90
lı yılların başı Adana'da çalışıyoruz, proje bir Hollandalı, Bir Almanyalı ve
bir de Türkiyeli 3 firmadan oluşan konsorsiyum tarafından yürütülmekte, projenin
genel yönetimi ise Hollandalı firma tarafından yapılmakta ve bu uğurda da yönetimi
gerçekleştirmek için projede Hollandalı mühendisler de görev yapmaktaydılar.
Proje uygulaması da benim çalıştığım yerli şirket STFA tarafından yapılmakta
idi...
Bir
gün kapı çalındı, içeriye bizim sekreterlerden birisi ile Hollandalı bir
mühendis geldiler, hal hatır vs gibi rutin muhabbet sonrasında, mühendis
muhteremin gönlü sekretere, sekreterinki de mühendise düşmüş ve evlenmeye karar
vermişler, bizde bu gözle etrafa bakmadığımızdan en son babalar duyar misali gelişmeleri
en son duymuş olduk. Kendilerinin kararına bizim bir şey deme konusunda bir
haddimizin olmadığı bir tarafa, onlarında bilgilendirme dışında bir amaçları
yoktu. Biz tam hayırlı uğurlu olsun, mutluluklar diler iken, tekrar kapı
çalındı ve içeriye bizim teknik ekipten bir Mühendis girdi ve destursuz oturdu.
Mezkur mühendis arkadaşın istihdamında bir dahlim olmadığı için, adamın dünya
görüşüne ancak destursuz dahil olduğu muhabbet esnasında vakıf olabildim ve
maalesef muhterem kesif bir yobaz ve tarikatçı imiş. Destursuz oturdu dedim ya,
otursa sadece, konuya da balıklama daldı; yok efendim, bir Müslüman bir başka
dinden birisi ile evlenirse, diğer dinden olan kişi behemehal Müslüman olurmuş,
başka dinden olan erkek ise eğer, Müslüman olması da yetmiyormuş, "sünnet"te olmalıymış, imam
nikahı yapmaları gerekirmiş, Müslümanlık hak diniymiş son dinmiş, Hıristiyanlık
banalmış, batılmış, şöyle bir yaşam planlamaları gerekirmiş, böyle bir ortam da
yaşamaları gerekirmiş, vs vs... Anlatılanlardan dinleyenler sıkılmış,
anlatılanlar eften püftenmiş, yapılması gerektiğini istediği şeyler kişisel
seçimmiş, bu kadar detaylı anlatmak için zemin uygun değilmiş, başkaları
kendisi gibi düşünmüyor olabilirmiş, ne keder, ne tasa, ne gam, muhteremin
derdi değil, hele kendisine de kimse ilişmeyince, freni de tutmayınca, anlattı
da anlattı... En sonunda; gelin adayı sekreter kızımız; size ne oluyor da, siz
kim oluyorsunuz da bunları söyleme hakkı ve yetkisi görüyorsunuz kendiniz de
diye çıkıştı, sıkışınca, muhterem daha da ısrarlı ve üst perdeden anlatmaya
başlayacaktı ki, damat adayı mühendis; "bana ne Müslümanlıktan, bana ne
Hıristiyanlıktan, umurumda değil ne benim kendi dinim ne de senin dinin, ben
seviyorum ve de evleneceğim, sana da konuşmak düşmez, kes" dedi, ilk ciddi
tepki karşısında biraz da olsa kendine geldi ama; adam durur mu... Neyse artık
müdahale ettim, ne için geldi ise, gereğini yapmasını istedim, konu kapandı...
O
günlerde, çokta aptalca gelen bu davranış, bu kibirli öğretmen tavrı, inancın
tek taraflı okumaya ve üflemeye dayalı olması hali, insanları sinir ederken,
kim bilebilirdi ki, bugün topluma dayatılan bir yaşam biçimi haline gelsin... Şimdi
her gazete köşe başında, her TV kanalında bir sürü ne idüğü belirsiz hayta,
softa, güne hiçte uygun düşmeyen, saralı beyin ifrazatlarını topluma hiç
bilinmedik toplum nizamı diye kakalamanın peşinde, peşinde diyorsam da sakın
ola ki gerçekten inandıklarını düşünmeyin, samanın altından giden suya türban
giydirme peşinde olanların goygoyculuğudur tüm bu olanlar. Topluma, sanki
bugüne kadar mağaralarda yaşayan taş devri insanı muamelesi yaparak, yeni
nizamı anlatmaya çalışıyorlar, el insaf be, bırakmıyorlar insanları kendi özel
hayatlarını kafalarına göre yaşasınlar, laaaa bi bırakın da insanlar kafalarına
göre yaşasınlar...
Yeni
nizam dedikleri de; yaklaşık okulda, yurtta, kursta ya da cezaevinde yaklaşık
1.000.000 çocuk tacizinden söz edilir, 5.000 e yakın çocuk okul yerine cezaevlerinde,
yaklaşık 1.000.000 çocuk işçi, iş kazalarında ölen yaklaşık 300 çocuk işçi, yaklaşık
2.500.000 evsiz barksız sokaklarda yaşayan çocuk, çocuk pornosunda dünya
sıralamasında 2. sıra ve her gün nerdeyse 5 kadının öldürülmesi olsa gerek, aha
da bu da bize kapak olsun... Çalışan kadın fuhuş hazırlığı yapıyor, kadınlar
dövülebilir, kadınlar aç kalmış kocaları tarafından yenilebilir, 7 yaşında kız
çocukları evlenebilir, nişanlı gençler el ele dolaşamaz haramdır, cinsel ilişki
sırasında şeyhinizi düşünün, oruç tutmak cinselliği arttırır, kayınvalideyi
öperken cinselliğe kapılmayın, 7 yaşındaki kız ile babanın nikahı dine aykırı
değil, annenizin diz kapağının üstü tahrik unsurudur, cinler ile cinsel
ilişkiyi düşünebilen, bir noktaya gelmek... Sanki lut kavmine dönüştük, her
taraftan ahlaksızlık ya da teklifi patlıyor, Allah selamet versin...
İyi
güzel de, be birader; bu ülkeyi nerdeyse son 70 yıldır siz yönetiyorsunuz,
nesinden memnun değilseniz, değiştirdiniz, hala daha değiştirmekten söz
ediyorsunuz, değiştire değiştire, canım Yurdum, oldu size, çocuk işçi cenneti, çocuk
gelin cenneti, kadınlara şiddet uygulama cenneti, ucuz işçi cenneti, sokakta
yaşayanların cenneti, tinerci çocukların cenneti, evsiz barksız insanların
cenneti, vakıflar cenneti, badeleme cenneti, kayırmaların cenneti, yalanın
dolanın cenneti, vs vs... Gelinen nokta da tam da beklenen nokta; bravo, kadın
eli sıkılırsa abdest bozulur diyen gavatların badelemenin bir keresinde hıyr
vardır demesine, evrildi... Adalet yok, bilim yok, hukuk yok, eşitlik yok, sevgi
yok, saygı yok, hülasa insanlık yok, savaş var, badeleme var, cinayet var,
ırkçılık var, dincilik var, çocuk istismarı var, kadın istismarı var... Yahu
Allahaşkına bi bırakın artık, bir şeyi değiştirmeyin...