarının yeşile boyanmış ve iki Tekke
Plajının üstünün binaya boğulmuş gark olmuş hali ve de Çeşme Merkez Sahili
Kamusal Mekanların ve Cephelerin Düzenlenmesi Ulusal Fikir Projesi Yarışması
sonuçları… Tepe tepe övünebilir kendisi, yaratılmasındaki başat rolü ile… Sonra
biliyorum diye övün, hay Allah…
Efendim adamın hakkı imiş
savunmaları da tam bir gudubet durum oluşturuyor, nerede Orman, nerede 100 mt
kıyı kenar çizgisi uygulaması kimin umuruna… Kamulaştırılarak korumak kimin
umurunda… Kentin karakter mekanları yok olmuş kimin umuruna…